kendim.ama bir yapımcı çıkarda ben yaparım derse yapar. mesele orda değil zaten benim için çekebiliyor olmak

Uzun metrajdan ya da projeden sayar mısınız bilmem ama Bizik tamamiyle kendi bütçemden çıkmış bir projedir.
Maliyeti yol paraları dahil maksimum 500 ytl'dir.
Yapımcı zevkine güvendiğim sadece kar etmek amacında bir yapımcı olmazsa seve seve yapımcı da kullanırım, ama böyle bit bu yapımcı olmaz. Çünkü yapımcının öncelikli amaçlarından biri kar etmektir. Yanılıyorsam düzeltin.

Biraz yanılıyorsun. Çoğu yapımcı öyledir ama hepsi değil. Yoksa taptığımız pekçok film şu anda var bile olamazdı..

Biraz yanılıyorsun. Çoğu yapımcı öyledir ama hepsi değil. Yoksa taptığımız pekçok film şu anda var bile olamazdı..

Muhakkak.

Kar etmek kötü birşey midir? Hem güzel işler yapılıp hem de kar da edilebiliyor...

Kar etmek kötü değildir, kar etmek amacı kötüdür.
Bir iş yaparsın kar eder o ayrıdır. Kar etmek için iş yaparsın o ayrıdır.
Zaten iki iş arasındaki fark bence belli olur.
Ben de tepki gösteririm.

Garip gelebilir ama bunu en iyi anlatan adam Cem Yılmaz.
Belli bir süreden sonra eroin kaçakcısı muamelesi görmek dokunuyor insana. Götürdü parayı!!!!! Ulan bu böyle bir şey değil ki, ben bu işi para için yapıyor olabilir miyim? Ben bir iş yaptım, para etti olay budur." Kendisinin, stand-upları dahilinde işini en iyi yapanlardan biri olduğunu siz de bilirsiniz, eşşek yüküyle para kazanır, ama para kazanmak için yapmaz.

Sayarız tabi hocam o kadar zaman emek harcadın. Şimdiden, benim gözümde Türkiye'de yapılmış önemli bağımsız projelerden biridir. Bende gerilla mantığını çok yakın buluyorum kendime, gün itibariyle senaryosundan, kameranlığına, montajından belli başlı post prodüksyonuna kadar kendimi geliştirmiş bulunuyorum. Konu kendi projem olunca seve seve yapabileceğim tüm işlerin yükümlülüğünü üstlenirim. Gerçi kafamdaki ideal çalışma şekli bu değil bence herkes kendi uzmanlaştığı işi yapmalı tabiki ama başlangıçta biraz esneklik şart sanıyorum.

Tabi projeyide bu şekilde yazmak gerekiyor. İşin bu kısmı epey zor, sınırlı imkanlarla uzun metraj yazma işi hiç kolay değil. Ben epey düşündüm bazı fikirler geliyor aklıma ama tam aradığımı bulamadım bir türlü. Öte yandan kendimizin yetemediği noktalar var. Oyunculuk, ışık, ses vs.. gibi çaba gerektiren işler var. Bunlara nasıl bir çözüm bulunur bilemiyorum. Bir projeye benim kadar inanıp zaman ve emek harcayacak insan bulmak güç, birde ortada para olmadığı için bu devamlılığı sağlarlarmı orası kocaman bir soru işareti.

Bu sorularla birlikte kısanın pek etkili bir anlatım aracı olmadığınıda görüyorum. Milyonlarca cillop gibi filmden biz bile ancak onlarca belkide yüzlercesini izleyebiliyoruz ki biz bu işle yatıp kalkan adamlarız. Bence erken risk alıp uzuna asılmakta fayda var diye düşünüyorum. Esasen çokca kısa çekmiş ve uzun hazırlığında veya uzun metraja imza atmış arkadaşlarında konuyla ilgili görüşlerini ciddi derecede merak ediyorum. Kafamdaki sorulara ciddi anlamda ışık tutabilecek deneyime onların sahip olduğu düşüncesindeyim.

Kar etmek kötü değildir, kar etmek amacı kötüdür.
Bir iş yaparsın kar eder o ayrıdır. Kar etmek için iş yaparsın o ayrıdır.
Zaten iki iş arasındaki fark bence belli olur.
Ben de tepki gösteririm.

Garip gelebilir ama bunu en iyi anlatan adam Cem Yılmaz.
Belli bir süreden sonra eroin kaçakcısı muamelesi görmek dokunuyor insana. Götürdü parayı!!!!! Ulan bu böyle bir şey değil ki, ben bu işi para için yapıyor olabilir miyim? Ben bir iş yaptım, para etti olay budur." Kendisinin, stand-upları dahilinde işini en iyi yapanlardan biri olduğunu siz de bilirsiniz, eşşek yüküyle para kazanır, ama para kazanmak için yapmaz.

Kar etmek amacı neden kötü olsun ya? Para kötü birşey mi? Ben bir sahneyi planlarken A koyarım B koyarım ayrıca C de koyarsam para getireceğini, işi de bozmayacağını düşünüyorsam neden koymayayım? Cem Yılmaz filmlerinde kar etme amaçlı birşey koymuyor mu yani...

ama para kazanmak için yapmaz.
Bir kimse işini para kazanmak için iyi yapıyorsa benim etik anlayışıma göre bir sakıncası yok. Zaten iş hayatında en büyük motivasyonda para, kimse egosunu tatmin etmek için memurluk yapmıyor veya kimse faturaların ödeme günü geldiğinde veznedara kısa film uzatmıyor. Kısacası yaşamak için gereken bu zarureti karşılamak için emek veren adama neden garez duyalım veya eshefle kınayalım ki ? Hırsıları mı baş tacı yapacağız öyleyse. Öte yandan sinemada kendi ekonomisini içinde barındırdığından dolayı ve ciddi yatırımlar gerektirdiği için ne kadar gelir getireceği, şüphesiz hesaplanır bunda da ben bir yanlış göremiyorum.

bir an önce uzuna geçmemiz lazım. olduk bittik piştik elhamdülillah olayı mı? tabii ki hayır. orda pişmemiz lazım...kısa film kendi başına bir alandır evet. ama benim için şahsen uzuna zıplama olayıdır...benim olayım odur yani...o kadar herşeyi işi gücü bırakıp bu kadar kendimizi sinemaya veriyorsak sonucuda olmalı?kısa film bir yere kadar? ha? ha? değil mi?

Kar etmek kötü değildir, kar etmek amacı kötüdür.
Bir iş yaparsın kar eder o ayrıdır. Kar etmek için iş yaparsın o ayrıdır.
Zaten iki iş arasındaki fark bence belli olur.
Ben de tepki gösteririm.

Garip gelebilir ama bunu en iyi anlatan adam Cem Yılmaz.
Belli bir süreden sonra eroin kaçakcısı muamelesi görmek dokunuyor insana. Götürdü parayı!!!!! Ulan bu böyle bir şey değil ki, ben bu işi para için yapıyor olabilir miyim? Ben bir iş yaptım, para etti olay budur." Kendisinin, stand-upları dahilinde işini en iyi yapanlardan biri olduğunu siz de bilirsiniz, eşşek yüküyle para kazanır, ama para kazanmak için yapmaz.

Kar etmek amacı neden kötü olsun ya? Para kötü birşey mi? Ben bir sahneyi planlarken A koyarım B koyarım ayrıca C de koyarsam para getireceğini, işi de bozmayacağını düşünüyorsam neden koymayayım? Cem Yılmaz filmlerinde kar etme amaçlı birşey koymuyor mu yani...

Filmlerde koyuyordur da, stand-up'larda sanmıyorum.
Stand-up dediğimiz şey zaten adamın kendisi ve derdi. Ama özellikle A.R.O.G'da "dur ulan küfür etmeyeyim" gibi şeyler hissettim çok tiksindim.

Ve son olarak, benim için kar etme amacı, özellikle sanatta, kötü bir şeydir.
Tartışacaksak bunu tartışırız.
Zaten durum bu olunca da mevzu kapitalist mantık vs anti-kapitalist mantıkta tıkanıyor.

Kısalarınızın yeterince iyi olduğunu düşünüyor musunuz? Uzun metraja nefesiniz yetecek mi? Uzun metrajların bile 10'da 9'u kötüyken nasıl 1. kalite film çekeceksiniz? Ne kadar hesap kitap yapsanız da sürükleyici bir senaryo olmadan ilerleyebilecek misiniz? Sürükleyici, iyi bir senaryoyu peliküre dökerken bunun aynı zaman da yönetmenlik yeteneklerinizin sınanması olduğunu aklınızdan çıkarmadan altından kalkabilecek misiniz? Bütün bunları hallettikten sonra filminizi taşıyacak iyi oyuncuları bulabilecek misiniz? Para olayına hiç girmiyorum bile.
Bütün bunların ve daha fazlasının cevaplarını iyi verebilirseniz, "uzun"a başlamamak için hiç bir neden yok.

Cem Yılmaz'dan gidiyor konu, malum adamın soktuğu laflar ünlüdür. Bir röpörtajında yönetmenlik cart curt diye bir soru sormuşlardı. Adamın cevabı ; "Mahsun kadar yönetmenlik yapabilsem yeter."

Osursa yeter o zaman..