A.I. deki robot çocuğa hiç mi acımadınız.bütün film boyunca olmayan annesine ulaşma çabası.
hayat güzeldir de en son tankların geldiği sahnedeki çocuğun şaşkınlığı
gladyatörde russel crowun başaklara elini sürterek yürüdüğü sahne
pulp fictionda john trovoltanın öldüğü sahne (tuvalette kitap okuyup silahını dışarıda bırakması)
leonun avp dersi verdiği sahne ve sonundaki intiharı
üç kralda ineğin mayına basıp patlaması
şimdi hatırlayamıyorum forum için ve site için başarılar...
Eternal sunshine of the spotless mind'ın sonunda Joel'in Clementine'a "Wait... Just wait" dedikten sonra arkada Beck'in söylediği Everybody's gotta learn sometime parçasının yükseldiği final sahnesi çok etki bıraktı üzerimde. Film boyunca olan herşeyin üzerine tekrar aynı kötü şeylerin olacağını bile bile/belki de hiçbirşeyin nasıl olacağını bilmeden, Joel'in aşık ufak bir çocuk gibi içgüdüsel bir şekilde "bekle...sadece bekle" demesi filmdeki naif aşkı çok başarılı belgelemişti bence.
Ha bunun dışında filmdeki her sahne başlı başına etkiliyor insanı zaten o ayrı...
requiem for a dream deki çocugun uyuşturucudan kolunun kopmak üzere olduğu sahne
trainspotting de fazla uyuşturucudan halizinasyon görüldüğü sahneler-klozet sahnesi
leon da shape of my heartlı final
hannibal da-beyin kızartma sahnesi
hotel rwandada-arabayla ölülerin üzerinden geçilen sahne
lords of war'ın jeneriği
donnie darkonun finali
fight club'in where is my mindli finali
shawshank redeption'ın finali
moulin rouge'un -el tango de roxanne bölümü
kill bill-ıslıklı hemşireli bölüm
war of the worlds ün ilk 20 dakkası
guguk kuşunun-içki içme sahneleri
millions'un-çocugun hayal sahneleri
ilk aklıma gelenler=)
guguk kuşu-hastalara ilaç verilen sahne
lord of war-nicholas cage'in lenin heykeline oturup hesap yapması
collateral-sokaktaki çakallar ve gözlerinin parlaması
masumiyet-her sahnesi 🙂
taxi driver-are you talking to me?
omen 666-papanın şarabı düşünerek ölmesi ve şeytanın oğlunun gülümseyişi
matrix serisi,animatrix-içinde simgeler olan her sahne
bir de daha önce bahsedilmiş,türk filmlerinden birinde(adını hatırlayamıyorum) gulyabani sahnesi.Kartondan yapılmış bir gulyabaniyle kaç nesil korkuttular adamlar.
o Gulyabaniden bende baya korkmuştum, hatta bizim yaptığımız şeytan filminden küçükken acaip korkmuştum : )
Anlat İstanbul-Çetin Tekindor'uın karakteri(şu an adını hatırlamıyorum) öldükten sonra tv'den haberi aldıklarında Erkan Can'ın verdiği tepki mortingen strasse 🙂
Polis-son sahne(filmin finali olmadığını söyleyenler var.bence vardır.bal gibi de vardır final)
Ice Age 1-2---Scrat'in olduğu sahneler
Fight Club-Bütün sahneleri güzel ama özellikle uçaktaki konuşmaları aklımda yer etti.(Tyler Durden acil durumda yapılması gerekenlerin olduğu kağıdı gösterir.Oksijenin kafa yaptığını,insanın ölümü daha çabuk kabullendiğini söyler.Nedense hep aklımdadır burası.Bir de dikkat edilirse Tyler Durden karakteri ortaya çıkmadan önce Edward Norton'un olduğu yerlerde 1-2 kare görülüyor.)
Troy-Hector'la Achilleus'un kavgası
What women wants-Mel Gibson'un askılıkla dans etmesi
Uzak-Genç yattıktan sonra ev sahibinin porno-erotik birşey açması televizyonda,biraz oyalandıktan sonra gencin su içmeye kalkmasıyla beraber ev sahibinin tvdeki görüntüyü değiştirip Tarkovsky'nin(yanlış hatırlamıyorsam) bir filmini açması.Sıkıcı birşey izliyor havasına girmesi.
Bir tane de benden:
Yilmaz Guney, sene 1971, filmin adi "Baba". Zengin fabrikator, oglunun isledigi cinayeti fakir, kizina bir mandolin dahi alamayan Cemal'in ustlenmesini ister ve de Yilmaz Guney'in canlandirdigi Cemal benim cok zoruma giden (rahmetli babamin Almanya macerasini biraz bildigimden), bam telimi fena titreten ve kuru bogazima dugumu koyan oyunculugunu gosterir. Ben ise bir kez daha Yilmaz Guney'e kizarim ne vardi Yumurtalik savcisini vuracak diye. Ne vardi sanatci Yilmaz'i birakip katil Yilmaz oluvermenin. Sonra Sefa Mutlu aklima gelir ve dusunurum: Ne vardi elin adaminin karisina sovmenin...
Turkiye cografyasina zaten az adam geliyor kiymete sahip, onlarda once kendilerini ve sanatlarini dusundukleri icin cekip vuruyorlar bir cehalet anlarinda elin savcisini ve bizleri yapayalniz birakiyorlar tek basimiza ve kendileri kacak ve katil olarak gittikleri Paris'te memleket hasreti icinde kanser oluyorlar ve dunyaya armagan edecekleri onlarca filmi pic gibi ortada birakiyorlar.
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
Roberto benigni'nin Hayat güzeldir filminin finali, çocuğunun önünden ölüme giderken palyaço yürüyüşü yaparak geçmesi....
1 hafta kendime gelememiştim
Fatih Fidan
Roberto benigni'nin Hayat güzeldir filminin finali, çocuğunun önünden ölüme giderken palyaço yürüyüşü yaparak geçmesi....
1 hafta kendime gelememiştim
Şimdi okuyunca bile tüylerim diken diken oldu. O sahne gerçekten çok damardan bi sahne.
Vizontele Tuuba daki Deli Emin'in tv yi açık bırakıp yatması. Tv deki TRT yazısı. Sabah olunca darbe açıklamasını savaş filmi sanıp kütüphaneye gitmesi.
-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.
The fall da küçük kızın adama hikayedeki karakterleri öldürmemesi için yalvardığı sahne.
american beauty de çocuğun kameraya çektiği uçuşan poşeti izledikleri sahne.
umut'ta faytoncu yılmaz güneyin zar zor kazandığı 3 kuruşu çalmaya çalışan hırsızı ,parayı yumruğunun içinde sıkarak dövdüğü sahne
Carlito's Way'in açılışı. Sonuna gelince daha da bir anlamlı sanki..
Bir de 25th Hour'un sonu..
Ve tabii ki, Narc'ın açılışı.. Öyle muhteşem bir takip sahnesi az bulunur..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Legend of 1900 filminin sonunda Max ile 1900 arasında geçen konuşma ve sonrasında gelen patlama sahnesi.
Final Destination 2'da otoyoldaki kaza sahnesi.
the Usual Suspects'in finali
Liste hayli kabarık ama aklıma gelenler arasında en çok etkilendiklerim bunlar
> Forrest Gump - [1994] - Robert Zemeckis
> Forrest Gump, Teğmen Dan'i (Aslında Üsteğmen olarak çevrilmesi gerekiyordu ya, neyse) New York'ta bulmuştur ve onunla birlikte Dan'in evine gitmişlerdir. Televizyondaki bayram etkinliklerini izledikleri sırada, aralarında şöyle bir diyalog gelişir:
Dan: Have you found Jesus yet, Gump? (İsa'yı buldun mu Gump?)
Forrest Gump: I didn't know I was supposed to be looking for him, sir. (Onu aramam gerektiğini bilmiyordum komutanım).