Merhaba, öncelikle kolaylıklar dilerim. Mimari/Manzara çekimlerine yönelik bir set arayışında olduğunu, hem fotoğraf hem de video çekmek istediğini göz önünde bulundurarak sorularına cevap vereceğim.

1) Bu zamanda, özellikle ilk defa makine alacak birinin artık DSLR almasını çok mantıklı bulmuyorum, bütçeni biraz daha esneterek aynasız almanı öneririm. Gezip dolaşacağını, sürekli hareket halinde olacağını ve yorulacağını düşünerek, küçük ve hafif bir makine çok avantajına olacaktır.

2) 18-55 yerine, 18-135 almanda fayda var, telefoto bir zoom lense çok ihtiyacın olacak.

3) Senin ayrıca kesinlikle diyafram değeri sağlam bir geniş açılı prime lense de ihtiyacın olacak.

Body ve lens için marka/model vermiyorum çünkü bütçeni bilmiyorum.

4K çeken kamera alın. Artık gerekiyor yavaş yavaş. Tahmini bütçe 10.000 tl altında olduğuna göre, canon m50 ya da sony a6100 da uygun olur. 850D de uygundur. Yaptığınız iş düşünülünce 18-135 daha uygun.

Merhaba, ikinize de çok teşekkür ederim. Aynasız makinelerin tek avantajı sanırım hafif ve küçük olması, doğru mu?
Merhaba, öncelikle kolaylıklar dilerim. Mimari/Manzara çekimlerine yönelik bir set arayışında olduğunu, hem fotoğraf hem de video çekmek istediğini göz önünde bulundurarak sorularına cevap vereceğim.

1) Bu zamanda, özellikle ilk defa makine alacak birinin artık DSLR almasını çok mantıklı bulmuyorum, bütçeni biraz daha esneterek aynasız almanı öneririm. Gezip dolaşacağını, sürekli hareket halinde olacağını ve yorulacağını düşünerek, küçük ve hafif bir makine çok avantajına olacaktır.

2) 18-55 yerine, 18-135 almanda fayda var, telefoto bir zoom lense çok ihtiyacın olacak.

3) Senin ayrıca kesinlikle diyafram değeri sağlam bir geniş açılı prime lense de ihtiyacın olacak.

Body ve lens için marka/model vermiyorum çünkü bütçeni bilmiyorum.

Cem Bey, bütçe olarak 8-10k diyebilirim. Ancak bütçeden bağımsız olarak, ileride alacağımı düşünerek 3.maddeye uygun lens önerileriniz varsa öğrenmek isterim.
4K çeken kamera alın. Artık gerekiyor yavaş yavaş. Tahmini bütçe 10.000 tl altında olduğuna göre, canon m50 ya da sony a6100 da uygun olur. 850D de uygundur. Yaptığınız iş düşünülünce 18-135 daha uygun.

Evet 4K düşünüyorum. 850D de 4k olduğundan istiyorum. M50 inceledim ancak biraz ufak geldi, lensler için aparat kullanılması ve şarjının erken bitmesi gibi dezavantajları varmış. Ben bir mekana girince yerine göre 400-500 fotoğraf çekiyorum, dolayısıyla şarj önemli bir etken benim için. O nedenle biraz soğuk yaklaşıyorum M50'ye.
Önceliğim Canon olsa da Sony'yi de bir inceleyeyim.

Tekrardan teşekkür ederim.

9 bin 9,5 civarına ikinci el temiz bir A7R II. Sonra da Tamron 17-28 2.8 ya da Zeiss 16-35 f4. Hangisini ucuza bulursan. Al sana mimari canavarı bir set.

Fiyatları düşününce başlangıçta Zeiss 24-70 f4 alınabilir. İkinci el 3,5 4 civarıydı diye hatırlıyorum. Ama iç mekanlarda 16mm çok iyi iş yapar. Binayı dıştan çekerken de rahat edersin ve daha yaratıcı çerçeveler yapabilirsin.

Şimdi öncelikle bir body meselesini çözmeniz gerekiyor. Çünkü en nihayetinde senelerce o gövdeyi kullanacaksınız, ona göre lens setinizi oluşturacaksınız, ve ileride o gövdeyi satıp yeni bir gövdeye yükselttiğinizde setinizi, mevcut lenslerinizi de kullanmaya devam edebilmeniz lazım. Dolayısıyla lens yatırımı yapacağınız ilk gövdenizi de alırken, mümkün mertebe alabileceğiniz en iyi gövdeyi almakta ciddi fayda var. Bu işlerde en nihayetinde alırken kazanırsınız. Eğer toplam bütçeniz 8-10K aralığındaysa iş biraz zor, benim önerebileceğim body'ler bile o bütçenin üzerinde kalacak ki lensleri saymıyorum. Biraz bütçenizi zorlamakta fayda var. Ben Sony üzerinden ve kişisel tecrübelerimden size önerilerde bulunabilirim. Sony ürün gamında çok popüler bir lens bulunuyor, sizin de aradığınız milimetre aralığında kalıyor: E 18-135mm F3.5-5.6 OSS. Bu bir kit lens olmasına rağmen, bence çok başarılı bir lens, benim envanterimde de var ve çok memnunum. Şu aralar piyasada sıfır fiyatı 5.000 lira civarında, bu size çok gelebilir ancak işinizi görecek bir 18-135 mm maalesef bundan daha aşağı pek olamaz. Size hem video hem de iç mekanda fotoğraf çekebilmeniz için bir geniş açı almanızı önerdim, onda da yine kendim test edip kullandığım SIGMA C 16mm F1.4 DC DN var. Onun da fiyatı şu aralar 4.000 lira civarında. Body olarak da Sony'nin 6000 serisini öneririm. Zaten yedek batarya hangi makineyi alırsanız alın, edinmek zorunda kalacağınızdan, tek bir pildeki çekim ömrüne takılmayın. Ben aparatlı, converter'lı lens kullanımına pek sıcak bakmıyorum, aynasız alıyorsanız lensini de aynasız almalısınız bana göre. En önemli soru, bu işi neden yaptığınız. Eğer bu sizin için ciddi bir hobiyse ya da vlog çekiyorsanız, bütçenize uygun olan saydığınız Canon'lardan içinize sineni seçebilirsiniz. Ancak müşteriniz varsa, bu işler karşılığında ödeme alacaksanız ekipmana yatırım yapmak durumundasınız. Matematiği çok basit zaten, ne kadar çok yatırım yaparsanız, müşterinizden ona göre ücret talep edersiniz.

9 bin 9,5 civarına ikinci el temiz bir A7R II. Sonra da Tamron 17-28 2.8 ya da Zeiss 16-35 f4. Hangisini ucuza bulursan. Al sana mimari canavarı bir set.

Fiyatları düşününce başlangıçta Zeiss 24-70 f4 alınabilir. İkinci el 3,5 4 civarıydı diye hatırlıyorum. Ama iç mekanlarda 16mm çok iyi iş yapar. Binayı dıştan çekerken de rahat edersin ve daha yaratıcı çerçeveler yapabilirsin.

Hocam tavsiyelerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Tek problem şu ki, ben herkese ikinci el almasını tavsiye etmiyorum çünkü gerçekten anlayan var anlamayan var ekipmanın temizinden, ciddi mağduriyetler doğabiliyor; tedarikçilerle çok iç içe olduğumdan her hafta kulağıma çılgın hikayeler geliyor. Siz belki çok uzman, çok profesyonelsinizdir ancak herkes için geçerli değil maalesef.

Hocam tavsiyelerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Tek problem şu ki, ben herkese ikinci el almasını tavsiye etmiyorum çünkü gerçekten anlayan var anlamayan var ekipmanın temizinden, ciddi mağduriyetler doğabiliyor; tedarikçilerle çok iç içe olduğumdan her hafta kulağıma çılgın hikayeler geliyor. Siz belki çok uzman, çok profesyonelsinizdir ancak herkes için geçerli değil maalesef.

Ne gibi hileler dönüyor bu ikinci el kamera piyasasında? Amatör biri olarak rica etsem kulağınıza en çok gelen birkaç şeyi söylerseniz biz de ona göre dikkat edelim. Yarın öbür gün ikinci el kamera almak istersem o çılgın hikayelerden biri de benimki olmasın:)

9 bin 9,5 civarına ikinci el temiz bir A7R II. Sonra da Tamron 17-28 2.8 ya da Zeiss 16-35 f4. Hangisini ucuza bulursan. Al sana mimari canavarı bir set.

Fiyatları düşününce başlangıçta Zeiss 24-70 f4 alınabilir. İkinci el 3,5 4 civarıydı diye hatırlıyorum. Ama iç mekanlarda 16mm çok iyi iş yapar. Binayı dıştan çekerken de rahat edersin ve daha yaratıcı çerçeveler yapabilirsin.

Teşekkür ederim, maalesef ikinci el konusunda temkinliyim. Ancak bahsettiğiniz lensleri listeye ekleyeceğim, zamanla peyderpey alacağım. Çok teşekkür ederim.
Şimdi öncelikle bir body meselesini çözmeniz gerekiyor. Çünkü en nihayetinde senelerce o gövdeyi kullanacaksınız, ona göre lens setinizi oluşturacaksınız, ve ileride o gövdeyi satıp yeni bir gövdeye yükselttiğinizde setinizi, mevcut lenslerinizi de kullanmaya devam edebilmeniz lazım. Dolayısıyla lens yatırımı yapacağınız ilk gövdenizi de alırken, mümkün mertebe alabileceğiniz en iyi gövdeyi almakta ciddi fayda var. Bu işlerde en nihayetinde alırken kazanırsınız. Eğer toplam bütçeniz 8-10K aralığındaysa iş biraz zor, benim önerebileceğim body'ler bile o bütçenin üzerinde kalacak ki lensleri saymıyorum. Biraz bütçenizi zorlamakta fayda var. Ben Sony üzerinden ve kişisel tecrübelerimden size önerilerde bulunabilirim. Sony ürün gamında çok popüler bir lens bulunuyor, sizin de aradığınız milimetre aralığında kalıyor: E 18-135mm F3.5-5.6 OSS. Bu bir kit lens olmasına rağmen, bence çok başarılı bir lens, benim envanterimde de var ve çok memnunum. Şu aralar piyasada sıfır fiyatı 5.000 lira civarında, bu size çok gelebilir ancak işinizi görecek bir 18-135 mm maalesef bundan daha aşağı pek olamaz. Size hem video hem de iç mekanda fotoğraf çekebilmeniz için bir geniş açı almanızı önerdim, onda da yine kendim test edip kullandığım SIGMA C 16mm F1.4 DC DN var. Onun da fiyatı şu aralar 4.000 lira civarında. Body olarak da Sony'nin 6000 serisini öneririm. Zaten yedek batarya hangi makineyi alırsanız alın, edinmek zorunda kalacağınızdan, tek bir pildeki çekim ömrüne takılmayın. Ben aparatlı, converter'lı lens kullanımına pek sıcak bakmıyorum, aynasız alıyorsanız lensini de aynasız almalısınız bana göre. En önemli soru, bu işi neden yaptığınız. Eğer bu sizin için ciddi bir hobiyse ya da vlog çekiyorsanız, bütçenize uygun olan saydığınız Canon'lardan içinize sineni seçebilirsiniz. Ancak müşteriniz varsa, bu işler karşılığında ödeme alacaksanız ekipmana yatırım yapmak durumundasınız. Matematiği çok basit zaten, ne kadar çok yatırım yaparsanız, müşterinizden ona göre ücret talep edersiniz.

Evet dediğiniz gibi senelerce o body ve lensleri kullanacağım. Öğrenciyim, iş için almıyorum. Kendim için, hobi+youtube için kullanacağım. Maalesef bütçenin zorlanmış hali 8-10k, daha fazla çıkmam mümkün değil (daha önce 90D almaya karar kılmıştım ama fiyat her geçen gün yükselip 14k'ya çıkınca mecbur farklı modeller arayışına girdim). Bahsettiğiniz lens ve makineleri de araştıracağım, yedek batarya da elbette alacağım ancak makineyi alıp yeniden birikim yapmam gerekecek öncesinde. Cevabınız için çok teşekkür ederim, sanırım 850D+18-135 mm olan seti alacağım, ileride de başka lensler takviye ederim.

Hocam tavsiyelerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Tek problem şu ki, ben herkese ikinci el almasını tavsiye etmiyorum çünkü gerçekten anlayan var anlamayan var ekipmanın temizinden, ciddi mağduriyetler doğabiliyor; tedarikçilerle çok iç içe olduğumdan her hafta kulağıma çılgın hikayeler geliyor. Siz belki çok uzman, çok profesyonelsinizdir ancak herkes için geçerli değil maalesef.

Ne gibi hileler dönüyor bu ikinci el kamera piyasasında? Amatör biri olarak rica etsem kulağınıza en çok gelen birkaç şeyi söylerseniz biz de ona göre dikkat edelim. Yarın öbür gün ikinci el kamera almak istersem o çılgın hikayelerden biri de benimki olmasın:)

Hocam öncelikle yanlış anlaşılmasın dediğim, "ikinci el ekipman alınmaz" demiyorum, alınır. İnsanlar ikinci el makine alırken önce kozmetiğe, sonra netlemede sorun olup olmadığına, son olarak da shutter sayısına bakıyor ve alıyor(benim demek istediğim bunun yeterli olmayabileceği). Çoğu insan da sorun yaşamayabilir, özellikle malum e-ticaret sitesinden, makineyi ilk sahibinden aldıysanız, karşınızdaki de "bir heves aldım ama kullanmadım, sıfır gibi yatıyor evde hehe" surat ifadesindeyse, sorun yaşama ihtimaliniz tabii ki düşük. Her zaman aradığımız makineyi bu şekilde bulamayabiliriz, dolayısıyla yolumuz ikinci el satan dükkanlara düşüyor. İşte o noktada gerçekten tanıdık bir yer olması çok önemli.

1) Makine, fabrika üretimi kusurludur, ancak imha edileceği yerde bir şekilde bavul ticaretiyle esnafa kadar gelmiştir. Kutusu falan hiçbir şeyi olmadığı için, satıcı onu "ayıplı sıfır mal" olarak değil, "temiz ikinci el" olarak vitrine koyar ve satar.

2) Hepimizin bildiği, DSLR makinelerde shutter düşürme klasik bir yöntemdir. Ancak bazen ipin ucu kaçıyor, 200.000 shutter'daki makine eskiden 50.000 shutter'a çekilirdi, artık 3.000 shutter'a kadar düşürüp satıyorlar.

3) Her makine olmasa da bazı makineler servis görüyor. Servisin de iyisi ve kötüsü var. Aldığınız makine, sizden önceki sahibi tarafından ucuz ve merdiven altı servislere gönderildiyse, bir yandan tamirat/bakım yapılırken, bir yandan gıcır gıcır olan parçaları, daha eski parçalarla değiştirilmiş olabilir.

4) Video kameralarda, makinenin kaç saat çekim yaptığı menüsünde yazar, ancak benim bildiğim kadarıyla çoğu DSLR ve aynasız makinede sadece shutter bilgisine ulaşabiliyoruz. 10 yaşında çok profesyonel bir makineye denk gelirsiniz, çok temiz bakılmıştır, shutter'ı çok düşüktür, fiyatı da uygun gelir, ancak 1.000 saat video çekilmiştir ve bunu bilemezsiniz.

5) Şöyle bir hikayeye denk geldim, adam makinesini malum e-ticaret sitesine koyuyor satmak için, ufak bir sorunu var makinenin, ilanda belirtiyor hatta, makine satılmadıkça onu çözmek istiyor daha hızlı satılsın diye, ilan yayındayken makineyi servise gönderiyor. Body ve lensin seri numaralarını kaydetmiyor. Servisten makine farklı bir lensle gönderiliyor (Body aynı, lens onun değil). Adam, aynı marka/model/mm lens olduğu için farkı anlamıyor. İlana sorunun çözüldüğüne dair not düşüyor ve makineye hemen alıcı çıkıyor. Makineyi akmaya gelen kişi, önce lense sonra ilana bakıyor, "bu lensle bu lens farklı" diyor. Adam şok oluyor, alıcı ilanı gösteriyor, "bakın sizin lens gövdenizde bir çizik var burada, elinizdeki bu lenste yok diyor". Kısacası servis lensleri değiştirmiş. Bundan sonrası artık kavga gürültü de, alıcı olarak anlamamanız çok doğal, satıcı da bilmeyebilir.

Hocam öncelikle yanlış anlaşılmasın dediğim, "ikinci el ekipman alınmaz" demiyorum, alınır. İnsanlar ikinci el makine alırken önce kozmetiğe, sonra netlemede sorun olup olmadığına, son olarak da shutter sayısına bakıyor ve alıyor(benim demek istediğim bunun yeterli olmayabileceği). Çoğu insan da sorun yaşamayabilir, özellikle malum e-ticaret sitesinden, makineyi ilk sahibinden aldıysanız, karşınızdaki de "bir heves aldım ama kullanmadım, sıfır gibi yatıyor evde hehe" surat ifadesindeyse, sorun yaşama ihtimaliniz tabii ki düşük. Her zaman aradığımız makineyi bu şekilde bulamayabiliriz, dolayısıyla yolumuz ikinci el satan dükkanlara düşüyor. İşte o noktada gerçekten tanıdık bir yer olması çok önemli.

1) Makine, fabrika üretimi kusurludur, ancak imha edileceği yerde bir şekilde bavul ticaretiyle esnafa kadar gelmiştir. Kutusu falan hiçbir şeyi olmadığı için, satıcı onu "ayıplı sıfır mal" olarak değil, "temiz ikinci el" olarak vitrine koyar ve satar.

2) Hepimizin bildiği, DSLR makinelerde shutter düşürme klasik bir yöntemdir. Ancak bazen ipin ucu kaçıyor, 200.000 shutter'daki makine eskiden 50.000 shutter'a çekilirdi, artık 3.000 shutter'a kadar düşürüp satıyorlar.

3) Her makine olmasa da bazı makineler servis görüyor. Servisin de iyisi ve kötüsü var. Aldığınız makine, sizden önceki sahibi tarafından ucuz ve merdiven altı servislere gönderildiyse, bir yandan tamirat/bakım yapılırken, bir yandan gıcır gıcır olan parçaları, daha eski parçalarla değiştirilmiş olabilir.

4) Video kameralarda, makinenin kaç saat çekim yaptığı menüsünde yazar, ancak benim bildiğim kadarıyla çoğu DSLR ve aynasız makinede sadece shutter bilgisine ulaşabiliyoruz. 10 yaşında çok profesyonel bir makineye denk gelirsiniz, çok temiz bakılmıştır, shutter'ı çok düşüktür, fiyatı da uygun gelir, ancak 1.000 saat video çekilmiştir ve bunu bilemezsiniz.

5) Şöyle bir hikayeye denk geldim, adam makinesini malum e-ticaret sitesine koyuyor satmak için, ufak bir sorunu var makinenin, ilanda belirtiyor hatta, makine satılmadıkça onu çözmek istiyor daha hızlı satılsın diye, ilan yayındayken makineyi servise gönderiyor. Body ve lensin seri numaralarını kaydetmiyor. Servisten makine farklı bir lensle gönderiliyor (Body aynı, lens onun değil). Adam, aynı marka/model/mm lens olduğu için farkı anlamıyor. İlana sorunun çözüldüğüne dair not düşüyor ve makineye hemen alıcı çıkıyor. Makineyi akmaya gelen kişi, önce lense sonra ilana bakıyor, "bu lensle bu lens farklı" diyor. Adam şok oluyor, alıcı ilanı gösteriyor, "bakın sizin lens gövdenizde bir çizik var burada, elinizdeki bu lenste yok diyor". Kısacası servis lensleri değiştirmiş. Bundan sonrası artık kavga gürültü de, alıcı olarak anlamamanız çok doğal, satıcı da bilmeyebilir.

Teşekkür ederim cevabınız için. Evet ben de ikinci el kamera aldığımda kozmetiğine, shutter sayısına ve netlemesine bakmıştım sadece meğer ne safmışım. Gerçi başıma böyle olaylar gelmedi ama artık daha dikkatli olmak lazım. Dediğiniz bazı şeyleri ilk defa duydum. İkinci el araba piyasasında ki hilelerin aynısı neredeyse ilginç.

İkinci el arabada mantık neyse, ikinci el kamerada da mantık aynı. Sadece meblağ çok daha düşük olduğundan o kadar irdelemiyoruz. Dediğim gibi, paranoyak olmaya gerek yok, sadece dikkatli olmak lazım. Tabii ki kozmetik çizikler olabilir, hatta göze batan çizikler bile olabilir, sonuçta ikinci el alıyoruz, ama fazlası olmamalı.

Merhaba, bugün Canon 850D 18-135 IS USM aldım. Yardımcı olan herkese teşekkür ederim.

Hayırlı olsun, güle güle kullan.

Teşekkür ederim.