Forum

Sinemada Sansür ve ...
 

Sinemada Sansür ve Yasaklar Üzerine

11 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
3,634 Görüntüleme
(@franc)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bu basligi tartismakdan ziyade bilgi edinmek maksatli actigimi belirtmek istiyorum. Tabi burdada sansur ve yasaklari tartisabiliriz, bunu gelen mesajlar yonlendirir artik. Benim sorum, aslinda 1000 tane farkli soru sorabilirim bu konuda ama kisaca soyle diyim altta detaya inim. Yasak ve sansur nerde baslar nereye kadar uygulanir.

Televizyonda ilac ve icki yasagini biliyoruz. Yani bir ilacin reklami yapilamiyor. Sinemada bunu gizli yaptiklari soyleniyor. Ordada sansure gidiliyor. Iste bu noktada sorularim basliyor. Oncelikli sorum yasaklar uzerine gelecek sansure ayri deginiriz...

Bu denetim senaryo asamasinda mi basliyor? Yada belli kismi senaryoda geri kalani cekilip makaslanarak mi yapiliyor?
Denetimi sadece Rtuk mu yapiyor? Bu konu hakkinda belli bir yasa var mi? Yoksa hukukda oldugu gibi belli bir yerden sonra bu yasagi denetliyenin yorumuna mi kaliyor olay?
Yapimci nereye kadar senaryoda yasaklari belirliyor veya dikkat ediyor? Yonetmen bu olayin ne kadar yakininda?
Bu yasaklara uymak ne kadar baglayici? Yaptirimlari neler? Film mi yayinlanmaz? Ceza mi alirsin? Cezasi neyse cekip gecerim denebilir mi? v.s v.s

Gelelim sansure... Tek tek tekrar yazmayacam, az cok neler soracagimi tahmin ediyorsunuzdur. Burda bir kac ornek vermek istiyorum. Adam film icin yana yana sponsor ariyor, buluyor. Sonra film Tv veya Sinemada sansure ugruyor. Film, Tv de yayinlandiginda karartmalara sahne oluyor. Filmi kanala pazarliyanlar bu karartmalardan sorumlu tutulmuyor mu sponsorlar tarafindan. Yani bir nevi kazik atilmis olmuyor mu ? Yada sozlesme ona gore mi yapiliyor?

Baska bir soruda +18 ile yasaklardan degilde sansurden kurtulunabilir mi?

Bu sorular iste konuyu baslatmak icin sorudugum sorular. Eminim daha fazla sorusu olanlar vardir cunku ben daha fazla soru sorardim ama konu ozetle bu iste. Ben hakli haksizdan ziyade bu sansur ve yasagin sinirlarini merak ediyorum. Daha farkli, bu konu ile ilgili soru ve sorunlara cevap verecek bilgisi olan arkadaslara simdiden tsk ederim.

 
Gönderildi : 26/04/2009 9:51 pm
(@kabasakal)
Gönderi: 0
 

Sinemada yasak veya sansür diye bir şey olamaz... Sinema izleyicisi kendi tercih ederek ve ücretini ödeyerek filme gittiği için sansür ancak izleyiciler tarafından gelebilir (filme gitmeyerek)...
Ancak kültür bakanlığı ve trt destekli çekilen filmler, yapım aşamasından itibaren belirli yasaklara uymak zorunda kaldıkları için, sinemada da sansür uygulanıyor sanılır...

Bağımsız bir sinema filmi vizyona girerken hiçbir yasağa uymak zorunda değildir...
Bu yüzden bence sinemada gösterilecek olan bir filme 18+ gibi etiketler yapıştırmak kadar gereksiz bir şey yoktur...İsteyen istediğini izler... Yasak ve sansür o filmin televizyonda yayınlanması durumunda ortaya çıkar...
Bu sansür de, televizyonun ücretsiz ve herkesin rızası dışında bile ulaşabileceği bir şey olduğundan; üst kurulun denetimi altında olmak zorunda olduğu için uygulanır... Ücretli yayınlarda bu da yoktur... Varsa da yayıncı kuruluşun sansürüdür...

Not: Yanlışım varsa düzeltin...

