1-) Bir dizi veya filmde oynayacak oyuncuları başrol ve ana yardimci oyunculari kim belirler? Cast yönetmen de midir? Senarist ben şu oyuncuyu istiyorum diyerek yapımciya cast icin istekte bulunabilir mi?
2-) Film - Dizi müziklerini ve sahnelerde calan müzikleri kim belirler? Senarist senaryosunda su müziği istiyorum diye not birakabilir mi bu da mi yönetmene aittir? Ve; başrol takim elbise ile gezse rolune daha cok uyar belirtmelerinde bulunabilir mi senarist?
3-) Senarist senaryoyu yazdi ve gönderdi yönetmen bunda oynamalar yapar mi gerek sahneleme de gerek diyaloglarda senaristin isine karisabilir mi?
4-) Para konusunda bir dizide bölüm başı tek senaristler 10-20 bin tl arası ücret alabiliyor ancak 3 veya daha fazla senarist calisiyorsa hepsi yine ayni paralari mi aliyor yoksa bu paralar bölünüyor mu?
5-) Yapimci yönetmen ve senariste ne denli karışabilir? Yani yönetmene ben bu sahneyi begenmedim yeniden cek senariste bu olmamis yeniden yaz veya birak ben yazayim çekeyim demesi görülmüş bir olay midir?
6-) Senarist ve Yönetmen ayni kişi olunca yapımcidan alinan para daha mi fazla oluyor?
7-) Dizilerde yönetmen ve senaristler 5.000-25.000 arasi değişen rakamlar alırken filmlerde bu nasil işliyor film tutarsa mi aliyorlar yoksa tamamiyle başlamadan önce net maaş mi veriliyor?
😎 Yapimcilar cekecekleri film ve dizilerin yönetmenlerini senaristlerini nereden buluyorlar? Herkes alayli değil sonuçta su an sektörde ki birçok genc isim zamanin RTS mezunu birçoğu hatta fakir ailenin çocukları ancak tutunmuslar ve su an başarılı işler yapiyorlar. RTS okuyan kisi sektöre nasil adim atar ne gibi yerlerden gecerek yönetmen olabilir? Ve bu yolda neler yapmasi lazımdır?
9-) Senaristlik bir meslek midir? Senarist olan insan başka meslek de yapabilir mi yani hem senarist hem reklamcı olabilir mi? Aynı zamanda senarist yapimcilara senaryom var diyerek nasil ulaşır aksine yönetmene mi ulaşır yani bir dizi-film'i senarist mi yapimciya pazarlar yönetmen mi senarist olmak için geçilecek yollar nedir? Dizi-Film de senaryo yayinlatmak isteyen kisiler nasil yol izlemeli? Sektöre onlar da kamera arkasindan yani yönetmen edasiyla mi girmeli?
10-) İyi bir senaryo kötü bir yönetmenin elinde rezil olur mu? Senaristler beceriksiz yonetmenlerle çalışınca nasil tepki koyabilirler ya da bu biraz imkansiz midir? Sonuçta senaristin aklinda başka bir sey canlanmisken yönetmen onu farklı yansitirsa aralarinda bir çatışma mevzusu olmaz mi?
Sektör ile bağlantısı olanlar olsun bilgili olanlar olsun cevaplarlarsa cok ama çok sevinecegim. Hep aklima takilan sorulardı simdiden teşekkür ediyorum? (Başlıklara göre giderseniz daha iyi olur arkadaslar karışmasın başka bilgi sahibi olmak isteyen arkadaslar da yararlansin.)
Sorulardaki detaylar konuya epey vakıf olduğunuzu gösteriyor.
Daha fazla detay bilen arkadaşlar cevap verecektir mutlaka.
ya kezzap şu yeni gelenlere mesaj fln gitsin forum kurallarını yollayın ne bileyim.
ben dört yıl önce kayıt olduğumda forumun dibine kadar girmiştim, arayınca veya kafayı çalıştırınca bulunmayacak şey çok az şurada.
filmini paylaşıp olmuş mu demenin bile mantığı bile kalmadı neredeyse. Aç önceki kısaları izle, hatalar kabak gibi ortada, görmediysen yorumlara bak. Kolay kolay yorum bile yapmıyorum bu yüzden. İyice kolaycı oldu millet arkadaş.
oh be 😀
ya kezzap şu yeni gelenlere mesaj fln gitsin forum kurallarını yollayın ne bileyim.
ben dört yıl önce kayıt olduğumda forumun dibine kadar girmiştim, arayınca veya kafayı çalıştırınca bulunmayacak şey çok az şurada.
filmini paylaşıp olmuş mu demenin bile mantığı bile kalmadı neredeyse. Aç önceki kısaları izle, hatalar kabak gibi ortada, görmediysen yorumlara bak. Kolay kolay yorum bile yapmıyorum bu yüzden. İyice kolaycı oldu millet arkadaş.
Hadi araştır bul soruların cevabını? Basite kaçıyoruz ya hadi bul? Sorularda ki detaylari dahi anlayacak kapasiten yok biliyorsan cevaplarsin bilmiyorsan cevaplamazsin boş yapma burada.
velet.
forum kuralları gereğince, üstteki yazımı "ergenliğe yeni girmiş, kişisel gelişimini daha tamamlayamamış çocuk, toy" olarak değiştiriyor ve özür diliyorum. saygılarımla.
oh be 😀
Anlamı o olsa da, incitmek anlamlı söylediğini ikimiz de biliyoruz.
Kelime veya cümlenin tek başına anlamı kadar, insanlarda bıraktığı/bırakacağı etkiyi de önemsemek gerekiyor.
(aleste uyarı aldı "velet" dediği için
jaksonx de kapasiten yok vs. şeklindeki mesajı için.)
boş yapma, kapasite yetersizliği pc-kopatlar için harddisk terimleri zaten. havlayana hoşt derim, ister iri olsun ister enik (benzetme). ama öyle ama böyle kılıfına uydurduğum müddetçe sıkıntı olmaz. umarım... 🙂
edit. imla
oh be 😀
Bak aleste, söz konusu cümleler için arkadaş uyarı aldı.
Sen birine hoşt dersen biz de uyarıyı veririz bizim açımızdan da o konuda bir sıkıntı yok.
Şimdi uzatmayalım, başlık amacına geri dönsün.
Ben naçizane soruları cevaplayayım.
Sektörden biriyim dersem ayıp ederim. Ama tüm soruları kabaca cevaplayabilirim gibi geliyor. Nedeni, bu forumda birkaç yıldır takılıyor olmam. Konular doküman şeklinde bir bir yazılıp anlatılmıyor ama herkes bildiğini yazınca genel işleyişi anlayabiliyoruz. Yanlış bir şey yazarsam mutlaka düzeltilecektir diye rahatça yazıyorum. Tüm soruların cevapları, "bazen evet, bazen hayır." Bu bir ekip çalışması. Ekibin ne kadar küçükse herkes birbirinin işine o kadar karışabilir. Bu olumlu da olabilir olumsuz da.
Mesela 2. soruyu alayım.
Film - Dizi müziklerini ve sahnelerde calan müzikleri kim belirler? Senarist senaryosunda su müziği istiyorum diye not birakabilir mi bu da mi yönetmene aittir? Ve; başrol takim elbise ile gezse rolune daha cok uyar belirtmelerinde bulunabilir mi senarist?
Müzikleri, müzik süpervizörü belirler. Doğru müzikleri bulup kullanmak onun işi. Hangi sahnede nasıl bir müzik istendiği elbet yazılabilir, fikir verilebilir, yönlendirme yapılabilir. Hatta yurtdışında filmler besteciye verilmeden önce zaten geçici müzikler eklenip film kabaca bitirilmiş oluyor. Film bitmemiş veya geçici müzik eklenmemiş ise, "duygusal olsun ama piyano olmasın, etnik olsun fakat zurna olmasın" gibi tarif edilerek ne istendiği anlatılıyor. Kimi yönetmen bunu da yapmaz, tüm işi müzisyene bırakır. Sonra besteci o geçici müziklerin yerlerine yenilerini, benzerlerini yapar veya yaptırır. Müziği yapan belli ama kim belirledi diye sorarsan, "ne önemi var?" diye cevaplarım. Tekrar söylüyorum bu bir ekip çalışması. İş bölümü yapılır, ücretler belirlenir, bütçe paylaştırılır. Benim işim sadece müzik yapmak iken, senaryoda bi' mantık hatası bulur söylerim. Sonra sahne ona göre değişir. Ya da yönetmen beni hiç kale almaz, "sen işine bak birader" der. Yani yönetmenin işine bir başkası karışabilir mi? Belki evet, belki hayır. Aradaki samimiyete ve anlaşmaya bağlı.
Sorular çok farazi. Yani varsayımsal. Kişiden kişiye, ilişkiden ilişkiye değişir. Türkiye'de senarist olarak kendini kabullendirmek, meslek olarak devam edebilmek için bir süreç var, herkesin bahsettiği. On tane senariste sor, hiçbiri aynı süreci yaşamamıştır. Herkes kendi kaderini yaşıyor ya da kendi rotasını çiziyor, sektör seni bir yerden alıp bir yere taşımıyor. Çünkü sistem günü kurtarma öncelikli, eline gelen adamları değerlendiriyor.
Bir filmin yahut dizinin, maddi sahibi yapımcı ,manevi sahibi yonetmendir.
Senarist senaryo yazar senaryo satar , filmin ne olup olmayacağına yapımcı ve yönetmen karar verir .
Senaryodaki karakteri senarist betimler, o sahnede takım elbise giymesi gerekiyorsa yazar , boyunu posunu yazar , eğer yazarken ilham aldığı bir artist varsa söyler ama bu artist olacak diye bir baskı yapamaz .
Müzik konusuda aynıdır . O sahnede özel bir müzik isterse senaryoya yazar yoksa yönetmen ve yapımcı insiyatifindedir.
Senaryo bütçesi sabittir, 10 senarist de çalışsa 1 senariste çalışsa aynı parayı alır yada paylaşır .
İyi senaryo kötü yönetmen elinde batar, kötü senaryo iyi yönetmen elinde çıkabilir çünkü filmin sahibi yonetmendir.
Başta söylediğim gibi senarist senaryosunu satar , kapris yapamaz eğer çok iyi bir senarist ise ben bu yönetmen ile calismiyorum diyebilir ama senaryoyu sattiktan sonra ben bu çektiğinizi sevmedim diye ancak fikrini söyler müdahale edemez .
Bende kendimce (fazla ayrıntılarda boğulmadan) cevap vereyim.
Bazen yapımcı – yönetmen – senarist dediğimiz bir veya birden fazlası aynı kişi olabiliyor. Ama biz 3 farklı kişi olduğunu kabul edelim. Yapımcı Mahmut, Yönetmen Fikret – Senarist Zeynep…
1) Senaristin hiçbir etkisi olmaz. Yapımcının aklında “ısrarla şu oynasın” diye bir düşünce yoksa tüm cast yönetmene aittir. Senaryo sipariş üzerine yazılmış ise (Filmde Halit Ergenç oynayacak, filmin adı şu olacak hadi Zeynep yazmaya başla ise) o zaman iş değişir. Genel olarak yönetmen belirler, geminin kaptanı o dur.
2) Müzisyenin ne besteleyeceğini kimse bilemez. Daha çekim öncesinde besteci ile anlaşılır ve yönetmen nasıl bir müzik istediğini söyler ve müzisyen yapar. Beğenmediği müzikler olursa değiştirmesini söyler. Karakterin ne giyeceğine sanat yönetmeni karar verir ama başına buyruk değil, yönetmen ile hem fikir olarak.
3) Evet, yönetmen senaryoda gerekli gördüğü takdirde oynama / değişiklik yapar.
4) Yapımcı ile senaristler arasında iş görüşmesi esnasında yapılacak pazarlıklarla belli oluyor..
5) Kişiden kişiye projeden projeye değişir. Yapımcı eğer yönetmene güveniyorsa demez. İşin içinde sanat var, yapımcı dediğin eğer sadece bir girişimci ise “sanatsal” bir yönü yoktur, para kazanma derdindedir. Çalışacağı adamada güvendiği için pek karışmaz. Ancak onu zor durumda bırakacak sahneler var ise mesela; şu sahnede sevişme görüntüleri çok absürt olmuş, bunda sorun yaşarız, veya şu sahneyi sansürleyelim vb gibi şeyler olabilir…
6) Bir filmin bağlantılı hak sahipleri vardır. Yapımcı zaten sahibidir. Diğer hak sahipleri ise Yönetmen, Senarist, Animatör ve Film müziği bestecisi. Hal böyle olunca sorunuzun cevabı evet..
7) Altıncı maddeyi göz önünde bulundurursak zaten hisse alıyorlar. Bunun dışında filmin bütçesine ve patronla yapacakları pazarlık sonucu hizmet bedeli de alırlar. Diziler her hafta çekiliyor. Çok izlenen bir dizi ise tabi fiyat artıyor. Sinema filmleri dönemlik (geçici süreli) olduğundan fiyatlar düşer. Tamamen pazarlıkla alakalı. Mesela tanınmamış bir yönetmen ile çalışıyorsanız yapımcı olarak ödeyeceğiniz para düşüktür. Ama ünlü bir yönetmen ise bu kesenin ağzını açmanız gerekecek.
8- RTS okumanın ünlü bir senarist veya yönetmen olmakta ne gibi katkısı olduğunu kimse bilemez. Ünlü yönetmenlerin biyografiine baktığımızda alakasız mesleklerden geliyorlar. Genelde genç yaşta set ekibinde reji asistanı, kamera asistanı, sanat ekibi vb görevlerde çalışmaya başlayıp zamanla sanat yönetmeni, kameraman, focus puller, görüntü yönetmeni olurlar. O zamana kadar sektörde iyi bir çevre edinirler. X yapımcıdan x yönetmene kim var kim yok hepsi tanıdıktır. Kanallar açıktır yani, rahatlıkla yönetmenlik koltuğuna oturabilir. Tecrübelidir bir kere. Uyumlu bir kişiyse, insanlarla ilişkilerini taze tutuyorsa bu adamla kim çalışmaz 🙂 Bir başka alternatifte siz kendinizi yetiştirirsiniz, paranız vardır veya tanıdığınız, samimi olduğunuz bir yapımcı vardır, yaparsınız filmi..
9) Senarist olmak eğer isim yapmışsanız meslektir. Kandemir Konduk, Sema Ergenekon, Nilgün Öneş bunlar hep kendini ispatlamış, sektöre duyulmuş, sürekli sipariş alan senaristlerdir. Her yıl proje geliştiriyorlar. Niye başka iş yapsınlar ki? Tanınmamış bir senaristin eğer düzenli kazanabileceği bir dizi teklifi almamış ise işi çok zor.. Mecbur başka bir iş yapmak zorunda… tanınmamış bir senaristin yapımcılara ulaşıp senaryosunu beğendirmesi, kazı kazan oynayıp 500.000 kazanması ihtimali ile aynı. Yapımcılar dışarıdan proje kabul etmiyorlar. Edenlere de her ay 100 tane proje gittiğini varsayarsak ben okuduklarına ihtimal vermiyorum. Tamamen şans oyunu…Türkiye’de sadece senarist olup bu işten para kazanabilmek astronot olup Nasa’da çalışmak kadar zor.. Genelde senaristler, sadece senarist olarak kalmıyor.
10) Ooooo bu tamamen sanat felsefesine kadar uzanan bir konu!!! Bana sorarsanız ben senarist – yönetmen diye bir ayrım yapamam. Mesela bir senaryo yazdım, dünyaca ünlü yönetmen gelse vermem. Çünkü inanmıyorum. Yani benim sinema anlayışım bu; doğrudur yanlıştır bilemem . Bir başkası çıkıp “yanılıyorsun” diyebilir. Sinema anlayışı, sanat anlayışı kişiden kişiye değişir. Ben her senaristin aynı zamanda yönetmende olması gerektiğine inanıyorum ama ben inanıyorum 🙂 Başkası hayır diyebilir.
Ulusal kanallardaki popüler dizilerin birinden diğerine sürekli transfer olan biri olarak ki son 2 senedir böyleyim öncesinde de hep sinema filmleri ile haşır neşir oldum, bildiğim ve gördüğüm kadarıyla cevaplamaya çalışacağım.
1. Şimdi sinema ve dizi arasında dağlar kadar fark var. Dizide başrol oyuncusunu falan yönetmen seçmiyor canlar. Yapım karar veriyor ona. Yönetmenin fikrini soran vardır elbet lakin öyle değildir 🙂 Sinema filminde ise yönetmen karar verir ama projeye göre değişir. 3 sene önce projemizi BKM'ye kabul ettirdiğimizde kesinlikle bir oyuncuyu bile siz seçemezsiniz dediler. Filmin her aşamasına kendileri karar veriyor. Ha ben Yavuz Turgul isem kralı gelsin kimseyi almam casta. Yani adamına göre dostlar. Senarist oyuncu önermesi mi yapacak, sadece gülerler adama. Senarist arkadaşlar, eğer senaryonuzu okuyacak olan yönetmen yapımcı arkadaşınız değil ise lütfen oyuncu önermesi yapmayın.
2. Müzik olayı sinema filminde yönetmende biter, dizi de ise yönetmen pek karışmaz o olaya. Takım elbise olayı vs ise eğer hikaye için gerekli ise zaten senarist özellikle belirtir. Aksi durumda zaten styling, kostüm şefi, sanat yönetmeni falan haftalarca hatta aylarca senaryoyu okuyup kafa patlatıyor, hazırlığını yapıyor ve yönetmenin onayına sunuyor. Bu arada sete falan giderseniz alın o kostümcülerin defterlerini, o notlarını okuyun. Bildiğin doktor yazısı gibi hepsi kendileri dışında kimse anlamıyor :)) eski sevgilim kostümcü idi oradan biliyorum. Ve öncesinde bir kac filmde yönetmen yardımcılığı yaptı. Yani dostlar sektöre girmeyi bir sekilde başarırsanız ki çok zor değil öyle büyütülecek bir sey değil. Rts mezunu falan hikaye onlar. Kamera ekibi ve reji eğitimli oluyor genellikle gerisi de hemen hemen alaylı.
3. Sinema da zaten senaryo önceden çalışılmış oluyor ve yönetmen eğer çok ekstrem bir durum olmazsa, kafada bir ampül yanmazsa veya oyuncu doğaçlama vs yapmazsa çok değiştirmez senaryoyu ki zaten öncesinde yapacağı müdahaleyi yapmıştır. Ama dizi öyle degil. Bu göz neler gördü dostlar hatta isimde vereceğim. Yönetmen Cemal Şan. Kaç kere gözümün önünde sayfalarca senaryoyu yırtıp attı ve kafasından sahneler uydurdu. Ve öyle doğaçlama çekti. Veya dış-gece olan sahneleri iç-gece yapıp ışığı basıp, gündüz çekip bizi erkenden eve yolladı 🙂 bu arada baba adamdır inşallah bir daha çalışırız. Yani dostlar siz senaryoyu sattınız şöyle bir hak vermiyor sektör size, senaryo olduğu gibi kalacak. Yönetmen istediğini yapar ve gık diyemezsin.
4. Senaryo ekibinin bütçesi bellidir. Genelde parayı bölüşürler. Bazı istisnalar olabiliyor.
5. Yapımcı varya öyle bir karışır ki işe aklın şaşar dostum. Geçenlerde Atv'de final veren bir dizi vardı, Kore uyarlaması Seviyor Sevmiyor. O dizinin yönetmeni ilk bölümden kovuldu. Bölümü bitirmemişti bile. Ev içi sahneler çekiyorlardı ve açıları beğenmemiş yapımcı dayı. Ve hemen toplantılar falan filan hoop Baba Candır dizisinin yönetmeni Yusuf Pirhasan geldi. O da benim bahtsızlığım zaten Yusuf hocadan kurtulayım diye Baba Candırı bırakıp Seviyor Sevmiyora geçtim adam da peşimden geldi :)) alt tarafı saçma sapan Türk dizisi cekiyosun hocam ne diye bu kadar kasıyorsun. Kubrick sanki mübarek 3 sayfa işi 5 saatte çekiyor. Neyse aynı kovulma olayları sinemada da yaşanmıştır ama çok nadir. Projenin sahibi zaten yönetmen ise kimse kovamaz ve fazla da karışamaz.
6. Senarist yönetmen aynı kişi olursa tabii ki daha fazla alır. Proje tasarım kendine ait nihayetinde. Yapımcı dışarıdan getirmiyor seni her şeyiyle sana ait proje ( parayı kast etmiyorum ) Aşk Yeniden dizisinin yönetmeni öyleydi mesela. Ya adam çekim için mekan degistirken bile senaryo yazıyordu. Hatta o hoca saniye hesabını iyi yapardı. Vallahi 10 saniye bakışacaklar deyip, rejiye saat tuttuyordu :))
7. Dizilerde bölüm başı kaşe alırsın. Sinema filminde ise öncesinde haftalık alacağın bellidir. Ama hiçbir anlaşma gelip direkt seninle yapılmaz. Şefinle yapılır. Örneğin, görüntü yönetmeni haftalık 20 bin ister senden yapımdan. Yapım ona veya bağlı olduğu şirkete yapar ödemeyi. Sonrasında senin payın ne kadarsa sana öyle gelir o para. Gerçi bazı şefler parayı yiyip çok sonra verir sana. Allah şefin de hayırlısını versin 🙂
8. Yapımcıya ya kanaldan istek gelir, şöyle böyle bir proje hazırlayın diye. Yapımcıda tanıdığı sağlam senariste yönelir. Yada direkt yapımcının eline sağlam proje geçer. Leyla ile Mecnun gibi. Yönetmen bulur kendine daha önce dizi veya film çekmiş olan. Veya yardımcı yönetmenlik veya ikinci yönetmenlik yapan adama güvenir ki uzun bir tecrübe arar bu noktada mesela Özgür Özbalık gibi veya Uluç Bayraktar gibi.
9. Sunum çok önemli. Eğer projen gerçekten sağlam ise bir şekilde değer görüyorsun ve seni kaale almaya başlıyorlar. Yine aynı örnek olacak ama BKM'ye ilk projeyi bırakmaya gittiğimde nezaketten muhabbet falan ettiler, çay kahve içmeyi sormadılar bile. Daha 3 dakikadır oradayım ve ulan kalk git artık gibi mimikler bakışlar falan :)) ama bir hafta sonra tekrar gittiğimde ben bile şaşırdım. Adımla seslenip alıp beni üst kata çıkarmalar. Çaylar falan. Ki üst katta o esnada Bana Masal Anlatma filminin okuma provası yapılıyor. Dedim hafız oldu bu iş :)) ama sonra bazı şeyler ters gitti. Yılmak yok yola devam. Yani canlar ekindeki senaryo sağlam ise kapılar bir şekilde açılır Allahın izni ile.
10. İyi bir senaryodan tabii ki rezil bi film çıkabilir. Ama senarist pek bir şey yapamaz. Zaten en başta anlaşmıştır falan hak iddia edemez. Ha ne yapar sadece orada burada konuşur benim senaryo iyiydi hoca batırdı diye.
Arkadaş sonuç olarak bu nasıl soru sormaktır yahu cevapla cevapla bitmedi :)) Ama bilhassa zevk duydum cevaplarken, cinedergide röportajda falan hissettim kendimi 🙂 her şey gönlünüzce olsun dostlar, inşallah nitelikli sağlam sinemacılar çoğalır buralarda. Saygılar sevgiler.
Uzun süredir bu forumda bu kadar uzun ve keyifli yazılar okumamıştım, ellerinize sağlık 🙂