En sevdiğimiz filmlerde bile vardır. Enfeye bir darbe, eleman bayılsın. BU klişeyle dalga geçen bildiğim tek film de "fena sayılmaz" bir iş olan Richard Donner'ın Mel'li ve Julia'lı Komplo Teorisi. Yapmayın şu enseye darbeyle bayılma olayını yahu. İlk kim yapmış de bu kadar tutmuş anlamak olanaksız.
Bİrsürü iyi yerli filmdeki mesajların çok kaba ve direk verilmiş olması. Çok kötü birşey.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
evet ben de hep merak ederim enseye darbenin tıbbi bir doğruluğu var mı diye? hani belli bir nokta vardır ki mutlaka bayıltıyordur. shutter islandda bile vardı. aptalca.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Filmlerden ziyade, dizilerde olur bu.
Türkiye'deki diziler için geçerli.
Karakter isimleri, illa çok "şekilli"dir. Ezel gibi...
Hiç sevmem. Neden yapıldığını anlıyorum fakat sevmiyorum.
evet ben de hep merak ederim enseye darbenin tıbbi bir doğruluğu var mı diye? hani belli bir nokta vardır ki mutlaka bayıltıyordur. shutter islandda bile vardı. aptalca.
Tek bir noktaya sadece dokunarak adam bayıltabilecek senseilerim oldu, o nedenle bence kesin bayılıyordur ensenin doğru yerine vurulursa. Ya da bu filmler bizi çok pis yedi bu kadar yıl.. Benim ilk hareket enseye olur yani şu an bir durum olsa :).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Böyle birsey kesin vardirda bunu her filmde yada dizide hatta bazen tesadüfen vuranlarin bile basarmasi ilginc.
Bende en cok eter koklatarak bayiltma tribine hastayim.hatta bi ara ciddi ciddi eter aradik biraderle denemek icin.
Satranç klişesi. Uzaktan satranç oynayan iki kişi ve birinin zuppadanak karşısındakini mat edecek hamleyi filmin hikayesinin gelişimine odaklanarak bulması. Sevilmi, hoş bir ayrıntı gibi görünür ama iğrençtir. Çünkü hep iki hamlede mat edilir karşıdkai. Ulan bu herif salak mı) Görmüyor mu iki hamle sonra mat oalcağını? Örneğin Blade Runner'daki pozisyon öyle basit ki.... İki hamle, mat! Bari birkaç hamle sürsün. Elin oğlu 20 hamle ileriyi görüyor, bu salaklar 5 hamleyi görsün bari. Ben bile en salak oyuncu olarak 5 hamleyi görüyorum yani.
İstenmediği halde tek sevişmeyle hamile kalınma olayı bitsin lütfen. Niyet o olsa hadi anlarım, tohumunuz yumurtanız sağlamdır, eyvallah. Başka sayısız filmde millet paşalar gibi sevişiyor çocuk mocuk yok ortalıkta. Ama bazen de dudaktan öpüşmeli başlayan her sekansta bir çocuk yapılıyor. Bu biterse çünkü ne güzel "geçmişten gelen çocuk" klişesi de biter. Ömrü billah önüne gelenle sevişmiş, zamparalıkla geçinmiş, böylece yakıcı erkek olmayı başarmış bunaklar, 70 yaşından sonra duygulu baba tirplerine giremezler, biz de rahatlarız.
Bu bunaklardan bahsetmişken, evet, Crazy Herat'a yaptığım yorumu aynen kopyalayayım: Allah rızası için bir meşhur da k.çının kılları ağarmadan, nefes nefese kalmadan merdiven çıkabiliyorken, penisi hala sertleşebiliyorken, uyuşturucudan beyni ve sinirleri alkolden karaciğeri sigara ve esrardan akciğeri iflas etmeden, karısı ve çocukları için yapabileceği birşeyler varken, paraya para demiyorken, peşinde cillop gibi hatunlar varken kendine gelmeyi akıl etsin ve "bunun bunaklığı da var hafız, yeter artık" diyecek kadar zekaya sahip olsun artık! Ya da çocuk falan yapmasın, evlenmesin, arkada sadece eserlerini bıraksın, "yerlerde sürünme evresine geldiğim anda rezilliğim çıkmadan kafama sıkacağım" diye bir söz versin kendine ve sözünü tutsun. Bazı holivutçuların aç kalacağını falan da da hiç dert etmesin. Onlar malzeme yapacak birşeyler bulurlar nasıl olsa.
Kimse kusura bakmasın, Wrestler'da da aynı şey vardı, Crazy Heart'ta da. İyi filmler belki birçok açıdan ama buradaki karakterlere zerre kadar üzülemiyorum ben, dertlerini paylaşamıyorum yani. Haksızlar çünkü. Arama kızını falan artık güreşçi. Gerek yok yani. Sen onun babası değilsin, hiç de olmadın, en azından onun nezninde yani.
Bir kapısının kapanması ya da bir darbe indrilmesi ile bir sonraki çekimin başlaması olayı!.... Kurgulanma noktası, birsürü baba filmde bile yanlış! Kapı kapanır "güm" diye ve hemen ardından diğer çekim başlar! Hayır.... BU yanlış. Kapı kapanırken, kapanmadan hemen önce o çekim kesilir, kapının kapanması an'ının sesi devam eder ama kapının kapandığı görülmez ve o anda yeni çekim girmiştir. Hatalı kullnaıldığı yer: Dolores Claiborne'da, feribotta Selina'nın tuvalet kapısını kapatması. Doğru kullanımı: Lebowski'de, Corvette'i parçalanan herifin Ahpabın arabasının camına indirdiği darbelerin sonrası.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Kimse kusura bakmasın, Wrestler'da da aynı şey vardı, Crazy Heart'ta da. İyi filmler belki birçok açıdan ama buradaki karakterlere zerre kadar üzülemiyorum ben, dertlerini paylaşamıyorum yani. Haksızlar çünkü. Arama kızını falan artık güreşçi. Gerek yok yani. Sen onun babası değilsin, hiç de olmadın, en azından onun nezninde yani.
Aga nasıl anlamıyorsun buradaki olayı, nasıl işlemiyor sana ben de onu anlamadım. Eğer hayat içerisinde de mantık yürüyüşün bu şekildeyse çok acaip durum. Sen hiç "hata" ve "pişmanlık" diye bir şey duymadın mı ya. Hele ki "şöhret" ve "para" bazlı hayatlarda bu olasılıkların ne kadar da yüksek olduğunu düşünürsek durumun olağanlığını daha da fazla anlayabiliyor olman lazım bence. Hayatta "sağlam kazık" olmadığını öğrenmek biraz zaman alıyor evet ama senin o zamanı aldığını düşünüyorum ben aslında. Yani bu verdiğin tepki beetlejuice'in sözlüğe yazdığı anne ve televizyon yazısındaki anne tepkilerine benziyor açıkçası. Wrestler'a anane tepkisi verdin baba. Hayırdır ya.
🙂 Anane tepkisi haa? İyiymiş....
Mutlaka hayatta sağlam kazık yok sickman. Ama bu filmlerdeki durumların bu kapsama girdiğini düşünmüyorum ben. Hata, pişmanlık vs. tamam. Eyvallah. Ama çoğu filmdeki durum bu değil ki.
Wrestler'dan bahsettin madem, ondan gidelim. Profesyonel bir güreşçinin bir yaş ve dönemden sonra mesleği bırakacak olması elbet normal bir durum. Ama neden "bu dönemde" kızını arama ihtiyacı duyuyor? İki yıl önce kızı değilmiydi hala o kız onun? Neden pişmanlık krizi, eklemler sızlamaya başlayınca patlak veriyor?
İlişkiler bitebilir, insanlar ayrılır, küser, bağlar kopar vs. Tamam. Herkesin bu konular üzerine yorumu, yaklaşımı farklı olabilir. Kimse diğerine göre haklı, haksız vs. değildir. Herkes hayatını kendi istediği, doğru bildiği gibi yaşar. Kİmsenin kimseye de karışma hakkı yoktur bu tip meselelerde. Ama bu fikirlerin değişmesi neden eleştiriye açık zamanlarda meydana geliyor? Genel olarak aile kavramına, çoluğa çocuğa değer verme geçer akçedir. Neden insanlar, yeterince güçlüyken bunlara değer vermez de bunayınca değer vermeye başlar? Gerçek hayatta da böyle ise bu normal midir? Tamam, vırestlır için aile çoluk çocuk düzen, nizam vs. önemli olmayabilir. O zaman, ya bu fikirle mezara kadar gideceksin, (çünkü bu konulardaki zamanında alınmış kararlar, tamiri olanaksız hasarlara sebep olabilir. Tüm filmlerde vardır bu) ya da eğer bu fikrin değişiyorsa da (evet, tabii ki bu mümkün) o zaman da hasar verdiğin hayatların yorum ve öfke patlamalarını, haksız bir durum gibi görmeyecek, sunmayacaksın. Vırestlırın kızı haklı bana göre. Ona baksın diye falan gelmemiş olabilir ama işin içindeki duygusal yakınlığın, zamanla ilgili olduğu kesin.
Yani özetle, ben inandırıcı bulmuyorum bu "bunayınca yaşanan değişimler filmleri"ni. Bu değişimleri değil, bunları konu alan filmleri güçlü bulmuyorum. Herif 18 sene hapis yatmış olsa, kaçak ilan edilmiş olsa (paramparçadaki durum. Birkaç gömlek daha ikna ediciydi bence. Orada zevk sefa falan yoktu en azından) tamam. Seçilen hikaye önemli yaşanan değişim kadar.
(BU arada, çok kısa birşey söyleyeyim: Bu konudaki görüşlerim, kendi hayatımdan ve tecrübelerimden süzülüyormüş gibi görünüyor olabilir. Ama kesinlikle böyle birşey yok. Hatta tam aksi durum söz konusudur, kendi hayatımdan meyil alarak konuşsam tam tersi fikirlerde olmam beklenmeli. Tamamen gözlemci gözüyle konuşmaya çalışıyorum)
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Wrestler'dan bahsettin madem, ondan gidelim. Profesyonel bir güreşçinin bir yaş ve dönemden sonra mesleği bırakacak olması elbet normal bir durum. Ama neden "bu dönemde" kızını arama ihtiyacı duyuyor? İki yıl önce kızı değilmiydi hala o kız onun? Neden pişmanlık krizi, eklemler sızlamaya başlayınca patlak veriyor
...
Abi böyle bir film eleştirisi de yok yani 🙂
Görkem anane modundan çık moruk, resetle makinayı fabrika ayarlarına döndür, napıyosun ya kaptırdın iyice :D.
Görkem illa mantıklı bir cevabı yok, olmak zorunda da değil bence, ama mantıklı bir cevap istiyorsan, bunu Yalom (çok ünlü Amerikalı bir psikoterapist) mesela, "ölüm korkusuyla" açıklardı. Kişi ölüme yaklaştıkça-bu illa yaş olarak büyümek demek değildir, kişinin bir hayat gayesinin kalnmaması da ölüme yaklaşması demektir-, aslında "yaşıyor" olduğunun kanıtı olan kendi canından insanlara ihtiyaç duyarlar, onları sevmeye başlarlar. Çocuklarına çok kötü davranan anne babalarının torunlarını taparcasına sevmeleri mesela en tip örnek.
Wrestler'da da babayı hem fiziksel hem de psikolojik olarak ölme korkusu sarmıştır, elbette ki tek geride kalan varlığına sarılacaktır.
Wrestler'da da babayı hem fiziksel hem de psikolojik olarak ölme korkusu sarmıştır, elbette ki tek geride kalan varlığına sarılacaktır.
yani anneanne olunca anlarsın bu duyguyu 🙂
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Valla arkadaşlar, belki de siz haklısınızdır eyvallah. Birşey diyemiyorum, bana yazdıklarım mantıklı geliyor, bu sebeple yazıyorum zaten haliyle. Ama yaşın belli bir seviyenin üzerine çıkmış olmasının bu yorumlara meyil verdiği iddiasını kabul etmiyor değilim, o ayrı. 🙂
O kadar yazışıp fikir paylaşıyoruz, birbirimize hak veriyoruz ya da vermiyoruz. Eh, bu da böyle olsun. Wrestler'la bir türlü iyi ilişkiler içerisinde olamadım, sorun bende galiba, bir sevemeyen benim sanırım. Bin tane filmin içinde akıllıca yaklaşamadığım bir tane de olsun, ne yapayım? Yaşlandım diye de beni strese soktunuz ya, alacağınız olsun. 😀
Miki ruk'u da çok severim o ayrı. 🙂
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Wrestler'dan bahsettin madem, ondan gidelim. Profesyonel bir güreşçinin bir yaş ve dönemden sonra mesleği bırakacak olması elbet normal bir durum. Ama neden "bu dönemde" kızını arama ihtiyacı duyuyor? İki yıl önce kızı değilmiydi hala o kız onun? Neden pişmanlık krizi, eklemler sızlamaya başlayınca patlak veriyor
...
Aynen abi bende hiç üzülemedim, özdeşleşemedim o karakterle. Zaten özleşleşebilsem helal olsun derdim dramaya bak gittim kimle özdeşleştim:) ama olmadı bende de yemedi.
Biraz daha sinir edeyim Görkem'i:
Geçen senenin açık ara en iyi filmine adamın yaptığı yoruma bak. 🙂 Hehe. Yaşlı kurt. 🙂
Bir Karl Heinz Feldkamp, bir Luis Aragones gibi yaklaşıyorsun konulara. 🙂
Ve Görkem google'a Karl Heinz Feldkamp ve Luis Aragones kim diye bakar. 🙂
Eğlenesim geldi, eğlendim, hadi eyvallah. 🙂