Şimdi benim bir süredir uğraştığım, keşfettiğim bir plug-in var.
timeinpixels.com'un false color plug-in'i. False Color'ı kısaca anlatacak olursam, bir görüntü üzerindeki ışık bilgisini mordan başlayıp kırmızıya doğru renklere çeviriyor:
Şimdi, ben eğitim videoları hazırlayacağım ama tek başına ışık bilgim hem yeterli olmayabilir, hem de birlikten kuvvet doğar. Bu başlıkta benim belirleyeceğim bir filmin false color ile fotoğraflarını paylaşacağım. Üzerine konuşacağız, alacağım notlarla da ben eğitim videosu hazırlayacağım.
Böylelikle hem ders daha zengin olacak hem benim de işim kolaylaşacak.
Bu fotolar üzerine yorum mu istyorsun? Aslında FC denen olay çekim anında değerlidir yani çekilmiş görüntü üzerinde konuşmak sınırlı ölçüde yararlı. Bu da yapılabilir ama sanki bir mekan ve mümkünse bir manken vb seçip pozlama yaparken anlatmak daha yerinde olabilir. ELbette o imkan yoksa bu da işe yarar ama burada zaten gerçekleşmiş bir durum var ve belki de bu ciddi biçimde değişikliğe uğratılmış bir görüntüdür. Adam oraı çok daha yüksek pozla çekmiştir ama sonra pozlama düşürmüştür bu görüntüyü elde etmek için.
Yİne de işin mantığını anlatmakta başka çare yoksa bu da kullanılabilir. FC filminde GY ışığı "görme eşiğinin hemen üzerinde" kullanmıştı. Malum "yeraltı" olayı. Bu kareler de bunu gösteriyor. Ama çekim anında nasıldı onu göstermiyor. Bir de biliyorsun zaten DSLR tayfası sağa pozlamak durumunda. Biz böyle çekersek bu sonucu alamayız.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Evet bunları yorumlayalım, nasıl bir genel çizgi çıkar.
Ben de görüntülere bakarken bunu düşündüm, bizim böyle bir görüntüyü elde edebilmek için sağa pozlamaya yönelmemiz gerekiyor. Öte yandan bu görüntüler bence ışığı ne kadar yanlış anladığımızı gösteriyor. Işıklandırma daha çok nereyi karanlık bırakacağımızla alakalı gibi.
Bizler zaten ışığı bir de postta düzenlememiz gerekiyor dediğin gibi, bu kadar kontrol edilebilir ortamlarda çalışamayacağımız için. Ne bileyim fightclub gibi bir atmosfer istiyorsan 40-50 çektiysen yüzü, bu yarıyarıya düşürmemiz gerektiğini söylüyor.
Bu tarz şeyleri anlamak ve esasında bölgelerin birbirlerine göre oranına bakmak en büyük kriter. Bizim çektiklerimizin çoğunda her yer aynı ışık oranında oluyor. Ben ilk etapta bundan kurtulmak gerektiğini düşünüyorum. Sette false color'ı da oran mantığıyla takip etmeye çalışırız. Yani son getireceğin hali biliyorsan, başı ona göre planlamak.
Söylediğin aşamaya biraz sonra geçebileceğim sanırım. O aşama çok vakit alıyor. Ama en azından bir teorik giriş yapalım. Boş geçmesin zaman.
Filmlerin raw kamera görüntülerini bulmak mümkün olsa keşke. Onu araştırayım bi de.
dslr+pocket kameralar
dıy ışık seti
sanat akımlardan referans görüntüler
post iş akışı..
bizim elimizde olanaklarla..sanatsal ve post için hatasız ışık nası üretiriz? soru bu olmalı..az ekip ve ekipmanla sanatsal görüntüler nası üretiriz? ben en çok bunun cevabını merak ediyorum.
Aynen öyle işte ve hep anlatmaya çalıştığım şeylerden biri de bu.
Işıkta önemli olan şey miktar ve hatta sıcaklık değil. Bunlar da önemli ama bunlar bir dereceye dek kurtarılabilen şeyler. Oysa esas olan kullanım geometrisi yani ışığın konum ve yönü. Bu biçimde aydınlık ve karanlık alanlar oluşturup bunlar arasındaki denge ile bir anlam ortaya koyuyoruz. Işığı kameranın yanına koyup sahneye tutunca dümdüz bir aydınlatma olur ve anlamsızdır. Bu genelde kendine profesyonel diye yerli sinemacılar tarafından dahi gözetilmeyen bir durum. Işık, aynen lens kullanımında olduğu gibi önümüzdeki iki boyutlu kareye bir derinlik katmak için katmanlı olarak kullanılmalıdır. Bunun için önce bir film çeken adamın ne yaptığının bilincinde olması gereklidir. Yani anlatmaya çalıştığı şeyi bilmeli ve bunun nasılını merak etmelidir.
False Color (yukarıda da yazdım ama filmin adın değil, tesadüfün böylesi) uygulaması esasen ten rengi merkezli düşünülmüş bir yaklaşım. Yani insanı doğru pozlayalım derdinde ama manzara gibi yerlerde de doğru kullanılırsa işe yarar ve denge oluşturur.
DSLR ile buna benzer bir filmi çekmeye çalışmak zorlu iş. 1, 2 ve 5. resimlere bakarsan bir alan derinliği var ama bu alan derinliği çok açık bir diyaframın, yani f/1.4 gibi bir alan derinliği de değil. Yani adam karanlık ortamda çekmiş ama alan derinliği çok sığ değil. Demek ki hem kullandığı ortam (selüloid film) iyi hem de ışık kullanmayı biliyor. Yoksa bu gibi bir sahneyi oluşturmak isteyen amatörler 5D üzerine f/1.4 hatta f/1.2 takmaya kalkıyorlar. Oysa f/5.6 ile de düşük ışık çekmek mümkün. Profesyonelsen hem kaliteli donanımım hem ışığın vardır. Amatörsen donanımın olamayabilir ama ışığın olmalı. Ben adam gibi bir planlama ile BMPCC kullanarak biraz da amatör ışık desteği ile yukarıdaki sahnelerin birebir üretileceğine eminim. Hatta mümkün olsa da denesek.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Harika tespit Fulgura. f/5.6 meselesi, tamam bu görüntülerle ilgili video hazırlarken vereceğim bilgilerden biri bu.
dslr+pocket kameralar
dıy ışık seti
sanat akımlardan referans görüntüler
post iş akışı..
bizim elimizde olanaklarla..sanatsal ve post için hatasız ışık nası üretiriz? soru bu olmalı..az ekip ve ekipmanla sanatsal görüntüler nası üretiriz? ben en çok bunun cevabını merak ediyorum.
Bunun cevabını aradığımız bir sürecin başı diyelim buna msaricay.
Ben çok sevdiğim görüntü yönetmenlerinin ışıklarına bakmaya başladım.
Sonra taklit etmeye çalışacağım.
Son filmde Gone Girl'de bir tek kızın tek başına olduğu yerlerde yüzünde biraz ışık artışı var ki filmin içeriğiyle anlamlı bir ilişkiyi gösteriyor izleyenler bilir.
Belirttiğin üzere, nerenin aydınlanacağı kadar nerenin karanlık bırakılacağı da önemli. Amatörün stüdyoda çalışıp, konu ile ışık kaynağına mesafe koyabileceği ya da çok noktalı ışıklandırma yapabileceği (Devamlılığı çok zor) bir durum olmadığı için ışığı yansıtıcılar, engelleyiciler, yumuşatıcılarla doğrudan değil dolayIı olarak kullanmaya alışması, çabalaması bence en makbulü. Film karelerinden ışık okuma yapılır ama ben çok yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Sonucu hangi koşullarla aldığı tahmin edilir ama yanıltıcı olur. Social Network mesela çok iyi bir görüntü yönetimine sahiptir, buna rağmen kapalı mekan çekimleri basit denebilecek bir ışıklandırma ile fakat çok büyük ölçülerde ışık kaynaklarıyla alınmış, hem de yakın denebilecek mesafeden.
Bunları teknik olarak taklit edebilmemiz zor.
Bu paylaşımlardan anlayacağımız şey teoridir.
Gidiş yolu değil sonuca bakıyoruz, sonucu anlamaya çalışıyoruz.
Örneğin ben bu çalışma sayesinde şunu anladım.
Görüntülerini sevdiğim filmlerde yüz baya düşük pozlanıyor.
Ben bundan sonra en azından yüzü sahnenin belirli bir kısmına göre düşük pozlayacağım.
(Asıl düşük seviyeye postta getireceğim.)
İşinize yaramıyorsa paylaşmayayım.
Ben kendime arşiv yapıyorum, sizinle de paylaşıyorum.
İşe yaramaması durumu söz konusu değil, ben faydalı bulmasam da başkası bulur. Ben de Fincher'in filmlerinin görüntü yönetimine hayranım. Tabi Fincher'in despotluğu da bu sonucun alınmasında etken. Görüntü yönetimine harcanacak zaman için oyuncuların canının sıkılmasını umursamıyor. Bunları taklit edebilmenin zor olduğunu düşünmüyorum. Gidiş yolu belli, sonuç belli. En azından deneye deneye bulunur ancak devamlılığı sağlamak zor. Uzun zaman harcanarak alınan sonuçlar bunlar. Fincher'ın dizisi buna örnek, zaman kısalınca görüntü yönetimindeki estetik kalitesi azaldı. Dediğin gibi yüzü düşük pozlamayı ve pudra kullanmayı alışkanlık haline getirmek gerek ayrıca.