Forum

Film Nasıl Çekilir?
 

Film Nasıl Çekilir?

26 Gönderi
11 Üyeler
0 Reactions
8,282 Görüntüleme
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Kusura bakmayın ama ben kitap okumanın sinema tekniğinizi geliştiriceğini pek düşünmüyorum.Tamam birşeyler katabilir tabiki ona sözüm yok fakat öyle çok fazla bişeyler ummamak lazım diye düşünüyorum.
Kitap okumadan en fazla bu forumdaki filmler gibi filmler çekebilirsiniz. Kimse kusura bakmasın, laf gideceği yeri zaten bilir, belli başlı filmler bu genellemenin dışındadır tabii. Ha sadece kitap okuyarak da olmaz. Aslında kitap okumaktan çok kafa yormak önemli, kitaplar da yeni ufukları açması ve onlar üzerine düşündürtmesi bağlamında incelenmli. Örneğin Hitchcock/Truffaut'yu okuyarak öğreneceklerinizi (doğru biçimde okursanız tabii) başka hiçbir yerden öğrenemezsiniz

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 24/04/2010 5:05 pm
(@murattezcan)
Gönderi: 7
Başlığı açan
 

Resimlerimden bir kaçını ekledim şimdi kaygım daha net anlaşılır umarım...

 
Gönderildi : 24/04/2010 5:29 pm
(@zepra)
Gönderi: 0
 

murattezcan, bu sitedeki veya genel olarak kısa filmle ve sinemayla uğraşan çoğu kişiden çok daha donanımlısın halihazırda. yapacağın işler üst düzey işler olacak belli.

sedatix haklı. sanat yönetmenliği gibi dallar var. yani sinema yapacak herkes herkes yönetmen olmalıdır diye bir şey yok. atıyorum avatarda fantastik mekanları, yaratıkları, karakterleri tasarlayan adamlar, görselliği oluşturanlar sinemacılar değil. plastik sanatlara daha yakın duran sanatçılar onlar. benzer şekilde matte painting ( http://en.wikipedia.org/wiki/Matte_painting " onclick="window.open(this.href);return false;) veya storyboard çizimi gibi alanlarda da doğrudan ressamlar çalışıyor.

sinema yönetmeninin asıl ustalığı sinema diliyle hikaye anlatmaktır. çöpten adam çizemese, fotoğrafçılıktan çakmasa da olur. yine avatar örneğinden gidersek james cameronun ekibine nasıl bir şey istediğini tarif edebilmesi, nasıl şeyler istemediğine karar verebilmesi yeterli aslında.

bu gönderdiğin resimler çok güzel. akla ilk gelen after effects gibi kompozisyon programlarından biriyle uğraşmaya başlaman. bu tür görselleri hareketlendirerek, istersen fotoğraf ve hareketli görüntüyle montajlayarak çok sanatsal şeyler çıkarabilirsin. üstelik sanat galerisinde sergilenebilecek türde şeyler olur bunlar. kısa filmlerin asıl güçlü olduğu alan bu tip sanatsal çalışmalara imkan sunması. zaman ekseninde uzatabildiğin bir tuval gibi düşünebilirsin kısa filmi. üstelik türkiye de animasyon veya bu tip imgesel türde filmler konusunda büyük boşluk var.

- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.

 
Gönderildi : 24/04/2010 6:11 pm
(@flamante)
Gönderi: 25
 

arkadaşımızın belli ki bir derdi var ve bir film çekmek istiyor. Sanat yönetmenliği gibi dalların olduğunu halihazırda kendisi de biliyordur. Kendi amacı da zaten ünlü bir yönetmen olmak değil sanıyorum. Onun için öncelikle onun istediği şeyler hakkında konuşalım. Arkadaşım benim tavsiyem şudur...
1-film dilinin grameri(3cilt)
2-film sanatı
3-senaryo kitabı(pana film yayınları)
4-sinema sanatına giriş
5-sinematograi(blain brown)

ilk kitap, ölçekleri kamera hareketlerini vb. şeyler hkkında yardımcı olacaktır.. film sanatı dediğim kitap pahalı olmasına rağmen çok kaliteli bir kitaptır. sinemanın sanat yönünü ele alır. senaryo kitabı adından da belli olduğu üzere, bir senaryonun en ince ayrıntısına kadar iner. tabii eğer merakınız varsa. sinema sanatına giriş, eşsiz bir kaynaktır. teknik yönleri inceler. sinematografi ise ilk kitapla birlikte ele alındığında görüntüyü, görüntü oluşumunu, kadrajı ve kadraj yaratmayı hedefler ve teknik olarak gayet ileri bir kitaptır.
ben sinema öğrencisyim. sorularınız olursa bekliyorum 🙂 şimdiden başarılar...
en önemli tavsiyem şu: aklınızda devamlı bir film yaratın... devamlı öykü yazın. başarılar.

 
Gönderildi : 30/04/2010 1:07 am
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

film izlemek önemli, görkem'e kulak verin
orson welles'in citizen kane'i sadece film izleyerek çektiğini unutmayın.

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 01/05/2010 2:07 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Bu arada, bir konu.... daha doğrusu başka bir bakış açısı var.
Çoğumuz "kendi kendine sinema eğitimi" gibi bir bakışla yaklaştık meseleye. ama bir de pratik taraf var üzerine birşeyler söylenebilecek.
Yani başlığı açan arkadaşın, bir film yapma arzusu duyması ile filmini buraya atması arasında geçen sürede uygulanacaklar.
Yani diyelim ki tamam, ben elimden geldiğince film izledim, teknik kuram vs. araştırdım, kimin nasıl film çektiği üzerine az çok bilgim var. Peki sonra?

Sonraki aşamalar projeye, kişiye, olanaklara göre değişiklik gösterir özelliktedir. Ama şimdi bir çırpıda yazılabilecek (ve yine duruma göre maddeler yer değiştirebilir) temel bir "akış çizelgesi" vermek de olanaklı sanırım.

1- Öykü: Şart değil ama 100 filmin 99'unda var bu. ANlatmak istediklerimizle ilgili bir öykü yazacağız. Tercihen önce sinopsis dediğimiz, tek bir sayfalık metne ihtiyacımız var. Sonra bunu zenginleştirip tretman haline getireceğiz.

2- Öncelikli ihtiyaçları belirleme: BU aşamaya senaryodan sonra da gelinebilir ama bence senaryodan önce belirlenmesi gereken şeyler vardır çünkü belirlediklerimiz senaryoyu yazarken bize yardımcı olur, ışıklar yakar, olanaklar verir. Mesela mekan seçimi. Senaryoyu mekana göre yazmak büyük avantajdır. Oyuncular da senaryo yazımından önce belirlense çok iyi olur.

3- Senaryo: BU en önemli aşamalardan biri. Sinemasal tercihlerimizi burada belirlemek zorundayız artık. Kısa planlar mı çekeceğiz uzun planlar mı? Nasıl bir ışık kullanımı olacak? Kamera nasıl hareket edecek vs.... HEnüz filmin görsel dokusu kesin değil ama bunu düşünmeye, kafamızda filmi çekmeye başladık artık. Ve çekeceğimiz filmi, kafamızdkai filme yaklaştırmaya çalışacağımız için en doğru olanı belirlemeye çalışmalıyız. Senaryonun naısl yazılacağını anlatmayayım, apayrı ve uzun bir mesele.

4- Ekip ve ekipman belirleme: Görüntü yönetmeni, ışıkçı, kameraman, kurgusu, diğer teknik yardımcılar. Artık kesinleşse iyi olur. Ve tabiik i oyuncular. Ekiple kullanılacak ekipmanlara karar verme de bu arada yapılmalı. Mekan/mekanlar da kesinleşmeli.

5- Uyguylama planı: Artık çekim tarihine karar verebiliriz. Ekiple ve oyuncularla bu konuşulur ve kesinleştirilir. Çekimde ihtiyaç duyulacak herşey ekiple düşünülüp kararlaştırılır ve temin edilir. Tahmini çekim süresi belirlenir ki bu çok çok önemlidir. Çünkü çekimde eğer birşeylerin "yetiştirilmesi" durumu ortaya çıkarsa o yönetmen s.çmıştır. Ortaya beklediği seviyede bir işin çıkmayacağı Tarkovski değilseniz kesin gibi birşeydir. Ve mutlaka bir emniyet çizgisi belirlenmelidir ayrıntılar için. ÇEkimler tahmini 5 gün mü? Siz 7 sayın. Senaryoda, ekip-ekipman-oyuncu konusunda artık hiçbir şüphemiz ve eksiğimiz kalmamalıdır bu aşamada.

5,5- Yönetmenin özel hazırlığı: Yönetmen çekimlere başlamadan senaryoyu alıp bir odaya kapanıp bir süre kendi başına çalışmalıdır. ÇEkimlerin nasıl yapılacağına, hangi çekimde nasıl bir kamera hareketi, ışık, oyunculuk, ses. vs. gerekeceğine tam olarak karar vermelidir. Senaryodaki eksikleri belirlemeli düzeltmelidir. Çekim senaryosunu yazmış olmaktadır bu çalışmayla. "Herşey mutlaka böyle olacak!" demek değildir bu çalışma. HEdefi belirlemektir. HEdefin tutturulamayacağı anlar mutlaka olacaktır, bu büyük sorun değildir. Yönetmen bunu peşinen kabul etmelidir. Ama bir yönetmen ne istediğini ne kadar iyi bilirse, çekimdeki başarı şansı o oranda artar. Ha bu arada: müzisyene ihtiyaç olacak galiba? Eh, bulun bence.

5,75: Yapımcı da aynı şeyi yapmalıdır. Ekibin yemesi içmesi konaklaması, ulaşımı vs. hesaplanmalıdır. Hİçkimseye "bitsin de kurtulalım" dedirtmemelidir film. Ve bu büyük oranda yapımcının kontrolünde olan bir şeydir.

6- Çekim: Artık "motor" deme zamanı. Ya da "oyun!" Sadece bir mendili çekiyorsak? Mendile oyun mu diyoruz? "Kayıt!" Bence en doğru uyarı kelimesi bu. "Kayıt!" dediysek bence en önemli konu şu: Yeterliliğinden emin nolunmayan çekim mutlaka tekrarlanmalıdır. "Oldu gibi" diye birşey yoktur, olmamalıdır. Ekibi yıpratacak süreler sürekli çalışılmamalıdır. "Post" dediğimiz çekim sonrası çalışmalarına en az düzeyde iş bırakılmalıdır. Ama bırakılacağı kesin olan şeyler için de hiç uğraşılmamalıdır. (Mesela sesler sonradan eklenecekse herkes bu açıdan rahat olmalıdır ki ses meselesine de enerji ve moral harcanmasın). Yönetmenin çekimde sürekli düşüneceği ve farkında olması gereken şeylerden biri de şudur: Artık herkes kurguya malzeme sağlamaktadır. Her çekimin başında ve sonunda bir kurgu süresi bırakılması konfor sağlayacaktır. Bir çekimin ardından hangisinini geleceği de belli olduğu için yönetmen bir yandan kurguyu yapmalıdır kafasında. Hatta olanak var ise kurgu kabaca başlamalıdır. Fİlmin ritmi denetlenmelidir. Emniyet şeridine dikkat edilmelidir. Tahmini programdan önde miyiz arkada mı? BU kadar hazırlandık ve hala arkadaysak yuh! Öndeyizdir yani. Öndeysek de işte yeni bir olanak sağladı bu bize: Kurguya bol malzeme için ek çekimler yapılmalıdır. Kurguda hikayeyi bağlama değil birşeyleri deneme şansımız olmalıdır. Tabi hikayemiz olanak veriyor ise.

7- ÇEkim sonrası: İçecekleri, çerezleri alıp pc başına oturma zamanı geldi. Klaisk kurgu anlayışını üşenmedne uygulamak gerkelidir. Bir çekimin, sadece bir saniye geç ya da erken kesilmesi filmin ritmine büyük katkı yapar. (enjeksiyon'un ikiyüzlüra'sında bu büyük sorun yaratmıştı örneğin) En küçük kesme ve eklemeler dahi önemsenmelidir. Ve kurgu sadece hikaye bağlama olmamalıdır. YAptığımız ek çekimleri (yapabildiysek tabi) denemeliyiz. Belki bambaşka sekanslar elde edeceğiz. Kurgu bir sanattır, hamallık değil. Kurgucumuza kulak vermeli, denemeler hatta soytarılıklar yapmasına izin vermeliyiz. 3 soytarılık bir çekimi götürmez bu alemde. 5 bile götürmez. Çekim bitti, en zor kısmı atlattık, rahat olunuz. Fİlmi 2 hafta sonra atın milletin önüne. Festivale falan yetiştirme derdinde olmayın. Festival indirim gibidir, biri biter, biri başlar. Seslerde, efektlerde, müzikte de aceleci olunmamalıdır. Emin değilsek yapılan parçanın tek bir bridge'i için bile bekletiniz filmi. Müzisyen yazsın, uğraşsın. Siz az uğraşmadınız sette, o da uğraşsın. sickman'ın ikiyüzlüra'ya katkısını unutabilen var mı? Beleş olmuyor bu işler, "az önemli" gibi görünebilir ama değil. Jenerik vs'de üzerine kararlar verilmesi gereken şeylerdir. Aslanlar gibi bir film çekip jeneriğe "seneryo" yazmayın, yapan arkadaşa çekiştik hepimiz. 99 ayrıntı enfes tek bir ayrıntı kötüyse, izleycinize, sineğin yağını yalattığınızı unutmayın.

8- Elense öncesi: Kurgu bitti. Sesleri ekledik, müzik eklendi. Jenerik bitti. Tarihi de attık. Teşekkr, özel teşekkür, veri sipesiyal teşekkür falan. ÇEvremiz geniş yani, arkamız sağlam, sevenimiz çok. Tamam. projeyi basmadan önce kapatın pc'yi. İyi bir uyku çekin. Birkaç gün tatil yapın. Patlayana kadar yiyin, camız gibi yatın. Film milm izlemeyin. Sinemacı falan olduğunuzu unutun. Birkaç gün entel dantel olmayın yaa, ne var? Tavla, okey, kağıt oynayın. Babaannenizi ziyaret edin. Jenerikteki yazı karakterini, çekim 56'yla 57'yi nasıl bağladığınızı, kızın saçına düşen ışığı, herifin çekim sonundaki anlık bakışını unutun. Filmin ayrıntılarını unutun. Unutun ki, tekrar izlediğinizde gözünüze batsın. "Ah hıyar ben! Ah!" deme şansı verin kendinize. Filmdeki küçük hataları, bizimle birlikte konuşmayın, önce kurgucunuzla konuşma şansınız olsun. Çünkü biz düzeltmeyiz, düzeltemeyiz. "Yuh be kanka! Yapılır mı böyle hata!" demek daha keyiflidir çünkü. 🙂 Ama kurgucunuz bunu deme keyfine varamaz henüz. Efendi efendi hataları düzeltir sizinle. 5 hata düzeltmek, filme bir yıldız katabilir. iyi bir iş olacakken bu hatalar birleşip filminizi vasata dönüştürebilir. BU fırsatı vermeyin yıldız sistemine.

9- KAvga: Filminize söven herkese çemkirin! Filminiz mükemmeldi, sizin suçunuz değildi, millet salak anlayamadı. 🙂

Tamam, tabii ki abarttım. Nerde biz gariban kısacılarda bu kadar olanak değil mi? Kubrick'ten duyduklarımı anlattım gibi oldu, biliyorum. 🙂
Ama herşey yanlış ya da abartılıysa da şu kesinlikle doğrudur, asla unutulmamalıdır:
Hedefi ne kadar belirlersek, tutturma şansımız o kadar artar.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 01/05/2010 6:34 am
(@zepra)
Gönderi: 0
 

pratiğin önemini vurgulamış kubrick. ama kafa yormanın ve bilgi sahibi olmanın gereksizliğini savunmuş değil. dude'un dediği çok doğru. aksi halde en fazla vasat filmler çıkar ortaya. tv dizisi yapanlar her hafta 90 dakikalık film çekiyorlar. sinema adına bir ustalık geliştiriyor olduklarını söylemek imkansız.

- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.

 
Gönderildi : 01/05/2010 4:27 pm
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Teknik tavsiyelerin dışında unutulan bişey var ki hep unutuluyor zaten; oyuncu yönetimi, ya da öncelikle oyuncuların işin hakkını verebilecek insanlar olması. valla ne diyim görüntü ne kadar da güzel olsa ne kadar sinema gbi gözükse de flash tv gerçek kesit diyalogları olunca ilk 20 dk da filmi bırakıyorum. bisürü yerli filmden bahsediyorum. evet sinema dili diye bir şey vardır hatta kalıplaşmış kurallar da vardır bunlar öğrenilir ama oyunculuk vasat olursa izletmez kendini. kamerayı koyacak yer bulunur, ritm yakalnır, istediğin renge boyanır ama oyuncu ekibi sağlam olmalı. onlarca kitap var bu konuda alıp okumayla da olmaz. okul okumakla da olmaz. tek çaresi film çekmek. kötüde olsa çekmeye devam etmek. bu işi kafaya koymak ve her fırsatta film seyretmek iyi kötü farketmez film seyret arkadaşım bolca film. hataları gör ustalıkları da gör ve uygula çal çırp arakla adı her neyse işte:) kitapları çöpe at. en iyi kitap film izlemek ve gerçekten ben yönetmenim diyosan her fırsatta bişeyler çek.. bunlar benim tavsiyelerim değil. onlarca yönetmenin bu konu hakkındaki tavsiyelerinin genel görüntüsü.

 
Gönderildi : 11/05/2010 3:27 am
(@cogito)
Gönderi: 39
 

kitapları çöpe at.
Atmayın bana verin 🙂
Tevekkeli (boşuna) dememişler; ''cevheri çöpte arayın'' diye.
Kaşıkçı elmasını da çöpte bulmuşlar zamanında...
Şaka bir yana, ihtiyacımız olan şey biraz tevazu sanırım. Cin olmadan adam çarpmamak için.

Çok beklersen,hiçbir şey yapamazsın.

 
Gönderildi : 11/05/2010 6:43 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

cin çarpmış olacak ki tavsiye sahiplerini şu an çöplükte sürünüyorlar. Bak adamlara utanmadan tavsiye bile veriyolar 😀 Maymun gözünü açmış da enseye tokat yemiş.. Bol kitaplı günler...

 
Gönderildi : 12/05/2010 12:16 am
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

ya kitap okuyun gene 😀 az çok standartlardan haberiniz olsun, bence yani :=) kim diyordu bunu wim wenders mı tam hatırlayamadım,
ama hepsinin ortak söyeldiği şey bol bol film çekin.
robert rodriguez zaten çekmeyeni dövüyor.

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 12/05/2010 12:48 am
Sayfa 2 / 2
Paylaş: