GH5'e geçerse dediğim gibi manuel lenslere yönelmesi gerekiyor ya da ileride kamerayı elindeki lenslerle birlikte elden çıkarması gerekecek.
Ben bu nedenle herkese gönül rahatlığıyla öneremiyorum. Bir otomatik lens takıntısı var insanlarda. Benim Samyang 12mm, 35mm var şu an elimde. İleride ihtiyaç duyarsam 85mm'sini de alacağım. Manuel lens olduğu için de, ileride istediğim kameraya geçebilirim. Lenslerimi de kullanırım. Yok otomatiği bozuldu şu oldu bu oldu korkum da yok.

Bu örneği veriyorum çünkü planlamanızı lens üzerinden yapmanız gerekiyor. Lenslerin görüntü dokularının da birbiriyle tutarlı olması vs. bunlar uzun vadede kameradan çok daha ön plana çıkacak şeyler. Benim herkese önerim lenslerini hangi kamera için olursa olsun manuel lens olarak belirlemek olacak. Ya da dediğim gibi, bir markaya güveneceksin, kendini onunla sınırlandırıp, devam edeceksin. Speedbooster'lar falan bu tarz otomatik adaptörlere benim kafam yatmıyor. Her yeni cihaz yeni bir sıkıntı demek çünkü.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası a6400'den sanırım rolling shutter ve ekstra crop yüzünden biraz amatör sonuçlar aldığımı hissettiğim için uzaklaşmak istedim. Ben ilk bu Sony'i almaya gittiğimde GH5 veya GH5-S istiyordum, fotoğrafçılıkla biraz bile uğraşan kimseye tavsiye etmiyor bu adamlar Panasonic makineleri. Ben her dakika olmasa da ara sıra 75x100 cm ebatlarına varan fotoğraf baskıları yaptığımdan, bana Panasonic'i direkt eletmişlerdi. Ben XT-4'ün ısınma sorunları olduğunu şimdi sizden öğrenmiş oldum, çok ciddi bir sorun bu benim için, öğrendiğim iyi oldu, mağazada bahsedilmedi. Listedeki makineler arasında en sıcak baktığım da XT-4'dü açıkçası, 10 bit, cropsuz, inanılmaz uygun fiyat vs...

Lens konusu zaten dediğiniz gibi çok karışık. Ben body olarak a6400'ü seçince, Sony'nin çok geniş bir lens yelpazesi olmadığını fark ettim, en azından alınabilir fiyatlarda... O yüzden ilk etapta bahsettiğim 18-135 kit lensi aldım, İnternet yorumları da iyiydi, satıcı da tavsiye etti; kısa süre sonra video ve portre çekmek için geniş açılı bir lens de almak istedim, önceden araştırıp çok tavsiye edilen Sigma 16mm f/1.4'ü aldım. Tercihlerim ne kadar doğruydu tartışılır ama, sıfırdan sistem değişimi de kolay hikaye değil haklısınız.

Gh5’in crop’u daha fazla a6400’den.
Xt-4 overheating diye araştırın, belki çözmüşlerdir.
Gh5 fotoğraf konusunda kötü değil ama bir fotoğraf kamerası değil.
Gh5s zaten değil.

Fotoğraf için nikon kullandığınızı yazmışsınız o yüzden foto kısmına hiç girmedim.
Neden GH5 onu açıklayayım.
İşim gereği sony, fuji, bm, canon, nikon, panasonic, olympus markaların hepsini uzun uzun kullanma imkanım oldu. Bm'yi ayrı tutuyorum.

Gh5'i sony A73, fuji xt3, canon 5dm4 vs'den ayıran en temel özellik size sürpriz yapmaması.
Tasarladığız sahneden ya da spontane kaydınızdan beklentiniz ne ise postta size onu sunuyor olması.

Diğer kameralarda yaşadığım en büyük sorun bu. Beyaz ayarını, pozlamayı vs ne kadar doğru yapsanız da sensöre yazılan bilgide illa ki bir sakatlık çıkıyor.
Bu kimi zaman tuhaf noiseyle, aliansla, moireyle, kimi zaman da beklenmedik ışık patlamalarıyla ortaya çıkıyor.
Gh5 dışında sadece sony A7s3'te bu durumu aşmayı başarmışlar.

Eğer video alanında iş üretiyorsanız ve peşpeşe iş çıkaracaksanız kullandığız kamera size yukarıdaki kötü sürprizleri yaşatmamalı. Çünkü post kısmına çok fazla iş yükü kalır ve bir süreden sonra kurgu/renk kısmı angaryayla dolup taşar.

Lens kısmında Kezzap'a katılıyorum. Mümkünse cine prime, mümkün değilse samyang primelere geçmek uzun vadede akıllıca olur.

İkinci kez verdiğiniz yine uzunca cevaplarınız için tekrar teşekkür ederim. XT-4’ü araştırınca ısınma sorunu olduğunu çok fazla kullanıcı belirtmiş. Panasonic’in crop’unun daha fazla olduğunun farkındayım, ancak diğer teknik üstünlükleri bu durumu telafi ediyor gibiydi benim için. Paciente’nin belirttiği o sakatlıkları mevcut makinemde yaşamamamı, Panasonic’de olmayan Low-Pass filter’a bağlıyorum, ya da henüz çok ekstrem bir iş çıkarmadığımdandır. Evet dediğiniz gibi ayrıca ileriye yönelik lens düşünmek, manuel kullanım bu rotalara girersem hesaba katmak zorunda olduğum meseleler. Sanırım Panasonic’i listemden çizip Blackmagic üzerine düşüneceğim bu hafta biraz. Nedense Fuji’de aklımdan çıkmadı, fiyatı o kadar cazip ki, cezbediyor inanılmaz derecede. Az önce oradaki asıl tanıdığım pazarlama sorumluma yazdım WhatsApp’dan, “hocam ben ikna olmadım, ne yapsak?” diye. O yoktu mağazada o gün çünkü, asıl tanıdığım adam o. Bilgi vereceğim. Güzel bir diyalog oldu. Çok teşekkür ederim ikinize de tekrardan.

Satış/Pazarlama sorumlusu arkadaşımız bana az önce WhatsApp üzerinden uzun bir cevap yazdı. İmla hataları, Türkçe falan korkunç ama hiç düzenlemiyorum, düzeltmiyorum, bu haliyle çok açıklayıcı ve komik olmuş çünkü. Tam halk diliyle yazmış. Direkt olarak şimdi alta kopyalıyorum. Adamın söylediklerine siz de katılıyorsanız, ben devam ediyorum mevcut düzenimle.

"Cem abi denk gelemedik sana kusura bakma meseleden haberim oldu ben de arayacaktım seni. Abi öncelikle senin işin belli olmaz fotoğraf diye gidersin video çekmen gerekir video diye gidersin fotoğraf çekmen gerekir o yüzden sana panasonic gelmez. Bugün fotoğraf işin azalır video işin artar, yarın tam tersi olur. Ayrı makinen var diye iki makine mi gezeceksin gerek yok. Zaten o makinen de eskiydi biraz 7100 dü sanırım sen unut o nikonu. Şimdi senin kafanı taktığın durum daha doğrusu kalite farkı yarattığını düşündüğün durum aslında 8 bit 10 bit muhabbeti değil. Durum tamamen senin sony de olan, ama panasonic ve fuji de olmayan bir filtreden kaynaklanıyor. Bu filtre, bizim piyasada desenli dediğimiz rahatsız edici görüntü oluşumlarını engellerken bir miktar keskinlik ve detaydan fedakarlık yapıyor. Samimi söylüyorum o filtre olmadan çektiğin görüntülerde sen kalite farkı algılamazsın müşterin de algılamaz ama senin görüntü yönetiminde otomatik kullanımlara alışkın olduğunu biliyorum bir aksaklık yaşarsın sonra kulaklarım çınlar. Bunun ötesinde an itibariyle elindeki sonynin autofocus ve devamlı autofocus gücünü hiçbir makineden bulamazsın. Netleyemiyorum focus kaçıyor diye kanser olursun sonra beni de kanser edersin abi. Bu arada fuji xt4 lerde bir ısınma şikayeti almadık henüz sattığımız müşterilerden, ama piyasada genel olarak böyle ciddi söylenti var. Isınma sorunu olmadığını varsaysak bile yine önermiyorum neden çünkü elindeki Sony ile xt4 ün sensör boyları aynı ama sonynin piksel alanı bir miktar daha yüksek bir yüzde 8 kadar. Yani düşük ışıkta ve yüksek iso da yüzde 8 daha az noise veriyor. Bu bence hesaba katılması gereken bir şey. Sen seviyorsun karanlıkta iş yapmayı çünkü. Fuji fotoğrafçıdır sony videocudur. Bu senelerdir böyle fuji iki tane 10 bit makine çıkardı diye videocu olmaz fujiye geçilmez sony de kal. Çünkü bir sonraki 6000 serisi sony zaten xt4 ayarında olacak direkt bodyni ona çevirirsin aynı lenslerle devam edersin çok lazım olursa. Hepsinin ötesinde bu saatten sonra APS-C'den MFT'ye geçiş yapma. Sensör küçülecek çünkü. Sen alışık değilsin o sisteme. Senin alan derinliği, bulanık arka plan ayarlaman zorlaşacak sen seviyorsun o işleri diye söylüyorum. Son olarak pocket 4k konusuna giriyorum, senin için kesinlikle bulaşılacak makine değil. Adı sinema kamerası ama o senin sevdiğin çok farklı gözüken uçuk görüntüleri çok kontrollü ve çalışılmış ortamlarda setlerde ve çok pahalı lenslerle sağlayabiliyor. Bir heves alıp hayal kırıklığına uğrayan çok. Fotoğraf zaten çekemiyor onu geçtik zaten, autofocus da yazılımla güncellemeyle biraz hallettiler ama yine senin uğraşabileceğin alışabileceğin bir seviyede değil sonyden sonra. Senin bilgisayarın yeniydi pocket 4k dosyalarını kaldırır ama pocket işine giriyorsan da vinci ye de gireceksin ki hakkını verebil. Hiç sanmıyorum senin bu saatten sonra da vinci öğrenip kullanacağına. Uzun lafın kısası abi sen devam et bu sisteminle, sony sağlam markadır köklü markadır, batmaz etmez, 6000 serisi de geni olan bir seri. Bakalım yeni bodyleri çıksın o zamana kadar da kafana takma elindeki makine sağlam yani. Cuma uğrar çayını içerim, pocket de getiririm istersen senin stüdyoda bir iki bir şey çekersin kendin görürsün dünyayı kurtarmadığını."

Aslında adam beni çok iyi tanıdığı için, esprili bir dille şunu söylemek istemiş: "Evet, senin elindeki makine listendekilerden daha amatör, ama sen bu listendekilerden biriyle, elindekiyle aldığın sonuçlardan daha amatör sonuçlar alırsın". Düşününce haklı da.

Arkadaşı foruma da bekleriz Cem123 🙂
Gayet net açıklamış durumu.

Aslında eldeki kamerayı en iyi şekilde değerlendirmek gerektiği üzerine çok sohbetimiz oldu forumda. Geçen günlerde tekrar denk geldiğim bir videoyu paylaşmak istiyorum.
En iyi görüntü ışığın en verimli kullanıldı görüntü oluyor. Sensörün yeteneklerini de aşan bir durum bu aslında.

Kontrollü ortamda sağlam ışık düzeninde her makine canavar aslında. Ben a6500 ile çalışıyorum 2 küsür senedir. Çok dengesiz ışıklı, sert, ters ışıklı mekanlarda doğal ışıkla çekim yapmak zorunda kalıyorum. Işık kurduğumda makineye aşık oluyorum. Highlightlarla, olur olmaz karanlık alanlarla boğuşurken de nefret ediyorum. Ben de bir video bırakayım. Aradaki fark çekilen külfete değmez. Ben pocket bakmayı bu videodan sonra bırakmıştım.

6500 ile bm kıyası temelde yanlış. Tıpkı red ve canon karşılaştırması gibi. Biri sinema kamerası prensiplerine sahip, diğeri fotoğraf. Dinamik alan farkı, pozlama, renk derinliği ve algoritması bağlamında çok farklılar.
Ancak senin de söylediğin gibi kontrollü ortamlarda ve titiz çalışmayla üstesindenngelinmeyecek farklar değil. Sana sonuna kadar katılıyorum reznovrun

Dönüyor dolaşıyoruz aynı şeye geliyoruz. Kamera en son iş.
Ben gerçekten 4K olayına geçmek durumunda hissetmeseydim 550D ile devam ederdim ama artık 4K devri geldi inceden. Çünkü 550D de yeterli bir kamera. Hala.
Ama 4K gerekiyor yavaştan. Bir 5-10 sene idare edecek gibi o da.

Aslında mesele çok basit, kamerayı denklemden çıkarın. Gözünüze güzel görünen bir ışık yapın. Kameradan bakmayın. Tatmin olduktan sonra alın elinize kamerayı.
Görün bakın ne güzel sonuç çıkıyor.

Hatta şöyle yapalım. Bunu sürekli söylüyorum ama az yapıyoruz. Çektiğin beğenmediğin görüntüleri yollasana Cem.
Bakalım bir ham hallerine. Nerede sorun var. Bir istişare edelim. Belki gerçekten kamera kötüdür. Kıyaslayalım. Ben de GH5 ham görüntüsü atayım buraya bir kaç tane. Serkan da atsın bir şeyler.

Satış/Pazarlama sorumlusu arkadaşımız bana az önce WhatsApp üzerinden uzun bir cevap yazdı. İmla hataları, Türkçe falan korkunç ama hiç düzenlemiyorum, düzeltmiyorum, bu haliyle çok açıklayıcı ve komik olmuş çünkü. Tam halk diliyle yazmış. Direkt olarak şimdi alta kopyalıyorum. Adamın söylediklerine siz de katılıyorsanız, ben devam ediyorum mevcut düzenimle.

"Cem abi denk gelemedik sana kusura bakma meseleden haberim oldu ben de arayacaktım seni. Abi öncelikle senin işin belli olmaz fotoğraf diye gidersin video çekmen gerekir video diye gidersin fotoğraf çekmen gerekir o yüzden sana panasonic gelmez. Bugün fotoğraf işin azalır video işin artar, yarın tam tersi olur. Ayrı makinen var diye iki makine mi gezeceksin gerek yok. Zaten o makinen de eskiydi biraz 7100 dü sanırım sen unut o nikonu. Şimdi senin kafanı taktığın durum daha doğrusu kalite farkı yarattığını düşündüğün durum aslında 8 bit 10 bit muhabbeti değil. Durum tamamen senin sony de olan, ama panasonic ve fuji de olmayan bir filtreden kaynaklanıyor. Bu filtre, bizim piyasada desenli dediğimiz rahatsız edici görüntü oluşumlarını engellerken bir miktar keskinlik ve detaydan fedakarlık yapıyor. Samimi söylüyorum o filtre olmadan çektiğin görüntülerde sen kalite farkı algılamazsın müşterin de algılamaz ama senin görüntü yönetiminde otomatik kullanımlara alışkın olduğunu biliyorum bir aksaklık yaşarsın sonra kulaklarım çınlar. Bunun ötesinde an itibariyle elindeki sonynin autofocus ve devamlı autofocus gücünü hiçbir makineden bulamazsın. Netleyemiyorum focus kaçıyor diye kanser olursun sonra beni de kanser edersin abi. Bu arada fuji xt4 lerde bir ısınma şikayeti almadık henüz sattığımız müşterilerden, ama piyasada genel olarak böyle ciddi söylenti var. Isınma sorunu olmadığını varsaysak bile yine önermiyorum neden çünkü elindeki Sony ile xt4 ün sensör boyları aynı ama sonynin piksel alanı bir miktar daha yüksek bir yüzde 8 kadar. Yani düşük ışıkta ve yüksek iso da yüzde 8 daha az noise veriyor. Bu bence hesaba katılması gereken bir şey. Sen seviyorsun karanlıkta iş yapmayı çünkü. Fuji fotoğrafçıdır sony videocudur. Bu senelerdir böyle fuji iki tane 10 bit makine çıkardı diye videocu olmaz fujiye geçilmez sony de kal. Çünkü bir sonraki 6000 serisi sony zaten xt4 ayarında olacak direkt bodyni ona çevirirsin aynı lenslerle devam edersin çok lazım olursa. Hepsinin ötesinde bu saatten sonra APS-C'den MFT'ye geçiş yapma. Sensör küçülecek çünkü. Sen alışık değilsin o sisteme. Senin alan derinliği, bulanık arka plan ayarlaman zorlaşacak sen seviyorsun o işleri diye söylüyorum. Son olarak pocket 4k konusuna giriyorum, senin için kesinlikle bulaşılacak makine değil. Adı sinema kamerası ama o senin sevdiğin çok farklı gözüken uçuk görüntüleri çok kontrollü ve çalışılmış ortamlarda setlerde ve çok pahalı lenslerle sağlayabiliyor. Bir heves alıp hayal kırıklığına uğrayan çok. Fotoğraf zaten çekemiyor onu geçtik zaten, autofocus da yazılımla güncellemeyle biraz hallettiler ama yine senin uğraşabileceğin alışabileceğin bir seviyede değil sonyden sonra. Senin bilgisayarın yeniydi pocket 4k dosyalarını kaldırır ama pocket işine giriyorsan da vinci ye de gireceksin ki hakkını verebil. Hiç sanmıyorum senin bu saatten sonra da vinci öğrenip kullanacağına. Uzun lafın kısası abi sen devam et bu sisteminle, sony sağlam markadır köklü markadır, batmaz etmez, 6000 serisi de geni olan bir seri. Bakalım yeni bodyleri çıksın o zamana kadar da kafana takma elindeki makine sağlam yani. Cuma uğrar çayını içerim, pocket de getiririm istersen senin stüdyoda bir iki bir şey çekersin kendin görürsün dünyayı kurtarmadığını."

Bu çok iyiydi 🙂 Abi bu kamera işleri bitmez ya valla bitmez. Firmada gh5 sıfır var dediniz sanırım @Cem123 acaba sıkıntı olmayacaksa ne kadara satıyorlar bilgi alabilir miyiz?

Dönüyor dolaşıyoruz aynı şeye geliyoruz. Kamera en son iş.
Ben gerçekten 4K olayına geçmek durumunda hissetmeseydim 550D ile devam ederdim ama artık 4K devri geldi inceden. Çünkü 550D de yeterli bir kamera. Hala.
Ama 4K gerekiyor yavaştan. Bir 5-10 sene idare edecek gibi o da.

Aslında mesele çok basit, kamerayı denklemden çıkarın. Gözünüze güzel görünen bir ışık yapın. Kameradan bakmayın. Tatmin olduktan sonra alın elinize kamerayı.
Görün bakın ne güzel sonuç çıkıyor.

Hatta şöyle yapalım. Bunu sürekli söylüyorum ama az yapıyoruz. Çektiğin beğenmediğin görüntüleri yollasana Cem.
Bakalım bir ham hallerine. Nerede sorun var. Bir istişare edelim. Belki gerçekten kamera kötüdür. Kıyaslayalım. Ben de GH5 ham görüntüsü atayım buraya bir kaç tane. Serkan da atsın bir şeyler.

Görüntüleri sen işleyeceksen hepsi güzel olur zaten:)