şimdi festivallerde gösterilen çoğu film hatta nerdeyse hepsi pek fazla seyirciye ulaşamıyor ya sinema salonlarında. bu filmler bütçelerini nasıl kurtarıyorlar? hadi ödül alan film kolayca satılır ya da ödül hatrına gidip izliyor insanlar. olmadı para ödülü bir nebze yararlı oluyordur ama diğer filmler noluyor? bakıyorum taş çatlasa 20 bin falan izleniyor çoğu. o filmlerin 1 milyon liralık bile bütçeleri yoktur belki ama yine de 20 bin izleyiciyle sanki o filmler ticari olarak batar gibi geliyor ama bakıyorum o yönetmen ya da yapımcı daha sonra yeni bir film daha çekiyor. demek ki ticari olarak da bekledikleri dönüşü alıyorlar. bu filmler gişeden hasılatı toplayamadıklarına göre nerden alıyorlar bu geri dönüşü?
Zaten kimse sponsor bulmadan film çekemiyor.
Geçen sene vizyona giren 70 Türk filminin 60'ından fazlası zarar etti.
Örneğin Fetih 1453, 13 Milyon dolara yani 23,4 Milyon TL'ye mal olmuş diyorlar.
Bu film Türkiye'de izlenme rekoru kırsa bile, yani 4,5 milyon * 4 = 18 Milyon TL yani 5,3 milyon zarar eder. (bence okul gezileri adı altında öğrencilere sponsorlar eliyle bedava bilet sağlansa bile 2 bilemedin 3 milyon seyirciye zar zor ulaşır.)
Bunu tüm yapımcılar bildiği için bu bütçeyi başkalarından (sponsorlardan) karşılamadan böyle bir filme başlamıyorlar.
Saygılarımla,
Deccal, gördüm seni sobe.
tabi arkadaşlar hesap bu kadar basit değil yani sinema biletli gösteridir fakat satılan bileti net harcanan butce ile karşılaştırmak yanlış olur. Basitce, sponsor ya da sponsorlardan, reklam vb gelirlerden bahsedebiliriz ve baska muhasebeler matematiklerde var tabi ve boyle bütçelere cekilen filmler inanın zarar etmez. Oynayan içinde, çeken içinde çalışan ekip içinde hem kısa vadede hem uzun vadede maddi manevi cok getirisi olan bir işe dönüşür. Eski sinemada yok simdi eski butcelerde.... işin işletme/ iktisat kısmı değişti :))))
kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....
Zaten kimse sponsor bulmadan film çekemiyor.
Geçen sene vizyona giren 70 Türk filminin 60'ından fazlası zarar etti.
Örneğin Fetih 1453, 13 Milyon dolara yani 23,4 Milyon TL'ye mal olmuş diyorlar.
Bu film Türkiye'de izlenme rekoru kırsa bile, yani 4,5 milyon * 4 = 18 Milyon TL yani 5,3 milyon zarar eder. (bence okul gezileri adı altında öğrencilere sponsorlar eliyle bedava bilet sağlansa bile 2 bilemedin 3 milyon seyirciye zar zor ulaşır.)
Bunu tüm yapımcılar bildiği için bu bütçeyi başkalarından (sponsorlardan) karşılamadan böyle bir filme başlamıyorlar.
Saygılarımla,
sanmıyorum ya 70 filmden 60 ı zarar etse bir daha film çekemez bence kimse. cebinden mi ödüyorlar?:) bir de fetih filminin gişede batacağını sanmıyorum yeterli izleyiciye ulaşırsa. new york'ta beş minare'nin bütçesi de o civarlarda bir şeydi.
yok bu gişe filmlerini kastetmiyorum. mesela sponsor bulan filmlerden yahşi batı, aşk tesadüfleri sever gişeden de sponsorlardan da parayı götürmüştür. kastettiğim biraz daha mütevazi filmler. festivallerde yarışıp ödül alamayan ya da yarışmasa da yine en fazla 20 bin 30 bin izlenen filmler. bilet fiyatı 10 lira dersek bu filmler 300 bin kazandı diyelim 30 bin izleyiciden. bu filmlerin bütçeleri bu kadar düşük mü ki bu kadar parayla batmıyorlar? bu filmlerin sponsor bulma şansı da yok bence. reklam derken sinema salonundaki reklamları mı kastettiniz?
bu arada (bkz: hesaplayan adamlar) 😀
Bu tarzda filmler batıyor,emin ol batıyor,evi giden,hatta arkadaşının evine taşınanlar,istanbul da kira ödeyemeyip bir sahil kasabasına taşınanlar,eşi tarafından terkedilen yönetmenler var.Sponsorlar daha ziyade popüler filme sponsor olur.Bahsettiğin tarzda filmlere olmaz.Türkmax film başına 10-15 verir ,kanallar ise ancak popüler filmi alır.Bir filmin maliyetının 300-400 den aşağı olmadığını düşünürsen külliyen batış.
