Uzun zamandır ilgimi çeken, kafamı bulandıran bir düşünce.
Ev sinema teknolojilerinin gelişmesi, internet ve dolayısıyla korsanın yaygınlaşması, dvd, vcd gibi ürünlerin fiyat pahalılığı acaba uzun metraj sinemayı tehdit mi ediyor?
Tiyatro gibi sinema salonlarına gitmek artık sadece sosyal bir etkinlik mi olacak?
20 sene öncesini hayal edelim. 1990 yılını. Acaba insanlar o zamanlar interneti tahmin edeblir miydi? Evindeki bilgisayarlar ile filmleri bedava indirebileceklerini öngörebilmiş midir acaba?
Tabi ki hayır.
Peki sizce 20 sene sonra acaba uzun metraj, kar beklentisi içerisinde olan sinema var olabilecek mi?
Konuyu sosyal yönündende tartışmak bizler açısından faydalı olacaktır. Geleceği iyi veya kötü öngördüğünüz şekilde bunun sinemaya olan yansımasınıda (misal küresel ısınma, nüfus artışları, olası savaşlar, sistem krizleri) öngörebilir misiniz?
Not: Birazda ütopik düşünelim. Mesela toplumların, hayatın, zamanın ruhunun ne kadar çabuk değiştiğini göz önüne alalım.
1990 yılında bugünkü internet yoksa da VHS diye bir teknoloji vardı ve 1980lerden beri insanlar acaba sinema ölecek mi diye sormaktaydılar.
1950lerde TV çıkınca aynı soru sorulmuştu. 80lerde VCRler aynı etkiyi yarattı. 90larda CD-DVD ve kopyalama ve bugün de net-TV vb şeyler aynı soruyu sorduruyor. İnsanlar sinemaya gitmekten vazgeçmedikleri sürece sinemaya kolay kolay birşey olmaz. Evimdeki TV sinema salonundan çok çok daha kaliteli ama gümüş perdenin atmosferinin yerini hiçbirşey alamaz. Onu da eve koyamayacağımıza göre sinema ne kadar değişse de hep var olacak demek mümkün.
Handicam devrimiyle başlayan ve Youtube/Vimeo ile yaygınlaşan kişisel üretim süreci ise sektörü değiştirmedi. Youtube'a film çekip koyanların ana amacı hala sektörde bir yere gelip ünlü olmak. Yani herkes film çekebiliyor ama filmci olamıyor. O açından bakıldığında da sektör devam edecek, Hollywood hep var olacak demek mümkün. Elbette değişim geçirerek...
Katastrofik bir değişim olmadıkça elbette. 2. DÜnya Savaşı esnasında Avrupa'da film sektörü durmuştu. Savaştan sonra insanları hayata bağlayan ilk şey yine sinema oldu. O nedenle bir süreliğine ölse de insanoğlu bu keşfini yaşatmanın bir yolunu bulacaktır.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Fulguranın söyledikleri büyük oranda doğru.
Ek olarak, sinema her zaman sizin evde deneyimleyeceklerinizden fazla birşeyler vermek için sınırlarını zorlayacaktır. Bu işin doğasında var. James Cameron bu konuda öncü isimlerdendir. Evde tadamayacağınız lezzetleri size sunar. O nedenle Cameron'ın yaptıkları hep birer teknolojik akım oluşturmuştur. Ve bir de millet kalkıp Cameron'a laf sokar. Sinemaya az çok ilgili olup da Avatar'ı, Titanic'i, Terminatörü izleyemen yoktur ama o izleyenlerin bir kısmı aynı zamanda kötü yönde eleştirenlerdir.
Alın işte Avatar. Hala kötü, vasat, yaramaz vs. diyenler var. Avatar 2,85 milyar dolar kazandı. Ama sektöre 12,85 milyar dolarlık hatta 128,5 milyar dolarlık etkisi oldu. Ortalık 3d filmden geçilmiyor. 3 boyutlu tv olayı Avatarla çıktı. blue-ray teknolojisi çok ciddi ivme kazandı. Avatar'ın son yılların en büyük sinema olayı olduğunu reddetmek olanaksız. Ama ediliyor işte. Ülke bütçelerine rakip olabilen etkiler ortaya çıkaran bir film nasıl kötü olur?
Geçmişte sinema çeşitli sebeplerle tokat yemiş bir sektör. Televizyonun çıkışı, savaş, teknolojik atılımların adaptasyonu vs. Ve hep bunların üstesinden gelip hayatiyetini sürdürdü. Bu becerisini kaybedeceğini sanmıyorum. Kendisini cazip kılacak birşeyler mutlaka bulacaktır.
Ve işin, seninde söylediğin gibi sosyal bir tarafı var. Herkes evinde müzik açıp ışığı karartıp bir içki alabilir eline değil mi? Hatta birkaç arkadaşını da yanına çağırabilir. Ama bu yeterli olmaz. Olacak olsaydı barlara, diskolara, kafelere ne gerek var ki? Ama ortalık bar kaynıyor....
Ortalık divx, blue ray, xvid, gom player, 2 tb hardisk kaynarken sinema salonları hala doluyor. Ve bunda şaşılacak birşey yok.... Öyle olacak zaten....
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Yayıncılık sektörü şekil değiştiriyor. Yakın gelecekte internet tv gibi sistemler ile al ve izle sistemleri çok yaygınlaşacak. İstediğin filmi 2-3 tl gibi bir rakama tek seferlik satın alıp izlenebilme dönemi başlıyor ki şahsen ben korsanla uğraşmak yerine bu çözümü tercih ederim. tv ve sinemaların değişen gelir modelleri bence sinemayı daha da güçlendirecektir.
Ayrıca bir filmin kaliteli korsanı öyle hemen çıkmıyor. ilk izleyenlerden olmak için salona gitme mecburiyeti hiçbir zaman değişmeyecektir.
Bir noktayı daha hatırlamakta yarar var. Aynı film ile hem sinema salonuna gelen adamdan hem de ev izleyicisinden para kazanmanın da yolu var ve bunlar birbirine rakip değiller. Bugünlerde bilmemkaçıncı kez Star Wars serisini bu kez de Bluray olarak verdiler piyasaya ve bu kez de daha önceden görülmemiş sahneler vb koymuşlar. Ek olarak tişört yeni bilgiler, röportaj vb de ekler koyuyorlar. Yani sinemadaki deneyimi 10 kez yaşayan adam her çıkan seriyi de ayrıca alabildiğine göre bunlar hakikatten Boğaz'a nazır bir yerden bira içmekle bakkaldan alıp evde terlikle içme durumu gibi iki ayrı zevk. Birbirini tamamlıyorlar ve aslında bir çakışma ve rekabet yok.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Sinemayı öldürse öldürse diziler öldürür. Ancak şöyle bir şey var ki benim Teksas'ta bir arkadaşım Lost'u her hafta sinema salonunda izliyordu.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
tam tersine yeni yeni gelişiyor stedicam 2 ,red serileri ,arriler , üstelik led ışıklar tonlarca ağırlığındaki ışıkları hazır atmışken cillop gibi yeni nesil kameralar varken hangi sinema bitecek özellikle vizyona girmeden mesrafı sponsorlardan çıkaran yapımcılar istediğini alan oyuncular bizim türklerin eline red geçti valla yüzyıl bırakmaz sinemayı ,çok ekmek var sinemada bizleri öldürürde ilerisi müamma
Yaş, milliyet yada özgeçmiş önemli değil; önemli olan söyleyecek bir şeyin olması.
^^KYKGM^^