Forum

Dslr la Uzun Metrajda hangi Boyut Kullanılır?

29 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
5,068 Görüntüleme
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

arkadaşlar tamamını 7d ile kim ne derse desin,her şeyi bir tarafa bırakıp belkide ülkenin ilk uzun metrajını çekmeye karar verdik(çekenlerin olduğunu öğrendik:)).Ancak tv satışı vs vs düşünülüp dslrdaki çekim formatlarından hangisi ile çekim yapmak en mantıklısı olur.fikirleriniz almak istiyoruz.

PAL deki seçenekler şöyle:
1920x1080 24p
1920x1080 25p
1280x 720 50p

NTSC dekiler:
1920x1080 30 p
1920x1080 24p
1280x720 60p

 
Gönderildi : 26/06/2011 3:59 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Belki de ama değil .. çekildi birçok uzun metraj.
1920x1080 25p

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:02 am
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

teşekkürler hepa.tr çekildiğini bilmiyordum inan.izleyebileceğim varmı?

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:03 am
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Ülkenin ilk uzun metrajı olmayabilir. DSLR kullanan o kadar çok insan var ki artık.

Yalnız yazdığınız formatlarda sorun var 1980 diye bir format yok. 1920x1080 25p televizyon hedefinde yeterlidir ama 24p olması da birşeyi değiştirmez. Sadece iş boyunca format değiştirmeyin ve hep aynısını kullanın. Arada yavaş çekim vb yapma amacınız varsa 50p denenebilir ama çözünürlük sorun yaratacaktır. Tek sorun 1080 formatlarını işlemek kullanacağınız bilgisayar vb için sorun olabilir. Neden kısa bir-iki sahneyi değişik formatlarda çekip bir montaj denemesi yapmıyorsunuz? Üzerinde çalışamayacağınız formatlarla çekmek durumunda kalmazsınız.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:09 am
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

tek bir formatla başlayıp bitirmek daha sağlıklı diye birine karar kılalım istiyoruz. 24p de daha sinematik görüntü elde edebileceğimizi düşünürsek oda denenebilir aslında.50p geçme şansımız olmaz heralde çünkü 50p 1280de var.bu arada evet yanlış yazmışım. 1920 yukardakilerin hepsi

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:20 am
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

O zaman 1080/25p ile devam edin.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:26 am
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

tşk fulgura.bu süreçte farklı başlıklarda bir çok yardımın oldu:)

 
Gönderildi : 26/06/2011 4:49 am
(@milofx)
Gönderi: 0
 

Uzun teknik izahatlarla çok da sıkıcı olmamaya çalışarak bazı bilgiler vermek istiyorum.

Bir iki sene önce çalıştığım şirkette 4-5 tane uzun metrajın online işlemlerini yaptım. Hepsi de 35mm formatında çekilmişlerdi. Son yıllarda filmlerin hemen hepsi 35mm çekildiklerinde de DI(Digital Intermediate) dediğimiz işlemlere tabii tutuluyorlar. Yani kısaca ideal olarak offline montaj bittikten sonra edl (edit decision list) e göre bir miktar pay (handle) verilerek orjinal negatifler kesiliyor, yine ideal olarak sahne sırasına göre bağlanıyor ve film scannerlarında 2K (2048*1152) 10bit Dpx kareler haline getiriliyorlar. Bu datanın üzerine color grading, görsel efektler vs. gibi çalışmalar yapıldıktan sonra film printerlarıyla (mesela arri laser) master negatife 2K aktarılıp üzerinden pozitif kopyalar çoğaltılıyor.

Bu iş akışı bilgisayarlar film sektöründe kullanılmaya başladığından beri aşağı yukarı aynı şekilde işliyor. Şu anda neredeyse sadece Hollywood biz artık evimizdeki bilgisayarlarla da 2K işleyebildiğimizden bazı büyük bütçeli yapımların iş akışını 4K olarak yapıyor. Bence görüntünün üzerine işleneceği format 35mm olduğu sürece çok gereksiz bir data hammallığı ama son media Imax olacaksa işler değişir tabii.

DSLR kullanan sinemacılar için bu iş akışına en yakın çözünürlük 1080P. Tabii bu çözünürlük maalesf dslr larda sadece 8bitlik renk derinliğine sahip ama ne yaptığını bilen görüntü yönetmenleri için yine de yeterli bir aralık. Bu arada 1080P 2K ya oldukça yakın bir çözünürlük olduğundan büyütme sırasında herhangi bir kalite kaybı söz konusu değil. Kaldı ki bugünkü teknolojiyle 576i yani PAL format bile gayet kaliteli bir şekilde filme aktarılabiliyor. Sinema perdesinde gördüğünüz hemen hemen bütün reklam filmleri PALden filme aktarılıyor.

Bu noktada çözünürlükle ilgili benim iş akışı yaklaşımım şöyle, eğer filminiz çok miktarda CG ve görsel efekt içeriyorsa ve elinizin altında çok güçlü sistemler yoksa o zaman tüm iş akışını 720P götürebilirsiniz. Büyütme sırasındaki çoğu durumda belirsiz kalite kaybı tüm prosesin hafiflemesiyle telafi edilecektir. Bir diğer yol olan kamerayla çekilen görüntüleri 1080P, tüm CGleri 720P işleyip sadece CGleri büyüterek ana görüntünün üzerine yerleştirmek de bu aralar özellikle avrupada oldukça revaçta (evet sıkıcı olmamaya çalışacağımı söylediğimi hatırlıyorum 🙂 ).

Şimdi gelelim 24p 25p kısmına. Öncelikle 24p iş akışında beni en çok rahatsız eden unsurdan başlamak istiyorum. Kullanmakta olduğumuz mevcut monitörler 50Hz çalıştıkları için native olarak 24p gösteremiyorlar. O yüzden 24p çekilmiş bir görüntüyü lcd ya da crt monitörlerde izlerken aslında sinemada görmeyeceğimiz tıklamalar görüyoruz, özellikle kamera hareketli planlarda daha belli oluyorlar. Ekranların sebep olduğu bu yanlış gösterme bazen 24p den kaynaklanmayan sorunları da gizleyebiliyor. Yani çektiğiniz görüntüde kameradan kaynaklanan bir atlama olabiliyor ve siz kolaylıkla bunun ekrandan kaynaklandığını farzedip önemsemeyebiliyorsunuz ve aynı atlamayı sinemada da görüyorsunuz. Sırf bu sebep bile çok gerekmedikçe 24p iş akışı kullanılmaması için yeterli bence. Ve iyi haber artık çok da gerekmiyor.

Uzun yıllardır 24p iş akışının tercih edilmesinin bazı sebepleri vardı ve bunlardan hiçbiri 24p nin 25p ye göre daha sinematografik bir görüntü sunması değildi. En önemli sorun seste yaşanıyordu. Eğer bütün filminizi 25p işleyip 24fps oynatırsanız sesiniz aradaki oran kadar kalınlaşır yani hani ses kaydını yavaşlattığınız zaman sesler boğuklaşır ya öyle.
Bu öyle çok önemsenecek bir kalınlaşma değil, kişisel fikrimce ses konusunda çok eğitimli kulaklar dışında kimse farketmiyor zaten ama farkedenler için de bir yöntem mevcut. O da filmin sesi bittikten sonra genel olarak sadece pitchi kaydırarak projeksiyonda sesin kalınlaşma etkisini yok edecek kadar sesi inceltmek. Yani siz sesi başta biraz inceltiyorsunuz 24fps projeksiyon sırasında biraz kalınlaştığı için sonuçta ses normal değerlerine dönüyor. Fakat bunlarla uğraştığımız günler de gerilerde kaldı diyebilirim. Artık dünyadaki sinema projektörlerinin hemen hepsinde 24-25fps switch var. Kopyanızın üzerine yazıyorsunuz bu film 25fps projekte edilecek diye öyle oynatıyorlar hiçbir sorun olmuyor.

Bu bilgiler ışığında özetlemek gerekirse uzun metraj için ideal çekim formatı 1080/25p dir (eee herkes aynı şeyi söylemiş zaten ben niye uzattım ki bu kadar?). Ama diğer formatlar da başınıza gelecekleri bilmek şartıyla eğer bir fayda sağlıyorsa kesinlikle kullanılabilir.

Yazının başında sıkıcı olmamaya çalışma niyetim pek gerçekleşmese de anlattıklarımın birilerinin işine yaraması ihtimali biraz olsun içimi rahatlatıyor.
Hepinize kolay gelsin...

