Eline sağlık. Eleştirinin üzerine ben de bir şeyler söylemek istiyorum.
Sarhoşluk Problemi: Açıkçası planlanmış bir durum değildi. Ben de filmi sarhoş olarak çektim mesela. İşin özü Samet de işten arta kalan zamanını öyle değerlendirmeyi seçiyormuş. Ben de müdahale etmedim.
Tepe noktası problemi: Yaptığım ön konuşmada tam olarak dürüst söylemlerde bulunmasının Ömer Abi'yi kırabileceğinden bahsetti. Bu sebeple kurmaca gibi başlıyor film. Belgesellerdeki hep iyiyiz, hep mağduruz durumunu eleştiriyor bu tercih . Filmsiniz ulan işte üç kağıtçı belgeseller diyor. Bunun yanında, "neden eve almıyorsun lan o kadar üzülüyorsan?" durumunu da yarattı. Bu da insan riyakarlığını su yüzüne çıkartan bir dokunuş oldu. Ekrana bakıp bunları söyleyen insanların evlerinde evsiz ya da muhtaç kimselerin olduğunu görememe durumu, alabilene ders niteliğinde bir durum oldu diye düşünüyorum.
Nazaketen söylemiyorum, eleştiri ve tavsiyelerin gerçekten önemli. Çok teşekkür ediyorum.
Kurmaca gibi başlamasında pek bir sorun yok aslında, hatta daha iyi. Fakat bir kurmaca başlangıcı için iyi bir başlangıç değil o dialog.
Sarhoşluk için de filmin içinde bir açıklama getirseydin o halde keşke. Kişinin normal hali bu mealinde. Böyle olunca özel bir anlam arıyor insan bulamayınca da dediğim sonuçlar ortaya çıkıyor.
Teşekkür ederim. Biraz ara verdikten sonra devam edeceğim inşallah.
Evet yeni sezonumuz başladı.
Bir süredir yapmıyordum, yeni bölüm.
Eleştirilerini almak isterim.
Film zeka ürünü olmuş. Nefis.
Girişteki eleştirin olmasa eksik olan şeyi anlayamayacaktım Kezzap. Doğru söylüyorsun. Ciddi bir atmosfer sorunu var. Bu bi yana da dövüşün başındaki aks atlamasını nasıl fark ettin kardeşim:)
Filmdeki "dış güçler vurgusu" eleştirine katılmıyorum. Bence bu klişe daha fazla kullanılmalı çünkü 2,5 milyon yıllık insanlık ve üç bin yıllık "site" dünyanın gerçeği bu. İnsan nüfusuna oranla minicik bi azınlık dünyayı bu hale getirdi.
Dış güçler tanımını anlaşılmaz ve karmaşık hale getirip "bunu herkes anlayamaz" diyen malesef 68 ve 78 kuşağıydı. Tüm iktidarlar da bunu lehlerine çevirdiler, her fırsatta kullandılar. Terör kavramında olduğu gibi.
Bizim gençliğimiz ve öncesinde azınlık denebilecek bir kitle "dış güçler"in farkındaydı ve bu gerçeği okuduğu kitapların diliyle sadece çevresine (üst perdeden) anlatabilirdi. Bu gün gençler gözlerine sokulan dış güçler gerçeğini fark edip olağan üstü metaforlarla böyle bir film yapıyorlar. Bu muhteşem bir şey.
Bu klişe, gençler tarafından daha fazla işlenmeli, daha basitleştirilmeli ve onunla kitlesel olarak mücadele etmenin birden fazla yolu olduğu net anlaşılmalı. Aşılması gereken yüceltilmiş/korkulmuş engel, bu şekilde anlaşılıp aşılacaktır.
Analizi zevkle izledim. Çok keyifliydi.
Dış güçler meselesi uzun bir tartışma gerektirir. Belki yüzyüze yaparız bir gün. 🙂
Teşekkür ederim. Bazen ben de şaşırıyorum, izleye izleye alışıyor gözler sanırım. Çoğunlukla şöyle oluyor hatta. Aha şurada bir yanlış var, olmayan bir şey var, ama ne bilmiyorum. Dur bakayım neymiş, kare kare izleyip sonra keşfediyorum. Alışıyor insanın gözü bir süre sonra sanırım, sorunlu görüntü bir şekilde rahatsız ediyor.
Bu analizler vs, beni de geliştirdi sanırım. Ama daha öğrenecek ve öğretecek çok şey var.
Eleştirilerini almak isterim.
Ben bu filmi çok önceleri youtube'da gezinirken karşıma çıktığında izlemiştim. Tebrik ederim. Bizim yerli dizi filmlerde göremediğimiz şekilde çekilmiş sahneler. Salt "dövüş sahnesi/filmi" değil, verilen mesaj da yerli yerinde.
Tekrar tebrikler. Yeni filmleriniz varsa izlemek isteriz.