bir süredir boxofficeten filmleri takip ediyorum da bazı filmler 20-30 salonda gösterime girerken bazıları 300 salonda gösterime giriyor. doğal olarak da bu gişeye etki ediyor. buna kim karar veriyor? neye göre belirleniyor?
Kopya sayısına yapımcı, toplam kaç salonda gösterime gireceğine salon sahipleri karar veriyor. Nasıl ki bakkal, dükkanına satacağını düşündüğü, istediği malı getirip - getirtip satıyorsa sinema salonu işletmecileri de aynı düşünceyle kopya alıyor dağıtımcıdan. Kopya sayısı, salon sahiplerinin filme bakışı, filmin salonda kalma süresi konularında ağıtımcı en etkin kanal genellikle. Hem yapımcı şirkete ve laboratuvara hem pazarlama çalışmalarına hem de sinema işletmecilerine etki edebiliyor.
Dağıtıcının Filmi pazarlama isteği ve becerisine kalmış.Tabi salonlar o filme güvenipte almazsa istersen 500 kopya bas.Elinde patlar.Ama filmin içine bir iki çıplak sahne birkaç şöhret budalası yetenek kıtı manken biraz da sansasyon kat.100 salondan aşşa gitmez o film.Bazen dağıtımcılar çok güvendikleri yada sevdikleri düşük bütçeliler için baskı yapıyormuş sinemalara bunda almazsan şu filmden istediğin kadar vermem sana diye.Denk gelen yada bilen varsa açıklasın.
Birde bazen film az kopya ile girer ama ilgi çok olunca kopya sayısı hemen arttırılır.En iyi örneği Babam ve Oğlum filmidir.
Bence günümüzde internet reklamlarıda inanılmaz etkili oluyor. Hatta bu çıkan film sayısını arttıracak diye düşünüyorum.
valla doğru o baya. mesela av mevsimini insanların çoğu facebookta dolaşan hayde şarkısıyla tanıdı.
recep ivedik i hiç saymıyorum bile (keşke adını anmasaydım) nasıl gişe yaptığını reklamlarından ve faceBoOKtan biliyoruz 😉
Shut your fucking bloody mouth!!!( çeviri: allah belanı versin! )
Düzelteyim, filmin kopya sayısına da gösterilecek salonlara da yapımcı değil dağıtımcı karar veriyor. Türkiye faaliyet gösteren 4-5 şirket var, UIP, WB, Tiglon, Medyavizyon ve Pinema. Benim aklıma gelenler bunlar. Bu şirketler bir sinemadaki salonlarını sahibiyle varılan anlaşma sonucu 1 seneliğine kapatır. O salon karşılığında sinemanın sahibine belli bir paranın yanı sıra bir yüzde de verebiliyor. Daha sonra sene boyunca o salonda oynayan tüm filmler o dağıtım şirketinin anlaşmasını yaptığı filmler oluyor. Yani diyelim 1. salon WB'ye ait. 1 sene boyunca o salonda sadece WB'ye ait filmler oynatılıyor. Zaten bağımsız sinemada tam bu noktada doğuyor. Kaba tabiriyle filmlerini hiçbir dağıtımcıya pazarlayamayan sinemacılar bağımsız sinemacı oluyor. Yani aslında bağımsız film bilinen çok yanlış bir kanının aksine yapımcısı olmayana değil dağıtımcısı olmayana deniyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren yirmiye yakın dağıtımcı şirket var barisferah. Senin dediğin ilişki Afm, Cinebonus, Prestige, belki Avşar gibi şirketlerle saydığın büyük dağıtım şirketlerinin arasında cereyan ediyor daha çok. Hatta bir alışveriş merkezi açılacağı zaman bu sinema işlemecilerinden biri oranın sinema bölümüne talip olduğunda bu dağıtımcı şirketlerden arası iyi olan destek olabiliyor. Tamamen birebir ilişkilere ve potansiyele bağlı. Ama herhangi bir filmin kopya sayısına karar veren tek merci dağıtımcı olamaz. Yapımcı bastırır, işletmeci ister işler değişir. Babam ve Oğlum örneği var mesela. Bağımsız olayına gelince, tek kopyayla da çıkacak olsa dağıtımcı kanalıyla çıkar film. Yerleşik bir düzen var sonuçta ama tek yetkili ağız dağıtımcı değil, en nihayetinde para konuşur, reklam konuşur.
20 tane şirket olabilir ben hepsini saymadım zaten, en çok faaliyet gösteren ve en çok salon hakkına sahip şirketlerden bahsettim. Öte yandan film az izlendiği zaman sinema salonu itiraz edebiliyor, Cinebonus'ta çalışırken şahit olmuştum, "Şenlik-name" diye salak bir film gelmişti, bir hafta da 13 kişi izlemiş, dağıtımcı da 2 ila 3 hafta tutmak istiyordu ama Cinebonus itiraz edince değiştirmek zorunda kaldılar lakin yine o salona o şirketin dağıtımını yaptığı başka bir film geldi. Yani yine esasında filmin kopya sayısına asıl karar veren dağıtımcı oluyor. Yapımcının bastırmasıyla da olmuyor sonuçta bir sözleşme yapılıyor. Tabi ki yapımcı ile sözleşme yapılırken en az 100 kopya ile bilmem kaç salonda yayına girecektir diye bir madde varsa o ayrı ona tabi ki bir şey diyemem. Ama sonuçta işletmeci istiyorsa bunu tedarik edecek de yine dağıtımcıdır, yapımcı değil.
düşündüm de o zaman filmlerin reklamları da buna göre yapılır di mi? mesela vavien bence son zamanlardaki en iyi türk filmlerinden biri ama reklamı yapılmadı pek. adamlar o kadar film çektiler reklama mı para ayırmadılar acaba? ya da çalgı çengi'ye ben eyvah eyvah'tan daha çok güldüm ve daha samimi buldum. ama ona göre daha az reklamı yapıldı ve daha az salonda vizyona girdi. tüm bu reklamlar da mı dağıtımcılardan kaynaklanıyo? eğer öyleyse bu sinemayı tekelleştirmez mi?
Ticari sinema zaten tekeldir....
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Aynen.Ne kadar para o kadar köfte.Parayı verirsen çok reklamın olur.Sansasyon yaratıp filme magazin değeri katarsan basında o kadar haber olursun.Tanınmış oyuncu varsa işin daha kolay