Merhabalar bu güzide forumun değerli üyeleri. kafama çok takılan bazı noktaları sizlerle paylaşmak ve en azından teorik olarak bile olsa, bu problemleri sizlerin fikirlerinden faydalanarak çözmek istiyorum.
Takıldığm noktalardan birisi şu: Diyelim ben bir kısa film çektim, bu filmi nasıl değerlendirebilirim ve bana getirisi nasıl yansır. Yani manevi olarak değil de daha çok maddi kısmını sizlere danışıyorum.
İkinci bir nokta ise: Bu ünlü film festivallerine, ne şartlarda katılabiliniyor, kimler katılabiliyor. Mesela CANNES FİLm festivalini baz alabilirsiniz.
Özellikle üyelerimizden festival tecrübesi olan arkadaşlar, abiler de tecrübelerini paylaşırlarsa çok sevinirim.
Sorularım biraz basit gelebilir, ben fikirlerimin ve senaryo çalışmalarımın dışında, pratikte henüz bu alana girme imkanı bulamamış birisiyim. Karşılaştığım insanlar, ilerde çekmeyi planladığım yapıtlarımdan bahsettiğimde, Türkiyede mümkün değil, zarar edersin gibisinden cevaplar vermekten çekinmiyorlar. Çok fazla tınlar bir yapım olmasa da, bir süre sonra, kendime, onların eksik düşündüğü noktaları anlatmam gerekiyor. Gerçekten bir noktada haklı olablirler belki, özellikle ucuz tv dizilerinin ya da para harcanmamış birçok filmin kar ettiği bir ülkede para harcayarak film oluşturmak, üstüne bir de sanat manasında bu işe sarılmak, her babayiğidin işi değildir muhakkak. Ama yine de, hayatını okuduğum başarılı sanatçıların geneli, bu zorlu mücadeleyi vermişler. Benim de en büyük dayanağım doğrusu bu hayat hikayeleri. İşte sorularımda bu noktada, her türlü fikrinizi belirtmeniz sonuçta bana faydalı olacaktır. Kendime sınır olarak belirlediğim senaryo sayısını bulduğumda ben de bu işi sahasında top sürmeye çalışanlarından olacağım nasipse. Şimdiden çok teşekkür ederim.
herkes kendi karakterini akord etsin lütfen
sana önerebileceğim site bu olur http://www.kisafilm.com/festivaller.htm " onclick="window.open(this.href);return false;
dünyadaki hemen hemen bütün kısa film festivalleri ve içerikleri ve katılım koşullarını üzerine tıkladığında öğrenebilirsin. ben burdan faydalanırım hep.
kısa filmle alakalı düşüncelerine gelecek olursam
kısa film: ilk etapta yönetmenlikte kendini göstermek için bir prestij kapısı olur senin için bundan herhangi bir maddi değer beklemeksizin. izlenilip beğenildiğinde ise güzel bir duyguya kapılırsın ki buda paradan daha değerli benim için...
görsellikle yansıtıyorsan eğer duyguları, Susarak konuşmayı öğreniyorsun sinemada
sevgiler...
iyi çalışmalar...
sana önerebileceğim site bu olur http://www.kisafilm.com/festivaller.htm " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;
dünyadaki hemen hemen bütün kısa film festivalleri ve içerikleri ve katılım koşullarını üzerine tıkladığında öğrenebilirsin. ben burdan faydalanırım hep.
kısa filmle alakalı düşüncelerine gelecek olursam
kısa film: ilk etapta yönetmenlikte kendini göstermek için bir prestij kapısı olur senin için bundan herhangi bir maddi değer beklemeksizin. izlenilip beğenildiğinde ise güzel bir duyguya kapılırsın ki buda paradan daha değerli benim için...
görsellikle yansıtıyorsan eğer duyguları, Susarak konuşmayı öğreniyorsun sinemada
sevgiler...
iyi çalışmalar...
sözlerinizi anlıyorum ve içtenlikle teşekkür ediyorum.
herkes kendi karakterini akord etsin lütfen
Kısa metraj için, Uzun metrajın babası derler... Avrupa'da, özellikle Fransa'da 30 dakikanın altı herşey kısa film olarak kabul edilirken, bu yapıtlar sinemalarda gösterime girer ve gişe de yaparlar. Fakat ülkemizde durum malum. Canal +, Eurimages gibi bu tarz sanatsal yapımların sponsorluğuna soyunan çok sayıda kuruluş varken biz de Kültür bakanlığı ağır aksak birşeyler yapmaya çalışıyor. Fakat müziği olmayan filme en iyi müzik, efekt kullanılmayan filme en iyi dijital efekt ödülü verilmesi gibi utanılası işlere de imza atabilmekteler "sponsor" kavramına sığınmaya çalışan resmi reklam erbabı. Geçenlerde gazete de bir haberde gözüme çarptı, Adana'daydı galiba, bir hastane alzheimer hastalığı konulu bir kısa film yarışması düzenliyor diye vs. Aradım taradım, bu haber her yerde var fakat yarışma ile ilgili bir başvuru yada sonucuyla ilgili bir bilgiye ulaşamadım. Hastane sanalda ve reelde bu haberle reklamını iyice yapmış fakat iş icraat kısmına gelince ne yaptıkları belli değil. Demem o ki, Kısa film ile başlayacaksın ve geri dönüşüm "maddi" olarak beklemeyeceksin. Dvd vs satışlarından sıfır geri dönüş alırsın. Bu ülkenin başkentinin merkezi Kızılay'da her hafta gider Olgunlar'dan korsan kitap, limon pazarından korsan film alırım. Alenen yaparım bunu ve bir Allah kulu çıkıp hırsızlık yapıyorsun bile demiyor bana. Aynı ürüne 40 tl vereceğime 10 tl vermek varken, aradaki 30 liranın bi yerlerine batmayacağını iddia edecek var mı? Tabi ki, Türkiye de telif sistemi boktan ve maddi kaygıyla bir şeylere girmek bu açıdan oldukça riskli. Sana tavsiyem, öyle bir endişen varsa ve arkanda Faruk Aksoy yoksa, hiç bulaşma.
"Su Akar, Yatağını Bulur."