Forum

<YN> YÖNETMENLİK NOTLARI

17 Gönderi
5 Üyeler
0 Reactions
5,111 Görüntüleme
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

1. Kısım: SENARYOYU ANLAMAK.


1) SENARYOYU OKUYUN.
Ya da yazan kişi tüm senaryoyu size okusun.
Telefonu kapatın, kapıyı açmayın, sadece oturun ve okuyun.
Bitince yorumlar ve notlar yazın; çok basit notlar:
"Açılış biraz sıkıcıydı" "Ortadaki arzuyu net anlamadım" "Bitiş oldukça hareketli" gibi.

2) BİR ARA VERİN ve TEKRAR OKUYUN
Bu sefer daha çok düşünün. Görüntüleri, ne çeşit aktörler gerekeceğini, ilk okumada gördüğünüz
problemlerin kendi kendilerine çözülüp çözülmediğini.

3) EĞER SEÇİMLERİNİZ VARSA, PROJEYE UYGUN TASARIMCILARI DÜŞÜNÜN.
Uçuk kombolar ve ters köşeler yapmak cazip gelebilir ama oyunculara ya da seyirciye
fayda getirmeyebilir.

4) TASARIMLARI ÇOK ERKEN FİNALİZE EDİP ONAYLAMAYIN.
Fikirleriniz senaryoyu daha iyi tanıdıkça büyük ihtimalle değişecektir.

5) TÜM ROLLERİ SANKİ O ROLÜ SİZ OYNAYACAKMIŞSINIZ GİBİ OKUYUN.
Olmadığınız sahneleri atlayın ve tek kendi repliklerinize konsantre olun.
Bu size o karakter hakkında daha belirgin bir fikir verir. Bu da casting sırasında yardımcı olacaktır.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 3:47 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

6) SENARYOYA AŞIRI ÇALIŞMAYIN.
"Her kelimesini biliyorum." yönetmenlerin gururlandığı bi'şi olsa da, bu yaratıcılığınızı sınırlayabilir.
Tüm lafları hatırlamak oyuncunun görevi, sizin değil. Sahnenin nasıl devam ettiğini tahmin etmek,
daha özgür düşünmenizi sağlar.

7) PEK HOŞUNUZA GİTMEYEN BİR SENARYOYU SEVMEYİ ÖĞRENMEK
Çeşitli nedenlerden pek sevmediğiniz bir senaroyu yönetmeniz gerekebilir.
Böyle bir durumda senaryonun yapısında ve özündeki problemleri düzeltmek yerine meziyetli
yerleri üzerine odaklanın ve genişletin.

8 ) SENARYONUN MERAK UNSURU OLAN SORUSUNU TANIMLAYIN.
Her senaryo basit bir "...olacak mı? ...yapabilecek mi?" sorusuna sahiptir. Bu soru ki, ana karakterin
çevresindeki tüm aksiyonun oluşmasını sağlar ve seyircinin merakını ayakta tutar.
Hamlet'i düşünün: Genç prens babasının intikamını alabilecek mi? gibi.
Bir yönetmen olarak akıp giden hareketler grubu içinde neyin seyircinin ilgi ve alakasını film üzerinde
tutacağını bilmelisiniz.

9) İNSAN DENEYİMİNİN ISTIRAP ve ISTIRABIN ÇÖZÜMÜ OLDUĞUNU FARKEDİN.
Her senaryoya sorabileceğiniz mantıklı ve haklı sorular şudur:
Bu karakterler nasıl ve hangi konuda ıstırap içindeler. Bu ıstıraplarını gidermek ya da
çözmek için neler yapıyor,neye başvuruyorlar?

10) KARAKTER, DAVRANIŞLARIYLA OLUŞUR.
Aristo bize öğretmiştir ki,biz insanları yaptıklarıyla tanırız. Başkalarının onlar hakkında ne söylediği,
ya da onların kendileri hakkında söyledikleri doğru olablir de olmayabilir de.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 3:52 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

11) FİLMLER OLAĞANDIŞI DURUMLARDA KALAN KARAKTERLERİ BETİMLER.
Sahnedeki herhangi bir günün olayı değildir. Daha fazlası, sıradışı belirleyici, hayatları değiştirici olaylardır.

12) MÜCADELE, SONUÇTAN DAHA ÖNEMLİDİR.
Karakterin amaçladığı sonuca ulaşabilip ulaşamaması çok kritik değildir. Asıl önemli olan o amaca hizmet eden,
o sonuca ulaşmak için yaptığı çabalar, göğüslediği engeller, mücadeleler ve an be an aldığı kararlardır. Net ve
zorlu şartlar altında aldıkları kararlar karakterleri kahraman veya hiç yoktan ilginç kılar. Ve ya şartlar karakteri
ya da karakter şartları değişime uğratır. Seyirci her karakterin bu yolculuğuna şahit olur ve dolaylı olarak onunla
bu yolculuğu yaşar. "Aynı fikirdeyim", "Bunu neden yaptı?", "İşte bu ilginç bir hareketti, böyle akıllı bir taktik benim
aklıma gelmezdi" Sonlara doğru büyük bir felaket ya da mucize bile olsa, seyirci olanlar karşısında karakterin
tepkisine, olanın kendisinden daha çok ilgi gösterir. Duygusal değişimlerin yolculuğu, hedefin kendisinden daha önemlidir.

13) BİLİN Kİ; SON EN BAŞTADIR.
Eserlerin çoğunda, "nihai son" kaçınılmazdır ve açılışta ve aradaki tüm sahnelerin özünde mevcuttur. Seyircinin
perspektifinden, bu ancak film bittikten sonra geriye doğru düşünülünce anlaşılır ve takdir edilir. Seyirci,eğer isterse
farkeder ki; filmin başından sonuna tüm sahneler,tüm elementler gereklidir ve filmin sonundaki çözüme ya da patlamaya
katkı yapar. Bu aslında yönetmen olarak sizin seçiminizdedir: Fuzuli şeyleri atmak, eleganlığı, seçilmiş olanı hedeflemek.
Anlatması kolay ama yapması zor. Yönetmenin, eserin altında yatan iskeleti ve ona hizmet eden/etmeyen tüm elementleri
tanıması zaruridir, şarttır.

14) SENARYONUN NÜVESİNİ (KORUNU) EN AZ KELİMEYLE TANIMLAYIN.
Bunu bir düzinenin altında kelimeyle yapabilirsiniz.Tüm hikayenizin özü bu.
(i) Aktörlerin ve tasarımların seyirci üzerinde bırakmasını istediğiniz ilk etki nedir?
(ii) Film bittiğinde seyircide kalan duygu ve son etkilenim ne olmalı?
(iii) A'dan B'ye giden yolda neyi teklif ediyor, hangi düşünceyi öneriyorsunuz?

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:01 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

2. Kısım: YÖNETMENİN ROLÜ


15) SİZ DOĞUM UZMANISINIZ.
Piyes dediğimiz çocuğun anne babası değil, doğumuna klinik nedenlerle eşlik eden doktorsunuz. Göreviniz
çoğunlukla zarar vermemek, zarar gelmesine engel olmak.Birşeyler ters gidince müdahale edip gidişatı
düzeltmeniz çocuğun yücelmesi ya da acı çekmesi, yaşaması ya da ölmesi anlamına gelebilecektir.

16) HİKAYEYİ ANLATIN...
...en inandırıcı ve en heyecanlı, ilgi çekici haliyle. Hikayeyi anlatmaya yaramayan her unsur şüpheyle
tetkik edilmelidir. Bazen dekorasyonun zayıf bir oyunu yükselttiği, sattığı olur ama bizim üzerinde durduğumuz,
seyircinin salonu terk ederken, inandığı ve sihirli sözcükler "Bir zamanlar..."a tepki verdiği "güçlü" piyesler.
Çıkışta Laser Show'unu düşündükleri değil.

