Senarist olmak istiyorum. Ama gerçekten senarist olmak istiyorum bu kadar yani. Ben sadece bu işi yapmak istiyorum; yönetmenlik, kurgu, oyunculuk işine girmek istemiyorum. Fakat ülkemizde sistem sizi buraya doğru zorluyor. Misal ben senaryomu yazdım ve yapım şirketlerine mail attım. Çoğu geri dönmedi, geri dönende "ilgilenmiyoruz" tarzında dönüş yaptı. Sanki bi bakkala, manava mail atmışım gibi dönüşler aldım. Oysa yazılan senaryoyu yapım şirketine değilde nereye gönderilir ki? 2013 yılında roman yazdım, yayınevlerine gönderdim editörler inceledi ve geri dönüş yaptı. Hiçbiri "ilgilenmiyoruz!" demedi, diyemez! Çünkü onların işi bu. Fakat yapım şirketleri olaya çok farklı bakıyor sanırım.
Bu arada bu kadar şikayet ettim diye kimse "senaryonu beğenmemişler diye burada insanları karalama!" demesin. Ortada senaryo beğenmeme gibi bir durum yok. İş o aşamaya bile gelmedi. Zaten beni isyan ettiren de bu; senaryomu incelersin sonra olumsuz geri dönüş yap, eyvallah! Ama bilgi almak için attığım maile bile "ilgilenmiyoruz" dersen durum garip bi hal alıyor...
Merak ettiğim iki şey var bilenlerin beni bilgilendirmesini istiyorum;
1-) Yapım şirketleri ne iş yapar?
2-) Elinizde bitmiş bir film senaryosu var, bu senaryoyu (maddi ve teknik açıdan dolayı) kendi çekme ihtimaliniz yok. Ne yapacaksınız?
1-) Reklam, TV programları, Diziler (ki bunlar için zaten bildikleri, klişede olsa yorulmadan senaryo yazarları tercih ederler), Klip çekimleri gibi şeyler yaparlar.
2-) Bazen senaryo arayışı içinde olanlar olabilir, o zaman okuma zahmetine girecektir. Ama diğer şekilde bir boşluk yakalamadan kimsenin senaryona bakacağını sanmıyorum. Prodüksiyonda bir ekibin içinde dahi olsanız, yine de iletişim kurmanız baya bir zor olabiliyor, önce ekipte sizi harcarlar, senaryonuz önemli değil, isterse dünyanın en iyi senaryosu olsun, o an üzerinde para kazanılan iş her zaman önceliklidir. O yüzden, parasal yönden daha alt kademede olan, ilgi duyan insanlara okutmak lazım. Onlar yardımcı olabilirler, belki tanıştırma faslından bir şeyler gerçekleşebilir. Ha bir de senaryo yarışmaları da oluyor, onlara da bir bakın.
Bazen TV'lerde bir tür program veya dizi boşluğu oluyor ve yapımcıdan o boşluk kapanması istenebiliniyor. Sıkışık haldeki prodüksiyonun o anına denk gelirseniz, senaryonuz da aranan bir tür ise, kabul edilmiş dua gibi bakma ihtimalleri var. Yoksa, ne kadar kötü de olsa, hepsi kendi senaristleriyle çalışır.
En azından gördüklerimi aktarıyorum.
Seddata'ya ek olarak yazayım ben de. Öncelikle söyleyeceklerimin hepsinin özeti aslında şu; ya kendiniz yapacaksınız- ki bundan sizin yapımcı yönetmen, oyuncu ve diğerlerini kapsayan bir ekip olmanızı kastediyorum- ya da sektörde yaşayacaksınız.
şimdi, senaryonuzu mail attığınızda okumazlar. çok nadiren, bazı şirketler bu iş için birini tutuyor ve bu kişi gelen senaryolara bakıyor. bu noktada gönderilen bir senaryonun çekilme olasılığı artık kaç milyonda birdir bilemiyorum. Çünkü bu şirketler hadi bir senaryo arayalım bakalım güzel bir şey bulabilecek miyiz, mantığında çalışmazlar. Ya sipariş verdikleri, bildikleri tanıdıkları senaristlerle çalışırlar, ya kendi şirket bünyelerinde bu iş için çalışan senaryo grubu vardır ya da yine temas halinde oldukları insanlara haber salarlar ve onları referans alarak senaryo toplarlar. Çünkü bugün bir yapım şirketi olsanız bir ayda size bin tane saçma sapan senaryo başlığı altında çöp gelecektir. Bunların arasından çok güzel bir şeyi seçmeye kalksanız yapım şirketinin işlerini yapamazsınız.
Diğer bir konu da bu insanların sınırsız paraları yok. Yani devlerin aslında sınırsıza yakın parası var fakat öyle her şeyi çekmedikleri için bu parayı kazanabiliyorlar. Bu insanların sezonun durumuna göre, mevsime göre gündeme göre aradıkları temalar oluyor. Yani adam bir intikam dizisi ararken komedi gönderirseniz ilgilenmez. Lise dizisi ararken üniversiteli gençlerin aşk maceralarını gönderirseniz ilgilenmez.
Ve dediğim gibi bir işi yapabillmek için aylarca uğraşıyorlar bu nedenle senaryolarını gelen maillerden seçemeyecek kadar dikkatli olmaları gerekiyor. Tanıdığım bir yapım şirketi kendi yazdığı senaryoyu yayına almak için 6-7 aydır bekliyor. Kanalla anlaşıldığı halde.
Yapım şirketlerini pek bilmem de, elinde hali hazırda bitmiş bir film senaryosu varsa trt tv filmleri'ne gönder bence. Şu sayfada sürecin nasıl işlediğini, filmin yapım maliyetinin en az %4'ünü alacağını ve filmin kabul edilirse new york film atölyesi programına katılmaya hak kazanıyorsun. Benim de elimde senaryo var ama şu an yaz'ın gelmesini ve okulun bitmesini bekliyorum. 🙂 İlk olarak böyle bir proje aracılığı ile kabul edilip filmin çekilirse, ikinci senaryonda böyle bir aracılığa gerek kalmaz diye düşünüyorum. Bu proje adınndan bahsettirmek adına güzel bir aracı ve basamak olacaktır.
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.
Bu Trt Filmleri projesi iyimiş, tabi teorik olarak. Bir de şu thescriptlab.com'u Türkçe'ye çevirip yayınlamaları çok iyi olmuş.
Bu Trt Filmleri projesi iyimiş, tabi teorik olarak. Bir de şu thescriptlab.com'u Türkçe'ye çevirip yayınlamaları çok iyi olmuş.
Türkçesi nerede acaba? site çok zengin bi kaynağa benziyor, yeni gördüğüm için utandım kendimden
http://www.trttvfilmleri.com/tr/senaryo-nasil-yazilir
Burada intercapiller. Okumadım hepsini ama yalın ve güzel bir kaynak olmuş.
makul ölçüde alıntı yapmaya-paylaşmaya izin vermişler kaynak göstererek. saçmalığa bak. bırak yayılsın. cümleleri kısa kuruyorum çünkü küfürle bölünüyor 😀
ben trt tv filmleri sitesindeki bütün yazıları word'e belirli bir hiyerarşide ve giriş kısmında içindekiler kısmı olacak şekilde ayarladım ve kendimce ufak bir kitap şeklinde kırtasiyeden çıktı aldım ve ciltlettim. dıştan bakınca sıradan bir kitap gibi görünüyor, bu yüzden kapak tasarımı ve sırt kısmı bile gerçek kitap gibi, ebatları ise 14x19 cm olması lazım. word'de de bu şekilde olacak şekilde sayfa boyutlandırması yapmıştım. öyle ki, kitabın ilk sayfasında derleyen ve kapak tasarımı yapanların isimleri bile var. ben derledim, arkadaş tasarladı. 🙂 isteyenlere indirmeleri için link atabilirim.
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.
merak ettim link atarsanız sevinirim 🙂
O zaman şöyle buyurun: https://yadi.sk/i/lcrtNZqsmNoSn 🙂
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.