sinemanın başlangıcı da sokaklarda insanlara onları eğlendirecek kısa kısa görüntüler izletip para kazanmaya dayanıyor okuduğum kadarıyla öyle. fotoğrafçılık da öyle başladı. kiliselerin kralların lordların sanatçılara heykel resim vs için verdiği büyük paraların hiç mi etkisi yok rönesans dönemindeki atılımlara. dostoyevski kumar oynamak için yazdığı hikayeler bir dünya klasiği oluşturmadı mı.
kendi sanatına hükmetmekle alakalı bir durum bu. ya da kendi duygularına. ya da yaptığın iş sana hükmeder ve o nasıl bir film olmak isterse öyle bir şey çıkar ortaya.
görkem in sorusuna cevap olarak söylemek istediğim ;
sanatın kendisine hükmedemeyen amatörler kendi eserlerini yaratmıyor. içlerindeki sancı nasıl çıkmak istiyorsa öyle çıkıyor. yol yöntem bilmeyenlerin sanatı icra etmeyi bilmeyenlerinse içinde patlıyor 🙂
neden gişe filmi çeken yok. bilmiyorum. o kadar susturulduk ki birşeyler anlatmaya herkesin anlattığından farklı birşeyler anlatmaya çok ihtiyacımız var herhalde.
benim kanaatim gişe tarzı skeç vs filmler şu an söylediğiniz gibi iç bunaltan düşündüren hmmm hmmm dedirten filmlerden fazla.
bir de son sözüm insanlara bir şey hissettirmek bir fikri anlatmaktan daha zor. sen anlatırsın adam anlamadı yönetmeni triplerine girersin kurtarırsın durumu ama güldürmek üzmek direk seyirciye hükmetmek işin en zor kısmı. dediğim gibi hele biz daha kendi eserimize hükmedemezken