Forum

Sekans Kurgusu

50 Gönderi
14 Üyeler
0 Reactions
12.6 K Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Sahnede insan olmalıdır denen bir şeyi ilk defa duydum. Öyle bir şey yok. Verdiğin örnek kendi başına bir sahne zaten. Ve o şekilde yazılmalı zira ötesi fazla gereksiz olur.

Düd, tanıma bak. Nasıl ilk defa duydum diyorsun yahu? Tanıma baksana bir. Kişiler diyip duruyor tanımda! Ki-şi-ler! İLk mesajlarımda sahne, sinemadan çok tiyatroya ait bir ifade gibi dedim zaten. Şİmdi allahaşkına bir düşün. Kişiyi ilk defa duyuyorsan tanıma bak, aynen kopyalıyorum: "Sahne, aynı kişiler ve aynı dekor (mekân) içinde geçen, sürekli bir olayı gösteren bir
ya da daha çok çekimden oluşan görüntüler dizisidir. Diğer bir anlatımla sahne, aynı kişilerin
aynı dekor (mekân) içinde, aynı anda yer aldıkları çekimler bütünüdür. "

"kişiler!" 2 kez "kişiler" kelimesi geçiyor.

Bana yetmiyor dememin sebeplerini açıklıyorum, açıkladığım şeylere bir cevap vermiyorsun düd. Vermek zorunda da değilsin ayrı konu. Ama biri bana "ben geleneksel olanı uygulamıyorum, benim tarzım budur" dese "alışılmış birşeyin sana yetmemesi eğreti duruyor" demezdim. BU alışılmış! Yanlış demiyorum, alışılmış ve benim çalışma tarzımda uymuyor. Bu kadar.... Benden bilgi isteyen ve yardım talep eden tüm arkadaşlara da kendi yöntemlerimi öğretiyorum. Çünkü çok daha verimli, hataya meydan vermeyen ve açık olduğunu düşünüyorum. Evet, ortaya 72.000 sayfa senaryo çıkarıyor ama olabilecek herşey önümüzde duruyor oluyor. BU bir çalışma tarzı.

Ben bu muhabbeti burada kesiyorum çünkü olay teknik açıklama ve sohbetlerden "sen buna nasıl cüret edersin?"e kayıyor gibi. Bu da canımı sıkıyor. Yazdığımız herşey bir bilgi. Birçok üye için mutlaka faydalı olabilecek bir sohbet bu.... BEnim için öyle oldu....

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 25/03/2011 2:30 pm
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Bu işte yazılı kural yoktur. Kendi tarzını kullanmak vaciptir. Ama Düd' ün bir önceki mesajı komple doğrudur. Şimdi sen 70 kişilik film ekibine benim senaryom şöyle okunur diye önceden 1 hafta workshop verebilecek kudrete erişeceksen de problem yoktur. Bu debelenmenin sebebi budur. Kimseye de yanlış bilgi verme abi bence.

 
Gönderildi : 25/03/2011 2:36 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Bu işte yazılı kural yoktur. Kendi tarzını kullanmak vaciptir. Ama Düd' ün bir önceki mesajı komple doğrudur. Şimdi sen 70 kişilik film ekibine benim senaryom şöyle okunur diye önceden 1 hafta workshop verebilecek kudrete erişeceksen de problem yoktur. Bu debelenmenin sebebi budur. Kimseye de yanlış bilgi verme abi bence.

İşte ben 70 kişilik ekibime workshop veririm. 70 kişi değillerdi ama verdim. 🙂 Mekanlarımı belirlemeden senaryomu yazmam. Herkes de "ohoo!" diyor buna ve benzerlerine. "Biz senaryo olmadan çekime başlıyoruz" falan tribi oluyor. Hangisi doğru abi? Ama bu dedikleirm kendime senaryo yazarken geçerli. Başkasına yazarken böyle yazmam tabi. Adam benim tarzımı kabullenmek zorunda değil.

Yanlış bilgi de vermem dostum, verir miyim hiç? "Genelde uygulanan budur ama ben böyle yapıyorum. Daha verimli" diyorum.

Ve beni esas delirten şey de birsürü kuralın, "bu iş zaten düzensiz, zor şartlarda, saçmalıklarla, hazırlıksız yapılmak zorund aolan bir iş, o nedenle sette böyle böyle yapmak laızm" tarzında biçimlenmiş olması. Gidiyorsun (yine baba bi isimden alıntı yapmayayım, "hani nerde? Git getir o yazıyı, kaynak göster" denmesin 🙂 Bıktım çünkü )baba bir yönetmen "sette kararsızlık olmamalıdır. Yönetmen kontrolü kaybetmemelidir asla. Örneği bir kamerayı nereye koyacağıma karar veremediysem ve bunu bana sorarlarsa "bilmiyorum, karar vermedim" demem asla. Kamerayı herhangi bir yere koydururum. ONlar kamerayı kurarken ben ne yapacağımı planlarım" falan diyor. Al işte.... Görkem'in "herşeyi öncedenbelrlemeye çalışırım abi. Sette belirsizlik olmaz" deyişi yanlış, 3 tane adama sırf düşünmek için iş yaptırmak doğru mu oluyor? Gerçek örnek bu, çünkü ben böyle bir israfa neden olmamak için böyle yazıyorum senaryolarımı.

Ve bir da aslında es geçtiğimiz şöyle bir durum söz konusu. Fİlmlerin içerikleri de önemli. BEnim tarzım biraz daha "görsellik için sinema" formunda. 10 dakikalık repliksiz bir filme senaryo yazmakla Çalgı-Çengi gibi bir filme senaryo yazmak farklı yaklaşımlar gerektiriyordur mutlaka. Doğruluk yanlışlık, iyilik kötülük meselesi değil asla. Ama benin filmde (ve inş bundan sonra çekeceğim tüm filmlerde) acayip acayip kamera hareketleri olacak. Ve bir iki tane değil, hemen hepsinde. Şİmdi bu motivasyonla film çeken bir adamla saf memleket komedisi yapan bir adamın senaryo yazım tekniği ve yaklaşımının aynı olması beklenebilir mi? Bakın tekrar söylüyorum: asla o iyi, bu kötü, bu yanlış, şu doğru gibi bir ayırım değil bahsettiğim şey. ama benim, 60 çekimimin 28'inde garip garip kamera hareketleri varsa benim bunlarn hepsini çekimde hatırlamam olanaksız. Yazmak zorundayım. Ama aydemirse filmini çekerken geleneksel, tescillenmiş, doğruluğu tartışılmaz kamera kullanımı uyguluyordur. Sette karar vereceği şeylerden en önemlisi bu değildir. O karakterlere olaylara yoğunlaşmak zorunda belki. BEnim bir karakterim bile yok. KArakterimin adı bile yok. Karakterimin kim olduğu bile belli değil.

BUna göre, ben sizin doğru dediğiniz biçimde senaryo yazsam o senaryo 2 sayfa olur....
Soru 1: Bu 2 sayfalık senaryo Peki benim işim görür mü?
Soru 2: Öneriniz ne?

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 25/03/2011 3:18 pm
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Konu nasıl buraya geldi anlamadım. 🙂 Hiç kimse düzensizlik de olsa böyle olmalı filan demedi ki. Keza ben de en az senin kadar düzen ve ön hazırlık manyağıyımdır ki bazı yönetmenleri de bu ön çalışma tarzına ikna etmişimdir. Çünkü ben çalışamıyorum öbür türlü. Şimdi somut bir şey üzerine konuşmuyoruz ancak anlattığın biçimde senaryo önüme gelse sana da derim ki; Ben bunu anlamıyorum abi bana normal bir senaryo getir onun üzerinden konuşalım. Senaryo yazan kişiden sonra ikinci bir şahsın eline ulaşacaksa bir standardı olması gereken bir metindir. Yine Düd ün son mesajında dedikleri buna referanstır. Senaryoyu bahsettiğimiz "standart" ile yazarsan eline alan her adam kendi aradığını kolaylıkla bulacaktır.
Şimdi yan odamda bir yardımcı yönetmen dizi iş programı yapıyor. Ben de ara sıra arkadan seyrediyorum. Çalışma şeklini gördüğüm kadarıyla senin söylediğin gibi bir senaryo olsa elinde ya işi yapmaz ya da mecbursa yapmaya kendini keser herhalde.
Aydemirse örneğini vermişsin. Kendisini tanıdığımdan beri her işinde en az bir tane " klasik " olmayan aksiyon vardır ve bunu senaryolarında hiç görmedim. Gelir anlatır şunu istiyorum diye. Anlarsın uygularsın.