 
Gönderildi : 27/04/2009 3:31 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Yaş sınırlandırması denilen şey zaten aileler için yapılan bir şey, çocuklar için değil. Ailelerin her filmi, müziği, oyunu vs. tecrübe etme fırsatı olmadığından, onların yerine yapan bazı (genelde) moronlar var, onların lafını dinliyorlar. Filmlerde yaş uygulaması örneğin Amerika'da mecburi değildir. Dileyen sinema salonları "rating"e sahip olmayan bu filmleri yayınlayabilir, ancak çoğu salon MPAA'den geçmiş bir yaş sınırlaması istiyor. Ancak MPAA bu işi en kötü yapan yerlerden biri. Cinselliğe karşı resmen 40-50lerin katolik prenisplerine sonuna kadar bağlı sağcı politikasını takip ediyorlar. Saw ve Zack and Miri aynı yaş kısıtlamasını alabiliyor. Bu konuyla iligli "This Film Is Not Yet Rated" belgeselini tavsiye ederim. Çok iyi bir belgesel ve dönen dolapları çok güzel sergiliyor.

Sinemada dağıtım sırasında yasak veya sansür olamayacak olması ile ilgili dediklerin inanılmaz mantıklı ve doğru şeyler ancak Türkiye'de yaşıyor oluşumuz beni korkutuyor. Özellikle AKP gibi bir hükümete ve Orhan Kural gibi adamlara sahip olduğumuzu düşününce endişelenmemek elde değil..

Ömrümde ağzıma sigara sürmedim ama Orhan Kural dediğiniz adam sinemada sigarayı yasaklamaya çalışıyor ve bu bana çok gülünç geliyor.. Zekâsından şüphe duydurtuyor.. Adamı biliyorum, hergün görüyorum, binlerce plaketle kaplı odasının önünden her gün geçiyorum ve bir garip oluyorum.. Adama karşı hissettiklerimi kelimelere dökemiyorum.. Çok garip..

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 27/04/2009 3:52 am
(@franc)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Tahmin ettigim sey basima geldi gibi. Ben olayin teorik kismindan ziyade pratik kismini merak ediyorum. Ornek vermek gerekirse adamin biri cikip Kurtlar Vadisi'nde siddet icerigi var "al sana ceza" diyor ve bir yaptirim uygulaniyor. Bu para cezasi, yayindan once bir suru vidi vidi yapilmasi, veya sahnelerin cikarilmasi gibi. Kabasakal'in dedigi gibi Trt destegi aldigini sanmiyorum veya Kultur Bakanligi'ndan destek almiyordur KV ama gende bu yaptirim uygulanabiliyor. Ben bunun sinirini merak ediyorum.

İlac reklaminin yasak oldugunu biliyoruz mesela ben bir film cekecem ve ilac sirketinden sponsurluk alip reklamini filmde yapmak istiyorum, bunu yayinlamada bana sorun cikartirlar mi? Merak ettigim bu kurgudaki gibi bir olayda ne oldugu. Filmi alip internette veya belli bir sinemada degil, Tukiye genelinde ve ulusal kanallarda oynamasinda bu yasaklar ne kadar baglayici olugunu merak ediyorum. Yasa ilac reklami yaptirmayacak ama ben yaptim, adam makasi alip kesecek gibi bu asikar, bunun gibi neleri sansuluyor veya yasakliyorlar onu merak ediyorum.

Ilk mesajimda degindim aslinda, ortada bir yasa bile olsa devamli degisen olaylar oldugu icin yasanin buna kelime kelime cevap vermeyecegini dusundugumden, bu yasayi uyguluyanin yorumunun ne kadar ileri gidecegi veya bu yorumun ne kadar esneyecegini aslinda merak ediyorum. Yamuluyorsam duzeltirsiniz Turkiye'de bir film vizyona girerken oncesinde bir degerlendirme ekibinden gectigini biliyorum, adamlarin isteyip,(mecazi anlamda) istemedigi sahneleri cikartma gucu var diye biliyorum. Bu da bagimsiz sinemaninda bu denetlemeden kurtulamayacagini gostermez mi? Simdi dusundumde keske bu kadar yazmayip direk bu kismi yazsaydim sonuca daha hizli gidermisim : ) Soru bu arkadaslar...

 
Gönderildi : 27/04/2009 5:49 am
(@kabasakal)
Gönderi: 0
 

Kurtlar vadisine uygulanan yaptırım dediğim gibi televizyonun herkesin evine giren bir şey olmasından kaynaklanıyor... Ki bu halde bile ha deyince hiç bir sinema filmine veya diziye ceza gelmiyor... KV nin başına gelenler ise üst kurula gelen şikayetler , diziye açılan davalardan ve dizi yapımcılarının savunmasından sonra alınan kararlar doğrultusunda oldu diye biliyorum... TRT ve kültür bakanlığı desteği olan yapımların yaptırıma tabi kalmasını ise tamamen sinema filmleri için söyledim... Dizilerin burada bir sıkıntısı yok, onlar zaten üst kurulun isteği doğrultusunda hareket etmek zorundalar...

Ekranda marka (ilaç,alkol,enerji,iletişim,vb.)görünmesi olayına gelirsek sponsorluk olsun olmasın yapım televizyona geldiğinde, eğer marka o sırada görünecek kare için televizyona ücret ödemezse reklama sansür uygulanır... Bu da rekabet üst kurulunun yönetmeliğidir...(Örnek verecek olursak fatih akının "yaşamın kıyısında" filminde bir petrol istasyonu sahnesi vardı... Burada görüntü makaslanmamıştı ama markanın önüne, sigara sahnelerinde sigaranın önüne gelen o dandik şeyden koymuşlardı...)

Tekrar perdeye dönecek olursak hakkın varmış... Yasa şöyle diyor:

Kültür ve Turizm Bakanlığından;

SİNEMA FİLMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SINIFLANDIRILMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Madde 4 - g) Değerlendirme ve sınıflandırma: Ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema filmlerinin ticari dolaşıma ve gösterime sunulmadan önce, gösterim ve iletim biçimleri dikkate alınarak kayıt ve tescile de esas olacak şekilde, kamu düzeni, genel ahlak ile küçüklerin ve gençlerin ruh sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasada öngörülen diğer ilkeler doğrultusunda denetlenmesi, değerlendirilmesi ve sınıflandırılmasını ifade eder.

Değerlendirme ve sınıflandırma kurulu

Madde 5 - Kurul; Bakanlık ile İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlıklarından birer üye, ilgili alan meslek birliklerince önerilen uzman kişiler arasından Bakanlıkça seçilecek üç üye ile Bakanlık tarafından belirlenecek, alanında doktora derecesi bulunan bir sosyolog, bir psikolog ve bir çocuk gelişim uzmanı olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Üye sayısı kadar yedek üye belirlenir.

Kurula Bakanlık temsilcisi başkanlık eder. Kurul, en az altı üyenin katılımıyla toplanır ve en az beş üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır.

Kurulun çalışma usul ve esasları

Madde 6 - Kurul;

a) Alt kurullarca yapılan ön değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda gerekli görülen hallerde,

b) Alt kurullarca filme ilişkin kısıtlayıcı tedbir uygulanması ve düzeltme yapılması kararına yapımcının veya ithalatçının itirazı üzerine,

c) İnsan onurunun, kamu düzeninin, genel ahlakın, çocukların ve gençlerin ruh sağlığının korunması amacıyla; şiddet, pornografi ve insan onuruyla bağdaşmayan görüntü ve etkiler içermesi nedeniyle Bakanlıkça yeniden değerlendirilmek üzere resen,

sevk edilen sinema filmlerinin Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirme ve sınıflandırmasını yapar. Değerlendirme ve sınıflandırma sonucu; filmin gösterim ve ticari dolaşıma sunulmasının uygun olup olmadığı, filmle ilgili kısıtlayıcı tedbir uygulanması veya düzeltme yapılması, filme ilişkin işaret ve ibare kullanılmasının zorunlu tutulması hususlarına ilişkin karar alabilir. Gerektiği takdirde birden fazla işaret ve ibare kullanılmasına karar verilebilir.

Kurul kararları gerekçesi de belirtilmek suretiyle rapora bağlanır başkan ve üyeler tarafından imzalanır.

Off yazarken sıkıldım ama sonuç olarak çektiğin bir filmi insanlara ulaştırma derdin varsa ve biraz da ticari kaygısını taşıyorsan, kısıtlamalar bu yöndeymiş ve sinema dediğim kadar da bağımsız değilmiş...Hatta genel olarak Türkiyede her eser bir şekilde devlet denetimine tabi imiş...

Umarım bu bilgiler yardımcı olmuştur...

 
Gönderildi : 27/04/2009 7:22 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Güncele yakın bir örnek olarak; Borat filminde otel odasında çıplak şekilde kavga edip koridorlarda koşturulan bir sahne var. Film önce normal gösterime girmek üzereydi ki gösterime girmesinden bir akşam önce gösterim tarihi ertelendi ve bu sahne filmden atıldı, Türkiye'de vizyona girdi diye biliyorum. En azından bunun dedikoduları dolandı ortalıkta.

Televizyonda ise herkesin çok eleştirdiği bir yasa var. NTV'de çıkmıştı haberler çok iyi hatırlıyorum. Öncelikle ilaçi sigara gibi şeylerde üstünü "kapatıyorlar". Buğuluyorlar yani, herhangi bir kanal izleyin zaten, marketlerde vs. lerde tüm reklam içeriği buğulanıyor görünmemesi için. Yemekteyiz'in alışveriş kısmını izleyin, yarışmacıyı seçmek bile zor buğulardan. İlaç da buğulanacak yani.

2. olarak da daha sinir bozucu bir şey var. Diyor ki illa sigara koydunuz ama yasak almak istemiyorsunuz, o zaman bunun kötü bir şey olduğunu göstereceksiniz. Misal karakterinizi sigara içecek filmde, sonra bir sahnede öksürüğü tutacak, "ulan bu sigara da ciğerlerimi dağıttı, geberiyorum" diyecek! Al sana katharsis.

Ne güzel ülke be.. Bu kararları alanlar da tamamen kendi kişisel keyiflerine göre alıyorlar bu kararları.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 27/04/2009 1:08 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Bunun en kanlı canlı tanığı olarak televizyonlardaki durumu örnek verebilirim.

Türkiye'deki sansürün çok önemli bir bölümünü oto-sansür oluşturmaktadır. Şu anda birçok konuda olduğu gibi, genel ahlâk ve çocuk sağlığı gelişimi gibi muallak hususlarda da kanun koyucuların yaptıkları, doğrudan sopalamak değil, aba altından ucunu göstermektir. Televizyon kanallarında gösterilen filmlerin ve dizilerin, RTÜK'ten önce kanallarda kesintiye uğraması artık o kadar sık karşılaşılır hale geldi ki, RTÜK'ün bunlara sansür uygulamasına bile gerek kalmadı. Buluttan nem kapıp, ceza görmemek adına eşcinsel sözcüğünü bile "meyilli" veya "marjinal" olarak yazdıran, kraldan çok kralcı bir güruh yetişmiş durumda. Bunlar elbette topraktan durduk yere bitmedi. RTÜK'ün yaptırımları ya da yaptırım tehditleri, bu kanalların TV'de gösterilen filmlere ve dizilere bu denli oto-sansür uygulamasına neden oldu. Ancak bunu kötü niyetli olarak kullananlar da var.

Biliyorsunuz RTÜK, akıllı işaretler adı altında programları sınıflandıran bir uygulama başlattı. Bu uygulama, yayınlanacak programların hangi saatlerde TV'ye konulacağını etkiliyor. Örneğin, Genel İzleyici kategorisindeki bir yapımı Prime Time denilen en çok izlenme saatine koyabiliyorsunuz. Peki Genel İzleyici denilen akıllı işareti kim koyuyor? Bu konuda yetkili olan kişi, TV'lerde o konuda yetkilendirilen memurdur. O memur o kanalın çalışanıdır ve RTÜK'le bir bağlantısı yoktur. Yani kanal, kendi yayınlayacağı diziye hangi sınıflandırmayı vereceğine kendisi karar verir. Dolayısıyla ona amirinden, bu dizi "Genel İzleyici" olarak etiketlendirilmeli emri geldiğinde, dizide, bu sınıflandırmaya halel getirecek küfürler, şiddet sahneleri, cinsel sözcükler, cinsel imada bulunan sözcükler, cinsellikle ilgili olmayan ama olabilecek her türlü sözcük ma-kas-la-nır. Bunu RTÜK istemez, bunu kanal kendisi yapar. Neden? Çünkü diziyi Prime Time'a koyabilir ve reklam sayısını artırabilir. Sansür mansür kimsenin umrunda değil.

Digitürk bu konuda biraz daha toleranslı çünkü şifreli ve dijital yayıın yapıyor. Ancak CNBC-e ulusal yayın yapan bir kanal olduğu için, oradaki sansür veya oto-sansür uygulamaları gerçekten felaket düzeyinde. RTÜK'ün cezalarından yılan kanal yönetimi, ne yazık ki biraz da işgüzarlık katarak durumu içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Sansür denen illetin yarattığı en büyük kötülük, oto-sansüre neden olmasıdır çünkü oto-sansürün sınırları belirsizdir.

 
Gönderildi : 27/04/2009 2:44 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

RTÜK gerekli bir kurum, iyi yönetilmesi gerekli sadece. Bu sabah itibariyle Bostancı'da yapılan operasyona yayın yasağı getirdiler misal. Yayın yapan kanallar, canlı yayına bağladıkları vatandaşlardan bilgi aktarıyorlar ama düşünmüyorlar ki içeride polisle çatışanlar da bu bilgileri alabiliyor ve belki de tutumlarını ona göre şekillendirebiliyor. Bazı uygulamaları inanılmaz ziyan tabi RTÜK'ün ama medya'nın tek amacı para kazanmak ve bunun için hiç bir kriterleri yok %90'ının.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 27/04/2009 3:18 pm
(@franc)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

kAbaSakaL; oncelikle tesekkur ederim, usenmeyip yazdigin icin, baya bir aydinlatici oldu. Simdi tekrar konuya donecek olursak, sorularimi gene siraliyorum : )

Ilk mesajimda dedim, bu sefer daha detayli yazim. Simdi ortada bir siddette karsi lobi var. Adamlar 90 dklik filmde, 60 dk lik siddet sahnesi olan bir filmde, makasi alip 60 dklik kismi kesemeyecegine gore +18'e kaydiriyorlar filmi. Bu yasanin aciklarindan faydalanmak gibi bise oluyor ozunde, mantîken sahneler o sekilde olmasada bu cumleyi kurmayi pek yadirgamadim ben : ) Bildigim bise daha varsa oda su, filmde kotulerin kazanamayacagi etik olarak bununda yasak oldugunu biliyorum, ama +18 korku filmlerinde seytan veya onemli sapik katilimiz olmeden veya olmemis gibi gosterilebiliyor. Bunlara ornek vermemi isterseniz veririm bir sonraki mesajda, konuya tekrar donucem. Bu da +18 le asila bilen bir olay gibi duruyor. O zaman sorum geliyor, bu tip sansur ve yasaklar +18 e girince sansur veya yasaktan ne kadar kurtulunabilir? Ben karakterimin eline sigara verip 90 dklik filmde 80 dk elinden dusurmezsem adam 80 dk yi kirpamayacak sonucta : D ama iste buna ne gerek var. Ayri bir kategoriye ayrilip +X diye bir kategori cikartilip her turlu icerigin icinde barina bilecegi bir nevi izleyicinin otokontrolune dayali bir yapiya nie gidil miyor?

Yani sadece siddet veya bir dk, sonucta +18 porno oynatan sinemalarda mevcut Turkiye'de. Daha az cinsel icerik iceren The Dude'nin verdigi Borat bu yasak ve sansure takilabiliyor. O zaman bu olaya bir dava acilip bu yasanin onune gecilebilir mi? Sonucta +18 bile ozunde cok farkli yorumlari getirebiliyor. Bu 9 kisilik kuruldaki elemanlar, sana kafayi takarsa istedigin kadar bagimsiz film diye pacayi bir cok seyden kurtarsanda, burda adamlar sana celme cakabilir. Bir nevi adamlarin seylerinin keyfi gibi bir durum sozkonusu. Kelime kelime bu olayi ozetlemez ama The Dude'nin dedigi gibi sigarayi kullaniyorum, kotu gosteriyorum, ama adam yeterince kotu gostermemissin diyip makasi eline alabilir : ) Bunun icin siyasi gorus bile gerektirmez. Misal bu denetleyici kurulu filminde elestirsen, ki elestiriyi sinirlarinda bile yapsan adamlar canina okuyabilir. "Sen misin bunu yapan" diyip filmin icine edebilir. Bu nasil bir hukuksal yapi ya... : ) Yasa yukarda yaziyor yani, yoruma o kadar acik ki, adam yeterki yapmak istesin, hic sansin yok gibi. Bu ulkede bu yasa eminim yillardir vardir ve yillardirda bu ulkede "bagimsiz sinemadan" bahsedilir. Ilginc gercekten...

 
Gönderildi : 27/04/2009 6:57 pm
(@kabasakal)
Gönderi: 0
 

Bu ulkede bu yasa eminim yillardir vardir ve yillardirda bu ulkede "bagimsiz sinemadan" bahsedilir. Ilginc gercekten...

Bu yasanın ne zaman yürürlüğe girdiği hakkında bir fikrim yok. Ancak örnek verecek olursak "İnsan onurunun, kamu düzeninin, genel ahlakın, çocukların ve gençlerin ruh sağlığının bozan şiddet, pornografi ve insan onuruyla bağdaşmayan görüntü ve etkiler"in tamamına yakınını içinde barındıran bir film olan "Ağır Roman"ı ben çocuk denecek yaşta sinemada izlemiştim. Hiç kimse de bana 'dur sen bu filme giremezsin' bu filmin şu gibi kısıtlamaları var dememişti.

Buradan da en azından bir zamanlar sinemanın yasaksız olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

Not:Eğer şu an uygulanan yasa bir nevi koruma amaçlıysa ben o yaşta ağır romanı izledim diye herhangi ahlaki bir problem yaşamadım; veya filmdeki karakterlere özenip "kolera canavarı" falan da olmadım(herkes aynı algıda olmayabilir ama en azından bende sonuç böyle...)... Ha o yaşta filmden bir şey anladın mı derseniz onu da anlamadım o da ayrı mesele 🙂

 
Gönderildi : 28/04/2009 7:10 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Tüm bu sansür, yasak, makas vs. meselelerini ayrı mecralarda ayrı açılardan değerlendirmek gerekir.

Sansür ve yasak her durumda yanlış uygulamalardır. Doğru olan uygulamalar ise düzenleme, kontrol ve sınıflamadır.

Birinci ve en önemli mesele şu: hiçkimse, yaratıcısının elinden çıkmış bir ürünü, onun izni olmadan değiştiremez/değiştirmemelidir. Yani bir filmi ya olduğu gibi gösterirsin ya da göstermezsin. Eğer çıkacak bir sahne varsa filmin sahibi bunu yapar ya da yapmaz. Bu yüzden makaslama meselesi tamamen her açıdan yanlıştır.

İkincisi herhangi bir film, tv için ayrı, sinema-video için ayrı olarak değerlendirilmelidir. Çünkü tv, 5 yaşındaki bir çocuğun kendi kendine ulaşabileceği bir mecradır. Ama o çocuk yanında bir yetişkin olmadan sinemaya gidemez. Bu belirli kanal şifreleri, ya belirli yayınların belirli saatlerde yapılması gibi düzenlemeler yapılması gayet doğrudur. TV yayınları, belirli oranda kontrol altında olması gereken yayınlardır. (Makas yine yanlıştır)

Son olarak, en özgür mecralar için de yine bir sınıflama gereklidir. Bunun amacı ise sadece "izleyiciye atılacak kazığı engelleme" olmalıdır. Herhangi bir filmin aşırı siddet, cinsellik, kan, revan, vajinal sıvı, kulak kiri, sakatat, 2 yıllık işkence aletleri tasarımı bölümü sınav soruları içerip içermediği üzerine ister harfle, ister rakamla, ister herhangi birşeyle itiraf etmelidir. Biz onu ve onu yaratan hastalıklı ya da deha zihni, bu itiraftan sonra istersek sevmeye devam edebilmeliyiz. Hİçbir film, romantik aşk filmi olarak sunulup kan, polisiye olarak sunulup revan, yemek tarifleri olarak sunulup yamyamlık, erotizm olarak sunulup grup seks içermemelidir. İzleyicinin zihninde hasar bırakmayı amaçlayanları engellemek evet, "birilerinin" görevidir. Bu yüzden yaş sınırlamaları gereklidir, vejetaryalara saygı duyulmalıdır.

Yasak meselesine gelince; bu durum biraz komiktir. Çünkü günümüzde isterseniz Bin Ladin'in sünnetinin videosunu kafanıza takın, bulursunuz. Kim neyi yasaklayabilir? Burada çok hoş bir denklem var: Yasaklanan film, uç noktalarda birşeyler içerir, bu kesin. Uç noktalara ilgi duyanlar da madem bu uçlara o kadar meraklıdırlar, birşeyleri elde etme konusunda da inatçıdırlar. Aradıklarına er geç ulaşırlar. Eh, uç noktalara çok meraklı olmayanların da böylesi uç noktalara ulaşması da çok gerekli değildir zaten. Yasaklar geneli etkiler, bu doğrudur. Ama özel'i de teşvik eder. Ve artık günümüzde özel, çok fazla olanağa sahiptir. BU yüzden sinemada yasakların başarıya ulaşması çok zordur.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/04/2009 12:57 pm
Paylaş: