Forum

Sektör İle İlgili T...
 

Sektör İle İlgili Tartışmalar

18 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
4,052 Görüntüleme
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

BAŞLIK BİR BAŞKA BAŞLIKTAN ÇIKAN TARTIŞMALARIN BÖLÜNMESİYLE OLUŞTURULMUŞ BİR BAŞLIKTIR!

Şu iş ilanlarına bakarken bile öyle küfürler ediyorum ki.. Nasıl bir ülke burası ya.. Şu ilanlara bak.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 10/03/2011 3:35 pm
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Şu iş ilanlarına bakarken bile öyle küfürler ediyorum ki.. Nasıl bir ülke burası ya.. Şu ilanlara bak.
Denetim yok, dizilerde çalışırken o kadar insan öldü yaralandı anca 2 denetmen yollamış çalışma bakanlığı. Şu ilanları arasa bulamaz mı yetkililer bence şuursuzluktan da ötesi birşeyler var ama adını koyamıyorum.

 
Gönderildi : 10/03/2011 4:21 pm
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Halen stajyer arıyolar. yeni mezun olmayanları almıyo bu pneler parayı az verecekler ya. ekipman da istiyolar ki elemanın alet edevat ..klsin. işte böyle bu ortam.

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:24 pm
(@omega_works)
Gönderi: 0
 

Burası Türkiye... Ne bekliyordunuz?
Şimdiye kadar çoktan 10 larca kişi atlamıştır bu ilanlara.

Tek noktaları sevmedim hiç... Benim için sadece üç nokta vardır... Çünkü tek nokta son'u, Üç nokta sonsuzluğu anlatır...

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:29 pm
 Mino
(@mino)
Gönderi: 0
 

Şu iş ilanlarında maaş belirtme zorunluluğu kanunlaştırılmalı. "Esnek çalışma saatleri" klişesi de fena can sıkıyor.

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:33 pm
(@omega_works)
Gönderi: 0
 

Maaş belirtse ne olacak mino... yurtdışının çeyreği paralar veriyorlar burada

Tek noktaları sevmedim hiç... Benim için sadece üç nokta vardır... Çünkü tek nokta son'u, Üç nokta sonsuzluğu anlatır...

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:36 pm
(@omega_works)
Gönderi: 0
 

Sen o paraya yapmam diyosun ama yapan birileri çıkıyo... esnek çalışmam diyosun ama çalışan var.

Tek noktaları sevmedim hiç... Benim için sadece üç nokta vardır... Çünkü tek nokta son'u, Üç nokta sonsuzluğu anlatır...

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:38 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

@Karatasa

Adı, kısa vadede işkoluyla ilgili özel bir yasanın yokluğu.
Sine-Sen bunun için uğraşıyor.
Benim de yüksek lisans tezim bu konu üzerine olacak.

Bir şekilde çalışılıyor bunun için; ama ne kadar bir baskı yaratılır, ne derece bir bilinç oluşturulur bilmiyorum.
Örneğin benim girdiğim bu alanla ilgili çok az akademik çalışma var ve sıkıntı çekiyorum.
Başka sektörlerin yaşadığı ana değişiklikler üzerine yaptığım okumalar üzerinden acaba film ve dizi sektöründe bu şartlar ne kadar geçerli diye sorguluyorum.

Ama bir bilinç oluştu yine de iyi kötü.
İnsanlar isyan edecek noktada zira ki bu en basitinden buradaki mesajlardan anlaşılıyor.

 
Gönderildi : 10/03/2011 5:55 pm
 Mino
(@mino)
Gönderi: 0
 

Maaş belirtilirse standartlar belli olur, adamına göre olta atılmaya kalkılmaz vb. olaylar olmaz. Esnek çalışma demez, bol bol fazla mesaili çalışma der. Dürüst olur vs. Sigortalar maaşından mı yatıyor o bile muallakta kalıyor.

 
Gönderildi : 10/03/2011 6:00 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Maaş belirtilirse standartlar belli olur, adamına göre olta atılmaya kalkılmaz vb. olaylar olmaz. Esnek çalışma demez, bol bol fazla mesaili çalışma der. Dürüst olur vs. Sigortalar maaşından mı yatıyor o bile muallakta kalıyor.

Doğru. Ama işte tüm bu çalışma şartlarını belirleyen bir yasa olmadığı sürece istenildiği gibi at koşturabilecekler.
Yasa bir şeyleri en azından düzenleyebilir. Ama ilginçtir ki ülkemizde çalışma yasaları, yani çalışma hayatını düzenleyecek yasalar, çalışma hayatının düzensizliğini meşrulaştırmak için çıkarılıyorlar adeta. Yasaya sarılacaksa da bunun bilincinde olarak sarılmak lazım.

Örnek verecek olursam:

Türkiye'de çalışma saati haftalık 45 saattir genel olarak.
Dizi çalışanları daha az mı çalışır çok mu?
Çok. Şimdi gelecek yasa normalde bu çalışma saatinden daha fazla çalışmasına izin vermeyecek dizi çalışanının.
1) Ama çalışan sözleşmeli olduğundan, işveren çalışanına "45 saatten fazla çalışmak istemiyor musun, hadi kapı orada" diyebilir. Yasa buna bir şey yapamıyor pratikte.
2) 45 saatten fazla çalışır. İşçi mahkemeye verir firmayı ve mahkeme yasaya göre fazla çalıştırmışsın deyip ceza keser ve fazla çalıştırdığı parayı da vermesini ister işçiye.
Burada yasa işçiden yana gözükse bile, işveren kendisini mahkemeye veren işçiye gel önümüzdeki projede de birlikte çalışalım demeyeceğinden, kişiler mahkemeye de başvurmak konusunda çekinceli davranabilirler.

Neticede yasa da, sözleşmeli değil kadrolu+sigortalı çalışmayı getirmesi lazım ki etkili olsun.
Sine-Sen bunun üzerine çalışıyor.

 
Gönderildi : 10/03/2011 6:09 pm
(@homeros)
Gönderi: 0
 

Yahu Full-Time yine idare eder. 45 saate aldığın para 650 TL mi ne. Geçen sene 1-2 ay cinebonus sinemalarında part-time olarak çalıştım. Hafta da 27 saat aldığın maaş 240 TL yani full'ün yarısından fazla çalışıyorsun ama aldığın para neredeyse 3'te biri kadar. Hayır o değil evde çalışıp web sitesi falan yapsam çok daha fazla kazanıyorum. Web sitesiyle uğraşıyorsun en fazla 2 hafta desen, aldığın para en düşük 600-700 TL oluyor. O yüzden ben de karar verdim dizi-film sektöründe iş bulana kadar başka bir işe girmeyeceğim. Bakalım şu anda bayağı kompleks bir portfolyo-tanıtım vb. şablonlarda bir web site altyapısı üzerinde çalışıyorum. Okul çok fazla sıkmazsa 1-1.5 ay içerisinde bitecek sürüne satış yapacağım (Yani normalde o kadar kompleks bir site en aşağı 3000-4000 TL'ye gider ama Türkiye'de bu parayı verecek de verebilecek de insan olmadığından birden çok kişiye 600 TL civarına satmayı düşünüyorum). Oradan belki 3-5 bir şeyler gelir. Ondan gelen parayı da artık Ebuci TECHIZ ve ODAK'a, yeni tripod'a, yeni bir mikrofona, tripod dolly'ye ve üstüne hala para kaldıysa belki bir de sürekli ışık kaynağına harcarım artık.

 
Gönderildi : 10/03/2011 7:11 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Şikayet edemiyorum zira Omega'nın dediği gibi, buna muhtaç olanlar var zira bu işin bir vasıf işi olduğu anlaşılamıyor, anlaşılsa bile piyasa izin vermiyor, dolayısıyla muhtaç olanları güzelce sömürebiliyorlar. Eh, beleşe yaptırmak varken niye akıllı adamlara o kadar para dökesin?

Benimki sadece piyasanın leşliğine bir sitemdi, niye bu alandan vazgeçme noktasına geldiğimin çok güzel bir örneği, ancak ne yazık ki Türkiye dediğin ülkenin her yeri böyle. Sektör farketmiyor.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 10/03/2011 7:35 pm
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Doğru, sektör farketmiyor. Bunun daha betiri olanlar var. Örneğin bir kurum ilan variyor. Başvuranları önce sınava tabi tutuyorlar. Sonra mülakat yapıyorlar. Mülakat sürecini abartıp 2. 3. mülakat aşamalarına tabi tutuyorlar. Bu aşamlar 1 ayı sonuçların açıklanmasını da katarsanız 2 ayın üstüne çıkabiliyor ve siz hala maaş nedir, ne oluyor gibi soruları bilmiyorsunuz. Hasbel kader sırf muhtaçlıktan dolayı boynunuza asılan kırvatın büktüğü kafanızla işe başlıyorsunuz. Tabi bu aşamaları geçmeniz şart. Bu yüzeyde olan bir durum, daha derinlerde son senelerdir Referans ayağıyla istedikleri düşünce ve yaşayış şekliyle oluşturdukları gruba dahil olup olmadığınıza bakılıyor. İşin bu kısmı en avantajlı kademesi, çünkü bu tür gruplarda tanıdıklarınız varsa bahsedilen aşamalarda gerçekleştirilen sınavlar sadece formalite oluyor.

5 gün önce Ankara Gazi'de, Eximbank sınavına girdik. 2.5 saat bildiğin klasik yazılı sınav olduk. Sorular dç'likten dr'luğa ya da prf'luğa geçildiğinde eğer sorulacaksa aha da işte bu sorular çıkar dediğiniz sorulardı. Abartısız. Çok şükür birşeyler yapabildim. Ama yapacağın işle bu soruların alakası yok. Sırf eleme mantığıyla hareket ediliyor.

Sonuçta iş arzı kısıtlı, talep sonsuza yakın olan bir ülke de yaşıyoruz.

Bugün dünyanın en zenginleri listesi açıklandı ve Türkiye'den 38 Türk var. İşin bu kısmı birazdan yazacağım kısmına göre bir hiç aslında. Şimdi şöyle bir durum var (bu rakamlar 4 sene öncesiydi heralde bir ekonomi dergisinde yer alıyordu), örneğin Çin 1.5 milyarlık nüfusu ile 70küsür milyarderi var; Türkiye'nin ise 70 milyonluk nüfusu ile 54 (tü heralde) milyarderi var. Hükümetlerimiz her zaman çalıştı beyler.

Pek kesker alaka oldu ama işte......

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 10/03/2011 8:14 pm
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

@Karatasa

Adı, kısa vadede işkoluyla ilgili özel bir yasanın yokluğu.
Sine-Sen bunun için uğraşıyor.
Benim de yüksek lisans tezim bu konu üzerine olacak.

Bir şekilde çalışılıyor bunun için; ama ne kadar bir baskı yaratılır, ne derece bir bilinç oluşturulur bilmiyorum.
Örneğin benim girdiğim bu alanla ilgili çok az akademik çalışma var ve sıkıntı çekiyorum.
Başka sektörlerin yaşadığı ana değişiklikler üzerine yaptığım okumalar üzerinden acaba film ve dizi sektöründe bu şartlar ne kadar geçerli diye sorguluyorum.

Ama bir bilinç oluştu yine de iyi kötü.
İnsanlar isyan edecek noktada zira ki bu en basitinden buradaki mesajlardan anlaşılıyor.
Kezzap madem tez hazırlıyorsun, senin için benimle konuşmak mecburi bir yükümlülük. Bu işlerin başka şekilde nasıl yapıldığını da duyman lazım.

Bu durumun birinci sebebi yasasızlık değil, denetimsizliktir. Elimizde olan yasalar uygulanmıyor, kimse kemer takmıyor, herkes hatalı solluyor. İşçisini fazla çalıştıran işvereni denetleyen bir sistem yok. Periodik olarak firmaları gezen çalışma müfettişleri hem çok az, hem eğitimsiz, hem de ....

Sigorta, çalışma güvenliği, çalışma koşulları, çalışma saatleri vs.. hiç birinin düzeni yok. Açıkcası ben de çok çektim bu sağlıksız çalışma ortamlarından ama malesef bu şuursuzluk devam ettikçe, ekonominin bel kemiği orta direk uzun yıllar daha ülkemizde var olamayacak.

 
Gönderildi : 10/03/2011 8:31 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Senin söylediğin denetimsilizik de çok önemli bir etken Ahmet haklısın. Yani çok sağlam yasaları olan işkolları da var, ama orada denetimsizlik var.

Ama bizim işkolumuzun hali hazırda bir yasası yok ki denetimsizlik olsun.
Ben biriyle bir mülakat yaptım, yetkili biriydi.
Diyor ki, Çalışma bakanlığı'ndan bir müfettişi yanıma alsam, Türkiye'deki her seti çalışma koşullarının kötülüğünden dolayı durdurabilirim.
Çünkü en basit kurallardan biri olan "çalışma mekanının büyüklüğü bölü çalışan kişi sayısı" oranına (böyle bir AB normu varmış yasada) uymuyor setler. Özellikle iç mekan çekimlerde 20 metrekarede 10 kişi çalıştığı oluyor diyor. Çok basit bir örnek veriyor. Ama mesele set kapatmak değil diyor.
Önemli olan denetimden önce denetiminin yapılacağı bir özel bir yasa. Bir ışıkçının bir ışık setiyle çalışırken nasıl güvende olacağı gibi çalışma şartları düzenlenmeli evvela ki denetim yapılabilsin yani. Daha o bile yok ki bu daha da acınası bir durum.

Ama bütün olarak denetimsizlik meselesinde çok haklısın.

Ekleme: Bugün senarist olarak iş görüşmesine çağrıldığım bir yerde adam animasyon, 3D bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğim için işe almadı.
Öyle insanlar istiyorlar ki bir işi iyi bilmesin, her işten biraz anlasın. Böylelikle 3 kişi çalıştıracağına 1 kişi çalıştırsın. O kişi her işi yarım yamalak da olsa halletsin, idare etsin. İçler acısı bir durum.

 
Gönderildi : 11/03/2011 9:17 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: