Yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan, böyle bir kısır döngü bu.
İkisini de iyi yapabilmek lazım. Birinden biri çöktüğünde bir şeyler eksik kalıyor işte.
Karakter temelli tüm filmlerde hikayeyi ya karakter şekillendirir ya da ortam içindeki tutumu hikayeyi devam ettirir. Coen biraderlerin filmleri mesela. Konu genellikle basittir ama karakterlerin özgün olması ve kendilerine özgü yol izlemeleri hikayeyi taşır. Tüm kahraman ya da süper kahraman filmleri de karakter temellidir. Karakterlerin özellikleri ile bir doğrultuda seyredilir doğal olarak. Film adı karakterin adı ile ortaksa bu zaten büyük ihtimalle, baştan karakter üzerine filmin inşa edildiğini gösterir ki böyle filmler epeyi çok. Konu, karakter, hikaye, anlatım, duygusal aksiyon, özgünlük vs. sayılabilir tüm film özellikleri gönül ister ki hep birlikte güzel güzel kullanılsın, seyirci de bunların var olan çok iyi örnekleri gibi yeni filmler izlesin ama tasarlayan insanların tercihlerine de saygı duymak gerekir. Kimi karakteri merkeze alır, kimi konu bütünlüğünü, kimi de ben hiç denenmemiş şeyler yapacağım der. Tercihtir yani bunlar özetle.
Bir de dikkat etmemiştim, konu Onur Ünlü'nün sözü üzerine açılmış. Çok da şey etmemek lazım aslında. Bu adam Recep İvedik'e methiyeler düzüp sevmeyenlere hakaret eden, son filminde anlaşıldığı üzere aç gözlü ve bence yeteneksiz bir adam. Görüşleri de tutarsız. Omurgalı sinemacı rolünü iyi oynuyor yerine göre.
Ellerinize sağlık hocam 🙂 .Filminizin,izleyicide hoş ,birazda buruk bir duygu bırakmasının nedenleri bir tane değil bana göre.Çocuklar çok gerçekçi,mekan çok gerçek,tema güncel ve vurucu bir şekilde baymadan işlenmiş.kurgu ses renk konularına girmeden değerlendirme yapmak istedim.Toplamda hoşuma gitti 🙂
Çok teşekkürler değerli görüşlerin için.Teknik konulara girmemen ince bir davranış 🙂 Çünkü fena bodosladığım bir nokta.Haaa,o zamanlar bu konularda bilgim yoktu.Şimdi de çok olduğu söylenemez. :)çsataman
@MesutTekin3346
öncelikle elinize sağlık hocam. şimdi düşündüklerimi söyliyeyim izninizle:
bu videoda karakter diyebileceğimiz bi şey yok 😀 bilmiyorum belki de ben göremedim 🙂
bu filmin en çok giriş kısmını sevdim, atmosferi iyi veriyor, o oğlakların arasından çıkan çocuklar. en başarılı bulduğum kısım o oldu.
müzik yanlış seçim olmuş ne yazık ki çünkü biz o müziğe şabanın filmlerinden koşullandığımız için, "size komik bi şey gösteriyorum" koşullanmasını kullandığınız ucuz bir numara oluyor yaptığınız şey. donu tutan çocuk da klişe.
filmin ikinci güzel tarafı da suyu bulamayışları. güzel bi süpriz etkisi olmuş.
not: kanalınıza da abone oldum, hadi hayırlı olsun 😀
@intmesuttekin
Abi o kanalı kullanmıyorum şimdi .Şifreyi unuttuydum herhal,bmesuttekin Teşekkürler değerli görüşlerin için.Ben o şekilde yorum yaptım lakin bildiğimden değil sizlerin yanında.Bilmem ki ona güldüler hep ilk etapta,ondan şey ettiydim:)
Çevrenizde eşinize dostunuza bir bakın onun karakterini tanımak ne kadar zamanınızı aldı ?
