Forum

FF'in çalışkan, sin...
 

FF'in çalışkan, sinemasever, yaratıcı genç üyeleri nerdeler?

23 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
8,521 Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

25 Mart 2009'da foruma aktif olarak katılmışım, gittim baktım. Öncesi de var aslında tanışıklığımızın ya da forumdaşlığımızın. TOplamda çok rahat 6-7 yıl. Ki ben ortama, en köklü üyelerden 2 yıl sonra falan katılmışım. Yani buradaki ortamın kurluşunun en az 9 yıl öncesine uzandığını söyleyebiliriz. O zamanlar sümüğü akan, donunu toplayamayan (küçültücü anlamda söylemiyorum, normal olarak) kişiler şimdi film çekiyor.

O kadar çok konuştuk, tartıştık, bilgi alışverişinde bulunduk ki rakamlara dökmek olanaksız. Bİrlikte yapılan işler bir yana bazılarımız dost arkadaş olduk. Birbirimizin evlerine gittik kaldık, mutluluklarına üzüntülerine ortak olduk. Ortama kıyısından katılan ve hiç merkeze doğru yol almayan çok sayıda üyesi oldu tabii ki, normaldir. Ama yüzünü görmediğimiz, sesini duymadığımız, adını bile bilmediğimiz sayısız insanla babamızla konuşmadığımız kadar konuştuk burada. Zaten belki de gönlümüzden geçenleri babamızla bile konuşamadığımız için buradayız...

İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış, güzel ya da çirkin içimizde biriktirip dışa vuramadığımız çok fazla şeyi bu foruma yazdık. Eş dost arkadaş tamam ama doya doya sinema konuşmak, birçoğumuz için günlük hayatta rahatça yapamadığımız birşey. Ve açtık buna. Hâlâ da öyleyiz. Tanıştığım hemen herkes bunu söylemiştir. Sanat ve sinema fakiri bir ülkeyiz, birçoğumuzun çevresinde sinema konuşan insanlar yok. Birçoğumuz için bu bir ihtiyaç. Hem de büyük bir ihtiyaç. Çünkü sinema konuşurken asla sadece sinema konuşmazsınız. Hayatı konuşursunuz. Geleceğe Dönüşle büyüyen bir kitlenin sohbeti, Zemeckis'in güzel kadrajları üzerine değildir, çocukluğa ait gerçekleşmeyen hayaller üzerinedir. Örnekleri arttırmama gerek yok, sinema konuşmak, kimileri için gerçek bir ihtiyaçtır. Hayaller, korkular, hedefler, üzüntüler ve tüm bunlara tutturulan bir bakış açısıdır sinema.

E haliyle her ortamın ve topluluğun önde gelenleri vardır. Bizim ortamın da vardı ve ben de o grubun içine dâhil oldum. Ve her fırsatta söylediğim ve söylemeye devam edebileceğim gibi bizi ortamın önde gelenleri yapan şey, akıllı, zeki, yetenekli, iyi sevişir falan olmamız değildi, bakmayın kimilerinin bize böyle muamele yaptığına. Bizi önde gelen yapan şey, (sinema aşkının ortak özellik olduğunu varsayaraktan) forumun genel üye profiline göre sinemayla daha fazla iştigal etmiş ve ediyor olmamız, bundan dolayı da daha tecrübeli, bilgili olmamızdı, bu kadar. Yani örneğin ben 34 yaşındayım şu an. Ve yaşım itibari ile birçok üyeye göre haliyle daha fazla sinema okudum, araştırma yaptım ve en önemlisi sinema üzerine daha fazla kafa yordum. Ve biriktirdiklerimi foruma boşalttım, bu kadar. Ne oldu? Görkem, Görkem Hoca oldu. Burada benden daha bilgili bir ALi, iki Veli, bir Abidin bir de Müjgan olsaydı onlar hoca muamelesi görürdü, ben yine sadece Görkem olurdum. Gayet basit bir denklem. (Bazıları gibi) Kendimi Tarkovski gibi hissetmememe olanak veren şey bu çoook basit gerçeği taa en başında fark etmiş olmak. Ama onlar burada yok ve bu nedenle ortamı sürükleyen birkaç kişiden biri olmak bana düştü. Hâlâ da düşüyor. Şu an bana hocam diyen birileri, 1 yıl kapanıp sinema okusa belki seneye ona ben hocam derim. Gayet normal...

Ve pis bir konum ve yükümlülük bu. Tarkovski değilsin, bir anda birileri gelip senin tüm façanı bozabilir olduğundan kimseye hava basamıyorsun, haddini bilmen lazım, ortamdaki kızları kapamıyorsun (bunlar mecaz hep, dayak yemeyelim durduk yere!) ama ortamın önde gelenlerindensin ve eşek gibi konumunun gerekliliklerini yerine getirmek zorundasın. Yani herkese yardım edeceksin ama saygı görmeyeceksin. Bir üye, bir başlıkta sana "aslansın, gaplansın, iyi ki varsın!" diyecek, diğer başlıkta hoşuna gitmeyen birşey yazdığın için "sen kimsin ki g.t!" diyecek. (Yemin ediyorum gerçektir bu) Vallahi de billahi de konumumuz budur!

Eh, bu "orantısız güç kullanımı"nı da baştan sineye çektik mi? ÇEktik... Bu konumumdan dolayı da birçok kişi bana fikir danıştı, proje yolladı. Face'ten ekleştik falan projeleri konuştuk. Herkese yardımcı olmaya çalıştım. Ve yine (pek sevmem) yemin (etmeyi ama) ediyorum, taraflı bölgenin ince kurgusunu simge durumuna küçültüm "hadi şuna da bişiler yaziim ya, ayıp olmasın" dediğim oldu.

Ama bir süre sonra cidden projelerim yoğunlaştı ve yardım taleplerine cevap vermekte zorlanmaya başladım, kaptım nokyamı, aradım özgürü, "olm olmayacak böyle, ben bi ders hazıriim, çekelim bunu videoya falan, Kadirin Bilalin falan yaptığı gibi atalım nete, millet baksın öğrensin proje hazırlamayı, ne diyon?" dedim. "İyi diyom!" dedi. HAzırladım ben bu dersi.

Ders bitti, 118 sayfa! Çüş! Eeee, bu da normal aslında. Çünkü böylesi bir ders anca 120 sayfa slayta sığar... "Ben de kısa çekebilir miyim lan acep?"ten "- Ses -Akıyo -kamera -akıyo -Oyun!"a kadar herşey... Benzer kaynakları buldum, "iyi ki hazırlamışım lan bu dersi" dedim çünkü bizim ortama zerre faydası olmayacak kaynaklar onlar... "Tamam" dedim. "İyi yaptık!"

Al sana iyi yaptık! Nerde bana o fikir soranlar? NErde "Görkem Abi, birsürü fikrim var, yazamıyorum"cular? Nerde "sence bu sünapses nası?"cılar? Nerde bana 2 sayfa düz yazı yollayıp "senaryoma baksana abi?" diyenler?

Bas bas bağırdım... "Çok çalıştım, bana fikir soranlar için çalıştım, sizin için çalıştım, sorularınızın tümü bu dersin içinde. Yetmezse ben de orada olacağım, sorun konuşalım!" dedim. Kaç kişi geldi? Sıfır! Hiçkimse gelmedi! Ben Ayvalıktan geldim, bana megabayt megabayt proje yollayanlar Kadıköyden Mecidiyeköyden bir metrobüse atlayıp gelmediler... Tek bir kişi geldi, Hasan Hüseyin Kayhan geldi, o da arkadaşımdır zaten. Ki o adamın da senaristlik, yönetmenlik falan gibi planları yoktur, onu numara da adamdır, "yeterince yetenekli değilim, bunun farkındayım, öyle planlarım yok, ben de yapabileceğim şeye, makyaja yöneldim" demiştir bana ve işini harika yapar, o nedenle başka şehirlerden çağırılan, aranan bir adam haline gelmiştir. Daha bir sürü de iyi iş yapacaktır eminim. Derse bana saygısından geldi, sağolsun...

BEnim kendi öğrencilerim yine oradaydı. "Sap gibi kaldım kürsüde, kimseler yoktu!" diye yazmıyorum bunları. Bahçelievlerin kendi kursiyerleri oradaydı, ben yine paşa paşa anlattım dersimi, 5 saatten fazla sürdü ve çok keyifliydi. Benim için de kursiyer arkadaşlar için de. Tecrübelerimden biliyorum, her derste ufaktan uyuklayanlar olur ara ara, bu derste olmadı, herkes şahin gibiydi şerefsizim! Herkes dersin sunusunu istedi, e-postalarını bir kağıtta toplayıp bana verdiler, "hocam lütfen sunuyu yollayın bize" dediler. Yolladım da. O enerjiyi görmek beni çok mutlu etti. Bildiklerimi, biriktirdiklerimi paylaştım çünkü ve o arkadaşlara faydalı oldu öğrendiğim herşey. Aralarında sinema okumuş kişiler de var ve "hocam senden aldıklarımızı biz okulda alamıyoruz" diyenler oldu.

Ama Bahçelievlerin hocası olarak oradaydım ben. Nerde FF? Nerde film fabrikası tayfası? Nerde Görkem abiciler? Aslansın, gaplansın diyenler? Yıllardır proje konuştuğum insanlar nerde? "Derste bunu işliyorum, şimdi kısaca anlatiim" dediğimde "dersine mutlaka geleceğim!" diyenler nerde? Ben 6 aydır bahçelievlerin hocasıyım ama yıllardır forumun üyesiyim. Nerde benim forumcu dostlarım? Ben bana "hocam" olarak değil, "Görkem Abi" hatta sadece "Görkem" olarak hitap edecek kişileri görmek istedim orada...

Ve... yıllardır bana en az 100 tane proje danışıldı diyorum ya. Kaç tanesinin çekildiğini gördüm biliyor musnuz? Yİne sıfır! A-a! Hani ulan o enerji? Hani parlak fikirler? Nerde bu Tarkovskiler? Hani Erkan'ın ...Mış Gibisi'ne, Eray'ın İkilem'ine, Özgürün Ev Sahibim'ine, Uğurun Zaaf'ına laf sokanlar, burun bükenler, "olmamış!" diyenler?

Yalan mıydı tüm bu enerji, heves? Biz kendi projelerimizi, işimizi gücümüzü erteleyip forumu dolduruyoruz, bildiğimizi paylaşıyoruz da çabalarımız birileri kendini amatör sinemacı gibi hissetsin diye mi? Kimsenin gerçekten birşeyler öğrenmeye, çekmeye niyeti yok mu yoksa? Ortamda konuşulanlar devasa bir trip yumağı mı? Noluyor lan burada? Sinema okullarında alamayacağınız birçok şey bu forumun başlıklarında tuğla gibi yatıyor! Sırf can sıkıntısından mı tıklanıyor o başlıklar?

Kısa bir şey daha söyleyeyim; şöyle bir fikir gelebilir akıllara “Biz sana zorla mı yazdırıyoruz kardeşim. Kendin yazıp atıyorsun foruma” Evet, başta böyleydi ama sonra işler değşti. “Görkem Abi, bu benim filmimin linki, izleyip bir inceleme yazarsan çok sevinirim”e vardı olay. Yani kimse bana borçlu değildi evet, ben zaten sevdiğim ve hoşlandığım için yazıyordum foruma ama sonraları bu bir yükümlülük haline geldi. Ben bu bana verilen bu sorumluluğu (aynen bu kelimeyi kullanmışımdır daha önce) üstlenmeye çalıştım. Bildiğiniz emek verdim. Kafa patlattım. E kusura bakmayın, benden bu kadar mesai ve iş isteniyor ise bir parça karşılık beklemek de hakkımdır. Bu karşılık da nedir? Tek bir şey: “Ortaya iyi iş çıksın!” Bu kadar… Ama yok işte… Demek k boşa uğraşmışız… Boşa yardım etmişiz o kadar üyeye…

10 kişi dersime gelmedi diye mi tüm bu sitem? Hayır... Bu sitem, bardağı taşıran son damla... Günlerce konuşulan projelerin çekilmemesi, gevezeliklerin altından birşeylerin çıkmaması vs.den sonra forumdan kimsenin gelmemesi birşeylerin gerçek yüzünü gösterdi bana. "Gerçekten proje arayan arıyorum" diye bir başlık açtım ben bu foruma... Birçok üyenin içinin boş olduğunu gösterir özellikteydi oradaki sitem. BEn bu dersi yine vereceğim. Bursa, Ankara ve İzmirden davet aldım. Tarihler falan belli değil, organizasyon gerekiyor elbette bu tip işler için. Ben yine bildiklerimi paylaşacağım, para pul beklentim de yok, hiç olmadı zaten. Ama artık FF'Te asla duyurmayacağım vereceğim dersleri. Çünkü ben de, benim öğreteceklerim de kimsenin umrunda değil. Bana gelen tüm o "projeme yardım etsene"ler de yalanmış. Çünkü ortada ne bir iş var, ne gerçekten birşeyler çekme hevesi ne de birşeyler öğrenme hevesi.

Görkem kırıldı diye forumun sonu mu gelir? Tabii ki hayır. Ülkede kısa film üretimimi durur? Puhaha! Tek bir şey olur. Görkem artık “herkese elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım” demez. Bildiğim kadarı ile forumda zaten bu şekilde sıkça ve sınırsızca proje danışılan bir ben vardım, artık bu kapı kapanmıştır. Enerjimi daha doğru yerlere kanalize etmem daha doğru olacaktır…

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 27/06/2012 2:37 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

forumu okumaya başlayalı 3 ay kadar oluyor, bu kırılmışlığı farketmediğim tek bir başlık olmamıştı, eskilerin ortada olmayışı bunu destekler nitelikteydi...bence anladığın şeyde de aldığın kararda da haklısın, umarım enerjini onu hakedenlerle paylaşırsın...üzüldüm üzülmene ama anladığın şey için sevindim...saygılar...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 27/06/2012 3:19 am
(@copen)
Gönderi: 0
 

Üstada öncelikle Ankara'ya bekliyorum. Ben bu forumda senin kadar eski değilim hatta çok yeni sayılırım,

Kırılmana ve çabalarının sonuçsuz gibi sana hissetirmesine üzüldüm. Senin boyle bir kaygın ya da yazdıklarından boyle anlaşılmadığını biliyorum ama o burukluk nedir bilirim. İnsan "üzgün mü? sinirli mi?" bir türlü karar veremez. Ben buna "burukluk" diyorum belkide yanlış bir kelime seçiyorum. Ama malesef diğer bütün koularda sana katılıyorum. Malesef ki malesefler bitmiyor, çalışmayı sevmiyoruz, şıp sevdiyiz, bir başarıyı-bir populer durumu - birini görünce özeniyoruz ve daha o, oraya nasıl geldi, ne gibi yollardan geçti demeden hemen samimiyet kurmaya hemen onun yerine geçmeye, öyle davranmaya çalışıyoruz. "House" dizisinde house'un söylediği bir şey var (kimseyi incitmek istemem ama ) "maymun öğrenmez taklit eder" diyor. Bu durumu o kadar çok yaşadım ki ve halende yaşıyorum çevremde inan bıkkınlıktan face, twitter vs sosyal paylaşım kullanamaz kimseye samimiyet gösteremez durumlara kadar düştüm. Yanlız tabi işin şöyle bir tarafıda var "baba bizde rahat durmuyoruz" içimizde geçeni paylaşmak istiyoruz, faydalı olalım istiyoruz. Benim şimdi düşündüğüm tek şey istatistiki durumda hata yapıyoruz bence. Çünkü sanıyoruz ki bir fayda sağlarız %90 sebeplenir, ama sanırım oran %1-2 lerde :(( Olsun diyorum.

Bir de vazgeçtiğim şeylerden diğeri eskiden daha sakin bir adamdım, simdi doğru kelimeleri doğru ifadeyle söylemeketen vazgeçtim. Yine edep kurallarını çiğnemiyorum ama iş konusunda yanıma gelene yardım isteyene, koşulları başta belirtiyorum.

Daha yazacaklarım var ama şu an belgesel montajı yapıyorum harıl harıl, senarist başımın etini yiyor :))) daha sonra devam ederim...

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 27/06/2012 3:39 am
(@muhammeta)
Gönderi: 0
 

Bir şeyler öğrenme niyeti olanlar yine ne yapar eder sizi veya öğrenmesi gerekeni bir şekilde bulur. Kendinizi bu şekilde iyi hissedecekseniz tabi ki öyle yapmalısın. İnsanın emeklerinin boşa gittiğini görmesi kadar acı veren az şey vardır. Fakat hocam, birilerinin sizden bir şeyler kaptığını hissetmeniz için illa burada kelimelere dökmesine gerek yok. Üye olmayıp, benim gibi yeni yeni yazmaya başlayan, fakat forumda çok sayıda insandan bir hayli fikir alan fazlasıyla insan var bunu bilin. Neler oluyor burada diye başlayıp konudan konuya zıplayıp, içimizdeki sinema aşkına uzanıp dokunabildiysek sizin gibilerinin emeğiyle olmuştur. Bir yerlerden başlamamız gerektiğine karar verdik ve böylece hayallerimiz şekillendirmeye başladık. Sonuçta artık buradaki teorik fikirlerin pratiğe dökümü aşamasına geldik. Ben yazdığınız uzun yazıdan en çok, sinema konuşmanın hayatı konuşmak olduğu tespitinizi beğendim. Ve bu cümlenizle bile yine bizlere bir şeyler vererek gittiğinizin farkında olun.

"Su Akar, Yatağını Bulur."

 
Gönderildi : 27/06/2012 3:42 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Burda anlaşılmayan bişeyler var. Bir yanda yap ulan yap güruhu bir yanda da hadi yapalım ama nasıl yapalım, bir süre sonra da amaan banane güruhu. biraz haşarı bunlar yapacaz derler bi bk yapmazlar. nedir kimdir amaçları ne vs. bu bakış açısı benim değil.
ama işin aslı öyle değil. yani 1. kısımdaki güruh bence biraz fazla abartıyor. anlayamamış galiba. kimse yapmak istediği bir şeyi sırf laf olsun diye ortaya sunmuyor ve sonradan kaçmıyor. bunun en kısaca açıklaması şartlar oluşmuyor. yargılarınız çok acımasız ve çok gereksiz. aşağılayıcı. su isteyen kedilerin önüne bir kap koyup da hadi lan niye içmiyosunla aynı şey. kimse kedi değil. kimse öğrenci değil. kimse hoca da değil. bu sıfatları kimse takmamalı. belirli projelerden iş çıkmaması projeyi başlatan arkadaşlarn suçu değil. anlamak istemediğiniz şu anki yaşantılarımız. iş güç kısıtlı zaman. ekip eksikliği projenin hayata geçirileceği mekan oyuncu ekipman vs yoksunluğu. ne adamlar gördük çekim günü telefonlarını açmayıp haber alınamayan. 10 kişiyi ölece bırakan satıcılar. sen evet dedin de bu sorunu halletti mi. sen yeterlimisin. diğerleri nolacak. herşey eksik. hiç bişey tam değil. en önemlisi bu mesleğimiz değil. idealizm bu. ama parasız idealism olmuyor. baba parası yok ki çalışmayalım da %100 adapte olalım ama olmuyor. birşeylere eleştiri yapmadan önce bunları da düşünmek lazım. ama kopamıyoruz. bu işi kaldıramayacağımızı bildiğimiz halde kopamıyoruz. bir de üstüne üstlük rahatlardan laf işitiyoruz 😀 benim eleştirim bu kadar rahatsın da senden neden iş çıkmıyor. çıkan işler de tatmin ediyor mu. hep böyle mi devam edecek. burda herkes kurgucu herkes yönetmen herkes kameraman herkes ışıkçı herkes senarist herkes bu işin mutfağında. ama en çok eleştirdiğiniz Nuri Bilge burda değil. ama gerçek anlamda birşeyler yapıyor. NB yi tartışmayalım lütfen bu sadece bir örnek. yapılacak iş budur. bunu yap. sonuç olarak neden bişeyler yapılamıyo diye sorma kendin bul. eğer açı farkı varsa bu senin şansın. ama emin ol biz çok şanssızız.

 
Gönderildi : 27/06/2012 7:09 am
(@copen)
Gönderi: 0
 

Vlad biraz acı konusacağım, hani "dost acı söyler " hakkımı kullanacağım sana 🙂

yazılarını ilgiyle takip ediyorum genelde 🙂 ama bu mesajını asla kabul edilemez buluyorum. Ayrıca baba parası olan bir çok adam tanıyorum luks bir araba ile 2-3 tur atıp mahallenin bakkalı onunde arabanın içinde bir kaç bira yuvarlamaktan başka kafaları çalışmayan. Ama baba parası olupta faydalı bir hobisi ya da meslek edinme yada kimliğini babasının parası haric bir yönde var etme çabası olan adam sayısınında az olduğunu biliyorum. Ama kalkıpta iş güç var kısıtlı zaman var diyorsan biraz da edepli olacaksın , ayrıca gönüllü olarak iş yapan, yapmak isteyen bu konuda birazda haklı olarak kırılganlık yaşayan adama ve işinede saygı ve birazda empati ( merhamet ) göstereceksin.

Ayrıca yazdığın yaşam standartlarından bu fikir şekliyle malesef kurtulmak mümkün değil. Biraz cesaret birazda çalışmak be abi.. Sadece film cekmek için değil... Sen paranı kazanmak zorunda olduğun işe de böyle bakıyorsan sıkıntı var . Herkesin butceside işide cekeceği filmde kendisine ama sen baska bir işte çalışıyorsun hayatını kazanmak için ben de bu sektorde işte çalışıyorum diye senden ne daha üstünüm, ne de daha alt seviyedeyim. Sevgi hocam sevgi burada bizi bir arada tutan ama benim seni ya da senin bilmem kime olan sevgin değil. Sinemaya filme videoya, hayatı başka turlu bir biçimde görüp baska turlu bir bicimde birilerine gostermeye olan sevgimiz. Eeeeee insan sevince bunlar ne bicim bahaneler üstad. Sen bir kızı sevsen bunları bahane olarak soyleyebilirmisin. 1 saat yagmur altında bekler aç suzuz normalde yürümediğin üşendiğin mesafeyi koşar adımla buz gibi soğukta gidersin, engel tanımassın dimi. Gitmedik mi? dedik mi seni seviyorum ama gelemedim cunku hava soguktu arkadaş beni alacaktı arabayla ama o da telini kapattı şerefsiz sözünü tutmadı kusura bakma diye... Kız sana naz yapınca da onu azarlayacakmıydın " sen ben nasıl yaşıyorum biliyormusun?" diye.... aynı örneğimi verecektin biz ne kediyiz ne de sabancının oğluyuz diye????

Allah'tan sinema forumdayız da olayları senaryo örnekleri ile anlatabiliyoruz:)

Umuyorum bir projede için yakında tanışacağız... Bunları yüz yüze konusuruz bak bakalım bizim hayatımız nasılmış feda ettiklerimiz neymiş, aldığımız üstlendiğimiz riskler nasılmış...Kimse bedavaya bir şeye sahip olmuyor inan zenginide fakiride...

Para pul bazen gider bazen gelir giderkende sormaz sen gerizaklımısın diye gelirkende sormaz...

Saygı sevgi bilgi tecrübe öylemi abi..

Bir giderlerse bir daha dönmezler yanarsın valla yanarız....

Bu arada affola Vlad kusuruma bakma,

Not: 1.nuri bilge'nin ya da başka ünlü birinin aramızda olması durumunda kendini ifşa edecek kadar gerizekalı olduklarını gerçekten düşünüyor musun ( burası sinema forumu pop muzik forumu değil )?????...
2. Ben bana sözünü tutmayan adamın gözünün orta yerine bir tane çakıyorum (ayrıca onu rezil etmekten beter yapıyorum ifşa ediyorum kendimi de bu duruma düşürmemek için çok zor söz alırım ve zor söz veririm o yuzden çevremde çürük adam azdır benim, bende zor çürük duruma düşerim) sen yapıyormusun ?
3. herkes ışıkçı, herkes senarist, herkes yönetmen vs değil yanılıyorsun? Birinin kendini tarif etmesi değil benim onu ( cevresinin onu ) nasıl tarif ettiği önemlidir. Bilen biliyor kimin ne olduğunu kalan ise meraklı kalabalık . Rolde bi yere kadar yapılır merak etme...
4. Kabul edersen abi nasihati " bu işin %90 nı çalışmaktır" hem de nasıl ? sızlanmadan çalışmak ...

Bu yeti yoksa 1 milyon bahane vardır, ve kendini 100km den belli eder....

5. Klasik olacak ama son olarak "insan şansını kendisi yaratır" .
Tamamen gerçek bir olaydır bir arkadaşım var bankada temizlik personeli olarak çalışırken "yeter ulan " dedi sanırım... ekstornıl hukuk okudu, Böyle anlatınca kolay geliyor dimi hem yer sildi hem 5 sene boyunca araba lastiginden daha kalın kitapları hatmetti... Turkiyede cok az kişinin kabul edildiği bir iş pozisyonu sınavla kazandı dönüp bakmadı bile. Konusunda dünyada ki en yuksek 2 yere basvurdu ve birisinden red cevabı aldı diğerine kabul edildi. Film yapmadı ama film gibi bir hayat ve anıları oldu...
Düşün bu adam 7 sene önce yer silen çöp döken çalışma arkadaşları dahil kimsenin görmediği bir adamdı. hayat dediğin şey senin elinde, sağlık sıhhat olsun yeter bir de çalışma yaşama azmi ... Şimdi gel bu adamla konuş bu adama anlat şansızlığını bakalım seni senin sorunlarını dinler mi? bahanelerini geçerli akla yatkın bulur mu?????

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 27/06/2012 7:45 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Hala anlamak istemiyosun Copen 😀 fırsatları elbette yaratmalıyız ve idealin neyse peşinden de koşmalıyız. ama bunlar için rahat bir kafa gerekli. yani -iş sende bitiyor dostum klasiği biraz yararsız kalıyor. örnek vermek gerekirse ki senin örneğinden bahsedelim. hani temizlik yapan arkadaşının forest gump tarzı yükselişi bende tam tersi biçimde oldu. kırıkkale radyo tv myo ardından dikey geçiş anadolu sinema tv ardından kanal 6 ardından tempo karadeniiz mavi karadeniz meltem tvlerine toplamda hatırlayamadığım kadar çok belgesel röportaj haber kameramanlığı bilimum jenerik çekimi ankarada günlük bir dizide kamera asistanlığı vs ardından tanıtım filmleri buna devlet kurumları da dahil. ardından düğünlerde derneklerde dükkan açılışlarında foto çekimi kamera çekimi ardından fuji nikon ve en son canon optik bölümü. son firma işleri hariç nekadar kazandım biliyomusun. hiç. cepten yedik anca karnım doydu aç kaldım borçlandım. hala o borçların altındayım. öyle pislik ki bu sektör mide bulandırıcı. öyle şerefsizler var ki burda isimlerini bile yazdım kimse bunlarla çalışmasın benim yaşadıklarımı yaşamasın diye. ama başlık kaldırıldı. anladığım kadarıyla tehdit edilmişler.
İşte durum bu Copen. senin anladığım kadarıyla sabit geliri iyi ve severek yaptığın bir işin var. bu durumda konuşmak biraz da kolay olsa gerek. sakın yanlış anlama inşallah daha da iyi yerlere gelirsin ideallerine ulaşırsın.
İşte bu kısır durumda hayatla cebelleşirken yaş 30u geçti. bu saatten sonra birşeyler yapmak elbetteki istiyorum. yapıyoruz da. ama biraz sıkıntılı bir adamım. bir lafım var - yönetmen filmini çekmeden önce izleyen kişidir. işte bu yüzden biraz ince eleyip sık dokuyorum. soğuk koridor isimli bir film çekecektik. 20 dk. goethe'nin faustun'a ithafen. karanlık bir havası ve tamamne diyalog üzerine ağır bir o kadar da zor bir oyunculuk isteyen bir film. 2 kere çektik filmi tam 2 kere. ikisini de beğenmedim. ilki 2 gün sürdü ikincisi 3. günler harcadık paralar gitti. ama filmi kimseyle paylaşmadım. hep ilk başlangıcın en iyisi olmasını isterim. enazından filmi çekmeden önce nasıl izlediysem o şekilde olmalı. 3. kez deniyeceğm. umarım olur. ama tartışmadığımız önemli bir sorun var. oyunculuk. oyunculuk bence bu işin %90ını oluşturuyor. bu yüzden beklemedeyim. bu konuyu ayrı başlıkta açmak isterim ayrıca. bu 2denemeyi ders olsun örnek olsun diye tüm aşamalarını yazmalıyım.
Bizler hiçbişeyden kaçmıyoruz. tez canlı değiliz. sadece iyi şartların oluşmasını bekliyoruz. ne biçim adamsınız siz be demeden önce biraz daha düşünmek lazım. yoksa Görkemli modern zamanlar bu forumda izlediğim en iyi film. birşeyler yapılıyor amaönemli olan gerisi gelecek mi. umarım gelir. hepinize başarılar..

 
Gönderildi : 28/06/2012 3:18 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Vlad bence boşuna alınıyorsun gibime geliyor...Genelde duygusal patlamayla yazılan yazılar, edilen sözler, sevgisizlikten değil çok sevgiden kaynaklanır 🙂
Senin çabaların da karşılığını bulur inşallah...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 28/06/2012 3:44 am
(@copen)
Gönderi: 0
 

Vlad ankaradayım bir çay içmeye mutlaka bekliyorum:)

bu arada ben de genç sayılmam 🙂

ben seni eleştirmek için yazmadim mutlaka çıkış yolu vardır içini karamsar tutma, bu arada maddi kayıplar her zaman oluyor olacaktırda bunlara da kafayı takma geleceğe bakmak lazım.

Oyuncu konusunda " gercek oyuncudan" bahsediyorum ciddi yardımlarım olabilir yanlız projeye bakmamız lazım beraber, dediğim gibi çay içmeye bekliyorum, özel mesaj attım...

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 28/06/2012 3:44 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Teşekkürler arkadaşlar.
Fight club da ve Donnie darkoda bu bunalımlı hiç hareket içermeyen dinginlik süreci ani bir patlamayla kişisel bir devrimle gelişiyodu. belki de biraz felsefik dolanbaçlı. God Bless America da ise bu patlamayı ve nefreti insanın gözüne göstere göstere sokuyo. biraz Naturel Born Killers havası olsada güzel filmdir.. Tavsiye ederim. belkide hepimizin iç dünyasını anlatıyor. Büyük loser lar 😀

Bu da bişeyler yapmak isteyip de yapamayanlara gelsin 😀

Dövüş kulübüne hoşgeldin.

Burda, yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. bu potansiyeli görüyorum. Ve hepsi heba oluyor. Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor yada beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeler. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız yada yerimiz yok. Ne büyük savaşı yaşadık. Ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş. En büyük buhranımız; hayatlarımız. Televizyonla büyürken milyoner, film yıldızı yada Rock yıldızı olacağımıza inandık. Ama olmaycağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz. Ve o yüzden çok çok kızgınız.

Sizler işiniz değilsiniz. Sizler paranız kadar değilsiniz. Bindiğiniz araba değilsiniz.
Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz .. Sizler iç çamaşırı değilsiniz. Sizler dünyanın şarkı söyleyip, dans eden pisliklerisiniz. Biz Tanrı'nın reddettiği çocuklarız.

Elime bir tüfek alıp, türünü korumak için çiftleşmeyen her pandayı vurmak istiyorum.

 
Gönderildi : 29/06/2012 12:56 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Görkem derdini 1 cümleyle özetlesene haha :D.

Güzel özetlemişsin, hemi de çok güzel.
Üstada öncelikle Ankara'ya bekliyorum.

Beni çağırdılar copen Ankara'ya, gel ders ver dediler, oaaa süper dedim. Şimdi lütfen organize eden arkadaşlar yanlış anlamasın, ben onlara çok minnettarım, beleşe Ankara'ya geldim, dersimi verdim falan ama orada da 3 kişi vardı izleyici, onlar da organizatörlerin kendileriydi. Aynı dersi İstanbul'da verdik, Görkem de başka ders veriyordu ogün, yani FF'den işte ben, Görkem, sağolsun hastalıklı adam vardı, Uğur da organize ediyodu zaten (Uğur da yok ha piyasada, abi yorum yap dedi yaptık ona bile cevap yazmadı, okuyo musun la Uğur?), gerisi hep festivalden insanlardı sanırım. Yine de bi 30 kişi vardı sanırım o gün, o başörtülü 2 teyzeyi saymadım :). Merak edenler şuradan bir kısmını izleyebilir: https://vimeo.com/35406160 " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;

Ben hâlen diyorum şu dersleri paralı yapıp duyursak daha fazla insan gelir. En azından 10 kişi gelir, biz de 100 kâğıdı falan atarız cebe..

Bu konuda diyeceklerimi daha 2 dakika önce şurada dediğim için şimdi kendimi tekrar etmiyorum, dileyenler oraya bakabilir: http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=15&t=11695 " onclick="window.open(this.href);return false;"

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2012 1:42 am
(@copen)
Gönderi: 0
 

"Düd" ben hiç organizasyon sahipliği yapmadım ama ufakta olsa katıldığım organizasyonlardan fikrimlerim oluştu. Mesela Görkem'in hazırladığı dersi çok önemsiyorum ve çok değerli olduğunu düşünüyorum. Sen ve görkem organizasyona katılımın ne kadar az olduğundan bahsetmişsiniz. (Umarım yanlış hatırlamıyorumdur>>Görkem' e de "Ankara'ya beklerim" demiştim özel mesajlarla mesajlaştık, sağolsun çokda ilgilendi. Mesela ben Görkeme ankara beklerim dediğim vakit, bana mekan olup olmadığını çevremin bu konuda yeterli olup olmadığını sormuştu , bu konuda da cevremin yeterli olmadığını söylemiştim. Ama aslında söyleyemediğim kısım şuydu (o dönemde de iş planım çok sıkışık olduğu içinde olabilir, belki dersin içeriğini bilmediğim için olabilir.) Mesela bir kaç yıl evvel Apple Master Ustayı İş Başında Seyredin konseptine ücretsiz olmasına rağmen Turkiye' de bir çok ilde neredeyse hınca hınc denilebilecek kalabalıklarla katılım sağlanmıştı. Hatta istanbulda organizasyona katılım sağlayan izleyiciler konsere gidermiş havasıyla anadoluda ankara ve bir kaç ilde daha organizasyonu bir iki kez daha seyretmişlerdi, Sayılarıda az değildi, ve ben hala orada dağıtılan tişörtleri hiç bir sakınca görmeksizin kullanıyorum 🙂 Bu açıdan bakarsak belki organizasyon ve hazırlık kısmına tekrar odaklanabiliriz.

Mesela ; Canon Sony Wacom Nikon Apple vs bir marka konsepte embedd edilip, onlarında bunu duyurmaları + katkıları sağlanabilir, hem ders hemde canlı bir kısa film seti kurulumu yapılabilir, katılımcılara tişört vs dağıtılabilir, küçük quizler ve ödüller hazırlanabilir, iyi orta derece halkın tanıdığı bir yönetmen ya da sanatcı sosyal paylaşım adı altında kucuk bir soru cevap hazırlanabilir, role play yapılabilirdi......... vs vs bunların sonu yok...Lütfen yanlış anlamayın ama kişisel partilerde iş, "gelin beraber olalım bakın neler anlatacağım" dediğinizde bile arkadaşlığın çokda vefalı bir şey olmadığını yıllardır gördüm, yaşadım. Adam kalkıp gelmiyor kısacası. Ama basitçe gel katılımcılara "kurayla 1 kisiye 50mm canon lens hediye edeceğiz vs kurayla, ustelik canon sponsor vs ( marka veriyorum ama hiç bir bağlantım ya da özel bir sempatim yok hiç bir markaya örnek olsun diye marka veriyorum ) dediğinde geliyor o salon doluyor, tuhaf ama adam orada bulunmak istiyor, suçlamıyorum marka imajına istinaden organizasyonunda çok ama çok faydalı olacağını birileri ile tanışabileceğine vs inanıyor , kimseyi suçlamıyorum hepimiz böyleyiz, bu turkiyede de böyle yurtdışında da . Tabi amacım kimseye ucuzcu vs demekte değil ne olur böyle anlaşılmasın. Sadece doğru yer, doğru zaman, doğru konsepten bahsetmek istiyorum.

Yani dolayısıyla bu matematik denkleminde ; derste bir sıkıntı ya da değersizlik düşünmüyorum, sunan ve hazırlayanın çok büyük bir çaba sarfettiğine tecrübelerine de inanıyorum. Eee o zaman ne kalıyor? Demek ki organizasyon doğru planlanmamış, bir şeyler eksik. Daha farklı kurgulanabilirdi diye düşünüyorum. Niye böyle düşünüyorum çünkü siz aslında böyle anlatıyorsunuz.

Ya da markadan bağımsız isteniyorsa farklı konseptlerde yaratılabilir. mesela diyerek işe başlamıyorum. İsterseniz Ankara'da böyle bir şeyler yapalım, isterseniz istanbulda deneyelim. Bundan da istatistiki bilgi alalım, daha guzel sonuçlar için çabalayalım demek istiyorum.

Verdiğin sunumu seyrederek belli bir uygulamalı sunum taktiğinin daha iyi olacağını düşündüm ayrıca bu tip konularda daha renkli daha uygulamalı sunumlar cok daha iyi neticeler veriyor. Örneğin, dünyaca unlu bir filmdeki kamera acısını göstermek yerine, tekrar cekmek yada daha önceden cekip hazırlamak ya da manken model uzerinde gercek bir kamera ile bak buraya koyarsan boyledir suraya koyarsan soyledir demek ve kameranın görüntüsünü projekte etmek gibi... Dediğim gibi derslerin sunumlarını bende her katılamayan gibi istedim, dolayısı ile seyretmediğim bir şeye ukalalık yapmakda istemem. Sadece örnek veriyorum...

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 29/06/2012 3:20 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Karamana geçenlerde Mesut Uçakan geldi, sinemanın dünü bugünü gibi bi konferans verip çektiği filmler ücretsiz gösterilecekti, valilik karamanda afişler asıp tanıtımını da yaptı epey. tüm halk davetli vs. biz de bi memur arkadaşla gittik, salonda elle sayılacak kadar az sayıda insan vardı..."Helal malın alıcısı az olur" diyerek bir kıssa anlattı. Orada (yaz günü) kömür dağıtılsa daha çok insan gelirdi 🙂 kışa hazırlık lazım 🙂
Türk insanı(çoğunluk) cehaletin verdiği mutluluktan vazgeçmiyor...Bence çok üzülmemek lazım, bilginin alıcısı evvela kendimiziz...Ve en önce kendimizi düzeltmekten sorumluyuz...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 29/06/2012 3:32 am
(@copen)
Gönderi: 0
 

intercapiller kısaca yani diyorsunki " boşverin, bu boyledir :))) "

dostum dostum bende bunu anlatıyorum cahildir, ilgisizdir, boşverin bilgiyi almak isteyen gelsin vs dir bence bahane değil. Adam lokuma geliyorsa sen de lokum ikram edeceğini söylersin ikram ederken derdini anlatırsın, yani simdi sunuma 3 kişi geldi diye bir daha sunum hazırlanmasın mı, bu tatsız anı boyle mi kalsın? Yani bunu bir sekilde düzeltmeliyiz. Birisi bir kaza anlatınca hemen bizde diğer kazaları anlatmaya başlıyoruz, eee ne olacak... Tekrar bakacağız nerede hata yapıyoruz, davettemi, organizasyonda mı, ilgiyi sağlayamamakta mı, paylaşamamakta mı? Tekrar tekrar çalışacağız... Olmuyor dersen olmaz, olur dersen hic yoktan yolun yarısını geçmiş olursun.

Hep teşhis var biraz da tedavi metodundan bahsedelim. Niyeyse kuruluyorum bu lafa adamlar cahil vs ...

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 29/06/2012 4:04 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

copen sanırım Görkem'i de beni de biraz yanlış anlamışsın.

Görkem'le bu konuyu konuşmadım (ben tüm dersleri dolu dolu geçti diye biliyordum, ilk kez burada okudum ki söylememesine şaşırdım ula o slaytları tek tek okuttu bana şerefsiz :)) ama sanırım o da benim aşağıda diyeceklerimi demek istedi. Dolayısıyla yazarken bizim diyeceğim, o katılmıyorsa belirtir.

Bizim derdimiz dolu salonlara, yüzlerce kişiye ders vermek değil. Benim karşımda anlattığım şeyi merak eden, ilgiyle dinleyen 15-20 kişi olsun bana yeter. Benim hazırladığım sunum örneğin 3 saatlik bir sunum ve insanların önüne çıkıp bir şeyler anlatmaya çalışmış herkes bilir ki bu öyle kolay bir iş değil. Planlamasından sunum ânına kadar çaba ve az çok beceri isteyen bir iş. Dolayısıyla insan bir karşılık bekliyor. Maddi çıkarları bir kenara bıraktım, ne Görkem ne de ben bu işi para için yapmıyoruz. Benim alacağım en güzel karşılık orada bana sorulacak mantıklı ve zorlayıcı sorulardır, zira sorular insanı düşünmeye iter, hazır olmadığın yerlerden vurur falan, onun heyecanını severim ben. Başka şeyler de var tabii, Görkem'in de farklı şeyleri vardır.

Bizim "ula bi gittik 3 kişi var" sitemimiz bunadır. Buralara gelip "ağbi kısa film nası çekilir? ağbi bakın ben efek yaptım. ağbi biz mafya filmi çektik" diyen adamlara arkadaşlar ücretsiz kısa film nası çekilir atölyesi düzenliyoruz dediğinde karşında hiçkimseyi göremeyince yaşadığımız üzüntüyedir bizim sitemimiz. Yoksa oditoryum doldurma niyetimiz yok. Hele de gelin de aranızdan birine ödül vercez motivasyonuyla gelen adam hiç gelmesin zaten.

Ama işte atasözümüz bile var, ucuz etin yahnisi diye.. Sökülsünler parayı bak nasıl geliyolar..

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2012 4:22 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: