Forum

Nasil basladiniz? (...
 

Nasil basladiniz? (by SelcukKuru)

26 Gönderi
15 Üyeler
0 Reactions
8,808 Görüntüleme
(@dv-art)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

(yazan SelcukKuru)

Şimdi farklı birşey soracam. Belki de farklı bir başlık açmalıyım bu soru için. Hatta belki açmışlardır bile. Ama ben bu başlığa baya alıştım. Çıkamıyorum burdan Smile

Şimdi hepimiz genciz, güzeliz Smile hepimizin ortak hedefi, ortak yönü film çekmek, yönetmek. Çekmekten, çektiğimizi paylaşmaktan zevk alıyoruz. Peki bu sizce bir gençlik hevesi mi? Şimdi bana "insan kendi içini bilir. Eğer gerçekten istiyorsan heves olmaktan çıkar ve iş haline getirebilirsin" gibi laflar söyleyebilirsiniz. Bunların hepsini biliyorum. Ayrıca ben kendimden de eminim. Demek istediğim. Gerçekten de büyük bir yönetmen olmak istiyor musunuz? Yoksa hayatınız kısa ve orta metrajlı filmler çekip yarışmalara katılmakla mı geçecek?

Yada şöyle sorayım. İleride... Mesela yaş gelmiş 30-35. Kurulu bir düzeniniz var. İş hayatınızda belli bir yere gelmişsiniz. Ve bir gün size yönetmenlikle ilgili bir iş teklifi geliyor. Ama sonu belirsiz gibi. Ve bu teklifi kabul etmek için kurulu düzeninizi bırakmanız gerekiyor. Soru basit: Ne yapardınız?

Şimdi bu başa gelmeden yorum yaplılamayacak bir konu. Farkındayım. Şu anki düşüncelerinizi merak ediyorum zaten. Ve şu an için bir gazla "bırakırdım tabi kurulu düzenimi. Ben yönetmen olmak için doğmuşum" der gibi duyuyorum. Şu an öyle gelebilir. Peki 15-20 sene sonrada öyle gelecek mi? Derler ya "bekâra karı boşamak kolay", o hesap yani..

Bir de şunu merak ediyorum...
Sizi (özellikle ıspider ve Dv-art) film çekmeyen iten (veya çeken Smile) şey neydi? Genellikle izlenen bir film oluyor. Mesela kendim için konuşmak gerekirse şöyle söyleyebilirim. Ben aynı zamanda uzunlu-kısalı hikayeler yazan birisiyim. Bazen güzel şeyler çıkarttığımda oluyor. Beni film çekmeye iten şey hikaylerimin ekranda nasıl gözükeceğiydi. Tabi bu fikrimden önce yazdığım hikayeler çekilmesi zor fakat imkansız olmayan hikayeler. Ama bundan sonrakiler için bir umut var Smile Sizin hikayeniz ne? Bir sabah uyandığınızda "ben film çekmeliyim!" gibi bir cümle mi kurdunuz? Yoksa ekran karşısına geçip "bende yaparım. Hatta daha iyisini bile çekerim. Ne var yani?" mi dediniz?

Lafı çok uzattım biliyorum. Sonuç olarak şunu söyliyeyim. Kamerayı aldıktan sonrada aynı azimle devam edeceğimi biliyorum. Çevreden gelecek tepkileride az çok biliyorum. Ama olsun. Sonuçta bir kez geliyoruz bu hayata. Ve birkaç kişinin basit birkaç tepkisi yüzünden istediğim birşeyi yapamayacaksam, yemişim ben böyle hayatı.

Teşekkürler...

 
Gönderildi : 27/05/2006 4:50 am
(@hassonya)
Gönderi: 0
 

sinema enterasan birşey. insan zehirleniyor sanki. beyin ölümü gibi bişi. hani seni zombi ısırırda gözün etten başka bişi görmez ya öle bi duygu sinema.. yani en azından benim için
😀 😀 😀

bilmiyorum herkes için bir heves mi yada öle gören arkadaşlar varmı. ama ben heves kendi adıma heves olduğunu düşünmüyorum. ben sadece kısa çekip geçiştirmek istemiyorum...büyük projelerin sorumluluğunu yükleneyim ve yaptığım-yönettiğim filmleri milyonlar izlesin istiyorum...

şimdi bilmiyorum herkesin düşünceleri imkanları farklı. ben şuanda kurulu düzenimden vazgeçtim diyebilirim. uraşıp didindiğim, örenmek için günlerimi gecelerimi harcadığım, bilgisayarın başında sabahlayıp örendiğim birçok şeyi bir çırpıda attım bir kenara... meslek değiştirme gibi de denebilir... seviyorsan bırakılabilir bence. ilerde keşke demektense yada gözü açık ölmektense bırakılabilir diye düşünüyorum ben...

şuanda belli bir yer edinmiş yönetmenlerin sinemaya nasıl başladıklarını okuduğumda gülmekten kendimi alamıyorum...

David Cronenberg
"Devam ettiğim üniversitedeki öğrencilerden biri bir uzun metraj film çekti. Ekranda, gerçek bir filmde günlük hayatımda tanıdığım bütün insanları görmek gerçek bir şok oldu. Bugün on yaşındaki çocuklar camescope'la film çektikleri için size çok gülünç gelebilir, ama o dönemlerde ben bunu sanki bir vahiy inmiş gibi algılıyordum.Kendime dedimki: BUNU SENDE YAPABİLİRSİN. ve hemen bir senaryo yazmaya karar verdim. sinematografik açıdan hiçbir bilgim yoktu. Bende kendime en mantıklı gelen şeyi yaptım. Bir ansiklopedi açtım. Fakat ordaki açıklamalar tabi ki çok karmaşıktı ve kullandıkları dil içinde kendimi kaybolmus hissettim.Birgün bir kamera kiraladım ve küçük bir film çektim. sonra bir film daha, bir film daha..."

benim kafamda film çekmek olayı uzun zaman önceden vardı ama girişimde bulunmadım. bu konuda şu aralar kendime çok kızıyorum ve sorguluyorum kendimi. 3-4 sene öncesi kamera edinip birşeyler çekmeye başlamış olsaydım şimdi baya bir yol almış olurdum diye düşünüyorum. benim cesaretimi toplayıp tam anlamıyla kararımı vermem sinan ile tanışıp (Trap filmini çeken arkadaş) onun ilk kısa filmini izlememle başladı. ben neden çekmiyorum dedim kendi kendime...yapabileceğime inancım vardı çünkü sadece eksik olan cesaretmiş...hani birşeyi istersin ama ilk adımı atmazsın ya öle bişi...işte ben ilk adımı attım ve sonuna kadar da yürüyeceğim kar kış kıyamet demeden...

bu arada tepki olayını ben takmıyorum. kim ne derse desin. çıkıyorum kuruyorum tripodu takıyorum kulaklığı sallamıyorum kimseyi. eve gelip şikayet eden oldu yaa. 😀 😀 😀 kadın anneme demiş ben bahçede çamaşır asıyom beni çekiyolar demiş. 😀 😀 😀 tepkiler olucaktır. la eşek kadar adam oldun napacan film çekip. hem bu saatten sora kim izler senin çektiğin filmi. aha bu yaşına geldin sıfırdan mı başlıcaksın herşeye. neyin var neyle çekeceksin filmi... böle şeyler söleyenler çok olucaktır...önce yererler sonra alkışlarlar...birden bakmışsınız herkesin gururu olmussunuz...

yarışmacı arkadaşlara başarılar. 😀 😀 😀

 
Gönderildi : 27/05/2006 5:52 am
(@megasupermaster)
Gönderi: 48
 

Bir Amerikali annenin kizina verdigi ögüt:
Kizim hayatta sevdigin seyi yap ama en iyi sekilde yap, para seni bulur.
Kadin simdi dünya nin en basarili profesyonel Poker cilerinden birisi.

- - - - - - -

8 sene evvel bir rejisörden Almanya da oldukca basarili bir filmde oynama teklifi aldim. Yeni aile kurmustum ve senerlerce egitimini aldigim meslegimde yeni ise basladim ve sefim bana filmde oynamam icin 1 hafta izin veremedi cünkü oda bir büyügüne hesap vermesi gerekiyordu.

Orda 7 sene calistim ufaktan da kariyer yaptim, ama simdiki aklim olsa bir dakika tereddüt etmeden aninda cikisimi verip filmde rol alirdim.

Daha evvel hobi olarak filmler de ufak ufak roller aliyordum bu benim icin büyük firsatti. 8 seneden beri zaman zaman rüyalarima giriyor ve hayatim boyuda girecek.

Keske, keske, keske. 😥

megasupermaster

 
Gönderildi : 27/05/2006 6:17 am
(@nemesis)
Gönderi: 0
 

ben bi arkadaşın ve kadir abinin filmerini izleyip gaza geldim ve bi anda yaw paso film seyrediyorum nie ben de çekmiik ki die basit bi mantıkla başladım. sonra bu işin o kadar da kolay olmadığını anladım ama yapanların çalışmalarını gördükçe gaza geldim diebilirim.

hala kayde değer bi çalışmam olmasa da sabahlara kadar bilgisayar başında gerek montaj programı olsun gerek senaryo olsun onlarla uuraşmak yattığımda yazdığım veya yazmayı düğşüdüğüm senaryoların bitmiş halini düşünmek kafamdan kendi filmimi izlemek 🙂 bana acayip bi keyif veryo.

şuan için "bi heves" gibi gelmiyo bana. seviyorum. izlemeyi bişiler yapmayı bu konuda konuşmayı...

her geçen zaman da daha fazla düşünüyorum kafamı daha fazla kurcalamaya başlıyo.

gerçi ben hala kendimi tam anlamıyla başlamış saymıyorum. ama olucak umarım. paramı bile ona göre harcıyorum. para biriktireyim kamera aliim lens aliim mikrofon falan zart zurt....

ööle bişi işte... kaptırdık gidiyoz...

 
Gönderildi : 27/05/2006 6:20 am
(@bulentkalkan)
Gönderi: 83
 

Ben nasil mi basladim. ( Henuz calismalarimi izlemediniz ama..)

Ben aslinda muzisyenim. Piyanoyla basladim. Gitar'la devam ettim. 17 yildir Gitar caliyorum. Muzik magazalarinda calistim. Askere gidince orduevinde muzisyenlik yaptim 17 ay boyunca ( 1 ay acemilik ).. Donunce bir bestemi Meshur aranjor Can Atilla ile duzenleyerek demo haline getirdik. O demo ile rahmetli Hilmi Topaloğlu'na gittim. ( Prestij Muzik ) Album yapilma kararim alindi. Album icin elimde olan bestelerime ek olarak yeni besteler yapmami istediler. Hatta kilo vermemi tembihlediler. Ben bunlari yaparken Prestij muzik'te kriz yasandi. Sanatcilar birer birer ayrilip kendi sirketlerini kurmaya basladilar. Ve Sirket 1-2 ay sonra batti. Bende heves meves te kalmadi. Simdi evimde Cubase ile oynuyorum:)

Ben o donemleri andigim zaman ( 8 yil gecti uzerinden ) iyi ki boyle bir hayata girmemisim diye sukrediyorum. Eger album yapsaydim belki de simdi cok sevdigim esimle tanisamamis, Sonradan yoneldigim bu alanda calisamamis olacaktim. Cogu, yitik-tek albumluk sarkicidan birisi olacaktim.

Daha evvele gidelim: 11-12 yaslarimdaydim. Babamin 1 SLR-Practica makinesi vardi. O makineye film alip, arkadaslarim top oynarken ben dag bayir gezip fotograf cekerdim. Siyah-Beyaz film kullanirdim, evde banyosunu yapar, sonra begendiklerimi fotografcida bastirirdim. ( Hakikaten bu isleri yaptigimda 12 yasimda falandim )

Fotografin sinema sanatinin temeli oldugundan elbetteki habersizdim. Ama kendimi o yaslarda diyafram-enstantane-kadraj konusunda yetistirmeye baslamistim. Gultekin Cizgen'in bir kitabi vardi elimde o kadar. internet bile yoktu 🙂

Artik hersey cok kolay. ufak paralara profesyonel isler yapilabiliyor. iyi ki bu alanda calismayi tercih etmisim.

Ben ozgur'um.....

 
Gönderildi : 27/05/2006 3:04 pm
(@nemesis)
Gönderi: 0
 

sinema öncesinde müzik ve fotoğrafla ilgilenmemiz ortak sanırım.
ben de fotoğrafla ilgilenmiştim ve çok büyük faydası var bence.

müzik olarak gitar çalıyorum ve mutluyum. izmirde müzisyen çevrem de oluştu bu sayede. hatta ilerde bi film çekebilirsem filmin müziklerini özgün yapmayı düşünüyoruz. bilmiyorum bu kadar plan düşünce heves gibi gelmiyo bana.

gitar içinde aynı şey vardı 4-5 sene önce heves mi die düşünmüştüm baya ama hala büyük bi zevkle çalıyorum. bu sinema olayına sarmam da 3 seneyi geçti. sanmıyorum heves olduğunu. hatta bu soruya kadar pek düşünmemiştim 🙂 ii oldu şööle kendimi bi sorguladım 🙂 yok yok heves deil tutku 😀

 
Gönderildi : 27/05/2006 4:47 pm
(@bulentkalkan)
Gönderi: 83
 

Bosver hepsini yap 🙂
Da vinci zamaninda da bilim ve sanat adina hersey tek bir dal olarak algilandigi icin ki ben buna zamazingo art:) diyorum, adam herseyle ugrasmis baksana.
Yani sen resimle ugrasiyorsan fotograf sanati yapamazsin diye bir kural yok. ( ki ben resimle de ugrasiyorum-ara sira )

Sinema sanati oyle guzel bir seyki sendeki tum birikimler bir arti olarak onune cikiyor. Valla ben cok memnunum halimden.

 
Gönderildi : 27/05/2006 7:02 pm
(@selcukkuru)
Gönderi: 0
 

Bende en başta dediğim gibi sanatın bir dalıyla (hikaye, roman) ucundan bir yerden de olsa ilgilenmeye çalışıyorum. Ve yine dediğim gibi bazen güzel şeylerde çıkarttığım söylenebilir. Ve bende bazen yazdıklarımın filmini rüyamda çekiyorum. çok zevkli oluyor 😀 Tabi yaşımın genç olmasından ve dolayısıyla tecrübesizliğimden dolayı muhteşem eserler çıkarmadığımında farkındayım. Ama çalışıyorum. Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum. Vize zamanı final zamanı (burdan da öğrenci olduğum baya bi anlaşılıyor sanırım 🙂 ) ders çalışmak yerine ve uykusuz kalmak pahasına az hikaye yazmadım. Bir öğrenci bütçesini zorlayıp bu işe paralar yatırıp yarışmalara hikayeler gönderdim. Oldu, olmadı o sorun değil(demek olmamışki başarılarımdan bahsetmiyorum 🙂 ) Ama birşeyler için çabalıyorum. En basite indirgersek bir uğraşım var. Ve bu bile beni mutlu ediyor. Tabi şimdi hızlı internet çağında hikayeleri internete atıp insanların okumasını, yorum yapmasını beklemek biraz yanlış oluyorMUŞ. Geçte olsa bunu öğrendim. İnsanların çoğu sıkılıyor okumaktan. Hatta bir kaç cümle ile yorum yapmaktan bile sıkılıyorlar. Böyle oluncada sadece çevremdeki insanlara okutabiliyorum. E yine böyle oluncada objektiflik konusunda biraz tereddüt yaşıyorum. Neyse, konu neydi... ben ne anlattım. Biraz saptık konudan.

Günümüzde el kamerlarının eskiye göre biraz daha kolay elde edilebilir olması film konusuyla ilgilenen insanların sayısının artmasında baya bir rol oynadı. Mesela ben. Eğer kamera çok pahalı bir alet olsaydı, bu öğrenci halimle kamerayı alamayacağımdan dolayı uzun bir süre bu isteğimi ertelemek zorunda kalacaktım...

Şimdi ilerisi için çok idealist konuşmak istemiyorum. Çünkü günümüz Türkiye'sinde hemen hemen her konuda geleceğe yönelik az da olsa bir umutsuzluk havası var. İleride ben o duruma gelince ne yaparım bilmiyorum. Yaşım daha 21 ve ben 30-35 yaştan bahsediyorum. O yüzden "çoluğu çocuğu bırakıp balıklama atlarım" demek istemiyorum. Tabiki isterim insanların çoğunun yapmak istediği işi yapamadığı ülkemizde sevdiğim bir işi yapmak ama şu an ki sorumluluklarımla o günki sorumluluklarım arasında dağlar kadar fark olacağından bugünkinden farklı bir cevap verebilirim. Ama en azından şunu biliyorum... İyi veya kötü yazmaya devam ederim. Çünkü yazmak en basit iş. Malzeme açısından diyorum. Yoksa herkes hikaye yazabilir diye değil. Çevrenden gelecek tepkiler bir film çekme işine göre daha yumuşak olabilir. Ve en önemlisi masrafsız. Neyse...

Zamanın ne göstereceği belli değil. VE insan her zaman zamanın bize göstermesini istediklerimizle karşılaşmıyor hayatında. En azından bence bu böyle...

Teşekkürler...

...

"Söz gider, yazı kalır... Aha bunu da buraya yazıyorum..."

 
Gönderildi : 28/05/2006 11:37 pm
(@dv-art)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

birde soruna cevap vereyim:
eger boyle bir teklif gelse ve eger sorumlulugum yoksa, (yani es,cocuk gibi) kesinlikle kabul ederim.kurulu duzeni falan sallamam.
ama eger bir ailem ve sorumlulugum olursa(ki su an yok) buyuk ihtimalle cok dusunur ve hatta reddederim,cunku zamanla insanin oncelik vermesi gereken seyler degisiyor,ozellikle baska insanlarinda(ornegin cocugunun) sorumlulugunu uzerine aldigi zaman.

ayrica hikayelerini okumayi isterim,bos bir zamaninda gonderirsen gercekten sevinirim.

 
Gönderildi : 29/05/2006 6:47 am
(@hassonya)
Gönderi: 0
 

o zaman insanın öncelik sırasını düzgün ayarlaması lazım. yönetmen olmaya çalışırken kalkıp 24-25 yaşında evlenirsen bitersin....ondan sonra ister istemez önceliklerin değişir sen ne yaparsan yap...

 
Gönderildi : 29/05/2006 1:08 pm
(@selcukkuru)
Gönderi: 0
 

o zaman insanın öncelik sırasını düzgün ayarlaması lazım. yönetmen olmaya çalışırken kalkıp 24-25 yaşında evlenirsen bitersin....ondan sonra ister istemez önceliklerin değişir sen ne yaparsan yap...

Hassonya bu laf biraz iddialı değil mi? Yani mesela ben hayatımın aşkı olduğuna inandığım bir kızla tanışacam ve ileride belki yönetmen olabilirim diye evlilik hayalini (mutlu bir yuva kurmak da diyebiliriz) erteleyecek miyim? Sizce bu mantıklı geliyor mu? Tamam imkansız değil ama... Yinede ne bileyim biraz, hatta fazlaca iddialı geldiği için böyle konuşuyorum...

Teşekkürler...

...

"Söz gider, yazı kalır... Aha bunu da buraya yazıyorum..."

 
Gönderildi : 29/05/2006 8:07 pm
(@hassonya)
Gönderi: 0
 

Hassonya bu laf biraz iddialı değil mi? Yani mesela ben hayatımın aşkı olduğuna inandığım bir kızla tanışacam ve ileride belki yönetmen olabilirim diye evlilik hayalini (mutlu bir yuva kurmak da diyebiliriz) erteleyecek miyim? Sizce bu mantıklı geliyor mu? Tamam imkansız değil ama... Yinede ne bileyim biraz, hatta fazlaca iddialı geldiği için böyle konuşuyorum...

Teşekkürler......

bu ülkenin şartlarını herkes biliyor. iddialar kişiden kişiye değişir abicim ben kendim için doru olanı yazdım. istediklerim var amaçlarım var. ben kimseye evlenmeyin yada kimse evlenmesin demedim sen istersen seneye evlen...yaşın daha 21 sen neler düşünüyon. şu an senin düşünme ve üretme zamanın. böle boş işlere kafa yorma bence..benim tanıdığım başkaları da var senden bi yaş küçük çıktığı kızla evlencem diyo. evlencekmiş askere gitcekmiş bilmem ne...

aşil truva savaşına katılmadan annesi ile konuşuyorlar troy filmini izlediysen.
orda annesi diyo.

Laisa da kalırsan huzur bulursun.kendine gusel bir kadın bulursun.oğulların olur, kızların olur, onlarında çocukları olur. ve seni severler.öldüğün zaman seni hatırlarlar. çocukların ve onlarında çocukları öldüğünde adın unutulur. Truvaya gidersen şan senin olur. Zaferlerin hakkında binlerce yıl hikayeler yazarlar. Dünya adını hatırlar. Ama truvaya gidersen bir daha evine dönmeyeceksin. Çünkü şanın ölümünle el ele yürüyor. Ve seni bir daha göremem

aşil unvanı tercih etti ölme pahasına. dediğim gibi seçim meselesi. kişiden kişiye değişir...

biraz şiirsel oldu ama anlatmak istediğimi anlattımı düşünüyorum...

saygılarımla...

 
Gönderildi : 29/05/2006 9:25 pm
(@ispider)
Gönderi: 0
 

Efendiiim herkes bişeyler yazmış..tamda yazmak istediklerimi yazmışlar..aynı şeyi istiyoruz aynı şeyi arıyoruz bu birleştiğimiz nokta...Ben uzun zamandır belki 10 yıldır sürekli bişeye ilgim olduğunu hissettim,ne olduğunu bilmiyordum içim içimi yiyordu.anladım ki bu sinema sanatıydı,küçükkende filmleri izlerken hep şurası şöyle olsaydı falan derdim, ve büyünce izlediğim çoğu filmler bana çok basit gelmeye başladı yani hikaye olarak o kadarda zor gelmedi bana bende yazabilirdim pekala..bu bir tutku oldu bende..ben bir köy çoçuğuydum 5 yıl öncesine kadar.tarlada çalışırdık..ata binerdik..kendi hayvanlarımıza çobanlık yapardık..amca oğullarıyla onun bunu bahçesine girer çilek kiraz ne bulursak aşırırdık.çok güzel bir köyümüz var. her yaz, bayramlarda giderim dedemlerin yanına..film çekmek için acayip mekanlara sahip gerçekten, zaten yaza direk uzun metraja el atıyorum hayırlısıyla.neyse köyde bir sürü arkadaşım vardı köyde.köyün hepside tanırdı beni ve çok severlerdi, cidden ya şimdi düşünüyorumda herkes, "efendi, akıllı zeki büyük adam olacak bu çocuk kesin"..derlerdi.ama fark ettirmeden o kadar iyi rol yapardımki paçayı kurtarmayı acayip becerirdim....neyse beni diğer arkadaşlarımdan ayıran başka bişey vardı, kendi kendime düşünürdüm hep hep bişeylerin eksikliğini hissederdim bişeyi yapmak istiyordum ama neyi..köyde yaşadığımız için hiç bir şekilde bu işe el atmamı sağlayacak tetikleyici, efendim çevremde bu işlerle uğraşan birileri yoktu...o zaman bana sorsalar yönetmen nasıl olunur "okulunu bitirirsin zor çok zor".cevabını alırlardı..babam ısparta köy hizmetlerinde çalışıtığı için her hafta sabahın köründe işe giderdi hemde ısparta merkeze kadar.karda kışta nasıl giderdi adam anlayamıyorum..bazen 1 ay eve gelmediği olurdu araziye çıkarlardı...artık şehre taşınmanın zamanı gelmişti.2001 yılında taşındık..buraya alışmak hiç zor olmadı, yeni okulada ve arkadaşlara hemen kaynaştık.zaten sıcak kanlı biriyimdir..okul hayatım boyunca bütün sınıflarda hep göze batan olmuştum bazen derslerde ama özellikle matraklık konusunda nasrettin hoca misali kırar geçirirdim ortalığı...
neyse lise bitti ÖSS olmadı, bir kere daha olmadı bu yıl olsada olmasada yeter artık.gidecem biyerlere..
o günü hiç unutamıyorum bu işi yapmak istediğimi o gün bilmesemde, şu an bildiğimi ve fark etmek için internet denen dünyaya dalmamın gerektiğini anladığım...taşındığımızın ertesi yılı ilk kez sinemaya gittim, sonra arkası geldi ve bende bir tutku oldu bu iş zaten tv de çıkan filmlri hiç kaçırmazdım...sonra bir tane vcd player kiraladım hiç unutmam örümcek adamla the pianist filmini izlemiştik.ipler koptu ve ben sürekli kiralamay başladım harçlığımı hurra filme yatırıyorum..babam kredi kartını verdi bir gün "git al seviyorsan izlemeyi" dedi.gittim aldım ve o gün bu gündür hep izliyorum artık film kiralayan yerlerde bir sürü arkadaşım oldu.adamlarla tanışık olduk...ve izlemekte tatmin etmemeye başladı..www.beyazperde.com sitesini keşfetim ve inanılmaz bişeydi ne ararsan sinema adına vardı.ordan çok şey öğrendim ama film çekmek hala aklımda yoktu..neden sonra "kısa film" le tanıştım ve arkası geldi ciddi anlamda ilk kez kadir abi nin sitesinde kaptım bu işi yapmak istediğimi..ve aman Allahım yıllardır yapmak istediğim şeyi gerçekleştirebilme fırsatım oldu, bu işle uğraşan bir sürü insan var tanıdığım eskiden filmlerini izlediğim bütün yönetmenler bu yollardan geçmiş...kendi kendime dedimki, "yapmak istediğim yıllardır aradığım şeyi buldum artık ne yapmam gerektiğini biliyorum ve tüm potansiyelimi bir yöne doğrultmanın zamanı geldi"....bu yaz direk uzun metraja giriyorum hayırlısıyla, amca oğullarıyla çekecez.artık biyerlerden başlamak lazım.bu kesin.yaş olmuş 21 1 yıl daha belmek büyük kayıp olur...şu anda bitmek üzere olan iki tane milyon dolarlık senaryo var elimde..benim çekemeyeceğim şeyler..büyük bir yapımcının altından kalkacağı şeyler..bitince birilerine göstermeyi düşündüm ama hem zor olduğunu hemde belli mi olur belkide ben çekerim dediğim için kendime sakladım. devamlı fikirler geliyor aklıma..sürekli değiştiriyorum ekliyorum çıkarıyorum mükemmele varıncaya kadar gidecek bu iş...hikaye uydurma konusunda hayatımın hiç bir safhasında sorun yaşamadım..bu fikirleri görsele dökmenin zamanı geldi...bir insanın yeteneğini saklamsı en büyük kayıp bence.çevreden gelen tepkilere kulak tıyacaksın.gerkirse kaba kuvvet kullanacaksın..yaptığın şeye saygı duymayanlar zaten seni iyi tanıyamamış kişilerdir......
🙂
selcukkuru kardeş madem ki sormuşsun "evet hayatım boyunca beklediğim şey işte bu ve kesinlikle geçici değil gerçekleştirmek için elimden geleni yapacağım, yıllardır içimi kemiren şeyi sonunda buldum"
😀

YETENEK,AZİM VE DENEYİM SENİ BAŞARIYA GÖTÜRÜR

 
Gönderildi : 29/05/2006 9:50 pm
(@dv-art)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

hassanoya yanliz su da varki belirtmeden gecemem;
asil onu buyuk bir san ve zaferin bekledigini bile bile gidiyor, yani birseyler almak karsiliginda birseyler feda ediyor (adil sayilir)
ama bu tarafta sonu belirsiz ve tamamen muglak bir yola giriyorsun pekcok seyi tehlikeye atarak (ve belkide bosa harciyorsun)

sunuda unutmayalim ki,tarih cok sey basarmis az sayidaki insanlarin milyon kati sayida birseyler deneyip basaramamis,ve silinip gitmis insanlarla dolu.

birde dedigim gibi oncelik zamanla degisiyor.

 
Gönderildi : 30/05/2006 1:50 am
(@hassonya)
Gönderi: 0
 

hassanoya yanliz su da varki belirtmeden gecemem;
asil onu buyuk bir san ve zaferin bekledigini bile bile gidiyor, yani birseyler almak karsiliginda birseyler feda ediyor (adil sayilir)
ama bu tarafta sonu belirsiz ve tamamen muglak bir yola giriyorsun pekcok seyi tehlikeye atarak (ve belkide bosa harciyorsun)

sunuda unutmayalim ki,tarih cok sey basarmis az sayidaki insanlarin milyon kati sayida birseyler deneyip basaramamis,ve silinip gitmis insanlarla dolu.

birde dedigim gibi oncelik zamanla degisiyor.

o silinip giden insanlar risk almayanlar kardeş...

o yazının üstünde başka şeylerde yazdım. neden sadece aşil e yorum yaptın ki...

walt disneyde disneyi kurmadan önce 300 tane banka gezmiş. kaç kişi de varki bu azim....

bu tartışma bitmez. hiç girmeyelim...

ben bu tarz şeyleri tartışmayı pek sevmiyorum. 21 yaşında evleneceğimi yada hayatımın kadınını düşünmüyordum. 24 yaşındayım hala düşünmüyorum. boş geliyor bu tarz şeyleri konuşmak.

allah herkesin yolunu açık etsin

 
Gönderildi : 30/05/2006 4:02 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: