Forum

Karakter mi, hikaye...
 

Karakter mi, hikaye mi?

29 Gönderi
12 Üyeler
0 Reactions
6,848 Görüntüleme
(@fayrap)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Merhabalar,

Onur Ünlü adlı vatandaş, bir yerde Jarmusch'un "Stranger Than Paradise" filminden yola çıkarak, iyi yaratılan karakterlerin her zaman kendi hikayelerini bulacaklarını ve yazar için ayrıca bir hikaye yaratmanın gerekli olmayacağını söylüyordu. Ama genelde, önce bir fikir ya da hikaye geliyor insanın aklına, daha sonra da bu hikayeye uygun karakterler yaratmaya girişiyor insan.

Ben de fikirlerinizi almak istedim. Sizce bir karakter yaratmak, bir hikaye yaratmaktan daha mı önemlidir?

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 03/11/2012 9:33 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Daha bugün bunla ilgili bi şey okudum ben de forumda 🙂
Film Yönetmek Üzerine (David Mamet) başlığından( http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=21&t=12372 " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;)
alıntıdır:

"Bizim işimiz öyküyü ilginç kılmak değildir. Öykü, ancak serüven boyunca kahramanın gelişimi ile ilginç olabilir; çünkü bizim için ilginç olan bu süreçtir. Bizi koltuğumuzda tutan, kahramanın amacıdır. Aristoteles'in de 2000 yıl önce söylediği gibi, karakter aslında alışkanlık haline gelmiş davranıştan başka bir şey değildir. Karakter yoktur. "Karakter", nihai hedefine ulaşmaya çalışırken insanın gerçekten yaptıkları, sahnenin amacıdır. Gerisi hesaba katılmaz. Mesele, seyircinin kendisini "kahraman"la özdeşleştirmesini sağlayarak, neler olacağını merak ettirmektir. Öyküyü geliştiren, kahramanın ne istediği sorusudur. Kahraman ne istiyor? İstediğini elde etmek için ne yapıyor? Bunlar seyirciyi koltuğunda tutacak sorulardır. Kahraman istediğini elde edince sahne biter. Başta ortaya atılan sorunun çözümü, öykünün sonunu oluşturur. Kahraman bir şeylere ulaşmayı istediği sürece, izleyici de bir şeyler bekleyecektir. Kahraman ulaşmayı istediği şey için açıkça girişimlerde bulundukça, izleyici kahramanın istediğini elde edip edemeyeceğini merak edecektir. Kahraman ya da filmin yaratıcısı, bir şeye ulaşma isteğinden vazgeçtiği ve birini etkilemeye çalıştığı anda, izleyici uyuklamaya başlar. "

aynı yazıda şöyle bi şey de geçiyor, diyor ki kahraman hakkında ne kadar az bilgi verirseniz izleyicinin o kahramanla özdeşleşme ihtimali artar.
yani benim de aklıma yatan bu fikirlere göre önemli olan olaylardır ve olayların geçeceği yere göre şekillenir karakterler.
her yerde karakter var ya, bize lazım olan olaylardır diyorum yani 😀

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 03/11/2012 9:48 pm
(@fayrap)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Peki hacı abi, bu bağlamda Forrest Gump'ları, Amélie'leri, Barton Fink'leri nereye koyacağız? Çünkü bunları çıkar, aynı hikayeye başka karakterler koy, aynı etkiyi yaratmaz bünyede.

Sanat filmlerinin çoğu, çok basit hikayelerle kotarılmış karakter filmleri değil mi?

Seyircinin karakterle kendini özdeşleştirmesi için, karakterin muğlak olması gerçeğine ben de katılıyorum. Ama, karakter hakkında bilgi sunulduğu zaman da o karakter somutlaşıyor, ete kemiğe bürünüyor. Hikaye de çevremizde gördüğümüz birinin hikayesine dönüşüyor. Bizden çıkıyor tamam, ama uzaklaşmıyor. Biz başrolde olmuyoruz ama tanık oluyoruz.

Konu derin valla, bir zamandır da kafamı kurcalıyor, bakalım...

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 03/11/2012 10:26 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

şimdi hacı abi, Forrest Gump karakterini biri bize anlatsaydı keyf alır mıydık o karakterden?
o karakteri yaşadığı olaylara verdiği tepkilerden çıkardık değil mi?
ben karakteri hiçe indirmiyorum ki, sadece karakteri gösterebilmek için olaylara ihtiyacımız var, önce olaylar gelir diyorum...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 03/11/2012 10:42 pm
(@fayrap)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

şimdi hacı abi, Forrest Gump karakterini biri bize anlatsaydı keyf alır mıydık o karakterden?
o karakteri yaşadığı olaylara verdiği tepkilerden çıkardık değil mi?
ben karakteri hiçe indirmiyorum ki, sadece karakteri gösterebilmek için olaylara ihtiyacımız var, önce olaylar gelir diyorum...

Bu açıdan bakınca haklı olduğun noktalar ağırlıkta. Bu da bir sinema algısının tezahürü olsa gerek, damak tadı gibi kişiden kişiye değişiyor 😀

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 03/11/2012 10:47 pm
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

şimdi hacı abi, Forrest Gump karakterini biri bize anlatsaydı keyf alır mıydık o karakterden?
o karakteri yaşadığı olaylara verdiği tepkilerden çıkardık değil mi?
ben karakteri hiçe indirmiyorum ki, sadece karakteri gösterebilmek için olaylara ihtiyacımız var, önce olaylar gelir diyorum...

Evet karakterin olaylara verdiği tepkiler... Yani önce sapasağlam bir karakterimiz olacak, ondan sonra onun hangi olaylara nasıl yaklaştığını göreceğiz. Amelie'nin de annesi acaip acı bi şekilde ölüyo, babası bunalıma giriyo, kız zaten küçüklüğünden beri bunalımlı bir ailede yetişmiş, babası kızı devamlı hasta zannediyo vs. Bu klasik bunalımlı olaylar karakteri nasıl geliştiriyor, bir yeşil çam filminde böyle olaylara rastlayabilirsiniz ama karakter asla böyle gelişmez. Olaylar da önemli tabiki ama tutarlı bir karakter oluşturduğunuzda, o karakter yaşamaya başlayabilir hale geldiğinde herhangi bir olayla bile filmi yürütebilirsiniz.

Sen de bunu söylemişsin de kendini yanlış anlamışsın 🙂

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 13/11/2012 6:13 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

kesinlikle İLAN 😀
ben de işte bazen hiç yazıp ortalığı bulandırmasam mı kafa karışıklıklarımla, cehaletimle diyorum ama neticede bir şey söylemeden de doğrusunu öğrenmek mümkün olmuyor...ya da çok sabırlı olmak lazım, bilemiyorum..

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 13/11/2012 6:37 pm
(@sekko)
Gönderi: 0
 

onur ünlü'nün bahsettiği olay farklı bir olay bence. başka bir sinema anlayışı.

bahsettiğin söyleşisinde jarmusch'un sinema anlayışı üzerinden kendi sinema fikrini ve dolayısıyla jarmusch'un bunu şekillendirmekte ne kadar katkısı olduğundan bahsediyordu hatırladığım kadarıyla. hatta biraz abartıp "stranger than paradise" filmi için "uzaylılar bugün dünyaya inse ve sinema nedir diye sorsa bu filmi gösteririm" diyordu.

demek istediğim onur ünlü'nün bahsettiği sinema anlayışını yani jarmusch'u bilindik sinema kriterleri içinde yargılamak büyük yanlış olur. jarmusch filmlerinin dinamiği farklıdır. başka bir yerdedir sinemadan.

onur ünlü'nün de dediği gibi jarmusch filmlerinde hikayeden çok karakterler ve onların başlarına gelen olaylar sonucu içlerinde bulundukları durumlar vardır. stranger than paradise filmini ele alalım. tam anlamıyla "adamın teki" nin memleketinden kuzeni gelir ve bir kaç gün onda kalması gerekir. hiç istemediği halde kızı evde misafir etmek zorunda kalan karakter kız gittikten sonra eksikliğini hissedip peşine düşer. bu bir durumdur. baktığın zaman jarmusch filmlerinin sonlarında da hikaye namına pek bi şey de olmaz.

down by law mesela, birbirinden habersiz 3 ayrı karakterle sırayla açılan film karakterlerin sırayla aynı hücreye hapse düşmesiyle başlar. bi şekilde hapisten kaçan karakterler film sonunda kendi yollarına giderler. baktığın zaman filmin hikayesi bundan ibarettir fakat hikayaye takılıp atladığımız durumlar mühim. mesela hapisten kaçan karakterlerin gece boyu ormanda soğukta yürüdükten sonra bir kulube bulup uyumaya çalışmaları ve buldukları kulubedeki ranzaların bile aynı hapisteki hücrelerinin dizaynında olması özgürlüğe kaçarken tıkılıp kaldıkları yer bakımından sorgulayıcıdır. ironiktir.

neyse jarmusch sineması hakkında sabaha kadar konuşuruz fakat demek istediğim onur ünlü'nün bahsettiği durumu yani jarmusch'un sinema anlayışını bir wendersle, kurosawa ile aynı kefeye koyamazsın. farklıdır çünkü.

burada hangisi doğrudur tartışması yapmak bence yersiz olur. inan hepsi doğrudur çünkü. bu bir üslup meselesi çünkü.

uzun girişten sonra benim fikrime gelirsek. ben kendi adıma jarmusch'un yolunda ilerliyorum çünkü onun yolu daha doğru geliyor bana. bol kesmeli, yakın planlı, dramatik öğeli hikayelerdense karakterler ve durumlar daha cezbedici benim için.

ben yazmaya başlamadan önce bir çıkış noktası ararım. bir durum ararım. o duruma boş iki karakter koyar ve birbiriyle konuşturarak karakterleri doldurmaya çalışırım. hikaye de bu süreç içinde kendine bir yol bulur zaten. ben böyle yapıyorum ve ilginç bir şekilde yakın zamana kadar hiçbir jarmusch filmi izlememiş ben yazdıklarımı okuyan bir arkadaşın benzetmesi üzerine jarmusch'un bütün filmlerini izleyip hakkında bayağı bir araştırma yapınca gördüm ki jarmusch da tam olarak böyle yapıyormuş.

ha şu da var. bu her zaman böyle olacak diye bir şey de yok bence. kendi adıma hali hazırda tamamladığım iki kısa film senaryom var fakat fikir aşamasında bir uzun metraj senaryom var ki o tamamen önce hikayesini kurup karakterleri sonradan yerleştireceğim bir film olacak.

tekrar özetlemem gerekirse bu bir tercih bence. doğru ya da yanlış denilemez.

 
Gönderildi : 14/11/2012 3:28 am
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

Tabiki tercih meselesi değil. Kötü bir olayı iyi bir karalterle çok güzel bir hale getirebilirsin ama müthiş bir hikayeyi kötü, tutarsız bir karakterle ancak rezil edersin.

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 14/11/2012 9:45 am
(@trequartista)
Gönderi: 11
 

hem karakter hem hikaye önemlidir.bir filmin/dizinin iyi adledilebilmesi için ikisinin de iyi olması gerekir.Malesef Türk film ve dizileri karakter yaratmaktan yoksun olduğu ve hikayeler de birbirinin aynı olduğu içindirki biraz olsun özgün olan,digerlerinden farklı olan diziler efsane statüsüne giriyor.Eger hikaye çok iyiyse çok düz karakterlerle de başarıyla ilerleyebilir (contratiempo filminde olduğu gibi).Eğer çok derin ve etkili karakterler varsa hikaye sıradan olsa da karakterler filmi izlenir kılar.(kill billde olduğu gibi).Fakat hem güzide karakterler hem de iyi bir hikaye üzerine oturtulmuşsa işte o zaman efsane olur( the godfather) gibi:))

 
Gönderildi : 28/10/2017 6:12 am
(@mesuttekin3346)
Gönderi: 38
 

Ben öğretmenim ve amatör olarak kamu spotu tadında videolar çekmeye çalışıyorum 6-7 yıldır.
Yukarıdaki "Susuzluk" adlı videomu 5 sene önce çekmiştim.Hala izleyenler tarafından çok sevilir.Hatta MErsin Meski İlçelerdeki eğitim programlarında öğrencilere her sene izletir ve çok komik ,etkileyici olduğu konusunda dönüt verirler bana.
Sevilmesinin nedeni olay mı yoksa orada yarattığım değişik şekilde koşan ,şortunu eliyle tutan karakter mi ?

 
Gönderildi : 28/10/2017 8:46 pm
(@sataman)
Gönderi: 0
 

Ellerinize sağlık hocam 🙂 .Filminizin,izleyicide hoş ,birazda buruk bir duygu bırakmasının nedenleri bir tane değil bana göre.Çocuklar çok gerçekçi,mekan çok gerçek,tema güncel ve vurucu bir şekilde baymadan işlenmiş.kurgu ses renk konularına girmeden değerlendirme yapmak istedim.Toplamda hoşuma gitti 🙂

 
Gönderildi : 30/10/2017 7:31 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

MesutTekin3346
öncelikle elinize sağlık hocam. şimdi düşündüklerimi söyliyeyim izninizle:
bu videoda karakter diyebileceğimiz bi şey yok 😀 bilmiyorum belki de ben göremedim 🙂
bu filmin en çok giriş kısmını sevdim, atmosferi iyi veriyor, o oğlakların arasından çıkan çocuklar. en başarılı bulduğum kısım o oldu.
müzik yanlış seçim olmuş ne yazık ki çünkü biz o müziğe şabanın filmlerinden koşullandığımız için, "size komik bi şey gösteriyorum" koşullanmasını kullandığınız ucuz bir numara oluyor yaptığınız şey. donu tutan çocuk da klişe.
filmin ikinci güzel tarafı da suyu bulamayışları. güzel bi süpriz etkisi olmuş.

not: kanalınıza da abone oldum, hadi hayırlı olsun 😀

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 30/10/2017 7:53 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

bu arada başlığı hatırlamak da çok güzel oldu. bizim platodaki senaryo hocası (uzaktan eğitim alıyorum) konu>karakter yazdı.
önce konuyu buluruz sonra buna uygun karakter seçeriz dedi. hatta senaryoyu düşünürken önce sonunu yazarız dedi. bu sonunu yazma fikri başka senaryo kitaplarında da işleniyor, sonunu yazıp başa doğru şekillendirme fikri işlenen bi fikir.

fayrap öldü mü yaşıyo mu bilgisi olan var mı? uzun süredir görmedim kendisini.

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 30/10/2017 7:56 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Çevrenizde eşinize dostunuza bir bakın onun karakterini tanımak ne kadar zamanınızı aldı ?

1 buçuk saatlik bir filmde bir karakterin özelliklerini nasıl anlayıp kavrayabilirsiniz ?

Cevap hikayenin size anlatabildigi kadar ...
Bu yüzden hikaye konu herzaman karakterden önemlidir.

Bu yüzden dizilerdeki karakterler konudan bağımsız daha anlaşılır ve bağ kurulabilir oluyor .
Ama söz konusu bir film ise ancak konu ve hikayenin belirlediği özelliklere göre sempati geliştirilir .

Forest karakteri mesela yaşamından gorduklerimiz üzerine film içinde ancak "haa bunu bundan dolayı yapıyor " diyebiliyoruz. Çünkü karakter hikaye içinde uyumlu ,

Oysa behzat ç yi düşünün, dizi içinde artık onun tüm karakterine vakıf olduğumuz için , kendi aramızda konuşurken "behzat amirim olsaydı şimdi böyle derdi böyle yapardı "diye fikir yurutebiliyoruz .

 
Gönderildi : 30/10/2017 10:07 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: