bence sessiz filmden sesli filme, siyah beyazdan renkliye geçme gibi bir evredir ama şu an daha çok yeni (yaygınlık açısından) olduğu için bir nevi oyuncak gibi kullanılmakta. olgunlaştıkça sinemanın gücünü arttıracaktır.

bence sessiz filmden sesli filme, siyah beyazdan renkliye geçme gibi bir evredir ama şu an daha çok yeni (yaygınlık açısından) olduğu için bir nevi oyuncak gibi kullanılmakta. olgunlaştıkça sinemanın gücünü arttıracaktır.

Olayın özeti buna yakın. Ekleyecek fazla birşey yok.

Şuan ki 3d teknolojisi gerçek 3d olmadığı için 2d sinemaya değişebileceğim birşey değil. Arasında 10 cm boşluk bırakarak
iki objektifin çektiği yapay 3d görüntüsü sinematografiye ne katabilir ki? Derinlik yok. Şuan ki teknolojisi olsa olsa 2.5d olur. Düzelttim 2.25d 🙂

Geleceğin sineması (Bilim Kurgu) : Daha ilerisi de 3 boyutlu havaya yansıtılan gerçek histogram görüntü olacak sanırım, gerçek 3d de budur zaten.

Kayıt cihazı olarak merkezden çevreye 360 derece ışın yayıp yansıyan ışınlardan cisimlerin en, boy, derinlik, uzaklık, doku bilgilerini kaydeden
bir kayıt cihazı olabilir yansıyan ışınların dalga boyundan renk bilgisini de elde etmek mümkün bu şekilde ortam gerçek 3 boyut olarak kaydedilebilir. Sorun ışınların
doğrusal ilerlemesi, ışınları ortamın derinliğini (arkasını) de ölçecek biçimde eğimli gönderilip yine eğimli yansıması sağlanırsa belki mümkün olabilir. (fizik kurallarına aykırı)
Farklı açılardan aynı anda çok kayıt yapılarak da sorunun önüne geçilebilir.

İkinci sorun kaydedilen ortamın havaya 3 boyutlu yansıtılması, gözümüzün gördüğü normal ışınlar havadan yansımaz ama özel şeffaf gaz gibi birşey
kullanılarak belki yansıtılabilir.

Bu teknolojiye erişebilirsek bütün film sahnesi evimdeki odada yaşanıyormuş gibi gerçeklik hissi verebilir. Bu da gerçek dünyadan 2d perdeye aktarılan yapay sinemadan
daha gerçekçi ve etkileyici, işte bu olursa o zaman sinemada devrim olur.

Sorunun kendisinde yatan alt söylemin "değildir" olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Yani yaklaşık 100 yıl önceye gitsek ve "sesli filmler sinema mıdır?" diye bir soru duysak herhalde bunu soran adamın bu yeni gelişmeyi hoş karşılamadığını anlarız. O nedenle bir anlamda soran arkadaş kendi cevabını da vermiş.

Geçenlerde The Artist filmini izledim FilmEkimi'nde ve bu konunun aynı geçmişte yaşanan tartışması üzerine çekilmiş bir film. Sesli sinema, sinema değildir gibi. Buna karşılık olarak da bir de anti tez sunuluyor filmde, her ne kadar sessiz sinema yönetmenlerin, oyuncuların, sinematografların ve hatta senaristlerin sinematografiyi sonuna kadar kullanmalarını hatta geliştirmelerini zorunlu bıraksa da özellikle oyuncular açısından yapay ve gerçek dışı bir oyunculuk ön plana çıkartıyor. Ve sesli sinema da kendi avantajı olarak bu yapaylığı yok etmeyi görüyor. Ayrıca bu filmde 3D değil, 5D sinema o yüzden tartışma çok daha fazla derinleşiyor. Yani arada önce 3D sinema mıdır değil midir diye tartışmak gerekiyor ki onun sonucuna göre 5D'ye geçelim.

Ben bu konuda da James Cameron'a katılıyorum. Ta Avatar çıkmadan önce izleyiciler çok muazzam bir tecrübe edinmedikleri sürece 3D filme gitmek istemeyeceklerdir. Keza geçen gün Hürriyet Sinema'da okuduğum bir haberde dünya çapında 2011 yılında 3D filmlere olan talep azalmış, filmler ve gösterimler artarken, toplam izleyici sayısı bir hayli düşmüş. Çünkü artık -özellikle animasyon filmler- ekstradan 3-5 TL daha kazanmak için -ve kendilerince de filmi 3D olarak renderlamak çok zor olmadığı için- her şeyi 3D olarak piyasaya sürmeye başladı. Neredeyse içinde hiç aksiyon vs. barındırmayan filmler bile 3D olabiliyor. Ki aslında 3D'nin özelliği aksiyonun heyecanını 4-5 katına çıkarmak, keza Avatar'da da bu yapıldı, filmde izleyici olmaktan çıktınız adeta filmin bir parçası haline geldiniz.

Lakin bu şekilde yapılsın, yapılmasın ister 3D, ister 5D olsun olmasın bence buna karar vermek bizim harcımız değil. İnsanlarda genel olarak görülen şey -özellikle kendi yaptığı iş söz konusu olunca- biraz yüceltmeye gitmektir. Bak o yapıyor ama doğru değil, onlar yanlış yapıyor, onlar aslında şunu bilmiyor vs. gibi sözleri çöpçülükten genetik mühendisliğine kadar her iş alanında duyabilirsiniz, özellikle de Türkiye'de. Sinemacılar Lars von Trier, Nuri Bilge Ceylan takılır ama 3D'ye, 5D'ye, Hollywood'a b*k atar. Müzisyenler Beethoven, Mozart dinler ama şu andaki şarkıcılara b*k atar. Ama söz konusu kendi işleri dışına taşınca sinemacılar da gayet gidip Rihanna ve Pitbull dinlerler yada en fazla Mozart'ın Beethoven'ın 70 dk'lık senfonilerini değil 3-5 dakikalık bölümleri mp3'e atıp dinlerler. Yani eleştirmeyi bırakalım yada devam edeceksek en azından destekli konuşalım. Eğer sanat sanat içindir diyorsak bu sadece sinema için geçerli olamaz müzik, heykel, resim vs. hepsinde geçerli olmalıdır yok eğer sadece konuşmak için konuşuyorsak da hiç konuşmamalıyız.

Boşuna atasözü dememişler "Zevkler ve renkler tartışılmaz" diye. Evet sinemanın bazı kuralları var lakin bunlar da yine genel veya elit zevklere göre şekillenen kurallar. Sinema da dahil olmak üzere tüm ama tüm sanat dalları aslında bir nevi Psikoloji üzerine araştırma yapmak demektir. Bir sanat ortaya çıkardığınızda bu aslında popüler veya elit toplum psikolojisi üzerine hazırladığınız bir üründür.

Ayrıca bu tür 5D sinema diye geçen yerlerin kullandığı kliplerin de film olma gibi bir derdi yok ki, eğlence sektöründe insanları eğlendirmeyi kendine vazife edinmiş bir unsur sadece. Bunlara sinema denmesinin sebebi de sinemanın aynı zamanda film gösterimi yapılan yer anlamına gelmesi de olabilir veya ana unsurunun görsel olması da. Lakin buna sinema denmesi bu sanatı ne yüceltir ne de alçaltır.

Bu arada bu kızgınlığım konuyu açan arkadaş değil yanlış anlaşılmasın, onun sorusu bambaşka çünkü. Benim kızgınlığım bunu tartışmadan konuşmadan karar merciini kendi gören "entel" takımı. Çünkü insanlar -özellikle de bizim insanımız- konuşmayı çok sever, konuştuğunda dolu mu konuşur boş mu umurunda olmaz. Sokaktaki bakkalın bile Atom hakkında söyleyeceği bir şey çıkar. Ama bunlar ne kadar doludur işte önemli olan nokta bu.

Not: Bu arada videoya tekrar baktım 5D değil 7D'ymiş hatta.

3d Olayı sinemaya ne katmaktadır? Bu teknolojinin sinematografi için kullanıldığını göreniniz var mıdır?

Böyle mi olacak ileride sinema yani, bu mudur?
Neden olmasın..

Lakin bu şekilde yapılsın, yapılmasın ister 3D, ister 5D olsun olmasın bence buna karar vermek bizim harcımız değil.

Buna karar vermek gayette bizim harcımız önümüze konan şey 3d adı altında uyduruk bir şey. Hatta 3d nin şuan insanlara yeni televizyon satmak
için ticari bir pazarlama olduğunu düşünüyorum.
Sinemacılar Lars von Trier, Nuri Bilge Ceylan takılır ama 3D'ye, 5D'ye, Hollywood'a b*k atar.

Lars von Trieri, Nuri Bilge Ceylanı sevmesemde 3d ye 5d ye ve bir sürü hollywood filmine b*k atarım. Bu en doğal hakkım. İnsan her zaman daha iyisini ister.
Elindekilerle yetinirse eleştirmezse yerinde sayar. 3d ye karşı değilim ama, şuan ki 3d dedikleri şey ham olgunlaşmamış bir teknoloji, daha iyisine ulaşmak için
basamak olarak görüyorum.
Eğer sanat sanat içindir diyorsak bu sadece sinema için geçerli olamaz müzik, heykel, resim vs. hepsinde geçerli olmalıdır yok eğer sadece
konuşmak için konuşuyorsak da hiç konuşmamalıyız.

Sanat sanat içindir demesemde, şuan ki 3d teknolojisini eleştiriyorum ve konuşuyorum. Bizim harcımız olmayan asıl şey bu işte kimin konuşup kimin konuşmayacağına
karar vermek. Bırak konuşsun dursun, beğenmiyorsan s*ktir çalar dinlemezsin, okumazsın.
Benim kızgınlığım bunu tartışmadan konuşmadan karar merciini kendi gören "entel" takımı.

Kendimi entel olarak görmüyorum kendimi karar mercisi olarakta görmüyorum kişisel fikrim şuan ki 3d nin iyi olmadığıdır. Kendine entel diyen peh bu ne 3d sinema mı
diyen insanlardan bende haz etmiyorum ama daha iyisini istediğim için eleştiriyorum. Kararı verecek olan seyircidir. Sen kendinde demişsin 2011 de 3d filmlerin izleyici
sayısı düştü diye oyuncak gibi kullanılıyor şuan bu teknoloji, asıl amaç para para para, nasıl daha fazla kazanabilirim, insanları nasıl daha çok yolarım mantığı var, amaç
kalite değil, insanları daha fazla eğlendirmek değil, para.
İinsanlar -özellikle de bizim insanımız- konuşmayı çok sever, konuştuğunda dolu mu konuşur boş mu umurunda olmaz. Sokaktaki bakkalın bile
Atom hakkında söyleyeceği bir şey çıkar. Ama bunlar ne kadar doludur işte önemli olan nokta bu.

Atom matom diye dalga geçtiğin benim yazdığımsa yazının başında bilim kurgu diye yazmıştım dolu mu boş mu orası kendi kişisel görüşün.
Not: Bu arada videoya tekrar baktım 5D değil 7D'ymiş hatta.

Yineliyorum 2.25d. Mal gibi önüme her sunulanı beğenmek zorunda değilim eleştiri olsun diyede herşeyi eleştiren birisi değilim.

Bu yazdıklarımıda niye yazdın diye soracak olursan kendi yazıma inceden iğneleme yaptığını düşündüğüm için. Son olarak 3d Sinema mıdır?
Evet sinemadır ama sinemaya şuan için bir şey katmamıştır. Şuan ki 3d daha fazla para kazanmak için bir kılıftır.

Bu arada yazdıklarım sana da bu başlıktaki başka kimseye de değildi, açıkçası ben bir tek başlığı açan arkadaşın yazısını gördüm daha önce başkalarına dolduğum için içimi döktüm. Sen üstüne alınınca bir bakayım dedim sen ne yazmışsın diye -ben yazdıktan sonra değiştirmişsin ne yazdığı daha önce yazdıkların ne kadar değişik bilemem ama- sen işin teknik detaylarından bahsetmişsin, sinematografi veya başka bir şeyden bahsetmemişsin, yani yazdıklarımın neresine alındın onu anlamadım. Öte yandan cevap vermem gerekirse ben "kendi fikrin olamaz" diye bahsetmedim, keza yazdıklarımı doğru düzgün okursan anlarsın "zevkler ve renkler tartışılmaz" beğenmemek ve sevmemek ayrı konu bu kötüdür, olmaz demek ayrı konu. Sen beğenmiyorsun ve sana zevk vermiyor, çoğusu bana da vermiyor ama çocuklar ve bazı kesim bu tür filmlere bayılıyor (Sadece 3D değil 5D,6D,7... vs.) yani kendine has bir kitlesi var. Ve tanrı vb. bir şey olmadığımız sürece işin hakikatını bilemeyeceğimizden ötürü ancak kendi gerçeklerimizi yaratır ve onlara göre yaşarız. Bu noktada yapılacak en doğru şey de bunu kabul etmektir.

Hollywood'daki en boktan filme iyi de diyebilirsin en iyi filme bok gibi de diyebilirsin, benim buna dediğim bir şey yok. Tekrar ve tekrar belirtiyorum "zevkler ve renkler" ama bunun şahsi fikrin olduğunu unutmadan eleştirmek lazım.

Neyse tek tek yazdıklarına bir cevap vermeyeceğim keza derdimi anlamışsındır üstüne de tekrarlıyorum seni geçtim başka kimsenin de yazdığı bir şeyi okumadım keza okusam da sen çatacağım bir şey yazmamışsın ki. Ayrıca benim verdiğim Atom örneğiyle senin bahsettiğin bilim kurgu konusunu bağdaştırmışsın ya tebrik ediyorum.

Bu arada yazdıklarım sana da bu başlıktaki başka kimseye de değildi, açıkçası ben bir tek başlığı açan arkadaşın yazısını gördüm daha önce başkalarına dolduğum için içimi döktüm. Sen üstüne alınınca bir bakayım dedim sen ne yazmışsın diye -ben yazdıktan sonra değiştirmişsin ne yazdığı daha önce yazdıkların ne kadar değişik bilemem ama- sen işin teknik detaylarından bahsetmişsin, sinematografi veya başka bir şeyden bahsetmemişsin, yani yazdıklarımın neresine alındın onu anlamadım. Öte yandan cevap vermem gerekirse ben "kendi fikrin olamaz" diye bahsetmedim, keza yazdıklarımı doğru düzgün okursan anlarsın "zevkler ve renkler tartışılmaz" beğenmemek ve sevmemek ayrı konu bu kötüdür, olmaz demek ayrı konu. Sen beğenmiyorsun ve sana zevk vermiyor, çoğusu bana da vermiyor ama çocuklar ve bazı kesim bu tür filmlere bayılıyor (Sadece 3D değil 5D,6D,7... vs.) yani kendine has bir kitlesi var. Ve tanrı vb. bir şey olmadığımız sürece işin hakikatını bilemeyeceğimizden ötürü ancak kendi gerçeklerimizi yaratır ve onlara göre yaşarız. Bu noktada yapılacak en doğru şey de bunu kabul etmektir.

Hollywood'daki en boktan filme iyi de diyebilirsin en iyi filme bok gibi de diyebilirsin, benim buna dediğim bir şey yok. Tekrar ve tekrar belirtiyorum "zevkler ve renkler" ama bunun şahsi fikrin olduğunu unutmadan eleştirmek lazım.

Neyse tek tek yazdıklarına bir cevap vermeyeceğim keza derdimi anlamışsındır üstüne de tekrarlıyorum seni geçtim başka kimsenin de yazdığı bir şeyi okumadım keza okusam da sen çatacağım bir şey yazmamışsın ki. Ayrıca benim verdiğim Atom örneğiyle senin bahsettiğin bilim kurgu konusunu bağdaştırmışsın ya tebrik ediyorum.

3d nin sinematografiye katkısı olmadığını söyledim, yazın 3d yi eleştiren kesimi hedef aldığı için üstüme alındım.
Neyse önemli değil benim hatam. Yazın üzerinden düşüncelerimi söylemiş oldum.
Üstte yazdığım yazıdanda gereksiz 2-3 kelime çıkarttım orijinalinden farklı değil.

Açıkçası şu ana kadar, 3D filmlerde "anaa üstümüze geldi la" hoplamaları dışında, beni sinematografik olarak etkileyen bir açı görmedim. Sıkıntım budur.

Yani bu teknolojiyi sinematografinin günümüzdeki öncüleri kabul ettiğimiz ustalar neden kullanmıyorlar hiç de sadece box office yönetmenleri ile sınırlı kalıyor... Bence esas cevap burada saklı... Ses durumundan da farkı budur...

3D'ye teknik olarak neden karşı olayım, tek gözümü kapatıp yaşamıyorum ki. Sadece sinema görselliğine, "eğlenceli birkaç an" dışında ne katıyor bunu sorguluyorum...

sevgiler

Açıkçası şu ana kadar, 3D filmlerde "anaa üstümüze geldi la" hoplamaları dışında, beni sinematografik olarak etkileyen bir açı görmedim. Sıkıntım budur.

Yani bu teknolojiyi sinematografinin günümüzdeki öncüleri kabul ettiğimiz ustalar neden kullanmıyorlar hiç de sadece box office yönetmenleri ile sınırlı kalıyor... Bence esas cevap burada saklı... Ses durumundan da farkı budur...

3D'ye teknik olarak neden karşı olayım, tek gözümü kapatıp yaşamıyorum ki. Sadece sinema görselliğine, "eğlenceli birkaç an" dışında ne katıyor bunu sorguluyorum...

sevgiler

Wim Wenders'in bir filmi var 3D. İzlemedim, ama çok iyi olduğu söyleniyor görsel ve sinematografik açıdan. Sanırım bir dans belgeseliydi:

http://www.imdb.com/title/tt1440266/ " onclick="window.open(this.href);return false;