1 buçuk saatlik bir filmde bir karakterin özelliklerini nasıl anlayıp kavrayabilirsiniz ?
Cevap hikayenin size anlatabildigi kadar ...
Bu yüzden hikaye konu herzaman karakterden önemlidir.
Bu yüzden dizilerdeki karakterler konudan bağımsız daha anlaşılır ve bağ kurulabilir oluyor .
Ama söz konusu bir film ise ancak konu ve hikayenin belirlediği özelliklere göre sempati geliştirilir .
Forest karakteri mesela yaşamından gorduklerimiz üzerine film içinde ancak "haa bunu bundan dolayı yapıyor " diyebiliyoruz. Çünkü karakter hikaye içinde uyumlu ,
Oysa behzat ç yi düşünün, dizi içinde artık onun tüm karakterine vakıf olduğumuz için , kendi aramızda konuşurken "behzat amirim olsaydı şimdi böyle derdi böyle yapardı "diye fikir yurutebiliyoruz .
Dnd'nin bu söylediği düşündüğüm başka bir şeyle birleşti ve aklıma bunu getirdi.
Buna mı alışıyoruz ve ondan mı öyle geliyor bilmiyorum ama son yıllarda sinemasal anlamdaki (popüler kültür ürünlerinde) en iyi işler bence dizilerden çıkıyor. Bunun bir sebebi de iyi hikayelerin geliştirilebilir ve derinleştirilebilir karakterlerle süslenebiliyor olması olabilir.
Başka birçok sebebi var ama bir kısmı da bu bana göre.
KEzzAP Bunun sebebi İlker Canikligil'in de söylediği gibi süper kahraman ve animasyon filmlerin hegemonyası altında kalan sinemada dramayı yaşatmaya çalışan film yönetmenlerinin televizyon işlerine yönelmesi. Darabont, Fincher, Soderbergh öncüleri oldu devamı da geliyor ki Spielberg'in de denemeleri vardı. Woody Allen bile televizyona geçti. Bu sinemacılar yönelmeden önce de diziler iyi yönelimdeydi şimdi sinematografik (Görseli kastetmiyorum) olarak da ciddi çekicilik kazanmaya başladılar. Ama hala sinemanın tadı başka bana göre.
Ana sebep dediğin gibi bu.
bu dedikleriniz üzerine düşününce film olarak en sevdiğim türün(genelde dizi izlerim) neden biyografi türü filmler olduğunu daha iyi anladım. orada karakter öne çıkarılıyor çünkü. tabi biyografi türü filmler de kısıtlı bi tür, herhangi uydurma bir karakter anlatılmıyor. aslında denemek lazım bi karakter uydurup biyografi türünde film çekiyor gibi onu anlatmak lazım. sanki bu dediğimi yapan B türü filmler vardı. bilen biri yardımcı olursa sevinirim 😀
Konu karakter hikaye ekseninden film formu mu dizi formu mu karakter yaratmaya daha uyguna evrilmiş.
Şöyle sorayım; 1 saat 50 dakikalık Taxi Driver'da karakterin nasıl davranacağını kestiremiyor muyuz? There will be blood 150 küsur dakikada karakteri yeterince anlatamıyor mu? Popüler olmayan son zaman işlerinden Toni Erdmann, The Second Mother gibi filmler ya da daha popüler son zaman işlerinden Split, John Wick, Gifted gibi filmler karakteri derinlemesine anlatmada başarısız mı? Tabi Marvel filmleri falan bambaşka mevzu.
Mesele hangi formda olduğundan çok, kimin yaptığıyla, hangi gayeyi güttüğüyle alakalı bence.
Öte yandan konu başlığındaki soruya dönersek, iyi hikaye ve iyi karakteri birbirinden ayrı düşünemiyorum. İyi karakter kendi hikayesini çağırıyor zaten. Diyelim ki tam tersi oldu senaristin aklına önce hikaye geldi sonra ona göre bir karakter yarattı, iyi bir senarist o karakteri derinleştirmeden rahat edemez, oldu bittiye getirirse de hikayesi hayal ettiği yere ulaşamaz, çünkü karakterin sürükleyici etkisinden yoksun olur. Film boyunca meydana gelen olaylar inandırıcılığı yakalayamaz. Soru Onur Ünlü'nün sözünden yola çıkılarak sorulmuş son zamanda onun yaptığı işlerde de aceleye gelmişliğin, karakteri derinleştirmeden bir hikaye yaratmanın verdiği yavanlık soruyu cevaplıyor aslında.
Elbette başarılılar, öyle bir şeyden bahsetmiyorum. Sinema filmleri karakter anlatamaz demiyorum.
Dizilerde daha fazla karaktere, daha yoğun eğilme fırsatı olduğundan bahsediyorum. Dnd o açıdan haklı yani. Yoksa onlarca çok iyi karakter var sinema tarihinde.
Son dönemlerde popüler işlerden film olarak beni çok etkileyen iş sayısı dizilerle karşılaştırılmayacak kadar az.
Bu dönüşüme işaret etmek istedim sadece. Belki de geçicidir.
...
bi karakter uydurup biyografi türünde film çekiyor gibi onu anlatmak lazım. sanki bu dediğimi yapan B türü filmler vardı. bilen biri yardımcı olursa sevinirim 😀
W.Allen'ın Zelig'i var. Borak var. Genelde bir komedi aracı olarak kullanılır. Bu kurmaca belgesele mockumantary diyorlar. Varolmayan bir rock grubu uydurulup onun belgeseli bile yapılmıştı. "This ls Spinal Tap" isminde. Millet gerçek sanıp albümlerini aramış o zamanlar. Bunlar A sınıfından filmler.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Sinema filmleri karakter anlatamaz demiyorum.
Hayır, hayır, bunu kastetmediğinizi anladım.
Aslında bana o algıyı veren Dnd'nin şu cümlesiydi; "1 buçuk saatlik bir filmde bir karakterin özelliklerini nasıl anlayıp kavrayabilirsiniz?"
Bu cümle anladığım şeyi kastetmese bile olumsuz bir genelleme anlamı verdi bana. "Dizi daha iyi anlatır" dan çok "film iyi anlatamaz" anlamı çıkardım.
Yine ["haa bunu bundan dolayı yapıyor " diyebiliyoruz. ] cümlesine bakarak, "karakter dediğimiz şey zaten bir olay karşısında neyi neden yaptığımız sorusunun karşılığı" olduğundan öyle yazdım.
Yanlış anladıysam sorun yok.
...
bi karakter uydurup biyografi türünde film çekiyor gibi onu anlatmak lazım. sanki bu dediğimi yapan B türü filmler vardı. bilen biri yardımcı olursa sevinirim 😀
W.Allen'ın Zelig'i var. Borak var. Genelde bir komedi aracı olarak kullanılır. Bu kurmaca belgesele mockumantary diyorlar. Varolmayan bir rock grubu uydurulup onun belgeseli bile yapılmıştı. "This ls Spinal Tap" isminde. Millet gerçek sanıp albümlerini aramış o zamanlar. Bunlar A sınıfından filmler.
doğru evet zelig i ve borat'ı izlemiştim zamanında, valla unutmuşum o yorumu yaparken 😀 diğerini de duymuştum. onu da izliyeyim bi. bizde yok ama galiba değil mi 🙂 90 lı yıllarda kendine sayfa yapan bir Türk vatandaş yurtdışında fenomen olmuş. Borat'ın ona olan benzerliği- fiziksellik ve karakter olarak tartışılıyordu bi yerde...
not: aslında ben düzcede ilginç insan bulamıyorum, onun yerine ilginç karakterler uydurup belgesel tadında çekebilirim. deneyeyim kısa kısa...