Forum

Günümüzde başka bir...
 

Günümüzde başka bir sinema mümkün mü?

7 Gönderi
4 Üyeler
0 Reactions
2,052 Görüntüleme
(@coyo-t)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Günümüzde olağan ana akım sinemasından başka bir sinemadan söz etmek sizce mümkün müdür? Yoksa bu sadece bir ütopya mıdır?
Başka bir sinemanın mümkünlüğünden bahsedemiyorsak bunda suçlu kim? Biz mi? Yoksa örgütlenemeyen insan parçacıkları mı?
Film yapımı gibi önemli bir işe soyunmadan önce acaba böyle bir tartışma yapabilir miyiz? Yorumlarınız ve görüşleriniz için şimdiden teşekkürler

 
Gönderildi : 15/07/2011 6:12 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

"Başka sinema" olarak kast ettiğin nedir acep?
Görsel tarzlar mı? Dramaturji mi? Bağımsız sinemadan ne anlıyoruz? "Başka sinema"dan ne anlıyoruz?
Bu konunun bunlarla ilgisi var.
Bana göre mümkündür ve başka sinema kapsmaına giren çok sayıda üretim vardır.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 15/07/2011 6:18 pm
(@coyo-t)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Günümüzde başka bir sinema’dan söz etmeden önce sorulacak en önemli soru belkide “21. Yüzyıl’da Böyle bir sinema acaba mümkün mü?” sorusunu sormaktır. Günümüzde birinci sinema olarak nitelendirilen “Ana akım Sineması” yani kimi zaman Ticari, Hollywood, Egemen ve Entertainment olarak andığımız sinema’nın karşısında ikinci sinema yani “Sanat Sineması” olarak nitelendirilen kimi zaman Avrupa Sineması dediğimiz kimi zaman Auteur, Festival sineması da dediğimiz sinema vardır. Fakat kimse Sinema tartışması yaparken Üçüncü Sinema’dan bahsetmiyor. Hemen şunu da belirtmekte fayda var, Bu sinemaları ayırırken bir çok kaynak Coğrafi konumlandırmalara gore bu isimleri verdiklerini söylüyorlar, fakat bu yanlış bir söylevdir. Şayet böyle bir kategorileştirme bizi şu kertede yanılmaktan öteye götürmeyecektir.
Kimi zamanda Üçüncü Sinema, Bağımsız Sinema olarak karıştırılmaya başlandı. Türkiye’de durum, Serdar Akar’a sorduğum bir soruya verdiği cevapta gizliydi, “Türkiye’de bağımlı yönetmenler var mı ki, bağımsız’larından söz ediyoruz?” olmuştu. Eğer burada ki Bağımsız’lığı maddiyat yönünden alacak olursak, o zaman Reha Erdem’de, Derviş Zaim’de, Nuri Bilge Ceylan’da Kültür Bakanlığından ve Eurimage’dan destek alıyor ve bu durumda hepsi Bağımlı Yönetmenler oluyor.
Benim kasdettiğim şey maddiyattan öte anlatım dili, sinematografik tercihleriyle başka bir sinemanın mümkünlüğü.

Bir film çekiyorsunuz, bu film politik olduğu için millet destek olmak istemiyor, kendince zarar göreceğini düşünüyor, ee nerde kaldı eleştirel düşünce? Sadece mitinglerde mi?

Hadi bunu da geçtim, herkes bi örgütlenme içerisinde, yol bellidir ve tektir, bir örgüt ve bir baş gerekmez. 1 kişiden olsan yol aynıdır 1.000 kişi de olsan.
Dokuz Eylül'de bu yıl Burak Bakır'ın Film Kuramları II dersinde final'de aynı konu üzerinden tartışma yapmıştık. 3 sayfalık bir yazı yazmıştım ve aşağıda o makalemin sonuç (Arınma) bölümünü paylaşıyorum. İsteyen ve ilgilenen olursa hem kendi makalemin tamamını hemde bu konu da ki farklı makaleleri paylaşabilirim.

ARINMA:
Üçüncü sinema özünde devrim’i barındıran, devrimin ve gerekliliğini sorgulayan ve sorgulattıran bir sinemadır. Bu aşamada sorun şu ki (en azından benim için) nerden bakılırsa anlam değişikliğine uğrayan bir akım. Marksist diyalektik çerçevesinden bakılınca “sonuna kadar Üçüncü Sinema”, Simülasyon Kuramı üzerinden bakılınca “nihai sonucu olmayan bir çaba”, günümüz capitalist sisteme baktığımızda ise “ütopya”. Üçüncü sinema üzerine verilen bütün cevaplar “Evet” olsa da Wayne’nin dediği gibi “Bu bir siyasal cevaptır.” “….asıl soru, Lenin’den yüz yıl sonra halen ‘Ne Yapmalı’dır?”
Üçüncü Sinema adına okuduğum makalelerin içinde sadece bir yorum bunun cevabını verebilmiş ve yolu göstermiştir;
“1900'lerin başındaki Avrupa ve ABD'deki işçi sınıfının devrimci yükselişinden bugün için söz etmek saflıktır; geylerin, feministlerin,siyahların, öğrencilerin vb.nin sistemi değiştirebileceğini düşünmek ise komedi; ama sistem, kapitalizm varlığını devam ettirmektedir, öznelerin ve nesnelerin konumları değişse de büyük Öteki aynıdır; bu yüzden hala yapılması gereken eleştirel düşünceyi kendi üzerine de çevirerek, buradan düşünmek ve üretmektir, zayıf da olsa bu yapılıyor görünmektedir.” Burak Bakır / Yeni bir Sinema EStetiğinin Olanaklılığı

 
Gönderildi : 15/07/2011 6:38 pm
(@fsakar)
Gönderi: 0
 

Bahsettiğin konu filmin bağımsız bir ekonomiyle, marksist bir temaya sahip olması gerektiği mi?

 
Gönderildi : 15/07/2011 8:51 pm
(@coyo-t)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

hayır alakası bile yok

 
Gönderildi : 16/07/2011 2:29 am
(@fsakar)
Gönderi: 0
 

Bahsettiklerinden o anlaşılıyor. Peki bahsettiğinin ne ile alakası var? Biraz daha basite indirgeyerek açıklarsan güzel bir tartışma olacağı kanısındayım.

 
Gönderildi : 16/07/2011 2:36 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

göreceli bir durum.. 2.3......9.10... bi sürü sinema var. bu işin otoritesi ayırıcı unsurları iyice belirlerse ona göre sağlıklı bir tespit yapılabilir. bu da zahmetli bir iş.

 
Gönderildi : 05/09/2011 1:56 am
Paylaş: