Merhaba, forumda yeniyim, forum içi/dışı gerekli araştırmayı yaptım ancak kafama takılan birkaç husus var. Biraz uzun oldu ama benim için önemli.
Youtube'da yayınlamak üzere önce bir belgesel film, ardından da dizi çekmeyi düşünüyorum. Daha doğrusu asıl yapmak istediğim dizi ancak direkt dizi ile başlamak zor olacağından bu yaz film, önümüzdeki yaz ise dizi çekmeye karar verdim.
İstanbul'da yaşıyorum. Projeyi bir arkadaşla beraber yapmaya karar verdik. Gerekirse ekibe 1-2 kişi daha alabiliriz. İstanbul içinde yer alan tarihi cami, kilise, park, han, çarşı vb mekanları konu edinen bir çalışma olacak. Tabi ki film ve dizi konsepti farklı olacak.
Film yaklaşık 5-10 dk olacak. Dizinin her bölümü farklı mekanları anlatacak ve 15 dk olacak. Amatör malzemeler var. 2 adet tripod, 2 adet kompakt makine (HD), 1 adet el kamerası (Full HD) bulunuyor. Birde yanımızda laptop olacak. Mimari ve tarihi konularda gerekli bilgim ve elimde kaynak olduğundan bilgi açısından sıkıntı çıkmaz. Dizi çekimini seneye yaz tatilinde yapmayı planlıyorum, yaz boyu çekip kışın youtubeda haftalık yayınlamak gibi bir amacım var. Belli mi olur, belki o zamana kadar DSLR alırım.
Sorularıma gelince;
1: Hangi birimlerden izin almak gerekiyor? Sadece valilik ya da Kültür Bakanlığı yeterli mi? Yoksa camiler için müftülük, diyanet vs, belediye gibi yerler de gerekir mi? Yoksa küçük mekanlarda cami imamı, kilise papazı vs yeterli olur mu? Her mekan için ayrı izin mi gerekir yoksa İstanbul geneli genel bir izin yeterli verirler mi?
2: Amatör bir çalışma olacak, bizde acemiyiz zaten. Daha önce 1-2 küçük deneyimim oldu ancak "küçük". Işık için mekanın aydınlatmasını kullanmak zorundayız. Önerileriniz neler?
3: Mikrafon gerekecek. Ancak fazla sermayemiz yok. Yaka mikrafonu alıp telefona bağlama imkanımız var mı? Kalitede sorun çıkar mı? Düşük sermayeli önerilerinizi bekliyorum.
4: Mekan içi turistler olmasına rağmen nasıl daha rahat çekim yapabiliriz?
5: Mekan dışı güneş vb etkiler, kalabalık vs konusunda önerileriniz neler?
6: Telifsiz, hatta mümkünse bize özel müzik lazım. Bu sorunu nasıl halledebiliriz?
7: Haftada 2-3 olacak çekimler. Yol ve yemek masrafları düşünülünce biraz maliyet ortaya çıkıyor. Bu nedenle bir sponsor ayarlayabilirsek hem maliyet düşer, hem de belki mikrafon vs gibi ürünlere daha fazla bütçe ayırabiliriz. Böyle basit bir proje için sponsor bulmak kolay değil, ancak belki bir fikir verirsiniz diye yazdım. Sponsor olmasa da kendi cebimizden ödeyerek bu projeyi yapacağız İnşaallah.
8: Kurgu konusunda da önerileri bekliyorum. Adobe Premier Pro kullanıyorum.
9: Bunların dışında önerebileceğiniz her türlü fikre açığız. Şimdiden teşekkür ederim.
Belgesel çekicem dizi çekicem film çekicem 🙂
Cekemezsin kardeş çektiğin şeyler anca video olur .
Bir kere bu söylediklerinden hepsi ayrı ayrı uzmanlık isteyen konular .
Sen hem film hem dizi hem belgesel çeken yönetmen gördün mü ?
Tek bir dalda odaklan onu çek hepsini istemek olmaz .
Belgesel ;kendi içinde anlatım dili olan birşeydir. izleyicisi farklıdır senaryosu farklıdır kurgusu farklıdır ekipmanı farklıdır .
Dizi ; bambaşka ve en zorudur. Çünkü enaz 10 bölüm hikayen olacak bir senaryo akışın olacak. Sonra onu 10 a bölüp her bölümde giriş gelişme ve son yazacaksin ki izleyen bir sonraki bölümü izlemek istesin. oyuncuların hem genel hikayeyi bilecek hem bölüm içi hikayeleri bilecek, karakterin 5 bölüm sonra neye donusecegini bilecek ki ona göre oynayacak. Ekibin her bolumde ayni renk uyumunu ayni ses uyumunu ayni cekim tekniklerini kurguyu tutturacak ki önemlisi sen bütün herseyi bilip bölüm bölüm çekeceksin .
Film , bunlardan tamamen bağımsız ama bi okadar bağlantılı nispeten daha kolay .
Kısacası kardeşim; hepsini isteme bir dalda uzmanlaş gerisi teferruat .
Belgesel çekicem dizi çekicem film çekicem 🙂
Cekemezsin kardeş çektiğin şeyler anca video olur .
Bir kere bu söylediklerinden hepsi ayrı ayrı uzmanlık isteyen konular .
Sanırım ne demek istediğimi tam anlamadınız ya da ben anlatamadım. 3 farklı değil 2 farklı proje var. Ikisi de belgesel tarzında olacak.
1: Film. 5-10 dk uzunluğunda belgesel tarzında, yani gerçek ve kaynaklı bilgiler içeren, tarihi mekanlarda geçen bir eser olacak. Herhangi bir kurgu yok, eserler hakkında gerekli araştırma yapılacak, herhangi bir oyuncu yok, sadece 1 kişi sunum yapacak, belki bir kişi de dış ses.
2: Dizi. Her bölüm farklı bir tarihi mekan anlatılacak. Yine gerekli araştırmalar yapılacak eserle alakalı. Yine kurgu ve oyuncu yok, belgesel türünde bilgi vermeye dayalı olacak. Yaz boyunca çekeceğiz, kış boyunca her hafta 1 bölüm yayınlayacağız. Her bölüm bağımsız olacak yani.
Bu hususlar göz önüne alınarak yeniden yorumlamanızı bekliyorum. Yukarıdaki 9 maddede yardımcı olunursa, benim kafamdaki soru işaretleri giderse ben bu yaz gerekli çalışmalara başlayacağım, aklımdaki proje olursa çok güzel ve bilgi verici olacak. Olmazsa da en azından dememiş oluruz.
Belgesel çekicem dizi çekicem film çekicem 🙂
Cekemezsin kardeş çektiğin şeyler anca video olur .
Bir kere bu söylediklerinden hepsi ayrı ayrı uzmanlık isteyen konular .
Sen hem film hem dizi hem belgesel çeken yönetmen gördün mü ?
Tek bir dalda odaklan onu çek hepsini istemek olmaz .
Belgesel ;kendi içinde anlatım dili olan birşeydir. izleyicisi farklıdır senaryosu farklıdır kurgusu farklıdır ekipmanı farklıdır .
Dizi ; bambaşka ve en zorudur. Çünkü enaz 10 bölüm hikayen olacak bir senaryo akışın olacak. Sonra onu 10 a bölüp her bölümde giriş gelişme ve son yazacaksin ki izleyen bir sonraki bölümü izlemek istesin. oyuncuların hem genel hikayeyi bilecek hem bölüm içi hikayeleri bilecek, karakterin 5 bölüm sonra neye donusecegini bilecek ki ona göre oynayacak. Ekibin her bolumde ayni renk uyumunu ayni ses uyumunu ayni cekim tekniklerini kurguyu tutturacak ki önemlisi sen bütün herseyi bilip bölüm bölüm çekeceksin .
Film , bunlardan tamamen bağımsız ama bi okadar bağlantılı nispeten daha kolay .
Kısacası kardeşim; hepsini isteme bir dalda uzmanlaş gerisi teferruat .
pardon ama bir insana "yapamazsın" deme küstahlığını hangi hakla kendinizde buluyorsunuz?
Dnd'nin "çekemezsin, yapamazsın"ları benim de dikkatimi çekiyor. Varsa nasihatimiz verelim, musibeti kendisine bırakalım. Belki soru soran arkadaşın tek eksiği dediği gibi biraz teknik, biraz bürokrasidir. Sorular karşılığını bulsun ki başlığa girilen mesajın sonradan okuyanlara bir faydası olsun.
1: Hangi birimlerden izin almak gerekiyor? Sadece valilik ya da Kültür Bakanlığı yeterli mi? Yoksa camiler için müftülük, diyanet vs, belediye gibi yerler de gerekir mi? Yoksa küçük mekanlarda cami imamı, kilise papazı vs yeterli olur mu? Her mekan için ayrı izin mi gerekir yoksa İstanbul geneli genel bir izin yeterli verirler mi?
1. Çekim izni her türlü şart. İstanbul'daysanız valiliğin yukarısında Bab-ı Ali Caddesi'ndeki il şubeden bir dilekçe ve nufüs cüzdanı fotokopisiyle başvurunuzu yapın. Bir hafta içinde izin belgesini verirler, dilekçe örneği bakanlığın internet sitesinde mevcut. Özel izne ihtiyaç duyan her türlü mekan için bağlı olan kurumdan ayrıca izin almanız gerek. Camiler için Diyanet İşleri Bakanığı mesela.
2: Amatör bir çalışma olacak, bizde acemiyiz zaten. Daha önce 1-2 küçük deneyimim oldu ancak "küçük". Işık için mekanın aydınlatmasını kullanmak zorundayız. Önerileriniz neler?
2. Dslr kullanın. Işık yetimi tatmin eder.
3: Mikrafon gerekecek. Ancak fazla sermayemiz yok. Yaka mikrafonu alıp telefona bağlama imkanımız var mı? Kalitede sorun çıkar mı? Düşük sermayeli önerilerinizi bekliyorum.
3. Mikrafon değil mikrofon, Sirkeci'de Kastelli Han'da Fot Cam var, Boya ürünleri var, uygun fiyatlı, ilgililer de, sorduğunuz zaman yardımcı olurlar.
4: Mekan içi turistler olmasına rağmen nasıl daha rahat çekim yapabiliriz?
4. Boş çekmek zorunda mısınız? Hayat belirtisi olsa daha iyi olmaz mı?
5: Mekan dışı güneş vb etkiler, kalabalık vs konusunda önerileriniz neler?
5. Pozlama öğrenin, kamera konumlandırma konusunda denemeler yapın, örnekleri inceleyin.
6: Telifsiz, hatta mümkünse bize özel müzik lazım. Bu sorunu nasıl halledebiliriz?
6. Youtube'da free music diye aratın.
7: Haftada 2-3 olacak çekimler. Yol ve yemek masrafları düşünülünce biraz maliyet ortaya çıkıyor. Bu nedenle bir sponsor ayarlayabilirsek hem maliyet düşer, hem de belki mikrafon vs gibi ürünlere daha fazla bütçe ayırabiliriz. Böyle basit bir proje için sponsor bulmak kolay değil, ancak belki bir fikir verirsiniz diye yazdım. Sponsor olmasa da kendi cebimizden ödeyerek bu projeyi yapacağız İnşaallah.
7. Bulacağınız sponsorun vereceği parayı vergiden düşebilmesi için T.C.K.B.'den sponsor teşvik başvurusu yapın. İstenen belgeler bakanlığın sitesinde.
8: Kurgu konusunda da önerileri bekliyorum. Adobe Premier Pro kullanıyorum.
8. Yeterli. Yeterli görmüyorsanız kendinizi, tutorialler izleyin, kurcalayın.
9: Bunların dışında önerebileceğiniz her türlü fikre açığız. Şimdiden teşekkür ederim.
9. Rica ederiz.
Çok güzel açıklanmış üstteki yorumda.
Sekko ve Bağımsız ikinize de ayrı ayrı teşekkür ederim.
Dnd benim normal, oyunculu, senaryosu olan, kurgu tarzında bir dizi çekeceğimi düşünmüş olmalı. O konuyu da açıkladım, açiklamamdan sonra ki dusuncesini merak ediyorum, daha yapıcı yorum yapacağını tahmin ediyorum.
Bağımsız, tekrardan teşekkür ederim. Normalde Türkçe'ye dikkat ederim lakin mikrofon yazımını bilmiyormuşum demek ki 🙂
Mekanın boş olmasına gerek yok, turistler çekime engel olur mu, olursa bunu engellemenin kolay yolu nedir, asıl merak ettiğim konu bu.
Diğer yazdığın cevaplar aklıma yattı, ancak başka kişilerin başka önerisi varsa duymak isterim tabi ki.
6: Telifsiz, hatta mümkünse bize özel müzik lazım. Bu sorunu nasıl halledebiliriz?
Telifsiz müzikle ücretsiz müzik farklı şeyler. Siz ücretsiz demek istediniz diye varsayıyorum. Normalde her müziğin telifi olur ancak anonim olan, yani kime ait olduğu bilinmeyenler ve ölümünün üzerinden 70 yıl geçmiş kişilerin eserlerine telif ücreti ödenmez.
Ücretsiz müzikleri bulmak için "copyright free" diye arama yapabilirsiniz. Site olarak http://incompetech.com/music/ tavsiye edebilirim. Parçaların 128 kbps .mp3 versiyonları ücretsizdir. Benim sitede de bazı parçaların .wav versiyonları ücretsiz ama henüz çok fazla çeşidim yok. Hem orijinal olsun, hem de ücretsiz olsun derseniz biraz zor fakat Müzik ve ses miksajı forumuna bir bakın. İlanlarında iletişim bilgisi verenlere sorabilirsiniz.
Ek olarak, belki ayrı başlıkta tartışsak daha iyi ama demir de tavında dövülür. Ben "yapamazsın, edemezsin" tavrındaki yanıtların dolaylı yoldan da olsa faydası olduğunu düşünüyorum. Kişiden kişiye değişebilse de, yer yer ezici derecedeki eleştiriler de kişiyi geliştirip "kamçı"layabilir. Evet can yakabilir, civardan görenler de duygusuz ve zalimce diye yorumlayabilirler. Kamçıyı vuran da, O'nu eleştiren de haklı diyorum ben.
Spidervis, teşekkür ederim. Evet ücretsiz, ancak müzik konusunda daha çok bana özel olması daha tercih edilesi.
Ayrıca evet, yapamazsınlar kamçılayıcıdırlar, Dnd'ye de hak veriyorum, dediği gibi 3 proje birden yapmak şuan için mümkün değil, zaten olayın içinde bir yanlış anlama ya da anlatma olduğu aşikâr. Haklı tüm eleştiriler de yapıcıdır bence. Ne sertlikte olursa olsun.
Bu arada Theo'nun Ruhu, evet gayet güzel açıklanmış.
Belgesel çekicem dizi çekicem film çekicem 🙂
Cekemezsin kardeş çektiğin şeyler anca video olur .
Bir kere bu söylediklerinden hepsi ayrı ayrı uzmanlık isteyen konular .
Sen hem film hem dizi hem belgesel çeken yönetmen gördün mü ?
Tek bir dalda odaklan onu çek hepsini istemek olmaz .
Belgesel ;kendi içinde anlatım dili olan birşeydir. izleyicisi farklıdır senaryosu farklıdır kurgusu farklıdır ekipmanı farklıdır .
Dizi ; bambaşka ve en zorudur. Çünkü enaz 10 bölüm hikayen olacak bir senaryo akışın olacak. Sonra onu 10 a bölüp her bölümde giriş gelişme ve son yazacaksin ki izleyen bir sonraki bölümü izlemek istesin. oyuncuların hem genel hikayeyi bilecek hem bölüm içi hikayeleri bilecek, karakterin 5 bölüm sonra neye donusecegini bilecek ki ona göre oynayacak. Ekibin her bolumde ayni renk uyumunu ayni ses uyumunu ayni cekim tekniklerini kurguyu tutturacak ki önemlisi sen bütün herseyi bilip bölüm bölüm çekeceksin .
Film , bunlardan tamamen bağımsız ama bi okadar bağlantılı nispeten daha kolay .
Kısacası kardeşim; hepsini isteme bir dalda uzmanlaş gerisi teferruat .
pardon ama bir insana "yapamazsın" deme küstahlığını hangi hakla kendinizde buluyorsunuz?
Sekko yazdığımı tekrar okursan , yapamazsın edemezsin demedigimi belki anlarsın .
Zaten sonuna koyduğum smiley de dediğim şeyin ''YAPILMASI ZOR '' anlamına geldigini gösteriyor .
Kardeşim diye hitap ettiğim ve hiç tanımadığım birine "sen yapamazsın " diye terbiyesizlik yapacak karakterde değilim . Aramızda bir yanlış anlama olmuş mesajı yazan kişi bile bunu anlamış ,benim söylediğim birinin hem dizi hem film hemde belgesel cekmesinin zor olduğu ve dünyada yapaninda pek olmadığı.
Gelelim senin yaptığın ve yazdığın kustahliga.
Geçen theo'nun ruhu da böyle bir çıkış yapmıştı konu kilit olduğundan fikrimi soyleyememistim.
Bu tarz "duyarlilik kasmak" eminim psikolojik olarak iyi geliyordur fakat millete saygı isterken, küstah mustah demek nasıl bir psikoloji?
Buraya birisi filmini koyup "yorumunuzu bekliyorum" diyorsa isteyen istediği gibi yorumlar. Yerden yerede vurabilir , bir şeyi kamuya aciyorsan her yorumu göze almak zorundasın, yoksa sadece yapıcı eleştiri istiyorum diyorsan , kendi aile arkadaş çevrene izlet garanti olsun .
Bence forum dediğimiz şeyin amacida budur zaten , birisi birsey soruyor birsey danisiyorsa herkes fikrini söyler soruyu soran kişide kimden ne almak istiyorsa alır .
Kimse buraya küstah diye hakaret görmeye girmiyor. Kimseninde başkasının üzerinden duyarlılık mastürbasyonu yapmasına gerek yok .
Yanlış anlaşılma olduğu her iki tarafça da kabul edildiğine göre, uzatmaya gerek yok bence. Zaten bir üstte de söyledim, eğer 3 projeyi birden ayrı ayrı yapacak olsam bunun yapımı gerçekten zor olur. Ancak bu konuya açıklık getirdiğime göre, asıl yoğunlaşılması gerekilen konu sormuş olduğum soruların cevaplanması olur diye düşünüyorum.
(Bağımsız zaten açıklamış, ancak farklı fikirleri de duymak isterim tabi ki)
Muhabbet uzamasın istiyorum ama madem ismim geçti, cevap vereyim. O kilitlenen konuda yazdıklarımı okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Yapıcı eleştiriyle yerden yere vurma, aşağılama arasında fark var. Filmini koyan biri, yorum istiyor, fikirlerinizden faydalanmak istiyorum diyor. O konudaki yorumlar hangi sınıfa giriyor? Yorum diyorsanız, konuşmaya gerek bile yok. Ben duyar kasıp kendimi tatmin etme isteğinde değilim, buna ihtiyaç da duymuyorum. Bunu açıklamak bile can sıkıcı. Ortada bir emek var, üstüne filmini paylaşan kişi, gayet düzgün bir şekilde kendini ifade ediyor. Biri dalga geçiyor, biri aşağılıyor. Tepki gösteren de duyar kasıyor öyle mi? Yöneticilerden "KEzzAP" bana gönderdiği mesajı, o kilitlenen konuda paylaşmıştı. Ben de konu tekrar açılmışken yazdığım cevabı paylaşayım.
"Evet, bahsettiğiniz kelimeleri kullanmamam gerektiği konusunda hemfikiriz. Bunu bahane olarak söylemiyorum ama sürekli aynı tavırları görmek, bu tarz kelimeleri kullanmama sebebiyet verdi. Hoşçakalın."
Muhabbet uzamasın istiyorum ama madem ismim geçti, cevap vereyim. O kilitlenen konuda yazdıklarımı okursan ne demek istediğimi daha iyi anlarsın. Yapıcı eleşriyle yerden yere vurma, aşağılama arasında fark var. Filmini koyan biri, yorum istiyor, fikirlerinizden faydalanmak istiyorum diyor. O konudakiler hangi sınıfa giriyor? Yorum diyorsanız konuşmaya gerek bile yok. Ben duyar kasıp kendimi tatmin etme isteğinde değilim. Ortada bir emek var, üstune filmini paylaşan gayet düzgun bir şekilde kendini ifade ediyor. Biri dalga geçiyor, biri aşağılıyor. Tepki gösteren de duyar kasıyor öyle mi? Yöneticilerden "kezzap" bana gönderdiği mesaji, o kilitlenen konuda paylaşmıştı. Ben de konu tekrar açılmışken yazdığım cevabı paylaşayım.
"Evet, bahsettiğiniz kelimeleri kullanmamam gerektiği konusunda hemfikiriz. Bunu bahane olarak söylemiyorum ama sürekli aynı tavırları görmek, bu tarz kelimeleri kullanmama sebebiyet verdi. Hoşçakalın."
Theo sorun duyarlı olmak değil duyarlılık yaparken kurulan cümleler kırıcı olunca başkasının yaptığını eleştiriken kendin aynı şeyi yapmış oluyorsun .
Şimdi elini vicdanına koy söyle benim yazdigimin neresi küstahça ? Ama duyarlı olucam diye bana küstah diyebiliyorlar işte bahsettigim bu .
Tabiki kimse kimseye hakaret edemez ama kimse; kimseye hakaret edemez
Theo sorun duyarlı olmak değil duyarlılık yaparken kurulan cümleler kırıcı olunca başkasının yaptığını eleştiriken kendin aynı şeyi yapmış oluyorsun .
Söylediklerinize sonuna kadar katılıyorum. Ki bunu, alıntıladığınız cevabımda, yönetici arkadaşa gönderdiğim özel mesajı paylaşarak belirttim zaten. Yine söyleyeyim. Her ne olursa olsun, yapılan yanlışa tepki gösterirken kırıcı, aşağılayıcı kelimeler kullanmamak gerektiğini düşünüyorum. Bunun bahanesi olamaz, ne olursa olsun kendimi kontrol edebilmem gerekirdi. Aynı şey, size küstah diyen üye için de geçerli. Tüm foruma söylüyorum: kusura bakmayın,
Şimdi elini vicdanına koy söyle benim yazdigimin neresi küstahça ? Ama duyarlı olucam diye bana küstah diyebiliyorlar işte bahsettigim bu .
Tabiki kimse kimseye hakaret edemez ama kimse; kimseye hakaret edemez
Sizin yazdıklarınızla ilgili fikrimi soruyorsunuz, çok samimi bir şekilde söyleyeyim. Sorun aslında sizin yazdıklarınızın ötesinde. Bu konuyu forumdan bir üyeyle de uzun uzun konuştuk zamanında. Kısaca bahsedeyim. Etkileşim içinde olduğumuz bir kitle/çevre var. Bu etkileşim, karşılıklı olmak zorunda değil, tek taraflı da olabilir. Bu etkileşim fikirlerimiz, hareketlerimiz, beklentilerimiz, yaklaşımlarımız üzerinde etkili oluyor. Çoğumuzun çevresinde, insanları aşağılayan, küstah, her şeye ağız dolusu küfür savuran, bu tarz hareketlerde bulunan birçok insan var. Artık bu hareketleri dilediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Bu ülkede ne ararsanız var. Durum böyle olunca, bu bahsettiğimiz çevrenin özelliklerini taşıyıp taşımadığını bilmesek de, bu çevreden olmayan kişilere ve söylediklerine yaklaşımımız pek iyi olmayabiliyor. Bu bana karşı yapılınca çok sinirleniyorum, her birey birbirinden farklıdır diyorum, genellemelerden nefret ediyorum. Ama bunu söylememe rağmen aşmakta ben de zorlanıyorum. Cevapladığım mesajınızı okuyunca, söylediklerinizin küstahça olmadığını görüyorum, ki okuyan herkes görecektir. Ama bahsettiğim durum da var. Burada bir de sanal dünyanın ikiyüzlülüğü olaya karışıyor. Bu da, yazılanlarda art niyet aramaya daha da itiyor insanı. Bu konular çok daha uzun konuşulacak konular. Bahsettiklerim tabi ki size küstah denmesini doğrulamaz ama üstüne düşünülebilir. Bu tarz tartışmaların, özellikle sanal ortamda yaşanmaması için, niyetimiz iyi de olsa üslubumuza dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Belgesel çekicem dizi çekicem film çekicem 🙂
Cekemezsin kardeş çektiğin şeyler anca video olur .
Konuya ilk cevabınızda size küstah denmesine neden olan kısım bu sanırım. Siz aslında samimi bir şekilde, esprili bir dille, gülerek bir şey söylüyorsunuz. Ben iyi niyetinize inanıyorum. Ama bahsettiğim mevzuları düşünüp, ardından yazdıklarınızı okuyunca olay farklı noktalara gidiyor. Birisi size böyle bir cevap verse, siz de o kişinin niyetini sorgulayabilirsiniz. Yani mesele üslup. Politikacılar gibi her şeyi üsluba bağlıyorum maalesef. 🙂 . Bu alıntıladığım kısımdaki fikirlerinizi daha farklı şekilde ifade etseydiniz, karşınızdaki kişi de art niyet aramayabilirdi. Size yanlış yaptınız demiyorum kesinlikle, yanlış anlamayın lütfen. Sadece, olaya farklı bir şekilde yaklaşabilirseniz, ileride bu tarz tartışmaları en azından daha az yaşarsınız diye düşünüyorum.
Bir kere bu söylediklerinden hepsi ayrı ayrı uzmanlık isteyen konular .
Sen hem film hem dizi hem belgesel çeken yönetmen gördün mü ?
Tek bir dalda odaklan onu çek hepsini istemek olmaz .
Belgesel ;kendi içinde anlatım dili olan birşeydir. izleyicisi farklıdır senaryosu farklıdır kurgusu farklıdır ekipmanı farklıdır .
Dizi ; bambaşka ve en zorudur. Çünkü enaz 10 bölüm hikayen olacak bir senaryo akışın olacak. Sonra onu 10 a bölüp her bölümde giriş gelişme ve son yazacaksin ki izleyen bir sonraki bölümü izlemek istesin. oyuncuların hem genel hikayeyi bilecek hem bölüm içi hikayeleri bilecek, karakterin 5 bölüm sonra neye donusecegini bilecek ki ona göre oynayacak. Ekibin her bolumde ayni renk uyumunu ayni ses uyumunu ayni cekim tekniklerini kurguyu tutturacak ki önemlisi sen bütün herseyi bilip bölüm bölüm çekeceksin .
Film , bunlardan tamamen bağımsız ama bi okadar bağlantılı nispeten daha kolay .
Kısacası kardeşim; hepsini isteme bir dalda uzmanlaş gerisi teferruat .
Devamında bu yazdıklarınızla elinizden geldiğince faydalı bir yorum yapıyorsunuz zaten. Buna kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum. Siz ve diğer üyelerin cevapları sayesinde ben de birçok konuda bilgi sahibi oluyorum, farklı bakış açıları kazanıyorum.