baya kötü ve bol ödüllü bir film.
http://vimeo.com/16294491 " onclick="window.open(this.href);return false;
http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;
Zoom? yeni gelmiş dudak paysız kahveyi oyuncunun dikmesi? Klişeden beter konu? Bekind rewayynntt ... -_-* Bunlar nasıl ödül alıyor?
*our AC-130 in the air
Jeneriğe kendi fotoğrafını koymak 😕
evet zoom olayına bende takıldım.ama şevval sam olması bile elazıgda bilmemne ödülünü almamasını engelliyor:)görüntüler ve kadrajları begendim renkler ve ışıkda güzel kullanılmış..
PORTFOLIO: http://xantia.cgsociety.org/gallery/908278/" onclick="window.open(this.href);return false;
-Cannes Film Festival Ankara Cinema Association Short Turkey Stand 2010/EN İYİ ZOOM
-Berlin Film Festival Ankara Cinema Association Short Turkey Stand 2011/EN İYİ BOOM
-America Romance In a can Film Festival European Selection 2010/EN İYİ PAN
-Izmir Symrana Film Festival Finalist 2010/EN İYİ ŞAN (ŞÖHRET VS)
-Elazig Film Festival Finalist 2010/EN İYİ "HİKAYE"
-Italy Visionaria Film Festival Impressions 2010/EN İYİ DİALOG
-Bosna Hersek Sarajevo Film Festival Impressions 2010/EN İYİ YÖNETMEN FOTOĞRAFI
-Adana Golden Boll Film Festival Short Turk Selection 2010/EN İYİ FLASH FORWARD
-Izmir Datca Film Festival Impressions 2010/EN İYİ KOSTÜM
-America Boston Turkish Film Festival Finalist 2010/EN İYİ EN GÜZEL DÜŞLERE ÖDÜLÜ
-Istanbul Young Festival Impressions 2010/EN İYİ İSİM
-Konya Kisaca Film Festival Impressions 2011/EN İYİ EN İYİ
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
ahahaha 😀 koptum enjeksiyon. Gerçekten çok üzücü bu durum...
Abi zoom'dur bilmem neydir bunlar tartışmak bile o kadar saçma geliyor ki yazık günah, burada gördüğüm en kötü kısa filmlerin arasına rahatça girer. Yazık şu film eğer Cannes'da aday oluyorsa, cidden Uğur'un filmi o ödülü alırmış, eğer bu aday oluyorsa. Zoom yaptı diyelim hadi eyvallah, zoom sırasında oluşan takılmalara, aksaklıklara ne diyeceksiniz tabi aynı sorun pan hareketinde de devam etmekte. Ses kaydının adeta rezalet olması ve inanılmaz bir yankıyla yapılan kaydın arka planında tertemiz ve kısık bir şekilde devam eden şarkı ise inanılmaz oturtma kalmış. Arka plan müziği ise inanılmaz kısık ve anlamsız kalıyor yok ortam müziği ise, ortam inanılmaz derecede yankılı kaydedildiğin çakma duruyor. Ayrıca kadının gelip "Başka bir arzunuz?" demesinin ayrıca kayıt yapıldığı -hatta belki de bilgisayarın dahili hoparlörü ile windows ses kaydedicisiyle- gün gibi aşikar. Ve inanılmaz derece de oturtma duruyor. Öte yandan gördüğü ve iyi olduğunu düşündüğü kadrajları sürekli ve sürekli bir şekilde alakasız kolajlar şeklinde önümüze dizmiş. Filmin yalapşap öğrenci işinden 2 farkı var. Şevval Sam ve Ruhi Sarı. Al bu oyuncuları Uğur'un filmine koy, bu film o aday gösterildiği yerlerin tamamında kazanmazsa gel de yüzüme tükür. Ya da tabi kazanamayabilir belki de yönetmenin bir torpili olabilir. Ama kimse bana aksini söylemesin şu film şu yerlerde aday gösteriliyor veya kazanıyorsa ben bu işte bir iş ararım arkadaş. HSBC fotoğraf yarışmasını biliyoruz, 20 finalistin 10 tanesi jüri ile adaydı ama iyi ki ortaya çıkarıldı. Tabi öte taraftan Ebubekir Aydın gibiler de var. Bu herifte İngiliz bir ressamın tablolarını reprodüksiyon edip yarışmalara göndererek birincilikler kazandı kaç tane...