2 sayfa senaryo işini görür. Nasıl ? Senaryo + dekupaj + isteniyorsa storyboard ile. Böylelikle hiç kimse kendisi için gereksiz detaylarla muhattap olmaz.

Velhasıl senaryo senaryodur yani. Sen dekupajı senaryoya karıştırmaktan bahsediyorsun. Problem orda başladı bu tartışmada.

 
Gönderildi : 25/03/2011 3:34 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Okuduklarımdan anladığım şu, terimlerle konuşacak olursam, Görkem storyboard'u senaryosuna yazılı olarak aktarıyor. Ben özen göstermek ya da daha doğrusu "belirli" olmak konusunda Görkem ile aynı kanaatteyim, fakat o şekilde yazılmış bir senaryonun çok kişisel olması ve bütün bir ekibe hitap etmeyecek olması noktasında ise düd'le aynı düşünüyorum. (Buradan düd'ün özensizlik ya belirsizliğe vurgu yapıyor olduğuna dair bir anlam çıkmasın.)

İkisinin orta noktası, ikisini de kapsayanı bence: senaryo + storyboard'tur. İkisi ayrı ayrı, herkesin aşina olduğu, kolayca anlaşılabilir şeylerdir ve bir sette çekim esnasında "belirli" olması gereken her şeyi belli eder.

 
Gönderildi : 25/03/2011 8:01 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Abi "ben sol kulağımı sağ elimle kafamın üstünden kaşırım ve bundan da acayip memnunum" diyorsun, kimse sana bir şey diyemez. Ben de demiyorum. Dediğin şeyin farkındaysan sorun yok ama bence de kimseye öğretme. Ya da öğretirken "dünyanın geriye kalanı farklı şekilde yapıyor ama ben böyle yapıyorum" diye belirt.

Zira niye herkesin bildiği yöntem varken tüm ekibe oturup atölye düzenleyesin? Böyle bir gereksizlik olabilir mi? Ha dersen ki bu sette bize saatler kazandıracak, tamam yaparsın da ben senle çalışmış bir insan olarak öyle bir artı da görmedim. Ha gerçi atölyeyi almadım ama :D.

Bilmiyorum, ama dediğim gibi senin çalışma yöntemine kimse karışamaz.

Ama dikkat edersen ilk ilginçlik senden geldi. Sen "bu yöntem bana yetmiyor" demedin. Bu yöntem hatalı ben mantığını kavrayamıyorum dedin. Biz de sana mantığını anlattık, ben öyle çalışmıyorum dedin. Olay oradan çıktı sanırım.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 26/03/2011 3:38 am
(@sataman)
Gönderi: 0
 

Konuyu nefes almadan izledim.Hepinize teşekkürler arkadaşlar.

 
Gönderildi : 26/03/2011 4:57 pm
(@yedinci-muhur)
Gönderi: 20
 

Sahneler sekansı oluşturur ve her sekansta filmin gidişatını etkileyen olaylar gerçekleşir.
Daha basit şekilde anlatmak için Godfather Filminden örnek vermek gerekirse;
Sollozzo'nun Corleone ailesiyle buluşmasına senaryoda "tetikleyici olay" denir,yani olayları başlatan,fitili ateşleyen.
Bu sahneden yani, Solozzo ve Corleone ailesinin buluşmasından Baba'nın vurulmasına kadar tüm sahneler bir sekanstır.Babanın vurulması,sekansın finalidir.
Yani sekans demek,filmin gidişatını etkileyen,kendi içerisinde giriş gelişme ve finali olan sahneler bütünür.
Sekanslar da bölümü oluşturur.Yine Godfather'dan örnek vermek gerekirse,Santino'nun vurulması ve Michael'in işlerin başına geçmesi bir bölümün sonu,diğer bölümün başlangıcıdır.
Özetle,sekans için zaman ve mekan önemli değildir,önemli olan filmin gidişatını etkileyip etkilemediğidir.

 
Gönderildi : 27/03/2011 4:25 am
(@anila)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Cevaplar için teşekkür ederim.

Konuyu tam anlamışım mı anlamamışım mı diye bir örnekle bunu sormak istiyorum.
Beynelmilel filminde başladığında,
1 Abuzer(Cezmi Baskın) bir kamyona biner. Kamyonu park eder etmez Abuzer bir kenara su dökmeye gider. Tam o sırada askerler gelip kamyonun arka kapısını açarlar. İnsanlar kamyonda eğlenmektedirler. Askerler onları oradan alırlar. Abuzer'de onları, biraz ötede izlemektedir. Askerler gidince o da koşar adımlarla evine döner.
2 Abuzer evdedir. Yüzüne yıkamaktadır. Kızı gelip ona havlu uzatır. Abuzer yüzünü kuruladıktan sonra divana/koltuğa oturur.
3 Sabahın erken saatlerinde hareket halinde olan treni görürüz. Haydar(Umut Kurt) evine dönmektedir. Haydar istasyonda sokağa çıkma yasağının sona ermesini beklemektedir. Yasak kalkınca herkes çıkar. Abuzer Servet'in(Sırrı Sürreyya Önder) dükkanın kapısına tıklar. İçerde kimsenin olmadığını anlayınca Servet'in evinin kapısını tıklar. Servet aşağıya iner. Abuzer Servet'e akşam olanları anlatır. Bu sırada Servet dükkanın kapısını açar. Olacaklardan sözederken Servet, içeride bir odanın kapısını açar. Pavyon sanatçılarını Abuzer'e gösterir. Sonra Abuzer kahvehaneye gider. Bu sırada Haydar Abuzer'in evnin önüne gelmiştir. Haydar kapıyı tıklar. Abuzer'in kızı(Özgü Namal) Haydar'ı görünce şaşırır. Haydar kıza bir kitap verir, henüz eve gitmediğini söyleyip evine yol alır.
Kahvehaneye askerler gelir. Çalgıcıların ayağa kalkmasını ister. Komutan Abuzer'e bir liste verir. Listede çalınması yasak olan müzikler vardır. Bu arada Servet gelir. Sanatçıları ne yapacaklerını sorar Abuzer'e.

"1" tek başına sekans, "2" tekbaşına sekans, "3" tek başına sekans mıdır?
Yoksa "1", "2" tek bir sekanstır, "3" diğer bir sekansın başlangıcı mıdır?

Edit: Beynelmilel filminin ilk 8/9 dakikalık videosunu paylaşmıştım(İnternete yükleyen ben değilim). Onu kaldırdım.

 
Gönderildi : 14/04/2011 4:39 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

1 kesin ayrı bir sekanstır. 2 ve 3'ün devamları yok mu? Bu kadar mı bunlar?

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 14/04/2011 6:46 pm
(@tolga-depo)
Gönderi: 0
 

Ben bu sekans mevzusunu pek anlamıyorum doğrusu. Filmi sekanslara ayırmak kolay da yazım aşamasında onca şeyi düşünürken bir yandan da bu hangi sekansa kayar diye düşünmek kasar insanı diye düşünüyorum. Sadece sahneler ve hikaye planı üzerine yazmak daha açık seçik, kolay, anlaşılır bana göre.

 
Gönderildi : 14/04/2011 8:30 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Ben bu sekans mevzusunu pek anlamıyorum doğrusu. Filmi sekanslara ayırmak kolay da yazım aşamasında onca şeyi düşünürken bir yandan da bu hangi sekansa kayar diye düşünmek kasar insanı diye düşünüyorum. Sadece sahneler ve hikaye planı üzerine yazmak daha açık seçik, kolay, anlaşılır bana göre.

Dene, nasıl kolayına geliyor ise, nasıl daha açıklayıcı, çekmesi kolay geliyor ise öyle yap dostum.... Ben öyle yapıyorum.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 14/04/2011 9:48 pm
(@homeros)
Gönderi: 0
 

O değilde siteye illegal içerik yükleniyor, millet sekansı tartışıyor o da iyiymiş 😕

 
Gönderildi : 14/04/2011 11:36 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Hani nerde illegal içerik? Gözümüzden kaçmış ise haber vermeniz iyi olur....

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 15/04/2011 12:24 am
(@homeros)
Gönderi: 0
 

Arkadaş yazmış zaten. Şikayet et butonuna da basmak yerine yazmayı tercih ettim, çünkü kötü niyetle paylaşılmamış olduğu aşikardı.

 
Gönderildi : 15/04/2011 12:37 am
Sayfa 3 / 4
Paylaş: