Oscar odullerini silip supuren "The Artist" i dun izledim.
Diyalog yazarlarina ve de kurguculara tam bir ders olma niteligindeydi.
Sadece uzatmali diyalog anarsisinden kurtarmiyor seyirciyi ayrica gereksiz sahnelerle dolu uzatmalari oynatan filmlere de ornek olmali bence.
Kurgu asamasinda olanlara (ornegin benim gibi kurguya yeni baslayanlara) da sahneleri daha da kisaltarak sundurmaya zorlayacak bir film bu "Artist".
Gecenlerde Kurgu uzerine youtube veya benzeri bir platformda bir film izlemistim. Ama linkini ne yazik ki kaybettim.
Olay soyle geciyor:
iki kurgucu filmi kurgu asamasinda konusuyorlar. Yonetmenle birlikte izliyorlar.
Daha sonra yonetmen odayi terkediyor ve kurguculardan birisi filmdeki oyunculardan birisinin kullandigi bir kac sozu silip yerine sadece anlamli bir yuz ifadesi koyarsa hem filmin sonu bilinmeyecek hem izleyende bu yuz ifadesi merak uyandiracak inanciyla filmi o sekilde kurgulayip izliyorlar. her iki kurgucu da en son haliyle filmi hemfikir olarak cok begeniyorlar.
Daha sonra yonetmen odaya giriyor. Ona da yeni ve daha etkileyici halini gosteriyorlar. Yonetmen, olmamis, eski haline getirin diyor. Kurgucular da filmi eski haline getiriyorlar ve eski halini izledikten sonra, evet bu eski hali daha iyi oldu seklinde sahte ve yalaka bir hemfikir olusturuyorlar.
Filmin altindaki yorumlar ise hep kurguculari savunur konumundaydi ve de filmlerin cogunda hep boyle daha becerikli kurgucularla, beceriksiz yonetmenlere cok rastlandigindan bahsediyorlardi.
Ya siz bu konuda neler dusunuyorsunuz?
Durum aynı öyledir. Kurgu kendi içinde bir sanattır. Yalnız burada sözkonusu olan durum filmin son halini kafasında canlandıran yönetmen olduğu için onun dediğinin yapılmasının esas olmasıdır. Yani verdiğiniz örnekte anlatılan durum gerçek olduğu halde aslında yönetmen kendi görüşünce filmin daha basit olmasını istemiş, daha "düz" olarak da anlaşılmasını istemiş olabilir. Sanatsal olarak bakınca kurgucu orada hüner göstermiş ama yönetmen orada biraz daha yapımcı ya da daha doğrudan izleyiciye uygun bir durum öngörmüş olabilir. Film sektöründe hergün yaşanan durumlar bunlar sonuçta. Aynısı filmin diğer tüm emekçileri için de geçerlidir. Yani sanat yönetmeni ya da sesçi de aynı durumda kalır. Hatta yönetmen de yapımcı karşınsında aynı durumdadır. İstemediği halde (adı büyük değilse ve arkasında destek yoksa) tamamen yapımcının isteğine göre davranmak durumunda. Yapımcı filmin satması için filanca kişiyi de sokmak durumundayız der geçer. Film o olmadan hazırlanma aşamasına gelmiştir ama olmaz; metin tekrar yazılır, hariçten karakter ya da olay sokulur. Kısacası film sektörü çok büyük rakamların döndüğü ve bu nedenle de piyasa beklentilerinin oldukça ön planda olduğu bir sektör. O kadar milyonu koyan adam parasını çıkarmak istiyor. Bazen sanatçılar da bu makinenin dişlileri arasında öğütülmeden varolmaya çabalıyorlar. O yönetmen belki de kurgucunun yaptığının daha iyi olduğu bilinci ile öyle davranmış olabilir.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.