Cevabı olmayan bir soru daha...
Kişiye bağlıdır, unutulmaz film diye bir şey yok, bence Hababam Sınıfı Godfather'dan daha unutulmaz bir film, ama dünyanın çoğu için değil.

"The Story of Film - An Odyssey" adlı 15 bölümlük belgeseli izlersen bu soruların bütün cevaplarını bulabilirsin.

onu nereden edindiniz acaba kamerabey 🙂

Unutmamanın yolu duyguları da kullanmaktan geçer. Dün akşam ne yediğinizi sorsam, (eğer iftar için özel bir yere falan gitmemişseniz) büyüm ihtimalle hatırlamazsınız ancak bugüne dek yediğinizi en güzel yemek diye sorsam belki de 10 yıl öncesini anlatırsınız. Nedeni, beynin her iki lobunun da aynı anda çalışmış olması. Unutulmaz olmanın en temel gerekliliği de duygulara hitap edebilmek. Son derece de göreceli elbet. Kimi tatlı sever kimi acı fakat izleyici bir şekilde filmle ilgili zihninde de canlandırma yapmalı, günlük hayatında sahneleri hatırlayabileceği olaylarla karşılaşmalı.

onu nereden edindiniz acaba kamerabey 🙂

Legal yollarla D&R'dan (fakat geçici olarak temin edilemiyormuş) , illegal yollarla bilimum torrent ve paylaşım sitelerinden.

eyvallah cevap için.

bu arada başlık için de bir iki şey söyliyeyim:
unutulmaz bir film yapmak için çok izlenen bir film yapmak gerek herhalde...çünkü bu film insanların hafızalarında yaşayacak, ne kadar çok kişi izlerse de o kadar çok hafızada yaşayacak demek...Allahım saçmaladım iyice 😀

evet kişisel bakış açısına göre göreceli bir soru...bana göre ortak yeri
unutulmaması için bazı etkenlerin olması
yani seyirci ile filmdeki karakter arasında yada o an ki aksiyonla seyircinin yaşadıgı romantik yada korkunç bi an
etkileşimde aynı düzlemde buluşması gibi
işte aynı düzlemde o anki aksiyonda bir ayrılık sahnesini kafanızda oynaması,o ayrılgın kafanızda bilinçaltınızda başka bir olayla ilişkileniyor...diye düşünüyorum sadece bi yaklaşım benimkisi..
daha genel bakarsam izleyicinin karakterle yada olayla buluştugu noktalar var..
aslında kız neden terketti diye sorarırız..kafamızda bu soruya buldugumuz cevaplar hikayeye bakış açımızı değiştirebilir
diger karakterlerden nefret ederiz belkide, yada diger kızlardan bi benzeşme bir ilişkilendirme ortada
bu kaynaşmayı anlamaya çalışıyorum bazen...çok detaya girmesekde daha ilk soruda yanlış yerlere sapıyor izleyici
kendi iç dünyasına baglı olarak...olayların geniş zamanda yada geçmiş zamanda olması olayların ve soruların uçu açık bilinmez olması bunun gibi etkenler bizi kendimize göre yorumlama itiyor belkide..ve kendimize göre yorumlamaya başlıyoruz
ve kafamızda kocaman bi harita oluşuyor içimizde çizilen benzer bi hikayenin haritası...içsel bi seyat nasıl yapılırın sorusuna dönüyor bu soru bana göre

Bence bir filmin unutulmaz olabilmesi için bana yeni bi düşünce/farkındalık katması yahut filmden sonraki yaşantıma olumlu anlamda katkısı olması, ufkumu açması lazım. Başka bir deyişle bana neleri düşünemediğimi anlatması, göstermesi gerekir. Bunları yaparken aynı zamanda duygu uyandırması çok önemli. Kubrick'in 2001'i böyle bi filmdir mesela benim için. Yaşantımı evrelere ayıracak olsaydım 2001 filmi hayatımdaki dönüm noktalarından biri olurdu. Tarkovski'nin Stalker'i de öyle.

Bence bir filmin unutulmaz olabilmesi için bana yeni bi düşünce/farkındalık katması yahut filmden sonraki yaşantıma olumlu anlamda katkısı olması, ufkumu açması lazım. Başka bir deyişle bana neleri düşünemediğimi anlatması, göstermesi gerekir. Bunları yaparken aynı zamanda duygu uyandırması çok önemli. Kubrick'in 2001'i böyle bi filmdir mesela benim için. Yaşantımı evrelere ayıracak olsaydım 2001 filmi hayatımdaki dönüm noktalarından biri olurdu. Tarkovski'nin Stalker'i de öyle.

senin bu tanıma göre matriks de öyle bir film benim için 🙂
hala matriks filminin etkisi altında yaşıyorum mesela ben 😀 bahsettiğim matriks 1 bu arada 🙂