öncelikle kimsenin parasında gözüm yok:) ancak bu forumdaki herkes gibi ben de bir gün film çekmek ya da bu işle ilgilenmek istiyorum. o yüzden merak ettiğim bir konu var. çekilen türk filmleri kar ediyor mu? her yıl festivallerde bir çok film gösteriliyor ve bunlar max 50 bin seyirciye ulaşıyor ki bu fazlasıyla iyimser bir rakam. bu sayıya ulaşamayan çok film var. 50 bin izlense 500 bin kazanılır. bu para bence bir film için o kadar az ki ne kadarı sinemacıya, dağıtımcıya kalcak da yapımcı maliyeti kurtarıp kar edecek? mesela reha erdem gibi reklam çeken yönetmenler var. çağan ırmak gibi çok izlenen yönetmenler zaten hayatı boyunca film çekmese yeteri kadar kazanmıştır. ama benim sevdiğim yönetmenlerden ümit ünal olsun, zeki demirkubuz olsun o kadar izlenmiyorlar ama bu yönetmenler yıllardır film çekiyorlar. filmleri gerçekten para kazanıyor mu ve yeni filmleri için bütçe bulabiliyorlar?
sinema para kazandırır mı bilmem ama sağlam para harcatıyor orası kesin.
Uğur Yücel bir röportajında "film çekmek için önde dizi yapıyorum, ondan gelen parayı da filme harcıyorum" demişti.
Ülkemizde sinemaya gönül veren gençler bile sinema salonuna çok az gidiyor. Internetten online sinema sitelerinden film izliyor. Sinemaya gitme etkinliği 1970'lerde gibi yaygınlaşırsa Demirkubuz da kazanır diğerleri de.
Öncelikle ülkemizde sinemaya giden,filmi sinemada izleyen kişi sayısı gittikçe artıyor.artık sorun sinemaya duyulan ilgi değil.Sinema tabiki tv dizileri kadar kar elde etmez fakat senin sorunun cevabı için tam olarak ne sorduğunu açman lazım
1-sinemacıdan kastın yalnızca senarist-yönetmen mi yoksa kendi filmini çeken bir yapımcı mı?Eğer yalnızca senarist-yönetmense filmden kazanacağı paranın gişeyle veya reklam gelirleriyle ilgisi yok yapımcıyla anlaşır ve aşağı yukarı film bütçesinin %5i veya 10u gibi bir para alır
Eğer kastettiğin filmi kendin çekmekse filmin gişede elde ettiği gelirin yarısı sinema salonuna kalır geri kalan yarısını da yapımcı ve dağıtımcı ikiye bölüşür(yani gişeden pek fazla bir kar elde edilmez,filmin milyon izlenmesi lazım)
2-bir film yanlızca gişeden gelir elde etmez hatta gişeden elde edilen gelir en çerez gelirdir.bunu sanatçıların albüm satışından ziyade asıl parayı konserlerden elde etmesine benzetebiliriz.Filmin sponsor,reklam,yayın gelirleri de olacaktır.Eğer maliyet-gelir dengesini iyi kurarsan sinemadan iyi bir para kazanırsın
3-festival filmlerini kastediyorsan kesinlikle bir kar elde edilmiyor.sinema salonlarına seyirci çeken filmler yapmalısın.
Filmin tamamen sanatsal kaygılarla yapılıyor olması veya gişede büyük gelir beklentisiyle yapılmaması ne yazıkki filmin gelişigüzel çekilebileceği anlamına gelmiyor. Aksine gişe kaygısı olmayan, daha çok festival odaklı filmleri finanse edebilmek için ciddi bir ön hazırlık süreci gerekiyor. Bu da büyük oranda yapımcının sorumluluğunda olan birşey. Festivallerde veya Gişede başarılı olan birçok filmin arkaplanında; yapım,dağıtım ve gösterim süreçlerinin titizlikle planlanmış olduğunu görüyoruz.
Yapımcının yalnızca yatırımcı değil projenin başından sonuna kadar herşeyle ilgilenen bir nevi organizatör olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ulusal ve uluslararası sinema destekleme fonları, filmin gösterim ve dağıtım haklarının önsatışı, ortak yapımcılar, sponsorlar vs ile filmi cebinden beş kuruş harcamadan çekebilen yönetmenler mevcut. Sanırım senin bahsettiğin yönetmenler de bu kategoriye giriyor. Film bütçelendirme aşamasında sadece temel harcamalar değil filmde çalışan son asistandan yönetmene kadar bütün ekibin kaşesi de filmin bütçesine dahil edildiği için herkes çalıştığı süre boyunca para da kazanmış oluyor.
bizim halk ucuz işleri sever düğün dernek gibi bir film bile gişede 67 milyonl tl görüyorsa daha ne diyeyim..keşke o hasılatı yapanlar o parayı sinemaya aktarsa yeni kameralar yeni çekim teknikleri yeni eeffektlerin yapılabilmesini saglayacak ekipmanları tr ye getirse getirse de bizim sinemamızda dunya şöhrete kavuşsa..
Ucuz iş ile kalite iş olayını ayırt etmek lazım. Her iyi bütçeyle çekilen film kaliteli, her ucuz bütçeyle çekilen film de kötü değildir. Çalgı Çengi'yi 30.000 lira gibi düşük bütçede 6 günde çekenlerin, Düğün Dernek'te 6.600.000 küsür seyirci görmesi tesadüf değildir. Bu da film sahiplerinin daha fazla bütçeyle daha çok izletmesine hitap eder. Halk genelde ucuz iş ya da pahalı iş değil de, işemeli osurmalı-baldır bacaklı işleri sever. Halkın genelde sevmesi gereken iş, iyi iştir. Bütçeyle ya da işin endüstrisiyle alakası olmamalıdır.
Fikir, en büyük sermayedir.