Başlıktan esinlenerek verdiğim bu isimde Türkçe'de kullandığımız yabancı kelimelerin Türkçelerini paylaşalım istedim. Benim bir miktar Fransızca bilmemden dolayı bire bir aynı anlamı ifade etmesine karşın yabancı olarak kullanılan kelimelerin farkına varalım istiyorum. Eser var Almanca bilen, İngilizceyide iyi bilen birkaç arkadaşımız var. Herkesin katılımıyla yaralı olacaka ufak bir sözlük hazırlayabiliriz diye düşündüm.
Bunun için internet ve genel konuşma platformları çok güzel mekanlar çünkü konuşma sırasında birebir düzeltmelerde malesef alınanlar gücenenler çıkabiliyor.
Konuşurken İngilizce ya da diğer dillerde kelime kullanımın tek sebebinin "havalı görünmek" olduğunu düşünenler aslında yanılıyorlar. Bu beyindeki yetersizliğin göstergesidir. Örneğin internette her gün shutter kelimesini kullanan biri konuşurken beyin yeterince gayret göstermemekten ötürü en yakındaki yani en çok kullandığı kelimeyi, hangi dilde olduğuna bakmaksızın -shutter'ı- bulup seçiverir. Bunu doğrudan kullanmak yerine Türkçe'sini aramaya gayret etmek biraz daha üstün beyinlerin işidir. Yani yabancı dilde kelime kullanma aslında beyin yetersizliğinin, tembelliğinin göstergesidir. Bunu da eklemek istedim.
- baço
Böyle bir başlık var forumda aslında ama arama motoru çalışmadığından bulamıyorum şimdi.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bu daha genel bir konu Dude, yani sadece kadraj, montaj değil tüm aklımıza gelebileceklerimizi yazabileceğimiz ama genel ağırlığın filmcilikle olduğu bir başlık olsun istedim. Olurda ilerde forum içeriğini düzenlersek filmcilikle ilgili sözcükleri seçip portalda kullabiliriz. Gerçi ben başlığı hatırlayamadım eğer tam olarak bu işlevi görecekse oradan devam etmenin benim için sakıncası yok.
Konuşurken İngilizce ya da diğer dillerde kelime kullanımın tek sebebinin "havalı görünmek" olduğunu düşünenler aslında yanılıyorlar. Bu beyindeki yetersizliğin göstergesidir. Örneğin internette her gün shutter kelimesini kullanan biri konuşurken beyin yeterince gayret göstermemekten ötürü en yakındaki yani en çok kullandığı kelimeyi, hangi dilde olduğuna bakmaksızın -shutter'ı- bulup seçiverir. Bunu doğrudan kullanmak yerine Türkçe'sini aramaya gayret etmek biraz daha üstün beyinlerin işidir. Yani yabancı dilde kelime kullanma aslında beyin yetersizliğinin, tembelliğinin göstergesidir. Bunu da eklemek istedim.
Yabancı dilde eğitim almış sonra o eğitimi komple reddedip, okulu bırakmış bir kişi olarak gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; shutter a shutter demek ne bizi tembel yapar, ne de İngiliz. Dil zaten böyle birşey, böyle oluşan, gelişen ve gelişimini böyle sürdüren bir yapı. Bunun fanatikliğini yapmak, beğenmediğimiz, "ıyyy" dediğimiz futbol takımı tutmaya benzer. Daha rahat olmak lazım dil konusunda. Kimsenin burnu kızarıp, saçları kızıllaşmıyor. Kimse benzemeyecek İngilizlere, korkmayın. Bunu bir paranoya haline getirmek yozlaşmaya zemin açmaktır.
Bilal senden hiç beklemezdim böyle bir saçmalama. Dilin yozlaşması başka bir şeydir, dilin yabancı sözcükler ile gelişip büyümesi çok başka bir şeydir. Kahve kelimesini Fransızlara verip sonra İngilizlerden geri almak yozlaşmadır. Neyse aman hiç uğraşamayacağım. Baco'nun dediği beynin tembelleşmesine katılıyorum da bunun üstünlükle falan alakası yok, beyni çalıştırmaya üşenmemekle alakası var. Üstünlük, başka yerlerde devreye giriyor, belki o sözcüklerin bir araya getirilmesinde vs..
Neyse Ahmet kusura bakma, o başlık BS'de açılmış, 45 dakika aradım, sonra aklımda kalan tek şey olan "renge ayar çekmek" ile aratınca çıktı. Çok değerli Mustafa Abi'miz açmış, umarım onu da FF'de görürüz yakında bir zamanda..
http://www.benimsinemalarim.com/forum/Default.aspx?g=posts&t=4448
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Yabancı dilde eğitim almış sonra o eğitimi komple reddedip, okulu bırakmış bir kişi olarak gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; shutter a shutter demek ne bizi tembel yapar, ne de İngiliz. Dil zaten böyle birşey, böyle oluşan, gelişen ve gelişimini böyle sürdüren bir yapı. Bunun fanatikliğini yapmak, beğenmediğimiz, "ıyyy" dediğimiz futbol takımı tutmaya benzer. Daha rahat olmak lazım dil konusunda. Kimsenin burnu kızarıp, saçları kızıllaşmıyor. Kimse benzemeyecek İngilizlere, korkmayın. Bunu bir paranoya haline getirmek yozlaşmaya zemin açmaktır.
"Shutter'a shutter diye refere edip, beynimizin frontal lobe'unun bu şekilde recall etmesini seçebiliriz of couse". Bizi tembel yapmaz bu tarz diyaloglar; beynimizi tembel, dilimizi de bastard eder o kadar 😉 Bu tarz diyalogları benimsemek ister yozlaşma de ister başka birşey; doğru değil sonuçta. Yoksa kimse bunları böyle kullanınca İngiliz oluyoruz demiyor ki. Dilin kuralları olmasın mı? Korunmasın mı?
- baço
Dilin zaten gelişme şekli bozulmadır. Tabi bozulmayı sizin kullandığınız anlamda söylüyorum. Bunu kabul etmeniz için 50 yıl geçmesi mi gerekiyor illa... Bunu bu başlığın ismi bile ispatlıyor:
"Filmcilik Sözlüğü"
Eminim "film" kelimesine de 50 sene önce karşı çıkıyorlardı ama şimdi Türkçe'yi koruyalım diye başlık açılınca bile kullanılıyor 🙂 Bahsettiğim şey kısaca bu. Kasmayalım diyorum.
forumun bir ana basligini kendimizce sozluk tarzi olustursak nasil olur sizce,
Mesela sozluk ana basliginin altinda
follow-focus
35 mm adaptör
gibi basliklar olur
insanlar da bilgi birikimlerini aktarirlar, eksisozluk gibi ama biraz daha icerikli
Kasan sensin Bilal. Başka kimsenin kastığı yok. Kimse yabancı kelime kullanmayalım demiyor, kullanmadan dil gelişemez zaten. Ama örneğin "açıkladı" demek yerine "deklare etti" dersen ben seni gelir döverim. Ya da Omega gibi, çözünürlük demek yerine rezülüsyon dersen, dövmeye bile üşenirim o derece.
Saçmalamakta çok ısrarcısın bakalım nereye kadar gideceksin.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Kasan sensin Bilal. Başka kimsenin kastığı yok. Kimse yabancı kelime kullanmayalım demiyor, kullanmadan dil gelişemez zaten. Ama örneğin "açıkladı" demek yerine "deklare etti" dersen ben seni gelir döverim. Ya da Omega gibi, çözünürlük demek yerine rezülüsyon dersen, dövmeye bile üşenirim o derece.
Saçmalamakta çok ısrarcısın bakalım nereye kadar gideceksin.
Oğlum .ötünle mi okuyosun 🙂 Aynı şeyleri söylüyoruz zaten.
yav kimseyi eleştirmiyorum da her başlıkta bu niye oluyor..sözlük oluşturalım diye açılmış başlıkta dil tartışması. hangi sinema okuluna gideyim sorusu başlığında okullu mu alaylı mı? tartışması.bu tartışmalarla açılsa başlıkta öylece tartışılsa..aman neyse silecem biraz sonra mesajımı zaten..o halde niye mi yazdım..ne biliyim işte...!!
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Konuşurken İngilizce ya da diğer dillerde kelime kullanımın tek sebebinin "havalı görünmek" olduğunu düşünenler aslında yanılıyorlar. Bu beyindeki yetersizliğin göstergesidir. Örneğin internette her gün shutter kelimesini kullanan biri konuşurken beyin yeterince gayret göstermemekten ötürü en yakındaki yani en çok kullandığı kelimeyi, hangi dilde olduğuna bakmaksızın -shutter'ı- bulup seçiverir. Bunu doğrudan kullanmak yerine Türkçe'sini aramaya gayret etmek biraz daha üstün beyinlerin işidir. Yani yabancı dilde kelime kullanma aslında beyin yetersizliğinin, tembelliğinin göstergesidir. Bunu da eklemek istedim.
Fatih Özgüven (ki kendisini bizim hegel de çok sever) tanıdığım en zehir zekalardan biridir. Ama iki türkçe kelimeyi yanyana getirip konuşamaz. Seminerlerine katılmıştım, adamın dilinin %40ı yabancı dil.
Ve enjeksiyon, bu başlık bahsi geçen çeviri başlığı değil, bunu "açalım mı" başlığı. Eğer tartışmaya değil de direk sözlüğe/çeviriye giriş yapılacaksa açacak olan kişi başlangıcı yapar, oturur 20 kelimenin Türkçe karşılıklarını verir, altına da lütfen burası tartışma başlığı değil, katkı yapmayacaksanız hiç yazmayın der, olur biter.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Ben de çok zeki adamlar tanıyorum Türkilizce konuşan bu onların aslında zeki olmadığı değil, bu konuda özen gösterme konusunda beyinlerini eğitmediklerindendir. Bir ara çalıştığım yerdeki samimi arkadaşlarımın yabancı olması yüzünden ben de biraz başlamıştım. Sonra farkedince rahatça düzelttim. Özen göstermek yeterli yani.
- baço
Shutter - Örtücü (Enstantane - hoş o da Fransızca instantané'den geliyor olmalı)
Lens - Mercek
Camcorder (Camera) - Alıcı
Interlace scan (i) - Geçmeli tarama
Progressive scan (p) - Aşamalı tarama
Tripod - Üç ayak