Bir film gise basarisi yakaliyamiyorsa ortada ciddi sorun vardir. Sinemanin sektor olmasi gerektigini savunuyorsun. Eger sinemamiz sektor olsaydi iyi film giseden donmezdi. Sinema bir butundur sadece gorseli alip ustune konusmamak gerekir. Iyi film iyi projeden baslar. Bir filmi senaryosu kurtarabilir, kimini yonetmeni , kimini oyuncu v.s v.s ama soyle bir gercek varki iyi bir proje her noktada basari getirir. Yapimcisindan yonetmenine, oyuncusundan kamera arkasinda calisan her elemana. Eger aksiyan bir tarafin varsa filmin gisede doner. Sen o filmi iyi bulmus olabilirsin ama dunyada o filmi izleyen tek kisi sen degilsindir. O zaman o filmde calisan insanlara tekrar guvenmek icin insanlar biseyi baz almalidir. Bunda da genelde gise basarisi alinir cunku ciddi paralar yatirilir bu ise ve karsiligi beklenir. İki tane at vardir, ikiside daha once 1 kez yarismisdir, biri kazanip digeri kaybetmistir. Bunlar bir yerde yarisacaklar ve sen para basacaksin bu kriteri goz onune almaz misin?

Turkiye'de soyle bir kani war biz genelde gucsuz olani tutariz hep duygusal yaklasiriz ama taki is cebimizdeki parayi ortaya koyana kadar. Sen Nuri'nin filmlerini cok seversin ama Nuri'nin filmlerine para koyarmisin? Ben sayet Recep Ivedik'e para koyarim. Bu tuttugumuz filmle alakali degildir. Sektorden bahsediyorsan sektor boyledir. Onume Recep mi Vizyontelimi diye gelirsen o zaman Vizyontele derim parada az alirim ama prestijiden daha cok kazanirim. Ortaya devamli vizyontele koyarsan kutsal damaca karsina cikmaz benimde karsima Nuri gibiler cikmaz sende bende mutlu oluruz ; )

Simdi sektoru kabul edilip bu dusuncenin acimasizca oldugunu dusunuyorsan bence romantik bir insansindir. Sinemasi sektor olmus ulkelerde gisede basari yakalayamamasina ragmen yuksek butceler verilen bir isim gosterirsen ustune konusabiliriz.

Eger sinemamiz sektor olsaydi iyi film giseden donmezdi. Sinema bir butundur sadece gorseli alip ustune konusmamak gerekir. Iyi film iyi projeden baslar. Bir filmi senaryosu kurtarabilir, kimini yonetmeni , kimini oyuncu v.s v.s ama soyle bir gercek varki iyi bir proje her noktada basari getirir. Yapimcisindan yonetmenine, oyuncusundan kamera arkasinda calisan her elemana. Eger aksiyan bir tarafin varsa filmin gisede doner.

buraya kadar aynı şeyleri söylüyoruz...diğer kısımları için harbiden yoruldum...

İyi ki açılmış böyle bir başlık, ne zamandır bir şeyler yazmayı planlıyordum bu konuyla ilgili, belki bana da gaz olur.
Yazılanları okumakla yetindim şimdilik. Aslında göz gezdirdim demek yerinde olur.

Şimdilik sadece ercane'nin "Kader" örneğini çok yerinde bulduğumu belirterek fikirlerimi yazacağım yazıma saklıyorum.

İyi ki açılmış böyle bir başlık, ne zamandır bir şeyler yazmayı planlıyordum bu konuyla ilgili, belki bana da gaz olur.
Yazılanları okumakla yetindim şimdilik. Aslında göz gezdirdim demek yerinde olur.

Şimdilik sadece ercane'nin "Kader" örneğini çok yerinde bulduğumu belirterek fikirlerimi yazacağım yazıma saklıyorum.

kezzap sen hep böyle diyorsun ama hiç yazmıyorsun ha 🙂

Eğer farklı bir şekilde lanse edilip reklamı yapılsa mevzubahis "Halk" bu filme de 3 milyon yaptırırdı..

O zaman şunu da cevaplamalısınız, bu adamlar 3 milyon gişe yapmaktan neden kaçınmıştırlar? Madem ellerinde böyle bir film var, sırf kopya sayısını az tutarak neden finansal harakiri yapmışlardır? Olayın raconu mu budur, çok para kazanmak kötü müdür? Yapımcılar mı aptaldır? Nasıl oluyor da oluyor?

Eğer farklı bir şekilde lanse edilip reklamı yapılsa mevzubahis "Halk" bu filme de 3 milyon yaptırırdı..

O zaman şunu da cevaplamalısınız, bu adamlar 3 milyon gişe yapmaktan neden kaçınmıştırlar? Madem ellerinde böyle bir film var, sırf kopya sayısını az tutarak neden finansal harakiri yapmışlardır? Olayın raconu mu budur, çok para kazanmak kötü müdür? Yapımcılar mı aptaldır? Nasıl oluyor da oluyor?
Ben fikrimi soylemek isterdim ama konu cok farkli mecralara kayacak diye korkuyorum : )

Bence çekinmeyin, bu platformda nezaketimizi yitirmeden herşeyi konuşalım derim...

Film izlenmek içindir.İzleyenini seçme lüksüne sahip sinema filmi tasarlayanlar - oluşturanlar olduğunu sanmıyorum.İzleyenini seçtiğini sananların kandırmakla kandırılmak arası bocaladığını düşünüyorum.Filmin derdi kendi içinde kalmalıdır.Bu dert anlatılmak istenene ve beklenenlere göre gelişip değişecektir illaki.Ben şunun için sinema filmi yapıyorum diyenlerin nedenleri hep bir-birkaç eksiktir illaki.Bu konuda binlerce görüş daha belirtilebilir.Çünkü binlerce örnek var.Ama ne Zeki Demirkubuz ne de Ömer Faruk Sorak kötü örnektir.Sadece birer örnektir ve yapıtları biraz da umursadıkları kadar izlenmiştir bence.

Eğer farklı bir şekilde lanse edilip reklamı yapılsa mevzubahis "Halk" bu filme de 3 milyon yaptırırdı..

O zaman şunu da cevaplamalısınız, bu adamlar 3 milyon gişe yapmaktan neden kaçınmıştırlar? Madem ellerinde böyle bir film var, sırf kopya sayısını az tutarak neden finansal harakiri yapmışlardır? Olayın raconu mu budur, çok para kazanmak kötü müdür? Yapımcılar mı aptaldır? Nasıl oluyor da oluyor?

Şöyle bir şeyler anımsıyorum..Yanılıyor da olabilirim. Sanki çok izlenmek ürkütücü geliyor zaten bir kesime.

Mesela Reha Erdem reklamcıdır aslen, öyle küçük de değil koca koca şirketlerin reklam prodüksüyonlarını yaparlar..
Acaba kendi filmini 150 kopya dağıtmak istese dağıtamaz mı ? (Biz de .öt kadar salonda izlemek zorunda kalmayız filmi böylece), ya da filminden para kazanmak istese buna çabalayamaz mı ? Niye bir kaç tane fondan destek alıyor ? Para ihtiyacından mı yoksa filmin sanatsal yeterliliğini ispatlamak için mi ?
Hepsini geçelim, gayet mütevazi ama bir taraftan da bütçeye zarar bir şekilde(uzun süren çekim süreci) filmlerini yapıyor.Bu adam manyak mı yoksa para(reklam) ve sinemayı ayrı bir yere mi koymuş kendi içinde ?

Gelelim benim görüşüme, amacın sadece istediğin filmi yapmak ve de sunmaksa, tatmin olduğun kadarıyla yetinirsin,iş finansal anlamda büyüdükçe, bir noktadan sonra o film senin filmin olmaktan çıkıyor, herkes parmak atıyor, buna izin vermek istemiyorsan harakiri, kamikaze artık ne gelirse..

Ben mesajimi yazmistim dusunuyordum "lan simdi ortam gerilecek atmasam mi diye" diye davyjones_7 un mesaji biraz cesaretlendirdi beni...

Adam kendi filmine guvenemiyor bizse o filmi alip goge cikariyoruz. Kendine kucuk bir dunya kurmus, biz dunyanin, o kucuk dunya etrafinda donmesini istiyoruz gibime geliyor. Turkiye'de kimse sorsan bir Zeki DemirKubuz gercegi var der. Nedense cok az insan bu gercegi gorur cok az insan bu gercegi bilir cok az insanda bu gercege katilir. Ben bu konuda yanildigimi dusunmuyorum cok iddali bir konusma gibi oluyor ama ben bu sozlerimin arkasindayim. Kim film ceker de 3 milyon kisiye ulasmasini istemez veya 3 milyon kisiye ulasacak film nie 3 milyon kisiye ulasmaz sorunun yaniti bence baska bise olamaz. Eger filmin iyi ise veya gercekten Turkiye'dekilere hitap ediyorsa bu is reklamsizda olurdu ornegi Babam ve Oglum. Eger olmuyorsa ve belli bir kitleden oteye gidemiyorsa bence Zeki Dermirkubuz'un kucuk dunyasini buyutuyoruzdur. Bu birazda "Koyunun olmadığı yerde keci Abdurrahman Celebi" gibidir. Turkiye'de piyasa filmlerine acayip bir nefret var ve bu kitleden olmadigini gostermek isteyenler inatla bu adamlari one suruyorlar. Surda yakin donem Turk sinemasini konusmaya baslayalim 10 mesaj gecmeden biri kesin "abi Zeki Demirkubuz" der : )

Isin daha dusundurucu yani ise bu adamlarin filmlerine kimse gitmez piyasa filmleri milyonlara oynar. Sonrada soyle bir geyik doner "ya ben sadece merak ettim." "arkadas zoru ile gittim." v.s v.s. Is sinema uzerine muhabbete gelince filmini interneten sagdan soldan tesadufi edinip izledigi adami (Sinemada oynasa ismini bilmez) "evet abi iste olay budur" diye ortaya surer ve genelde bu muhabbetlerde dedigim gibi 10 mesaj gecmeden Zeki Demirkubuz adini kesin duyariz. Ne hikmet iste ama bu adamalar hep gonullerde milyonlara oynar : ) Veya imkan taninsa oscar alirlar ama gene kimse imkan tanimiz bu adamlara "gonul isterki oscari alsin" olur.

Bu mesaji bu baslikta muhabbet etmis hic kimseyi hitaben, hedefen veya baska en bir sekilde yazmadim bu benim genel gorusumdur soru hakkinmda ki...

Dünya herkese yetecek kadar geniş, derdi olanda olmayanda film çeker porno film de çekilir, uzun vadede getirecekleri bence tartışma konusudur, sinema da televizyon kültüründen farksızlaşıyor, "gişe kaygısı" (bu da artık klişe bir kalıp) olmadan sektöre atılmak biraz daha samimi geliyor bana.

Uzaktan kumanda icat olduğundan beri izlemek istemediğimiz yapım bir tuş uzağımızda, beğenmiyorsan o filmede bilet almama özgürlüğümüz var, ancak sinema sorumluluktur, kısa bir örnek vermek gerekirse:

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/5116/allahsizligi-yayma-kursusu-baskani

Demem odur ki; sorumluluk bilincinde olmadan gişe kaygısı ile film yapılmamalıdır, yukarıda verdiğim örnekten Recep ivedik ve türevlerinin çok büyük bir farkı olduğunu düşünmüyorum.

Filmin kimin için olduğu önemli değil, objektif olabilme ve empati kurabilme yeteneğini geliştirmek olmalıdır filmin derdi, gişe başarısı olan filmlerde bunu başarabilir, ama başlar başlamaz gişe kaygısı olanların toplumsal sorumluluk bilincinde olmaları güçtür.

Bırakalım gişe için kaygılanan yapımcılar olsun, yönetmen ve senarist ve oyuncu için gişe kaygısı otosansürden başka bir şey değil ve tabiiki bence 🙂

🙂 Üstteki mesajımda da belirttim.Yanlış anımsamıyorsam, doğru ya da yanlış, çok çok izlenme kaygısı yok, gerisi samimiyete güvene kalmış..

He diğer taraftan, ben ilgimi çeken her filmi izlerim, iyisini kötüsünü en fazla ortaya görüşler atarak konuşabilir sonuca varamayız, henüz görmedim varıldığını, en fazla öyle bir tatmin sağlarız.Gişe yapmış filmle yapmamış film arasındaki tek fark ortada dönen rakamlardaki 0 larıdır.
He kimse beni 1,5 milyon yaptı diye Hababam helölösü Kader den iyidir fikrine inandıramaz ama eminim benm dayıoğlu için de tam tersi geçerlidir.

Ben mesajimi yazmistim dusunuyordum "lan simdi ortam gerilecek atmasam mi diye" diye davyjones_7 un mesaji biraz cesaretlendirdi beni...

Adam kendi filmine guvenemiyor bizse o filmi alip goge cikariyoruz. Kendine kucuk bir dunya kurmus, biz dunyanin, o kucuk dunya etrafinda donmesini istiyoruz gibime geliyor. Turkiye'de kimse sorsan bir Zeki DemirKubuz gercegi var der. Nedense cok az insan bu gercegi gorur cok az insan bu gercegi bilir cok az insanda bu gercege katilir. Ben bu konuda yanildigimi dusunmuyorum cok iddali bir konusma gibi oluyor ama ben bu sozlerimin arkasindayim. Kim film ceker de 3 milyon kisiye ulasmasini istemez veya 3 milyon kisiye ulasacak film nie 3 milyon kisiye ulasmaz sorunun yaniti bence baska bise olamaz. Eger filmin iyi ise veya gercekten Turkiye'dekilere hitap ediyorsa bu is reklamsizda olurdu ornegi Babam ve Oglum. Eger olmuyorsa ve belli bir kitleden oteye gidemiyorsa bence Zeki Dermirkubuz'un kucuk dunyasini buyutuyoruzdur. Bu birazda "Koyunun olmadığı yerde keci Abdurrahman Celebi" gibidir. Turkiye'de piyasa filmlerine acayip bir nefret var ve bu kitleden olmadigini gostermek isteyenler inatla bu adamlari one suruyorlar. Surda yakin donem Turk sinemasini konusmaya baslayalim 10 mesaj gecmeden biri kesin "abi Zeki Demirkubuz" der : )

Isin daha dusundurucu yani ise bu adamlarin filmlerine kimse gitmez piyasa filmleri milyonlara oynar. Sonrada soyle bir geyik doner "ya ben sadece merak ettim." "arkadas zoru ile gittim." v.s v.s. Is sinema uzerine muhabbete gelince filmini interneten sagdan soldan tesadufi edinip izledigi adami (Sinemada oynasa ismini bilmez) "evet abi iste olay budur" diye ortaya surer ve genelde bu muhabbetlerde dedigim gibi 10 mesaj gecmeden Zeki Demirkubuz adini kesin duyariz. Ne hikmet iste ama bu adamalar hep gonullerde milyonlara oynar : ) Veya imkan taninsa oscar alirlar ama gene kimse imkan tanimiz bu adamlara "gonul isterki oscari alsin" olur.

Bu mesaji bu baslikta muhabbet etmis hic kimseyi hitaben, hedefen veya baska en bir sekilde yazmadim bu benim genel gorusumdur soru hakkinmda ki...

🙂 Üstteki mesajımda da belirttim.Yanlış anımsamıyorsam, doğru ya da yanlış, çok çok izlenme kaygısı yok, gerisi samimiyete güvene kalmış..

He diğer taraftan, ben ilgimi çeken her filmi izlerim, iyisini kötüsünü en fazla ortaya görüşler atarak konuşabilir sonuca varamayız, henüz görmedim varıldığını, en fazla öyle bir tatmin sağlarız.Gişe yapmış filmle yapmamış film arasındaki tek fark ortada dönen rakamlardaki 0 larıdır.
He kimse beni 1,5 milyon yaptı diye Hababam helölösü Kader den iyidir fikrine inandıramaz ama eminim benm dayıoğlu için de tam tersi geçerlidir.

Once sunu belirtim boyle olacagini biliyordum ama samimiyetle soyluyorum snei veya baskasini atfen yazmadim benim genel gorusumdu o mesaj.

Ben Recek 4m izlendi diye Kader'den iyi filmdir tezini savunmuyorum. Sadece 3m ye ulasacak bir filmse 3m ye ulasirdi onu demek istiyorum. Eger ulasmiyorsa sapkalari koyup dusunmek lazim diyorum "niye boyle oluyor diye" bende nie oldugu konusunda fikrimi soyledim sadece

işte bütün dert bu zaten..yaptığın filme kimsenin saçma salak önerilerle burnunu sokmasını istememende yatıyor...bu bahsettiğimiz adamlar örneğin demirkubuz, hemen hemen hiçbir yerden destek almak istemiyor...çünkü biri çıkarda "arkadaşım şu filmin sonunu bi sevişmeye bağlasak falan...bu haliyle para getirmez...hadi git düzenle de gel" derse bunu yapmasına izin vermemek içindir..ben zeki yüce muhteşem bir şey yapıyora getirmiyorum..bu onun tercihi sen de senaryonu silah tüccarlığından parayı bulmuş, şimdi de hatun falan yaparız diye sinema alanına atlamış yapımcınla yazabilirsin..bu da senin tercihin...belki de ilk filmini bu şekilde yapıp sonrakileri kendin yapmak isteyebilirsin..bunlardan hangisi samimi dahası mümkün geliyorsa onu seçersin...

Senaryo belli olmadan mı filme girişiliyor ki bunun sonunu değiştirelim deniyor anlamadım?