Lütfen söylediklerimi gözünüzde canlandırın.
Bir sahil kıyısı. Gece olmuş ve bir hayli ilerlemiş vakit. Ay hilal şeklini almış ve birazda bulanıkça. Sokak lambasının altında bir kaç aylak takımı sahil kordonunda oturan bir kaç kızı kesmektedir. Aylak takımından birisi sigarasından bir nefes alır ve kızların olduğu yöne doğru caka atarcasına üfler. Kızlardan adama doğru bakan, suratını diğer yöne çevirir ve görmezden gelir. Bu adamı rahatsız eder ama çaktırmaz yanındakini bir şeyler söyler muhabbetten bağımsızcasına. Geriden birinin silüeti belirir. Bu kimse kızların ilgisini çekmiştir. Adam kot pantolonlu üzerinde hafif dar bir gömlek ve kol dirseğinin altında maça asının dövmesi olan bir adam belirir. Kızların ilgisinin adama yönelmesi aylak takımını sinirlendirir. Sırf ona karşı üstün gelme psikolojiyle belkide üstüne yürür aylak takımından biri. Gövde gösterisi yaparcasına yumruk sallar hafiften. Adam ciddi bir hamle ve ciddi bir tavırla yumruğunu tutar ve adamın bileğini kavrar ve kıvırır. Ayak takımından adam "tamam bırak" der pes eder canının derdine. Adam bırakır. Çok kısa sürede olmuştur olay ve herkes ne olup bittiğinin farkına da varamamıştır. Adam olaydan hiç etkilenmemiş soğukkalılıkladır. Adam omuzlarını silkeler. Adam biraz yürür ve sokak lambasını hafif geçtikten sonra kızların ön çaprazına gelince elini cebine atar kibritini çıkartır sigarasını usulca yakar. Kibriti sönmesi için tam sallayacakken kızlardan biri ağzında yanmayı bekleyen sigarayla öne hamle yapar. Yanan kibritle onunda sigarasını da yakar adam, kızda "teşekkürler" der ve gülümser.
Farzedelim ki algı psikolojisi göz önüne alınarak bu bir filmden bir sahne olsun. O zaman şu soruları soracağım samimi cevaplarınızı bekliyorum.
1)parçaya göre bütünlüğe vurgu -bu vurguyu diğer başlıkta sormuştum arkadaşlara- yani bireysel hisler, duyumsamalardan çok örneklerin ve türlerin üzerinde durur. Adamın sevmiyorum bu tabiri ama "cool" hareketleri daha önceden algıda olmuş ya da var olana göre kayıtlı bilgiye deniyor 'parçaya göre bütünlük' ilişkisi Arnheim'e göre anladığım bu.
Soru şu: hikaye aynı kalacak ama bu adam öyle bir göstereceksiniz ki adam ' sünepenin' teki olacak olanla yapılabilir mi?
2) Ya da ben bunu çok yaptım artık yapmıyorum "sigara içen karizmatik adam tiplemesi". Tütün sarmadan ya da bağımlılık yapıcı madde kullanmadan -"zira bu tarz şeyleri kullananlar kullanmayalara göre daha sıradışı geliyor bazılarına göre herkes demiyorum" -ne biliyim tütün sarmadan sigara yakmadan kibrit kullanmadan dövme yaptırmadan ya da saçlarını yapmadan kısaca sıradan görünüşüyle nasıl bu adamı diğerlerin üstünde gösterebiliriz? Yani Sadri Alışık abimizin tabiriyle "gol" olur mu? Şapkadan tavşan çıkar mı ya da insanlar o karaktere de övkünürler mi ilk haline bakarak? Yani "sıradanı sıradışı" yapabilir miyiz ana soru bu?
not: hikaye öylesine yazıldı tam istediğimi verememiş olabilirim amacım karizmatik biri oluşturmaktı.
benim aklıma şöyle bir şey geliyor
adamın dış görüşü sünepe,ayyaş,kendini sokaklara bırakmış biri gibi görünecek..
ama adamın bazı yetenekleri olmalı digerlerini mest edecek yada onlardan üstün kılacak..
bu yetenegi yada üstün tarafını ortaya çıkarması için tetikleyici bir olayla bu üstünlüğünü sergiler. sonra kızları büyüler.erkekleri korkutur.
mesela çok iyi bir dövüşcü,tetikçi,kiralık katil, komando,paralı asker, keskin nişancı,ajan,kumarbaz, vs vs gibi biraz sıradışı meslege sahib biri olabilir
karakter sahip oldugu şeyleri yitiriyor.eşini işini çocugunu hayattan iyi bir şamar yedikten sonra kendini sokaklara bırakıp içkiye adıyor. gibi vs vs
kısaca demek istedigim
sıradan görünüş..sıradışı bir geçmiş
sıradan görünüş..sıradışı yetenekler
sıradan görünüş..sıradışı kişilik
benim aklıma şöyle bir şey geliyor
adamın dış görüşü sünepe,ayyaş,kendini sokaklara bırakmış biri gibi görünecek..
ama adamın bazı yetenekleri olmalı digerlerini mest edecek yada onlardan üstün kılacak..
bu yetenegi yada üstün tarafını ortaya çıkarması için tetikleyici bir olayla bu üstünlüğünü sergiler. sonra kızları büyüler.erkekleri korkutur.
mesela çok iyi bir dövüşcü,tetikçi,kiralık katil, komando,paralı asker, keskin nişancı,ajan,kumarbaz, vs vs gibi biraz sıradışı meslege sahib biri olabilir
karakter sahip oldugu şeyleri yitiriyor.eşini işini çocugunu hayattan iyi bir şamar yedikten sonra kendini sokaklara bırakıp içkiye adıyor. gibi vs vs
kısaca demek istedigim
sıradan görünüş..sıradışı bir geçmiş
sıradan görünüş..sıradışı yetenekler
sıradan görünüş..sıradışı kişilik
sıradan yetenek ya da sıradan kişilikle ya da sıradan görünüş sıradan geçmişle
sıradaşı bir şey illaki yapılabilir veya yapılabilir mi? Yöntemi ne? Çünkü iran sineması bunu hep yapıyor ama ben nasıl yapıyor anlayamadım? kaplumbağalarda uçar filminde uydu adlı çocuğun özel bir şeyleri yok ama ben ona özendim izlerken o olmak istedim.
Bir insana bir şeyi nasıl özendiririz? O olması için o dürtüyü nasıl veririz? Bütün bunları yalın bir dille ve gösterişten uzak hatta her türlü gösteriş ve şaşadan uzak birinde nasıl betimleriz. Algı dünyasına nasıl gireriz? Bunlar psikoloji üzerine eğilimler ama soruyum dedim kabaca da olsa bir şeyler şekillensin istedim.
Şuan büyük sinema kuramlarını okuyorum. Orada aklıma takılanı sizle paylaşıyorum.
senin sordugun soruyu ben çok önce sordum hala soruyorum ve net cevap degil, ben yazdıklarım kendi tespitlerim
algı oluşturma üzerine
bende biraz sorguladıgımda bu soruların cevabı basit veya kısa bi özetle açıklanamacagını gördüm..
hollowud..kitle piskolojisi ve piskolojik yaklaşımları üzerine mükemmel bir yapı oluşturdugunu düşünüyorum. böyle bir yapının olmadıgını bir çok sinemacı inanmasada ve ben inanıyorum..adamlar enjekte edebilecekleri damarı bulmuşlar ve enjektörüde üretmişler...ne isterlerse enjekte edebilirler..bu sadece karakter hikaye ve olayla olan bir şey degil. fight clup da sesleri dikkatli dinlerseniz direk bilinç altına hitabeden titresimler var. inamayanlar cızıtırdı gibi sandıgınız titresimlere dikkat etsinler.. sinema bileşenlerini, stratejik olarak öle kullanıyorlar ki. sebep sonuç olaylarını sorgulatmamıza bile izin vermiyor..çünkü dikkatimiz hep onların istedikler yerde
Mesela Batman jokeri dövüyor.. jokerin azı yüzü kanlar içinde, joker pis bi gülüşle iki cümle söylüyerek, birden çok güçlü bir adammış gibi görünüyor. yedigi dayagı unutturuyor..Aaa adam karizma laf söyledi diyoruz. O noktaya kadar olayları iyi incelemek lazım. O olaylar ve hikaye o 2 cümleye kadar bizi piskolojik olarak hazırlıyor.. yani ummadıgımız anda beklemedigimiz bi cümle yada bi hareket olay akışının dışına çıkartarak, izleyecinin beyin bir süre şaşırıp bu nedemek istedi der gibi bakıyor ve cevabı buldugunda vayyy be ne zekice ben olsam düşünemezdim. yada ben yapamazdım diyorsun ..senin bunlar derken aslında bişeyleri kabul etmiş oluyorsun..yani yavaş yavaş senin beyninde kahraman olmaya başlıyor..farkındaysan hikayedeki karakterin fiziki ve piskolojik özellikleriyle izleyecinin özdeşleşmesinden bahsetmedim daha bunca piskolojik oyundan sonra..birde diger faktörleri katınca o karakter..senin kahramanın oluyor.
yüzeysel ve kabaca kendi tespitimi söylüyorum...dövüş klübünde karakterleri incele, brad pitt orda karizma adam imajını verir digeri sıradan düz bir adam..prad pitt neden karizma gelir orda..çünkü prad bitt orda sıradışı şeyler yapar seyircinin yapamayacagı yada aklına gelmeyecek hareketler ve tavırlar içindedir. beklenmedik şeyleri seyircinin beklenmedigi anda sergiler.
yani işin özü seyirciyi(izleyici bilincini) uyutup uyutup. farklı şekillerde uyandırmakdır..her uyandırışın farklı olmalı
insan beyni şaşırdıgı herşeye hayran kalır ve ondan sonra hep onu izlemeye başlar dikkat ondadır.. umarım anlatabildim.
senin sordugun soruyu ben çok önce sordum hala soruyorum ve net cevap degil, ben yazdıklarım kendi tespitlerim
algı oluşturma üzerine
bende biraz sorguladıgımda bu soruların cevabı basit veya kısa bi özetle açıklanamacagını gördüm..
hollowud..kitle piskolojisi ve piskolojik yaklaşımları üzerine mükemmel bir yapı oluşturdugunu düşünüyorum. böyle bir yapının olmadıgını bir çok sinemacı inanmasada ve ben inanıyorum..adamlar enjekte edebilecekleri damarı bulmuşlar ve enjektörüde üretmişler...ne isterlerse enjekte edebilirler..bu sadece karakter hikaye ve olayla olan bir şey degil. fight clup da sesleri dikkatli dinlerseniz direk bilinç altına hitabeden titresimler var. inamayanlar cızıtırdı gibi sandıgınız titresimlere dikkat etsinler.. sinema bileşenlerini, stratejik olarak öle kullanıyorlar ki. sebep sonuç olaylarını sorgulatmamıza bile izin vermiyor..çünkü dikkatimiz hep onların istedikler yerde
Mesela Batman jokeri dövüyor.. jokerin azı yüzü kanlar içinde, joker pis bi gülüşle iki cümle söylüyerek, birden çok güçlü bir adammış gibi görünüyor. yedigi dayagı unutturuyor..Aaa adam karizma laf söyledi diyoruz. O noktaya kadar olayları iyi incelemek lazım. O olaylar ve hikaye o 2 cümleye kadar bizi piskolojik olarak hazırlıyor.. yani ummadıgımız anda beklemedigimiz bi cümle yada bi hareket olay akışının dışına çıkartarak, izleyecinin beyin bir süre şaşırıp bu nedemek istedi der gibi bakıyor ve cevabı buldugunda vayyy be ne zekice ben olsam düşünemezdim. yada ben yapamazdım diyorsun ..senin bunlar derken aslında bişeyleri kabul etmiş oluyorsun..yani yavaş yavaş senin beyninde kahraman olmaya başlıyor..farkındaysan hikayedeki karakterin fiziki ve piskolojik özellikleriyle izleyecinin özdeşleşmesinden bahsetmedim daha bunca piskolojik oyundan sonra..birde diger faktörleri katınca o karakter..senin kahramanın oluyor.
yüzeysel ve kabaca kendi tespitimi söylüyorum...dövüş klübünde karakterleri incele, brad pitt orda karizma adam imajını verir digeri sıradan düz bir adam..prad pitt neden karizma gelir orda..çünkü prad bitt orda sıradışı şeyler yapar seyircinin yapamayacagı yada aklına gelmeyecek hareketler ve tavırlar içindedir. beklenmedik şeyleri seyircinin beklenmedigi anda sergiler.
yani işin özü seyirciyi(izleyici bilincini) uyutup uyutup. farklı şekillerde uyandırmakdır..her uyandırışın farklı olmalı
insan beyni şaşırdıgı herşeye hayran kalır ve ondan sonra hep onu izlemeye başlar dikkat ondadır.. umarım anlatabildim.
Cevabın için teşekkür ederim. İnan ki bunu gün boyu düşündüm. Kafama göre bir şeyler buldum. Samimiydi cevabın bunu belirteyim.
Bir arkadaşımın bir amerikan filmini izledikten sonra şizofren olmaya özendiğini, evet bunu birzat gözümle gördüm. İnsanın akıl hastası olmaya özendirmek. Toplum mühendisi diye bir organ var o toplumu şekillendirip öldürücü darbeyi pat kültürel hareketlerle yapıyorlar.
Konuyu ahlaki değelerimizi örf ve adetlerimizi yeniden kazandırma hevesiyle açtım ve size soru yönelttim. Şu da bir gerçek ki çoğumuzun yönetmen olma hevesi hep bu filmlerden kaynaklanıyor. Çok para güzel kadınlar ve şöhret.