Şu konu başlıbaşına film olur 😀

Valla aslanlar gibi çeviriyorlar, hatta usa ile görüntü alışverişi yapan ya da usa ya da japan kamera alanların ilk öğrendikleri şeydir çevrim, Hem de bu çevrim, tamamen dijital ortamda yapıldığı için, kayıp da yoktur.

Sadece pal ve ntsc olduğu zamanlar insanlar amerikada filme aktarmak için pal kameraları tercih ediyorlardı. Çünkü 3:2 pulldown yerine %4lük hızlanma çok daha tercih edilir birşeydi. (bkz; Beni bir tek sen anladın, onu da yanlış anladın...)

Yani toparlayacak olursam, internette yayınlayacağın bir videonun 15fpsnin tam katı olan 30 fps olması, bir avantaj. (bkz; avantajın varsa, avantajın var.)

Sinema filmine baskı alacak adamın pek hv30 ile işi olacağını sanmam. Ama inat edilir, "handy camera ile uzun metraj film çektim" denmek istenirse yapılabilir. (Bkz; azimle z.can betonu delenzi....)

Dolayısıyla pal çalışılacaksa, 25 yerine 24 frame, telafi edilebilir bir fark olmakla beraber, her videoyu bilgisayara attığınızda, bir de çevrim ile uğraşmak zorunda kalacaksınız. Eğer sizin için aradaki ekonomik fark buna değiyorsa, ntsc alın gitsin. Zaten birçoğumuz yılda birkaç filmin üstüne çıkmıyoruz. (Bkz itiraf nokta com)

Yok, değmiyorsa, pal alın, filme aktaracak olsanız bile nasıl %4lük hızlanmayı farketmiyorsanız, %4lük yavaşlamayı da fark etmeyeceksiniz.

Sesteki pitch de halledilebilir bişi, (Bkz; bi zahmet gugıl 🙂 )

Bkz: Tecahülü arif.

http://www.sayisalmedya.com/88-pal-ntsc-24p-25p-canon-hv30-hv20.html

Katılmakla birlikte HV30'a handy denmesine çok üzülmüş bulunuyorum. Bedeni öyle olabilir ama bir red ruhu var onda... 😛

Hollywood'da çekilen tüm filmleri Türk televizyonlarında izleyebildiğimize göre, bu iş olur mu olmaz mı diye konuşmanın anlamı yok.. Olur. Uğraştırır..

fx alma da ne alırsan al..

Katılmamak elde değil 🙂

Hollywood filmleri telesine ile oluyor ama.Bizde o imkan yok: )

Hocam sen telesineyi ne sanıyorsun bilmiyorum ama şunu oku bence bi:

http://en.wikipedia.org/wiki/Telecine

Kafanı karışık gördüm bu konuda senin. Çok özel birşey sanıyorsun telesineyi. Çok basit birşey ve dijital telesineden daha ötesi yok. Hele motion interpolation'dan. Daha çıkmadı yani. Aletin felan bi olayı yok.

On DVDs, telecined material may be either hard telecined, or soft telecined. In the hard-telecined case, video is stored on the DVD at the playback framerate (29.97 frame/s for NTSC, 25 frame/s for PAL), using the telecined frames as shown above. In the soft-telecined case, the material is stored on the DVD at the film rate (24 or 23.976 frame/s) in the original progressive format, with special flags inserted into the MPEG-2 video stream that instruct the DVD player to repeat certain fields so as to accomplish the required pulldown during playback.[9] Progressive scan DVD players additionally offer output at 480p by using these flags to duplicate frames rather than fields.

NTSC DVDs are often soft telecined, although lower-quality hard-telecined DVDs exist. In the case of PAL DVDs using 2:2 pulldown, the difference between soft and hard telecine vanishes, and the two may be regarded as equal. In the case of PAL DVDs using 2:3 pulldown, either soft or hard telecining may be applied.

telesine kim ya .Yeni moderatör falanmi.-)
bir yerden gözüm isiriyor ama ,kulagimpardon

Eee tamam işte... 🙂

Burda yazan şeyin telesinenin bir cihazla yapılabilmesiyle bir ilgisi yok, videoya gömebilirsin ya da dvd player'ın chip'ine yaptırabilirsin.

Yani telesine olayı çok basit birşey, özel süper düper mega hiper bir alete felan gerek yok.

Aletlerin çalışma prensibini okudun heralde. Pulldown türleri vs. Orda herşey açık.

Hollywood'dan bir eksiğimiz yok çok şükür 🙂 (telesine bağlamında)