bir yönetmenin batışı ya da iflası o filmin gelirinden farklı bir konu yani yönetmen genelde paralı çalışandır. Filmin gelirinden en başta yaptığı anlaşma kadar hak alabilir. Ayrıca ben bu sektorun içinde çalışan birisi olarak yönetmen, oyuncu, teknik vs herhangi bir yerinde calisan birinin batışını filme bağlı olarak değil de kendi hesap bilmezliğine ve hayatı "ağustos böceği ve karınca" konseptinde "agustos böceği" zekasıyla ve görüşüyle geçirdiği için battığını, zor duruma düştüğünü, kirasını ödeyemediğini gördüm ve hala görüyorum.
kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....
Öncelikle bilet fiyatı ortalaması yabancı filmlerde 9,5 yerli filmlerde ise 8,5 TL'dir.
Türk filmlerinde yaklaşık olarak (elbette istisnaları olabilir); Sinema salonu 3,5, Dağıtımcı 2 alacağından dolayı Yapımcının eline ise sadece 3 TL geçer.
Ancak, büyük bütçeli veya ödüllü filmlerde bilet fiyat ortalaması 10 TL'yi geçebileceği için, Yapımcı gücünü de kullanarak, bilet başına 4 TL alabilir.
Saygılarımla,
Deccal, gördüm seni sobe.
Eğer romantiklik yapılmıyorsa bir sinema filmi kolay kolay batmaz.
Filmin fiyatını şişeren etkenler PR ve sinema salon sayısı ile doğru orantılıdır.
Film çekilmeden önce belirli kademedeki tüm yapım şirketleri öngörülen gişe rakamları, paypal satışları, ulusal TV ve DVD satışları, Tivibu satışlarını içeren bir mali tablo çıkartır. Risk faktörünü de işin içine katarak filmin bütçesini belirler. O bütçeye göre dağılım yapar. Her filmden aynı kaşeyi alamaz filme emek verenler, bütçe seviyesi belirler dağılımı.
Film artıya çıkar ama çok çok çok zor ihtimal eksiye düşer. Zaten eksiye düşme ihtimali olan filmlerle ilgilenmez yapım şirketi de sinema salonları da dağıtımcılar da... Bu nedenle de izlediğimiz yerli sinema filmi (endüstriel filmler / gişeye oynayan filmler) benzer formüllere göre yapılır. Olmazsa olmazları vardır; afiş isimleri, minutajı, içeriği vs vs... Bu tip beklentilerin yüksek olduğu filmlerin vizyon takvimleri çok çok önceden belirlenir film daha çekilmemişken belirli sinema salonları ve sayıları garantilenir. Geriye kalıyor romantik filmler.
Kültür bakanlığından para alınarak yaplan filmler ve gerilla (ya da belirli çıtanın altında düşük bütçe ile) çekilen daha doğrusu cepten harcanan filmler. Bu filmler için tehlike çanları çalar kesinlikle. Yeterli salon sayısı bulamaz, PR'ı oldukça zayıftır (adamın PR için parası olsa filme yatırır). Gişe yapması zaten düşük olasılıktır çünkü beklentisizdir romantiktir. Sinema salonunda beklenen ilgiyi görmez DVD si çok satarsa bir bilinirlik oluşturursa TV satışı yüksek olur artıya çıkar.
Fetih 1453, 13 milyon dolar harcamış mıdır? Zannetmem. Harcadıysa da Arap ülkelerine, Orta Asya pazarına vs vs... satışını yapacak ortaklar bulmuştur.
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
peki bu gişeye hitap etmeyen mütevazı filmler nasıl kurtarıyor bütçeleri? çünkü 1-2 tane değil bu filmler. box office e baktığım zaman 20 binin üzerine çıkmayan bi ton film var. bu kadar çoksa ticari olarak geri dönüşleri vardır herhalde. galiba hasılatın hepsi de yapımcıya gitmiyor. e bu filmler ödül almadığı için de televizyonlara ya da başka yerlere satışları kolay değildir ya da hiç satılmıyodur. o zaman bu filmlerin bütçesi 100 bin lira bile değil sanırım yanılıyor muyum?
Normal piyasa koşullarında yaklaşık olarak bir filmin;
kurgu ve labaratuar işlemlerinden sonra master kopyasının çıkartılması ve Dolby ses özelliği eklenmesinin yaklaşık 50.000 dolar, yani 90.000 TL,
her bir kopya içinde yaklaşık 600-700 Dolar (en azından 1.000 TL) 'den, 100 sinema salonu için 100 kopya ile birlikte sadece çekilen filmin sinemada gösterilecek hale gelmesi 100.000 TL'yi bulmaktadır.
Deccal, gördüm seni sobe.