.
Merhaba arkadaşlar. Ben "Kafe" filminin yönetmeni tufan. eleştirilerinizin çoğunluğunda öznel olarak haklısınız. Basit ve genel bir konunun tekrar ama kendi dilimce aktarılmış hali kafe. çok eksikleri çok yanlışları olan bir film hatta. gönderdiğim festivallerden belli başarılarla gelmesi güzel bir şey ama eleştirilerinize cevap değil tabiki. zoom sıkıntısı ve belki gereksizliği bariz görünüyor. kurgudaki bazı yanlışlarda öyle. şevval sam ve ruhi sarı sevdiğim ve saydığım arkadaşlarım büyüklerim. yardımcı oldular bana. teşekkür ediyorum size. ki yeni çalışmalarda bu kadar elitist ve eksikleri olan bir film yapmamam lazım.
ayrıca adanada sinema üzerine atölye çalışmaları yapan bir oluşum kurduk http://www.atomfilm.org " onclick="window.open(this.href);return false;
ücretsiz atölyeler ve genç arkadaşlara ücretsiz kısa film çekimleri sağlamaya çalışıyoruz. maddi olarakta profesyonel olarak tanıtım ve reklam filmleri çekiyoruz. bilmiyorum bana güzel geliyor bunlar. daha çok öğrenmek için eleştirilerinize katılıyor sevgiler dilerim 😉
kısacası filmde de geçtiği gibi; "denedim, yanıldım, gene denedim, gene yanıldım, daha iyi yanıldım, ki daha iyiye gidebilmek için" 🙂
Şevval Sam galiba sarma sigara içiyor. Siyah Beyaz filminde de sarıp öyle içiyor. Evet sinema için önemli bir tespit yaptım.
.
Süpermen yönetmeni kurtarmaya gelmiş ha.
Oncelikle paylasim icin tesekkurler. Eksigiyle yanlisiyla fazlasiyla yine de guzel bir film olmus. Kliseler var mi? Evet var. Cekimlerde teknik aksakliklar var mi? Evet o da var. Kotu bir film mi? HAYIR! Simdi burada gelip hic film cekmeyen, cekemeyen insanlarin bu kadar emek verilmis, sadece kameraya goruntu kaydedilip aha da film yaptim denmemis bir calismaya bu kadar futursuzca ve bilgisizce elestiri yapmak dogrumudur, tartisilir... Burada yorum yazanlara bakiyorum ya filmleri yok ya da yaptiklari film hatira video kaydindan oteye gitmiyor. Ama sanki Hollywood tarzi cok kaliteli filmler yapiyormus gibi herseyi ben iyi bilirim tarzinda yorumlar yapmaktan kacinmamissiniz. Ne zaman yaratici ve yapici elestiri yapmayi ogrenecez bilemiyorum.
Simdi filmin eksiklikleri ortada, fazlaliklari da ayni sekilde. Ama gel gelelim bircok odul almayi basarmis, Cannes'a aday gosterilmis vs. Simdi bu odulleri verenler senin benim gibi amator insanlar degil, film uzerine calisan ve konuya hakim kisiler. Eger ki onlar bu eksikliklere ragmen odul veriyorsa, saygi duymak lazim. Hem zaten bakin odullu filmlere, her birinin ayri ayri kusuru var. Ama bu demek degildir ki kotu film onlar da.
Lutfen elestiri yaparken yapici olmaya ozen gosterelim. Kedinin cigere mumbar (mundar) dedigi gibi karalamaya calismanin manasi yok. Bu ne size birsey kazandirir ne de yonetmene. Yonetmen zaten odullerini almis ve eminim yarismalarda yapici elestirilerini de almistir. Bir dahaki filmlerinde goz onunde bulunduracaktir. Siz de elestirilerinizi yaparken bir 5sn daha dusunup oyle yapin bence.
Saygilar
Bence bakış açın çok ama çok yanlış. Dünya'daki her iyi okur, aynı zaman da iyi bir yazar mıdır? Ya da her iyi sanat eleştirmeni iyi bir sanatçı mı? Bir şeyi kodlamak ayrı bir yetenektir, o kodu çözebilmek ayrı bir yetenek. Her iyi öğrencinin, iyi bir öğretmen olamayacağı gibi bir şey yani bu. Burada yapılan tüm yorumlar bu kod çözme üzerine. Sen bir insanın kodlamasına bakarak, kod çözmede ne kadar iyi olup-olmadığını bilemezsin. "Kötü bir film mi? HAYIR" Neresi hayır sana soruyorum? Bak yönetmen de burada, tabi gerçekten iddia ettiği kişi mi orasını bilmiyorum ama o ise söylüyorum ben yine iyi bir film de değil. Senaryo vasat, hatta biraz vasatın altı, çekim bir rezalet, evet özellikle sinematografik olarak filmin başı size bir şeyler vermeye anlatmaya çalışıyor ama o sahnenin çekimi de, kurgusu da o kadar kötü ki bu sinematografik anlatımının tadını çıkarttıramıyor sana. Ayrıca benim filme bu kadar yüklenmemin nedeni de filmin kötü olması değil, kötü olmasına rağmen nasıl bu kadar yerde aday olabiliyor veya ödülü kazanabiliyor. Ben buna takıyorum. Ayrıca eleştirilerin eminim kendisi için yapıcı tarafı da vardır. Sonuçta bir tek rezalet, kötü, b*k gibi deyip geçmedi kimse. Herkes neden kötü olduğuna dair kendince nedenler belirtti, bu da zaten anlamasını bilene yapıcı bir eleştiridir.
Uzun zamandır hiçbir filme bilerek yorum yapmıyorum, çünkü ben ülke kısa filmlerini gerçekten çok başarısız bulan biriyim. Ve bu başarısızlık yorumlarıma da bila mecbur yansıyor ve kırıcı da olabiliyor. Ruhi sarı ve Şevval Sam isimlerini duyunca 2005 yapımı Umut Aral kısası Çarpışma gibi bir yapım bekliyordum açıkçası (Ruhi Sarı isminin çağrışımdan dolayıdır belki de). Ama daha film başlar başlamaz yapılan zoom out, ardından titrek pan ve yine ardından gelen zoom in bende ciddi bir şok etkisi yarattı. Çünkü bu hataları (hata çünkü izleyiciden bir olayın içinde olduğu hissini alıp yerine "bakın bu bir film, bu da bir kamera" hissini vererek onu camın arkasına iter. Ki bu bir bilinçli tercih değilse gerçekten rahatsız edicidir.) neredeyse 5 yıldır hiçbir kısada görmüyordum ve artık yok olduğunu bile düşünmeye başlamıştım. Sırf bu sebeple bile filmi izlemeye başlayan kişiden filme dair tüm alınacak zevkleri bir anda alıp götürmüş. Konuya gelirsem; çıkış noktası aslında gayet iyiydi ve bende farklı bir senaryo isteği yarattı. İsterdim ki yine klişe gitsin ama bu kadar da olmasın ve erkek karakter hayalinden uyandığında bir otobüs camından dışarıyı izlerken kamera elindeki kitapta kıza okuduğu paragrafı göstersin. Neyse, senaryo şöyle olsun, böyle olsun demek saçma zaten. Kısaca bende yarattığı algıdan bahsettim.
Kısa kesersem yine 2005-2006'lı yıllarda çekilen ve neden bu kadar ödül aldıklarını bir türlü anlayamadığımız Toz, Zilzal, Goygoy gibi filmlere zamanında yaptığımız ağır eleştirilerin şu an yersiz olduğunu fark ediyorum çünkü onlar aslında dönemine göre gayet de başarılı filmlermiş, şu an anlıyorum. Arkadaşların da dediği gibi; film bu kadar seçki ya da ödül almasaydı bu kadar eleştirilmezdi. Vasat bir film denilir ve geçilirdi. Ama ödül alması ve seçkilere girmesi, bizleri, bu kadar hata barındıran ve senaryo ve çekim konusunda çok da iç açıcı olmayan bu filme karşı ağır bir eleştiri yapmaya itiyor.
Yönetmenin (ki eğer gerçekten o ise) mütevazılığı ise gayet sevindirici. Şunu söyleyeyim ve bitireyim: hata ancak bilinçsizce yapılırsa hata olur. Bu filmdeki gibi. Ama eğer hata varsayılan bir davranış bilinçli bir şekilde yapılıyor ve arkasında duruluyorsa ona artık hata diyemeyiz. Eğer yönetmen sonraki filmlerinde de aynı şeyleri tekrarlayacaksa bunu sinematografik bir hale sokarak arkasında durmak zorunda.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...