17) HER ZAMAN TÜM NOKTALARI BİRLEŞTİRMEYİN.
Olan biteni seyircinin birleştirmesine izin verin. Onlara bütün noktaları verin elbette ama onlar adına bunların
hepsini birleştirmeyin.

18) SEYİRCİNİN TAHMİNLERDE BULUNMASINI SAĞLAYIN.
Ama izleyicinin, daha sonra önemli olacak olan küçük ipuçlarını aldığından emin olun. Romeo'nun şiddet potansiyeli gibi.
Çok net ve belirgin göstermekten kaçının ama hile de yapmayın. Delileri çok karartırsanız climax ortaya çıktığında
seyirci "Bunu beklemiyordum, evet ama bu anlattıkları şekliyle de inanmadım." diye düşünebilir.

19) HERKESİ MEMNUN ETMEYE ÇALIŞMAYIN.
Bill Cosby: "Başarının formülünü bilmiyorum ama başarısızlığın formülü herkesi memnun etmeye çalışmak" demiştir.
Otorite ve sorumlulukla donanmış bir şekilde sahnelemeyi yaparken eninde sonunda bazı popüler olmayan
kararlar vereceksinizdir. Mızmızlanmaları kabul edin. Güçlü olun ve karşı çıkışlara karşı sakin olun.
Normal iletişim içinde büyük miktarda çatışmayı da bulundurur.

20) HERŞEY İSTEDİĞİNİZ GİBİ OLAMAZ.
Harold Clurman der ki; "Eğer kafanızda izlediğinizin %60'ını sahneleyebildiyseniz, bu oldukça iyidir."
Tüm açıkları kapatmak mümkün değildir, kabullenmelisiniz. Her şey sizin kontrolünüzde değildir.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:08 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

21) TÜM CEVAPLARA SAHİP OLMAYI BEKLEMEYİN.
Lider sizsiniz ama yalnız değilsiniz. Diğer sanatçılar da orada kendi katkılarını yapmak için bulunuyor.
Kullanın onları.
Elia Kazan'ın öz yönetmenlik tavsiyesi: "Birşeyi düzeltmeden önce, sanatçılarınız ne yaptığına bakın."

22) TEMBEL YA DA İLGİSİZ YÖNETMENİ HİÇ BİR AKTÖR SEVMEZ.
Her kelimenin, referansın, yabancı tabirin anlamını biliyor olmalısınız.

23) HERKESİN KORKUDAN DONAKALMIŞ OLDUĞUNU VARSAYIN.
Aktörlerin ve diğer herkesin sizden beklediği o sınırsız sabır ve cömertlik durumuna girebilmenize yardımcı olabilir.

24) NEŞELEN.
Birşeyler kötü gitti diye kimse ölmüyor, milyonlarca dolar kaybedilmiyor (Bu şansa sahip olmak için çok şanslı
olman lazım)
Kötü bir prova, performans ya da kritik yüzünden çocuklar aç kalmıyor. Evet, tutkulu ol ama kendini çok ciddiye
almaman gereken zamanı da bil. Bir kıyağa ihtiyacın olduğunda ya da birisinin sorumluluğu veya yetileri ötesinde
birşey isteyeceğin zaman, "Şu anda yapamayacağın birşeyse bu tamamen anlarım" demek hem ateşinizi söndürür
hem de etkinizi ve efektifliğinizi artırır.

25) YAZARIN SÖZLERİNİ DEĞİŞTİRMEYİN. (Tiyatro)
Yönetmen Lloyd Richards der ki;eğer sürekli metinde değişiklik yapmak geliyorsa içinizden belki de yönetmenliği
bırakıp oyun yazmaya geçmelisiniz.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:13 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

26) GÜNÜN ÇOĞUNU PERFORMANSINIZA AYIRIN.
Genel ve çok önemli bir not. Yönetmen olarak, insanlara birşeyleri anlatmak ve ne yapacaklarını söylemek için
bulunuyorsunuz. (Nasıl isterlerse öyle yapabileceklerini söylediğiniz anlar dahil.) Net konuşun,özet ve kısa konuşun.
Kışkırtıcılardan uzak durmaya çalışın: Homurdanmak, aynı şeyi defalarca söylemek, anektodlar anlatıp gülmeler
peşinde olmak, zamanı boşa harcamak. "Yani..", "Bilirsin...", "Eee- Iıı-..." gibi konuşma aksaklıkları da günde 3 saat
komut verenler için negatif.

27) KENDİNE YONTMA.
Evet, yönetmenlikte bir ego ödülü vardır, ama bu zaten baki sonuç, peşine düşmeye gerek yok. Onun yerine
başkalarına hizmet ederek esere hizmet edin;özellikle de senariste, oyunculara ve seyirciye. Kendinize şunları sorun:
Bu esere ne verebilirim, seyircinin parasını ve zamanını almaya nasıl hak kazanabilirim? Seyirciye ne sunabilirim de
bu yatırımı onlar için faydalı kılarım?

28) YÖNETMENE EN GÜZEL İLTİFAT: "BAŞINDAN BERİ NE İSTEDİĞİNİZİ BİLİYORDUNUZ"
Oyuncular ve diğerleri sizinle aynı fikirde olmadıklarında bile sizin komutlarınızı tatbik ederler.Rejinizi uygularlar.Ama
siz liderlik etmekten korkarsanız işte o zaman sizi takip etmezler. Net, kendine güvenen bir duruşa sahip olmak,
özgüvenli ve güçlü yönetim, herkes için güven tesis eder.

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:22 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

3. Kısım: CASTING


29) YÖNETMENLİĞİN BAŞI CASTING'DİR.
Kimileri yönetmenliğin %60'ı casting der, kimileri %90'ı, rakamı boşverip "çoğu" diyelim. Yapım süreci başlar
başlamaz, hangi rolü kimin oynayacağının kararlarından daha önemli başka bir karar konunuz yoktur. (Tabi
tasarımcı,set, kamera, kostüm, ışık, ses ile ilgilenecek olanlar da önemlidir, ve aslında o da bir çeşit casting'dir.)
Yönetmen Ron Eyre demiş ki; birisini bir role atadığınızda onun hayat-akışına bir bağlantınız olur. Evlilikde olduğu
gibi onun ahlaklı yanlarının ve ahlaksız huylarının sorumluluğunu taşırsınız. Bazı kapılar kapanırken bazı kapılar
açılır. Kimileri de açmak biraz zorlama ister.
Kendinizi sokacağınız bu durum için mümkün olduğunca fikir edinmeye çalışın. Audition'a ek olarak o kişi hakkında
başkalarından da bilgi alın. Kibar mı, profesyonel mi, sorumluluk sahibi mi? CV'sini inceleyin, daha önce benzer
roller oynamış mı? Bu ebatta? Bu stilde? Bu seviyede? Cevapları bulmak için zaman tanıyın. Evet, zaman zaman
yanılabilirsiniz ama bu yine de bu konuya özen göstermemenize sebep değil.

30) ARADIĞINIZ KARAKTERİN KAPIDAN GELMESİNİ UMMAYIN.
Eğer gelirse de onu seçmeden önce bir duraksayın. Harikulade geçen bir audition'un tökezleyen bir final
performansa dönüşmesi nadir rastlanan birşey değildir.
Neden oluyor peki bu? Çünkü doğal hayatında öyle olan birisi ile eğitimli, profesyonel bir aktör bir değildir. Gerçek
bir profesyonel rolle büyür, senaryoyu analiz eder, içgörüler ve empati geliştirir, problemleri çözer, ihtiyaç duyulan
ilüzyonu gerçekleştirir, ve diğer karakterlerle olan ilişkiyi kurar, seyirciye tüm bunları geçirecek tekniğe sahiptir, ki
tüm bunlar yazarak üretilebilen şeyler değildir.
Kısaca bir pro, ne yapacağını bilir. Bu sizi bir tek kişinin performansına bakıcılık yapmanın meşakkatli yükünden
bile kurtarsa, diğer tüm performanslara ilgi gösterebilmeniz için daha çok zaman bırakır. Aksi durum, yani bir
oyuncu ile yoğun ilgilenirken diğerlerini ihmal etmeniz kırgınlık da doğurabilir.
Casting'in bu döneminde düşünmeniz gereken "Karakter olarak inandırıcı mı?"dan çok "O karakteri oynayabilir mi?"
olmalı. Tüm bu dediklerim dışsal özellikleri reddetmeniz anlamına gelmiyor elbette. Senaryodaki tanımlamalar da göz
ardı edilmemek zorunda olabilir. 'Uzun bir karakter' diye tanımlanan,uzun bir aktör tarafından,saf-genç-kız rolü genç
bir kız tarafından oynanmak zorunda olabilir.
Ama aynı rol için iki aday arasında kaldığınızda, görüntü ve esansa karşı, yetenek ve deneyimi değerli kabul edin.
Yetenekli bir profesyonelin bu sanatın ustalığını kullanınca yapabileceklerinin kıymetini bilin.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:28 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

31) AKTÖRLERİ RAHATLATIN AMA ONLARA ARKA ÇIKMAYIN.
Audition sırasında aktörler izlendiklerini, değerlendirildiklerini, yargılandıklarını bilirler. Geçimleri ve kişisel-imajları
söz konusudur. Auditionu yapan kişi olarak her söylediğiniz ve yaptığınız onlar üzerinde büyük duygusal etkiye neden
olur,o yüzden ne yaptığınızı bildiğinizi hissettirerek onları rahatlatın. Bilgilendirici ve nazik olun. İletişime açık olun.
Efektif ve faydalı olun.
Audition ortamında bir aktörün en iyi işini almayı beklemeyin; rol yaratma prosesinin çok başlarındasınız ve çok gergin
bir durum söz konusu. Aktörün rahatlığını sağlamak ve olası en iyi performansı almak için, cesaretlendirici olun ama
iltifat yorumlarınızı genel atıhta tutun: "Güzeldi", "İyi bir okumaydı" Bunlar aktörün sözlerinizi bir işe alınma taahhütü
olarak yorumlamasını engeller. Asla kaba olmayın. Asla sözler vermeyin. Final kararınızı aktör odadayken vermeyin;
ne kadar yıldız bir performans da çıksa, bir sonraki aktör hayal bile etmediğiniz bir olasılıkla gelebilir.
Aktörlere teşekkür edin. Eğer işi alırlarsa ne zaman ve nasıl kontağa geçileceğini söylemeyi unutmayın..

32) SEÇMELERE GELENLERLE ROL YAPMAYIN.
Sizin audition'da göreviniz gözlemlemek ve değerlendirmek. Aktörün sizden başka birisine ya da birşeye okuma
yapmasını sağlayın; duvar, sandalye, prodüksiyon asistanı, ya da bu iş için tuttuğunuz okuyucu oyuncu.

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:31 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

4. Kısım: MASADA İLK OKUMA PROVASI


33) UZUN, AKILLI, MÜTHİŞ BİR KONUŞMA İLE BAŞLAMAYIN.
Oyuncuların hoşuna gidebilir- gülebilirler ya da konsantre bir şekilde dinleyebilirler, ama o konuşmanın özünü almak için
fazlasıyla gergindirler. Pratik şeylerle başlayın. Prova takvimi, çekim zamanları gibi. Filmi kendi aklınızda nasıl gördüğünüzü
anlatmak isteyebilirsiniz, ama lakırdı yerine tasarımlar göstermek genel fikrinizi daha efektif anlatır.

34) AKTÖRLERİN MIRILDANARAK OKUMASINA MÜSADE ETMEYİN.
Çoğunluk ilk okuma provalarından nefret eder, ama bir yandan da sıklıkla, tekil çalışmalarında çıkmayacak fikirler ortaya atılır.
Adanmışlığın ve yoğunluğun üzerine gidin. Açılış sahnelerindeki aktörlerin kendilerini vermesini sağlayın ki, güçlü bir başlangıç
yapılsın, okumayı durdurmanız ve baştan başlatmanız gerekse bile. Birileri büyük oynasa ve abartsa bile diğerlerinin
kıkırdamayacağı, gülmeyeceğinin güvencesini sağlayın. Düşünüyorlar mı? Ne güzel. Birşeyleri deneyeceklerini, birşeylere
kalkışacaklarını gösterir.

+

 
Gönderildi : 31/05/2015 4:36 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

güzel paylaşım, başlığın takipçisiyim 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 31/05/2015 5:13 am
(@sataman)
Gönderi: 0
 

Bu konuda okuduğum yazıların en iyilerinden.Tşk. secretdirector 🙂 . Devamı vardır herhalde.

 
Gönderildi : 01/06/2015 4:24 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

aslında hepimizin bu konuda söyleyecek sözü var zaten, burada paylaşılabilir sözü olanlar yönetmenliğe dair tecrübelerini paylaşabilirler. ben de yapıcam böyle bir şey yakın zamanda 😀

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 01/06/2015 5:28 pm
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

Teşekkürler intercapiller.
Bu konuda okuduğum yazıların en iyilerinden.Tşk. secretdirector 🙂 . Devamı vardır herhalde.
Teşekkürler sataman. Evet devam edeceğim notlara. 100-120 adetten önce bitmesi mümkün görünmüyor. Daha okuma provasındayız.

Bu arada siz bu başlığı hareketlendirebilir, istediğiniz maddeyi tamamı ile olduğu gibi alıntı olarak mesajınıza kopyalayıp, altına da kendi katkılarınızı, yorumlarınızı ya da düzeltmelerinizi yazabilirsiniz.

Tek isteğim ayrı bir görsel düzen kullanın, mesela benim numaralara eklemeyin. Çünkü film yapımının fazlarına göre böldüm kısımları.

Geri-bildirim, feedback, yorum, ilgi almazsam bu notlarımın paylaşımı için doğru adreste olmadığımı düşünürüm, ve şevkim ve motivasyonum kırılır.

 
Gönderildi : 01/06/2015 7:05 pm
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

+

35) OKUMA BİTTİKTEN SONRA ÜZERİNE KONUŞUN.
Senaryo herkesin akıllarında tazeyken şimdi fikirlerinizi anlatabilirsiniz. Artık üzerlerindeki gerginlik de kalkmıştır.
Ne kadar çok kişiyi ilgilendirren konulardan bahsederseniz o kadar iyi olur. Ama dikkat edin; siz dahil kimden gelirse
gelsin, senaryodaki iç anlamlar üzerine muğlak ya da incelikle düşünülmüş farketmez, derin felsefi açıklamalara girmek
kafa karışıklığı ve endişe doğurur.

36) BASİT SORULAR SORUN.
Erken safhada sorulabilecek güzel sorular: Neredeler? Kim kiminle ilişkili? Kişiler diğerleri hakkında hangi hislere
sahip? Yılın hangi mevsimi? Hangi günleri? Kaç yaşlarındalar? Hangi aksanlara ya da dialektlere sahip olabilirler?
Adam oraya neden geldi? O kadın odayı neden terketti? Kim kimi kovalıyor?
Ayrımlar yapmaya başlayın. Oradaki aksiyon büyük mü küçük mü? Onun niyeti iyi mi kötü mü? Büyük bir iyi mi,
yoksa önemsiz bir iyilik mi? Çok büyük bir kötülük mü, yoksa küçük bir kötülük mü? (Bunlara 6. Kısım'da değineceğiz)
Aynı zamanda yazarın notlarını da analiz edin. (örn. "Rahatlamıştır." ya da "Şaka yapar gibi ama şaka yapmayarak")

37) SAHNEDEKİ DALGALARI İŞARETLEYİN.
Umarsız davranışlarla sahnedeki resmiyet ne zaman kırılıyor? Hayal kırıklığı yüzünden romantizm ne zaman bitiyor?
'Avcı' ne zaman başka bir yem denemeye karar veriyor? Kurban ne zaman yeni bir direniş gösteriyor? (Buna da 6.
Kısım'da tekrar değineceğiz.)
Sahneler içindeki bu gibi iç-sahneleri belirleyin, tartışın ve tasvirleyin. 'Fransız Sahne' bölmeleme mantığından
bahsetmiyorum. (Bir karakterin girmesi veya çıkmasıyla tanımlanır.) Bahsettiğim; kendine münhasır, kendi giriş, orta
ve sonuna sahip bir kaç diyalogluk ya da aksiyonluk dramatik parçacıkların oluşturduğu iç-sahneler.

 
Gönderildi : 03/06/2015 4:52 am
(@secretdirector)
Gönderi: 32
Başlığı açan
 

5. Kısım: PROVA KURALLARI


38) KENDİ GÜÇLÜ OLDUĞUNUZ YÖNTEMİ TAKİP EDİN
Doğal olarak, kendinizi en iyi ifade ettiğiniz yöntemi keşfedin ve onu kullanın: Tasvir etmek, izah etmek;
yönelimler vermek; hayvanları oynamak; doğaçlama yaptırmak vs.

39) PROVA DİSİPLİN İSTER
Herkesin her zaman dostu olmak sizin iş tanımınız değil. Geç kalmalara, (geç kalacak olan aktör kesinlikle
telefon etmelidir) diğerleri çalışırken dikkat çekecek şekilde sohbet edenlere, prova yapan aktörlerin göreceği
yerde gazete okuyanlara vs. hemen müdahale edin.

40) PROVA TAKVİMİNİ BİR HAFTA ÖNCEDEN BELİRLEYİN.
Unutmayın ki; senaryoyu ve birbirinizi daha yeni tanımaya başladığınız ilk günlerde, herşey sizin tahmin
ettiğinizin iki katı uzunlukta sürecektir. En az.

41) OYUNCULARIN İHTİYAÇ DUYULMAZ ŞEKİLDE BOŞTA ÖYLESİNE TAKILMALARINA NEDEN OLMAYIN
Tüm cast'ın moralini düşürür. Provanın ritmini kaybetmemek için tabi ki herkesi gereken zamandan biraz daha
önce oraya toplamalısınız, ve eğer yarım saat, kırkbeş dakika beklemeleri gerekiyorsa, olur, hayatın bir parçası bu.
Ama gerçekten çok gerideyseniz onlara gidip daha sonra tekrar gelmeleri seçeneğini önerin. Ve özür dileyin.

42) GEREKMEDİĞİ DURUMLARDA ÖZÜR DİLEMEYİN
Espriyle veya değil kendini küçük görme, grupta zayıflamaya yol açar. Tekrar söylüyorum, her zaman herkesin
arkadaşı olmak durumunda değilsiniz.

43) ASİSTANINIZIN YA DA YAPIM AMİRİNİZİN UYGUN ARALIKLARDA ARA VERMESİNDEN EMİN OLUN.
Sürekli ileriye hamle yapmanız ve randımanlı ilerlemeniz güzel, siz kaptansınız, komutansınız; ama piyadeleriniz de
daha çabuk yorulur. Sizin işinizin ego tatminleri ve ödülleri onların işinde farklı. Yani sizinle aynı oranda zinde ve motive kalmayabilirler.

+

 
Gönderildi : 03/06/2015 5:16 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: