Forum

Seti terk eden oyun...
 

Seti terk eden oyuncu problemi

6 Gönderi
5 Üyeler
0 Reactions
2,097 Görüntüleme
(@dincdinamik)
Gönderi: 23
Başlığı açan
 

Tavırlarıyla yapımcı veya yönetmeni canından bezdiren ve kimsenin çalışmak istemediği oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?

Zaman zaman böyle haberler okuruz. X oyuncu film setinde kavga edince seti bırakıp gitti gibi haberler. Özellikle ilk filmini yapacak yönetmen ve yapımcıların göz ardı etmemesi gereken bir husus olduğunu düşünüyorum.

Her oyuncu için geçerli olmasa da bazen öyle tipler çıkar ki karşımıza ( şöhretinde getirdiği bir etkiyle) kendini çok özel hissettiklerinden olsa gerek, olağan dışı davranışları (kapris, ego) kendilerine hak görürler. Bir oyuncunun seti terk etmesi demek yapımcının çok ciddi maddi zararla karşı karşıya kalması demektir. Bir film için onca yatırım yapılıyor; prodüksiyon, sigorta, ekipmanlar, mekan kiraları, ulaşım, catering, figürasyon vs. Yönetmenin sarsılacak prestijini saymıyorum bile…

Hiç kimse “Benim Başıma Gelmez” demesin, insanın olduğu her yerde problem eksik olmaz. Bu gibi durumlar karşısında neler yapılabilir, tecrübeli filmciler acaba fikirlerini paylaşabilirler mi?

 
Gönderildi : 03/07/2017 4:02 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Profesyonel oyuncu seti terk etmez , niye çünkü profesyoneldir . oturur kontrat yapar şartları belirler taraflar birbirini bağlar .

Ama sen adama 3 çekim günü 5 saat çalışma süresi sözü verip 5 gün 30 saat çalıştırmaya kalkarsan bırakıp seti gider .
Dizi haberlerine bakma sen orda 50 farklı faktör var . parasini sözlesmeye göre almamistir ne bileyim belirlenen saatte adam sete gelir ama sen seti hazır etmemissin otur bekle 2 saat dersin ,yada onun sahnesinin önünde başka oyuncuya öncelik verip onu bekletirsin buna kızar falan filan .

Tabi burda iletişimde önemli ama dedigim gibi oyuncu profesyonel ise çok nadir seti terk eder çünkü bu onunda ekmek parası .

 
Gönderildi : 03/07/2017 9:58 pm
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Oyuncu seti terketmişse o anlık yani o günlük bir durumdur. Yoksa profesyonel bir projeye girilirken bir bağlılık (commitment) anlaşması yapılır. Öyle keyfi olarak kimse proje falan terkedemez. Olacak şey mi sırf kapris için yüz milyonlarca doların harcandığı, herkesin planlı programlı hareket ettiği projeye darbe vurmak? O parayı fazlasıyla ödetirler adama. Şöhret falan farketmez. Brad Pitt'i oynatıyorsanız dahi anlaşma imzalanması gerek. Giderse ödeyeceği toplam bedeli önceden kabul eder ya da hiç girmez o işe.

Amatör dahi olsa bu nedenle belli bir yatırım/emek isteyen projelerde anlaşma imzalanmalı. Bu oyuncu açısından da bir ciddiyet yaratır. Yani adam gelmekten vazgeçiyorsa projenin yatmasından kaynaklanan bedeli de ödemeli. 10 sene kadar önce bir projeye başladık ama yarısını geçince baş oyuncunun babası öldü ve genç memleketine döndü ve bir daha da ailevi nedenlerle geri dönemedi. Projeyi kurtaramadık ve onca da masraf yapılmıştı. Ama gence de bir şey yapamadık çünkü okuduğu okulu bırakmasına neden olacak derecede ağır depresyona girmişti. Bu gibi durumlarda yapacak bir şey yok. Oyuncunun kendi de ölebilirdi. İşte o nedenle oturup projeyi yani senaryoyu değiştirip ikinci ana karakter olan kızı merkeze alarak öyküyü farklı bir hale getirebilir miyiz diye kafa patlattık. Sırf o ana dek olan çaba ve masraf heba olmasın, kötü de olsa bir öykü tamam olsun dedik. Ama yönetmen de kafa olarak projeden kopunca biz yardımcı ekip de bıraktık ve hatta yönetmene çok kızdık.

Kısacası, bir proje bir bağlılık süreci ve bunun getireceği ahlaki ve hukuki boyutları da içerir. Yapımcı ya da yönetmen iseniz tüm proje ve görev alanlara yönelik ahlaki ve hukuki sorumluluklarınız vardır. Biri kaza geçirirse ya da elektrik çarparsa siz sorumlusunuz. Benzer biçimde, oyuncu ile olan ilişkilerde de hem ahlaki hem hukuki sorumluluk ve sınırlar vardır. Tüm taraflar karşıdakinin beklentisini yerine getirmekle yükümlüdür ve bunun için anlaşma yapılıp tüm ayrıntılar açıkça belirtilir. Siz bir kadın oyuncudan çıplaklık ya da belli bir cinsel performans bekliyorsanız bunun bile açıkça belirtilmesi gereklidir. Örneğin çıplaklığın ve seksin bile kademeleri var. Bazısı sadece göğüslerinin görünmesini kabul ederken diğerleri önden tam çıplaklığı, bazısı da cinsel ilişki performansını kabul eder. O zaman istediğiniz yerde bu oyuncudan o belirlenen sınırlar dahilinde istediğinizi alırsınız ve o da hayır diyemez. Sinema keyfi değildir. Belki amatör projede bir günlük gelecek biri için idare edilebilir ama bunun dışında bizzat kendi projenize saygınız varsa tüm katılımcılardan da aynı saygıyı beklemeli ve abartılı olmayan bir tavırla onlardan yazılı garanti almalısınız.

Bir Amerikalı yönetmen ile tanışmıştım. Adam ilk profesyonel uzun metraj projesine girerken 1980lerin meşhur kadın rock yıldızlarından biri ile sözlü olarak anlaşmış. Bu projenin parlamasına yol açacak çok büyük bir şans çünkü resmen bir star kullanıyorsunuz ve bu bile ciddi bir ilgi yaratacaktır. Basit bir anlaşma imzalanmış ve çok ayrıntısı yokmuş. Sonra kadın ek taleplerde bulunmaya başlamış. Erkek arkadaşının da rol alması, annesinin bazı şeylerde söz alması, kendi istemezse bazı şeylerin olmaması vb derken bizim yönetmen birden projenin artık kendisine ait olmadığını farketmiş. Tam bu noktada kadın arayıp avukatıyla görüştüğünü ve proje kendi istediği gibi tamamlanmazsa bunu kendi şöhretine gelen bir leke olarak kabul edeceğini ve dava açacağını belirtmiş. Kısacası adam sırf bu hukuki belirsizlik yüzünden kadının kölesi olmuş. Sonra yapımcı şirket ile anlaşarak kendini projenin dışına atarak zor kurtulmuş. Gördüğünüz gibi olaylar hiç öngörmediğiniz bir aşamaya gelebilir.

Yukarıda bahsettiğim bizim yarım kalan projenin ilk kısmında da kız oyuncu ile benzer bir sorun yaşanmıştı çünkü duştan çıkma sahnesi vardı ama kız kilotunu giydiği ama sadece ayaklarının göründüğü sahneyi çekmek istemedi ve yönetmen ile bu konuda önceden anlaştıklarını söyleyerek kavga etti. Yönetmen "çıplaklık yok ki, ben sana söylemiştim, sadece duştan çıkış kısmı var" demiş ama bunun bile neleri içerdiği belirsiz ve insanlar çok hassas olabiliyorlar. Aynı kız daha sonra TRT dizilerinde vb profesyonel oyunculuğa devam etti.

Kısacası, seti terk diye bir şey olmaz, olamaz. O ancak anlaşmaya aykırı bir durumda olabilir. O zaman da işin içine hukuk girer.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 04/07/2017 4:30 am
(@bagimsiz)
Gönderi: 0
 

Oyuncular her gün seti terketmiyor mu zaten, sette mi yatıyorlar yoksa? 🙂

Bu tip sıkıntılar genellikle iletişimsizlik ile başlayan, iş bilmezlikle suçlanarak devam eden sürecin sonucu yaşanır. Sözleşmelerde cezai şart var, istediğin rakamı koyarsın ama ihtilaf durumunda, mahkemelerin şu yoğunluğunda ne kadar sonuç beklenir muamma. En iyisi en baştan, güzellemesiz, abartısız, gerçekçi şekilde her şeyi konuşmak, anlaşmak, devamında da iletişimi koparmamak.

 
Gönderildi : 04/07/2017 4:44 am
(@saintmua)
Gönderi: 0
 

Yakında vizyona girecek bir filmin setinde 10 gün boyunca maruz kaldık böyle bir oyuncuya. Tüm ekibe iş öğretti. Ses kayıtçısından tut, devamlılık yazmanına, cateringinden tut, kendisinin bu proje de rol almasına aracı olan as oyuncu ya kadar. Son olarak yönetmene, "benim öğle yemeğim neden geç kaldı?" deyip suratına telefon kapatması, ipleri kopardı. Yönetmen, sonuç odaklı olduğundan, ermiş sabrı göstererek son çekimlerini bitirdi. Sonrasında yönetmenin izniyle asistanından tut, görüntü yönetmenine kadar, herkesle muhatap! olmak zorunda kaldı bu yan rol oyuncusu. Her şey hiç olması gerektiği gibi değildi. Bir travma olarak gömüldü hafızalara bu proje. Konu çokca irdelenebilir. Bir çok dinamik, soruna etki ediyor fakat somut çözüm, cast seçiminde gibime geliyor.

 
Gönderildi : 03/09/2017 4:02 am
(@dincdinamik)
Gönderi: 23
Başlığı açan
 

Yakında vizyona girecek bir filmin setinde 10 gün boyunca maruz kaldık böyle bir oyuncuya. Tüm ekibe iş öğretti. Ses kayıtçısından tut, devamlılık yazmanına, cateringinden tut, kendisinin bu proje de rol almasına aracı olan as oyuncu ya kadar. Son olarak yönetmene, "benim öğle yemeğim neden geç kaldı?" deyip suratına telefon kapatması, ipleri kopardı. Yönetmen, sonuç odaklı olduğundan, ermiş sabrı göstererek son çekimlerini bitirdi. Sonrasında yönetmenin izniyle asistanından tut, görüntü yönetmenine kadar, herkesle muhatap! olmak zorunda kaldı bu yan rol oyuncusu. Her şey hiç olması gerektiği gibi değildi. Bir travma olarak gömüldü hafızalara bu proje. Konu çokca irdelenebilir. Bir çok dinamik, soruna etki ediyor fakat somut çözüm, cast seçiminde gibime geliyor.

Keşke ismini yazsaydınız da bizde bilseydik bu oyuncunun kim olduğunu. Maazallah kazayla bize de denk gelebilir. Bu siteyi takip eden onlarca film yapımcısı, yönetmen var, hepsi de öğrenirlerdi kim olduğunu. Bu "oyuncu"ya yapılacak şeyi söylememe gerek yok siz yapım firması olarak zaten biliyorsunuzdur. Lakin ben olsam yerinizde, ne yapardım, bilmeyenler için ifade etmek yararlı olur diye düşünüyorum.

Evvela bağlı olduğu cast ajans / menajer kim ise bu yaşanılanları (şahitlerle) kendisine anlatırdım. Müşteri (yapım firması) karşısında ne kadar zor durumda kaldığını (dolayısıyla sorumlusu olduğu bu oyuncunun kendisini ne denli zora soktuğunu) anlamasını sağlardım. İkinci olarak sektörde tanıdığım yapımcı - yönetmen vs A'dan Z'ye kim varsa hepsine anlatırdım ki herkes tedbirini alsın. Bu yaşanılanları duyan hiç bir yapımcı bu oyuncu ile bir daha çalışmak istemez. Üçüncü olarak sanal alemde bunu paylaşırdım, hatta çok ünlü biriyse medya ile paylaşır teşhir ederdim. Sonuçta ne olurdu; yılda 5 tane teklif geliyorsa bu zat'a, ikiye düşerdi, belki de bir süre sonra hiç teklif gelmezdi. Hiç bir menajer onun menajerliğini yapmak istemezdi. Kısacası 50 yılda oyuncu olursun, 50 günde unutulursun. Unutulanların bir kısmı bu kibirli ve kendini göklerde zanneden halleri yüzündendir. Ünlülerin maalesef unuttukları bir şey var; Çok ünlü var! hemde çok.. Kimse vazgeçilmez değildir...

 
Gönderildi : 13/09/2017 8:10 am
Paylaş: