Gezici Festival kapsamında (Ankara) Alman Kültür Merkezi'ndeki Zeki Demirkubuz söyleşisine gittim. Söyleşi sohbet havasında geçti. Art arda gelen Dostoyevski sorularının ardından teknik bir kaç detaya girmeye başladı.
"Cep telefonuyla dahi film çekilir"
"Full HD 8 bit fena bir veri değildir"
Derken...
"Bir kaç kişi bir araya gelin, 4K çeken bir kamera edinin"... Filmin koptuğu an burası işte 🙂 İzleyicilerin büyük kısmı öğrenciydi ve aralarında ortalama olarak şöyle konuşmalar geçmeye başladı:
"Abi 4K diyor ya!"
"4 ne?"
"4K ne lan? El kamerası alamıyoruz"
Söyleşi sonunda öğrencilere biraz kulak kabarttım ve aralarında hala 4K'yı konuşuyorlardı.
Zeki Demirkubuz, 2 saatten uzun süren bir konuşma yaptı ve nelere nelere değindi... Samimiyeti ve fikirleri çok hoşuma gitti. Konuşmaları cesaret de veriyordu. Dinledikten sonra "evet kardeşim, film yapmak için kendi düşüncelerimizden başka engel yok" dedirtiyordu.
Taa ki 4K'ya kadar 🙂
Gençlerin cesaretinin kırıldığı an o andı diyebilirim. Adam dünyanın lafını etti akılda 4K kaldı. Garibanlık psikolojisi ruhumuza işlemiş.
Bu arada söyleşiye katılan var mı?
eyvallah bilgilendirme için...Zeki Demirkubuzun yaptığı filmler bence harika...adamın filmlerinin toplumsallığını ve erotizmini seviyorum...
gerçi selime demiştim bir ara bu adamın filmleri erotik diye, kabul etmemişti 😀
Söyleşide erotizme hiç değinmedi ama onunla ilgili bir soru şöyleydi: "Filmlerinizde neredeyse hiç sevişme sahnesi yok neden?" Cevabı:
"C Blok filminde bütün hakkımı kullandığımı düşünüyorum"
Kendi de kabul etmiyor sanki.
erotizm bence sadece sevişme sahnesiyle sağlanmaz ki...onun kadınları olgunluktan şerbeti akan meyveler gibi...
erkekleri onların peşinde pervane...bunu anlatabilmek hissettirebilmek yeterli erotizmi sağlıyor bence...sevişme sahnesi çekmeye gerek yok sevişmeyi anlatmak için 🙂
onun kadınları olgunluktan şerbeti akan meyveler gibi...
🙂 Çok iyi.