Reha Erdem geçenlerde İfsak'taki söyleşisinde ona göre gerçekten ilk kadın yönetmenin(yani o üstün kadın duyarlılığını ilk kez bu denli mükemmel bir şekilde görebildiği)
Lucracia Martel,son yılların ona göre en iyi filminin de The Headless Woman(La Mujer sin Cabeza)olduğunu söylemişti.2009 da İstanbul Film Festivalinde de gösterilmişti bu film.Yönetmeini bu 3. filmi.İzlemeye değer.
Az olsun zaten. Varolan örnekleri pek umut vermiyor. Çok iyi bir kadın yönetmen görmedim henüz.
Yeşim Ustaoğlu...
Lynne Ramsay...
Çok iyi dedim. Vasat demedim. Yoksa tonla sayarız zaten.
Belki de tanıma fırsatım olduğu için böyle konuşuyorum ama fikirlerine ve yaptığı işlere her daim saygı duyacağım birisidir Yeşim Ustaoğlu. Özellikle senaryo ile ilgilin arkadaşların, mutlaka Yeşim hanımın filmlerini incelemesi gerektiğine inanıyorum.
Görüntü yönetimi konusunda da Lynne Ramsay'in Ratcatcher'ı dersliktir bence.
Boş vakitlerde açar açar bakarım.
Her karesi ayrı bir tad.
Senin kriterlerini bilmiyorum ama bence her ikisi de
çok başarılı ve iyi yönetmenler.
]Az olsun zaten. Varolan örnekleri pek umut vermiyor. Çok iyi bir kadın yönetmen görmedim henüz.
Yeşim Ustaoğlu...
Lynne Ramsay...
Çok iyi dedim. Vasat demedim. Yoksa tonla sayarız zaten.
Belki de tanıma fırsatım olduğu için böyle konuşuyorum ama fikirlerine ve yaptığı işlere her daim saygı duyacağım birisidir Yeşim Ustaoğlu. Özellikle senaryo ile ilgilin arkadaşların, mutlaka Yeşim hanımın filmlerini incelemesi gerektiğine inanıyorum.
Görüntü yönetimi konusunda da Lynne Ramsay'in Ratcatcher'ı dersliktir bence.
Boş vakitlerde açar açar bakarım.
Her karesi ayrı bir tad.
Senin kriterlerini bilmiyorum ama bence her ikisi de
çok başarılı ve iyi yönetmenler.
Yani kadınların filmlerinde bir kısırlık oluyor. Bir şeye odaklanıp orada kalıyorlar. Hayatta da öyleler. Bir limitleri var ve ötesine geçemiyorlar. Geçmeye çalıştıklarında ise error veriyorlar. Bir tür bug var onlarda. Evrimsel sürecin bir parçası olabilir bilmiyorum. Belki 350 yıl sonra düzelecek o bug.
Kadınların limitlerinin erkeklerden daha fazla olması
acıya katlanma eşiklerinin bizlerden daha sağlam olmasından aşikar bence,
setteki performans ile değerlendirilmemeleri gerektiğini düşünüyorum,
hele ki Türkiye gibi bir yerde boyle bir değerlendirme saçma olur.
Neticesinde herkesin dünya görüşü farklı,
benim ki de sığdır misal.
Bunun kadın ve erkek arasında ki farklardan biri olabileceğine inanmıyorum.
Belkide kadınların toplumsal yaşamda daha kolay meslekler üzerine yoğunlaşmasının bir neticesi bu.Elbette kadının sistemli olarak dışlanması durumu da var fakat fırsatlar içinde olan kadınların da yeterince bunu kullanamadıklarını düşünüyorum.Dünya üzerinde bile bu durum varken zaten türkiye şartlarında değişmesi çok uzun zaman alıcaktır.Bildiğim kadarıyla dizilerde kadın yönetmeler daha aktifler son zamanlarda ama sinema için mücadele vermek onları bundan alıkoyuyor olabilir.
Belkide kadınların toplumsal yaşamda daha kolay meslekler üzerine yoğunlaşmasının bir neticesi bu.Elbette kadının sistemli olarak dışlanması durumu da var fakat fırsatlar içinde olan kadınların da yeterince bunu kullanamadıklarını düşünüyorum.Dünya üzerinde bile bu durum varken zaten türkiye şartlarında değişmesi çok uzun zaman alıcaktır.Bildiğim kadarıyla dizilerde kadın yönetmeler daha aktifler son zamanlarda ama sinema için mücadele vermek onları bundan alıkoyuyor olabilir.
Güzel ülkemde bir elin parmakları kadar kadın edebiyatçı varken dizilerin hemen hemen hepsinin kadınlar tarafından yazılması bir tesadüf değil. Dizilerin hemen hemen hepsinin g.tüme benzemesi de bunun eseri olabilir.
Belkide kadınların toplumsal yaşamda daha kolay meslekler üzerine yoğunlaşmasının bir neticesi bu.Elbette kadının sistemli olarak dışlanması durumu da var fakat fırsatlar içinde olan kadınların da yeterince bunu kullanamadıklarını düşünüyorum.Dünya üzerinde bile bu durum varken zaten türkiye şartlarında değişmesi çok uzun zaman alıcaktır.Bildiğim kadarıyla dizilerde kadın yönetmeler daha aktifler son zamanlarda ama sinema için mücadele vermek onları bundan alıkoyuyor olabilir.
Kesinlikle edebiyat gibi nitelik gerektiren bir alan yerine kadınların kısa sürede unutulucak sabun köpüğü gibi dizilerin senaryolarında ekiplerinde yönetmen koltuklarında olması ilginç bir durum.Türkiye şartlarında genel olarak kadınların kendilerini ve toplumda ki konumlarını sorgulaması gerekiyor.
Masefov, bold yazmazsan seviniriz.
.
Çünkü,
erkekler ellerinde sapan, ağaçların üzerinde gezerkene...
Misket yarıştırırken ve 'lan o mağarada ne var acaba' diye çete olup indiana cons misali keşfederkene...
'Abla su versene' diye götlerini yayıp, daha on yaşında racon keserkene....
Biz donumuz gözükmesin diye eteğimizi çekiştiriyoduk da ondan.
Ondan kardeşim kadın yönetmen, bilgisayar mühendisi, programcı, doktor ve hepsi az.
O yüzden suyu ablanızdan istemeyip, donlarınızı da karınıza ütületmeyin olur mu?
Siz mercimeğin yanına bi de pilav koymayı öğrendiğiniz zaman, ablalar objektifi eller belki.
İlk defa yazıyorum diye, küfürü de içimden ediyorum. Merhaba.
Ooo frigo hanım hoşgeldiniz, şeref verdiniz. Valla ben de ne rüşvet versem de burada yazsa diyordum eheh :).
Çünkü,
erkekler ellerinde sapan, ağaçların üzerinde gezerkene...
Misket yarıştırırken ve 'lan o mağarada ne var acaba' diye çete olup indiana cons misali keşfederkene...
'Abla su versene' diye götlerini yayıp, daha on yaşında racon keserkene....
Biz donumuz gözükmesin diye eteğimizi çekiştiriyoduk da ondan.
Ondan kardeşim kadın yönetmen, bilgisayar mühendisi, programcı, doktor ve hepsi az.
O yüzden suyu ablanızdan istemeyip, donlarınızı da karınıza ütületmeyin olur mu?
Siz mercimeğin yanına bi de pilav koymayı öğrendiğiniz zaman, ablalar objektifi eller belki.
İlk defa yazıyorum diye, küfürü de içimden ediyorum. Merhaba.
Üstteki görüşlerin çoğunun haddini aşan temelden yanlış fikirler olduğunu düşünmekle beraber, bu verdiğin cevap, "neden kariyer yapamıyoruz?" sorusuna cevap olabilir, üretim ve üretilen şeyin kalitesi çok farklı bir mevzu, tartışılması gereken de bu bana kalırsa.
Su isteyen 10 yaşında çocuk üstünden cinsiyetçilik anlatmak ciddi bir yanlış, sen toplumsal cinsiyetin ne kadar mağduruysan, ben ve benim gibi birçok kişi de o kadar mağduruz, belki daha bok kadarken annemden istediğim her bardak su için hala utanıyorum, bu durumdan rahatsızım ve düzeltmeye çalışıyorum, "nasıl olsa anarşik olacak" diye kadının karnını tekmeleyip ücretsiz kürtaj uygulayan polis memurunun mantığına denk değil mi bu, genelleme yapan cinsiyetçi bir saldırıya yine aynı şekilde cevap yazacaksan ne verebilirsin ki okuyan kişiye ? Neden burada cinsiyetçilik yapılırken cevap yazmadığımı sorabilirsin, bana kalırsa cevap vermesi gereken, bir kadındı, ben değil ama verilmesi gereken cevap ta bu değildi.
hoşgeldin, bidıl gitti diyor gerçi, bay bay o halde.
Isvicre'ye Norvec'e filan da bakmak lazim, acaba yonetmenlik mesleginde kadin erkek orani esit mi diye. Hosgeldin.
Az olsun zaten. Varolan örnekleri pek umut vermiyor. Çok iyi bir kadın yönetmen görmedim henüz.
Payi bu kadın belki fikrini değiştirir. Bu filmi bulursan izle derim.
http://www.imdb.com/title/tt0243255/ " onclick="window.open(this.href);return false;
Catherine Breillat candır.
"Giydikçe açılır" diyen tezgahtar, "uzadıkça şekil alır" diyen kuaför, "zamanla unutursun" diyen arkadaş... Bunların hepsi aynı örgüte üye...
Az olsun zaten. Varolan örnekleri pek umut vermiyor. Çok iyi bir kadın yönetmen görmedim henüz.
Payi bu kadın belki fikrini değiştirir. Bu filmi bulursan izle derim.
http://www.imdb.com/title/tt0243255/ " onclick="window.open(this.href);return false;
Catherine Breillat candır.
O da değiştirmedi maalesef. Otoban gibi dümdüz. Sinema öyle bir şey değil, şiir de.