yine diyerek bitirmiş ama abi, yani bir kinaye söz konusu gibi yazıda 😀

BMCC 4K + Kaliteli bir prime lens seti Türkiye koşullarında bile iyi bir görüntü alma aracı olarak görülmüyorken bu tartışma daha uzar gider. Millet alamadığı görselliğin hesabını ekipmana kestikçe çok uzar bu kamera bekleme muhabbeti. Kezzap lafım kesinlikle sana değil, her ortamda bu muhabbeti çok duyduğum için. Bence şu anda film çekim unsurları içinde en gelişmişi ve en ulaşılabiliri ekipman, diğerleri (Tasarım - yapım - çekim - oyun grubu) beklemekle de gelişmiyor.

Dediğin çok doğru canım. İyi bir görüntü alamama sebebi kesinlikle kamera olamaz tek başına.
Bunun bilincinde olarak sadece daha iyisini yapabilmenin teknik yollarını arıyoruz. Bu noktada da kameraya biraz pay çıkıyor.
Bu iş biraz öyle. Keyif için yapıyoruz. Bi noktadan sonra da yeni keyifler arıyoruz. 550D bize lenslerle oynama fırsatı verdi, ve çok eğlenceliydi, iyi şeyler öğrendik. Şimdi de raw dünyasını keşfetmek ve yeni şeyler öğrenmek istiyoruz.
Bütün bunları yaparken kendini sinemanın teorik alanlarında geliştirmiyorsan bunlar da hiçbir işe yaramaz. Bunu da bilmek lazım.

Kamera değiştirmeye karar vermeden önce hayatım ne güzeldi 🙂
7 D'yle mutlu mesut yaşıyorduk. Sürekli projeler üzerine yoğunlaşıyordum. Geçtiğimiz eylülde ekipmanı güncellemeye karar verdiğim gün her şey değişti. Deli gibi kamera takip ediyordum. Eylülde başlayan karmaşa mayıs ayında BMPCC'yle bitti neyse ki.
Şansıma çok da iyi bir kampanyaya denk geldim. 2200 TL'ye düşmüştü mayısta.
Ama sonra...
Çantamı hazırladım doğru Torosların yolunu tuttum. Çekim yapacağım yere geldim ve ekipmanımı hazırladım. Işık, kadraj vs her şey güzel görünüyordu ama bir türlü yoğunlaşamıyordum. Bi ara arabada BMCC 4K'yı incelerken buldum kendimi 🙂
Aslında bundan iyi bir kısa çıkabilir belki...

Söylediğim gibi, bu tatminsizlik ve ekipman fetişi yaratıcılığı öldüren en büyük etmenlerden biri. Bu nedenle hangi kamerayı alırsanız alın, onu evlat gibi kabul edin 2-3 sene için ve onunla yaşayın.

Bugün alacağınız GH4, BMPCC, A7s ya da Mark 5 iii hepsi de birbirinden farklı olmasına karşın son derece başarılı kameralar. "Bu kameralarla profesyonel sonuç elde edilebiliyorsa ben de kendi projemi gerçekleştirebilirim demek ki" diye düşünmek gerek. Yoksa Alexa da alsak onun da dertleri daha az değil. Zaten 4K raw denen aşamada artık yük çok artmakta.

Söylediğim gibi, bu tatminsizlik ve ekipman fetişi yaratıcılığı öldüren en büyük etmenlerden biri. Bu nedenle hangi kamerayı alırsanız alın, onu evlat gibi kabul edin 2-3 sene için ve onunla yaşayın.

Bugün alacağınız GH4, BMPCC, A7s ya da Mark 5 iii hepsi de birbirinden farklı olmasına karşın son derece başarılı kameralar. "Bu kameralarla profesyonel sonuç elde edilebiliyorsa ben de kendi projemi gerçekleştirebilirim demek ki" diye düşünmek gerek. Yoksa Alexa da alsak onun da dertleri daha az değil. Zaten 4K raw denen aşamada artık yük çok artmakta.

kesinlikle 🙂
kamera zaten film çekimindeki problemlerin %10 unu oluşturuyor bence 🙂 yani kamera mükemmel olsa bile geride bir sürü problem var 🙂 yüzde 10 için de bence fazla kafa yoruluyor...bu da kamerası olan film çekebilir algısı oluşturarak insanları yanıltıyor...benim 3 sene önce yaşadığım yanılgı buydu mesela...

Kamerayı beynin kullandığı dillerden biri gibi görmek lazım, nasıl kullanacağını, nasıl yorumlayacağını, neye bakacağını bilmedikten sonra beynin potansiyelini kullanamaması gibi bir şey haline dönüşür. Beyin de birden atom parçalayamıyor. Önce matematik falan lazım.
O yüzden en kötü kamera hiç kameradan daha iyidir. Bir noktadan sonra geliştirmek gerekebiliyor ama, hep dört işlem yapmak da sıkıntı, dört işlem bilmeden, quantum fiziği kitabı okumaya çalışmak da.