 
Gönderildi : 26/06/2011 5:52 am
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

MiloFX benden de teşekkür bu güzel yazı için.

24p ile 25p farkını farkedebilmek için özellikle bu amaçla peşpeşe ve dikkatle izlemek lazım ki bu gibi özel bir test durumu dışında kimse bunu yapmaz. Arada %4lük bir hız farkı var sadece. Sesteki bu farkı dediğin pitch ayarı ile yapmasan dahi farkeden yok. Tek sorun bizim ve konuyu açan arkadaşın kullanacağını varsaydığımız AE, Premiere gibi programların farklı çözünürlük ve fps kaynaklı klipleri tek bir standarda dönüştürürken pek başarılı olamaması. Örneğin benim bilgisayarımda düzgün oynayan video, Vimeo'da senkron sorunu yaratıyor. Onca uğraştan sonra bir kısmının 25, bir kısmının 50, kısa bir aralığın da kasıtsız olarak 24 olduğunu farkettim. Son çıktı 25 olmasına ve bilgisayar tabanlı tüm gösterimlerde sorun olmamasına rağmen Vimeo'da senkron sorunu oldu. Diğer online paylaşımlarda da benzeri sorunlar duydum. Yoksa artık dijital video dünyasında PAL ve NTSC diye birşey de yok. Çözünürlükleri kendi arasında, kare hızını kendi arasında değerlendirmek lazım.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 26/06/2011 6:13 am
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

MloFx bi teşekkürde benden bu aydınlatıcı bilgilerine.İçimiz iyicce rahatladı.Bİldiğini umarak farklı bir başlıkta açtığım bir soruyu sanada sorayım: bu formatta çektim cs5 te montajladık,bundan sonra hangi formatta(cs5 media nın hangi ayarlarında) bir çıktı alıp bu çıktıyı nasıl bir taşıyıcıya aktarmamız gerekiyor.Altın portakalın başvuru formunda 35mm başvuracakalr ayrı,hd dijital başvuracaklar ayrı ayrı işaretlenmiş. dijital başvuracağımız için bu filmi hd kasetlemi göndereceğiz festivale.?Hd kasede aktarmak için hd destekli bir montaj stüdyosunda mı çalışmamız gerekiyor.Evdeki pc den export alıp o görüntüyü aktartabilir miyiz.?yada başka bir taşıyıcı varmı?
http://www.aksav.org.tr/albumR/k/file/Uzun_Metraj_Basvuru_Formu.pdf " onclick="window.open(this.href);return false; bu linkte son güncel form var. bi incelerseniz sanırım daha iyi anlaşılacak.bu konuy hala çözmedik ve çok tedirginiz.yardımlarınızı bekliyoruz.

 
Gönderildi : 26/06/2011 3:57 pm
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Yukarıda dediğimiz gibi 1080/25p çekip aynı ayarlarla çıktı alacaksınız. Ama letterbox yapmanızı öneririm. Daha sinematik durur ve festivalde altyazılar daha güzel okunur. Letterbox için CS4-5 içinde bazı pluginler var. Herşeyi PCde yapabilirsiniz. Profesyonel stüdyoda da çalışsanız sonuçta elinizdeki görüntüyü kullanacaklar ve daha kaliteli sonuç diye birşey sözkonusu olmayacak.

Başvurunuzda belirtildiği gibi jürinin izleyebilmesi için filmin DVD yapılması gerekli öncelikle. Ayrıca başvuru için isterseniz HD kaset isterseniz bellek kartı/DVD vb gönderebilirsiniz. Ben olsam garanti olsun diye her türden birer koyardım. Sonuçta dijital kopya olduğu için hangi ortamda gönderilirse gönderilsin son gösterime dek DVD olarak izlenecek ve gösterime layık bulunursa o zaman HD sözkonusu olacak. Filmin dijital halini (AVI ya da MOV) bir DVD/kaset ve hatta SD kartta hazır tutun. Genelde beklenen kaset ve DVD oluyor.

Bu arada daha film ortada yokken bu türden teknik detaylara dalmamanızı ve tüm enerjinizi filminize odaklamanızı öneririm. Bitmiş ve sadece DVD formatında teslim edilmiş olsa dahi filminizi değerlendirmeye alacaklardır. O aşamaya geldiğinize çok sorun olursa açar telefonu sorarsınız alt tarafı.

Afiş, İngilizce altyazı, sunum vb hepsi kalite göstergesidir ve bunlara da özen göstermenizi öneririm.

Başarılar ve kolay gelsin.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 26/06/2011 5:15 pm
(@milofx)
Gönderi: 0
 

Eğer bitmiş iş 35mm filme aktarılacaksa en doğru seçim kayıpsız bir grafik formatı olan TGA kullanmaktır. Timelineını herşey bittikten sonra tga sequence olarak export edebilirsin. Bu şekilde filmin herbir karesi ardaşık olarak belirlediğin dosyaya kaydedilecek. Sonrasında yine bu kareler yazıldıkları sırayla tek tek filme basılacaklar, arri laser ya da crt printer lar bu işi otomatik olarak yapıyorlar. Fakat HD video olarak teslim edeceksen filminin HDye kayıt yapan online bir sisteme import edilmesi lazım. Bu sistem Smoke, Flame ya da Inferno olabilir. Fiyat açısından en makulü Smoke dur. Avid Nitris in de sıkıştırmasız HD işleyebildiği söylense de yaptığım testlere göre bu koca bir yalandan ibaret.
Kendi timeline ından export ettiğin sıralı tga ları smoke a import etmek uzun sürebilir (çözünürlük ve süre yüksek olduğundan). Import etme süresi de smokeun kullanım saatine eklendiğinden daha hızlı import edilecek bir format tercih edebilirsin. Bunun için gideceğin yerdeki HD kayıtçının teknik özelliklerini öğrenmen (mesela ortlama veri akışı kaç mbite?) ve kendi exportunu buna göre hazırlaman gerekir. Exportunu bu durumda Quicktime olarak yapabilir format seçeneklerinden sana en uygununu kullanabilirsin. Bu durumda da ideal olanı filmi tek parça export etmek yerini 4 ya da 6 parçaya ayırıp öyle export etmek. Bu parçalar sonradan Smoke da kolaylıkla birleştirilebilir...

 
Gönderildi : 26/06/2011 8:47 pm
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Milo haklı beyler:)
Oldukça bilgilendiriciydi sağol Milo

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 26/06/2011 11:45 pm
(@hzyn35)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

evet bende parça parça export almayı düşünüyorum. bilgiler için herkese teşekkürler.

 
Gönderildi : 27/06/2011 12:37 am
(@leyal)
Gönderi: 29
 

Uzun teknik izahatlarla çok da sıkıcı olmamaya çalışarak bazı bilgiler vermek istiyorum.

Bir iki sene önce çalıştığım şirkette 4-5 tane uzun metrajın online işlemlerini yaptım. Hepsi de 35mm formatında çekilmişlerdi. Son yıllarda filmlerin hemen hepsi 35mm çekildiklerinde de DI(Digital Intermediate) dediğimiz işlemlere tabii tutuluyorlar. Yani kısaca ideal olarak offline montaj bittikten sonra edl (edit decision list) e göre bir miktar pay (handle) verilerek orjinal negatifler kesiliyor, yine ideal olarak sahne sırasına göre bağlanıyor ve film scannerlarında 2K (2048*1152) 10bit Dpx kareler haline getiriliyorlar. Bu datanın üzerine color grading, görsel efektler vs. gibi çalışmalar yapıldıktan sonra film printerlarıyla (mesela arri laser) master negatife 2K aktarılıp üzerinden pozitif kopyalar çoğaltılıyor.

Bu iş akışı bilgisayarlar film sektöründe kullanılmaya başladığından beri aşağı yukarı aynı şekilde işliyor. Şu anda neredeyse sadece Hollywood biz artık evimizdeki bilgisayarlarla da 2K işleyebildiğimizden bazı büyük bütçeli yapımların iş akışını 4K olarak yapıyor. Bence görüntünün üzerine işleneceği format 35mm olduğu sürece çok gereksiz bir data hammallığı ama son media Imax olacaksa işler değişir tabii.

DSLR kullanan sinemacılar için bu iş akışına en yakın çözünürlük 1080P. Tabii bu çözünürlük maalesf dslr larda sadece 8bitlik renk derinliğine sahip ama ne yaptığını bilen görüntü yönetmenleri için yine de yeterli bir aralık. Bu arada 1080P 2K ya oldukça yakın bir çözünürlük olduğundan büyütme sırasında herhangi bir kalite kaybı söz konusu değil. Kaldı ki bugünkü teknolojiyle 576i yani PAL format bile gayet kaliteli bir şekilde filme aktarılabiliyor. Sinema perdesinde gördüğünüz hemen hemen bütün reklam filmleri PALden filme aktarılıyor.

Bu noktada çözünürlükle ilgili benim iş akışı yaklaşımım şöyle, eğer filminiz çok miktarda CG ve görsel efekt içeriyorsa ve elinizin altında çok güçlü sistemler yoksa o zaman tüm iş akışını 720P götürebilirsiniz. Büyütme sırasındaki çoğu durumda belirsiz kalite kaybı tüm prosesin hafiflemesiyle telafi edilecektir. Bir diğer yol olan kamerayla çekilen görüntüleri 1080P, tüm CGleri 720P işleyip sadece CGleri büyüterek ana görüntünün üzerine yerleştirmek de bu aralar özellikle avrupada oldukça revaçta (evet sıkıcı olmamaya çalışacağımı söylediğimi hatırlıyorum 🙂 ).

Şimdi gelelim 24p 25p kısmına. Öncelikle 24p iş akışında beni en çok rahatsız eden unsurdan başlamak istiyorum. Kullanmakta olduğumuz mevcut monitörler 50Hz çalıştıkları için native olarak 24p gösteremiyorlar. O yüzden 24p çekilmiş bir görüntüyü lcd ya da crt monitörlerde izlerken aslında sinemada görmeyeceğimiz tıklamalar görüyoruz, özellikle kamera hareketli planlarda daha belli oluyorlar. Ekranların sebep olduğu bu yanlış gösterme bazen 24p den kaynaklanmayan sorunları da gizleyebiliyor. Yani çektiğiniz görüntüde kameradan kaynaklanan bir atlama olabiliyor ve siz kolaylıkla bunun ekrandan kaynaklandığını farzedip önemsemeyebiliyorsunuz ve aynı atlamayı sinemada da görüyorsunuz. Sırf bu sebep bile çok gerekmedikçe 24p iş akışı kullanılmaması için yeterli bence. Ve iyi haber artık çok da gerekmiyor.

Uzun yıllardır 24p iş akışının tercih edilmesinin bazı sebepleri vardı ve bunlardan hiçbiri 24p nin 25p ye göre daha sinematografik bir görüntü sunması değildi. En önemli sorun seste yaşanıyordu. Eğer bütün filminizi 25p işleyip 24fps oynatırsanız sesiniz aradaki oran kadar kalınlaşır yani hani ses kaydını yavaşlattığınız zaman sesler boğuklaşır ya öyle.
Bu öyle çok önemsenecek bir kalınlaşma değil, kişisel fikrimce ses konusunda çok eğitimli kulaklar dışında kimse farketmiyor zaten ama farkedenler için de bir yöntem mevcut. O da filmin sesi bittikten sonra genel olarak sadece pitchi kaydırarak projeksiyonda sesin kalınlaşma etkisini yok edecek kadar sesi inceltmek. Yani siz sesi başta biraz inceltiyorsunuz 24fps projeksiyon sırasında biraz kalınlaştığı için sonuçta ses normal değerlerine dönüyor. Fakat bunlarla uğraştığımız günler de gerilerde kaldı diyebilirim. Artık dünyadaki sinema projektörlerinin hemen hepsinde 24-25fps switch var. Kopyanızın üzerine yazıyorsunuz bu film 25fps projekte edilecek diye öyle oynatıyorlar hiçbir sorun olmuyor.

Bu bilgiler ışığında özetlemek gerekirse uzun metraj için ideal çekim formatı 1080/25p dir (eee herkes aynı şeyi söylemiş zaten ben niye uzattım ki bu kadar?). Ama diğer formatlar da başınıza gelecekleri bilmek şartıyla eğer bir fayda sağlıyorsa kesinlikle kullanılabilir.

Yazının başında sıkıcı olmamaya çalışma niyetim pek gerçekleşmese de anlattıklarımın birilerinin işine yaraması ihtimali biraz olsun içimi rahatlatıyor.
Hepinize kolay gelsin...
Eline diline sağlık vallahi.

 
Gönderildi : 09/10/2011 7:49 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: