Forum

Duyurulmayan Yarışma! Neden ki?

34 Gönderi
11 Üyeler
0 Reactions
7,621 Görüntüleme
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Abi mevzu ihtiyacı olan insanlar değil zaten.Gezip görmesem böyle bir yazı yazmazdım belki de.
Mevzu o abilerin daha sonra yaptıklarını BÜYÜKLERİNE yaranmak amacıyla kullanmaları. Kendi sohbetlerinde "yahu bunlara neler verdik bir şeyden anlamıyorlar vs vs.." muhabbetlerini yapmaları.. Kendi sosyetelerini parlatmaktan başka bir şey değil gözümde.
Ve mevzu o sinemadan anlamayanların halka sinemayı nasıl öğreteceği.

Ercan bu kısmına diyecek bir şeyim yok. Mutlaka dediğin gibi birbirlerinin bokunu cilaladıkları vakî ama ya öyle olmayanlar da varsa. Bu kadar dışarıdan böyle nokta eleştirileri de çok düşünüp yapmak lazım değil mi. Ya orada birileri harbiden uğraşıyorsa. Ummadığınız yerde acaip adamlar çıkar, ummadığınız ortamlardan bir şeylere tutkuyla bağlı insanlar çıkar. Ben gördüm, acaip yerlerde acaip insanlar gördüm. Ya orada da varsa. Bir Sırrı Süreyya daha çıkacaksa.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 14/09/2009 4:47 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Bu arada yazıda yazmadığım bir ayrıntı daha var. Seçilen filmler 10.000 adet basılarak Siirt halkına dağıtalacak. Yani telif haklarını koruması gereken avukatların barosundan kopya dvd. İronik..

Çoğu kısa filmci filmlerini binbir zahmetle bastırıp insanlara dağıtmak için can çekişirken bu yukarıdaki şey cidden mükemmel bir şey. Sadece bu yüzden bile ellerini öpüp takdir edesim geldi adamları.

Ben buna telif hakları olarak değil, tam tersi adamların kendi ceplerinden para harcayarak bu "küçük bir zümre" harici kimseye yayılamayan kısa filmlerin tanıtımı adına bir özveri olarak bakıyorum.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 14/09/2009 10:05 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Her sabah silah sesiyle uyanan bi coğrafyadan da lars von trier çıkmasını beklememek gerek....

 
Gönderildi : 14/09/2009 10:42 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Lars Von Trier değil Akira Kurosawa bile çıkar niye çıkmasın. Nereden ne zaman ne çıkacağı belli olmaz. Şartlar zor olabilir ama biri çıkar lehine çevirir.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 14/09/2009 11:19 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

İran'dan kimler çıkmadı ki. Hem Siirt zannettiğiniz kadar silahlar gölgesinde bir yer değil. Arıca sanatın zorluklar içerisinde çok daha olgun ve güzel çıktığını da söylememe izin ver. Ki Avrupa'nın artık umudunu kendi doğusuna ve bu coğrafyalara bağladığını da unutmamak gerekiyor.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 15/09/2009 2:00 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

İtalyan Yeni Gerçekçiliği denen bir şey var. Tüm olayı savaştan çıkmış olmak.
Sonra Sovyetlerden kaçan Ruslar var. Savaş sonrası Almanları var, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerikanları var.

Altı bomboş bir söylem Nihil, kusura bakma.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 15/09/2009 2:55 am
(@parazit)
Gönderi: 5
Başlığı açan
 

Öncelikle sen kendim fikirlerini sunarken kendi “yargılarını” da sunuyorsun bize ki kendi dediğinle çelişmiş oluyorsun. Ha “bunlar benim fikirlerim, düşüncelerimi ifade ediyorum” dersen benle aynı noktada duruyorsun demektir. Ama sonuçta bu konuda bir “fikrin” ve “yargın” var. Ve bunlar da çok doğal olarak kendi hayat tecrübelerinle bağlantılı. Herkes daha önce de dediğim gibi kendi deneyim ve tecrübelerine dayanarak olaylar karşısında “fikir” sahibi olur. Ben seninkine katılmak zorunda değilim sen de benimkine. Ama sen “yargılıyorsun” derken ve elitist olduğumu iddia ederken – iddia neden? Çünkü böyle bir sonuca varmak ordan pek mümkün değil. Ama belki de benim halkı küçümsediğimi düşündüğün gibi sen de beni küçümseyip bir yazıdan kim olduğumu ve kimliğimi anlamış olabilir misin? - beni “yargılaman” mantıksız. En azından “evet bu konuda bir fikrim ve buna karşıyım diyorum”. İnsanın kendini bilmesi önemli. Ha ek olarak benim yazımın bir fikir ve bundan çıkarak bir eleştiri belirttiğini , seninkinin ise hiç tanımadığın biri yani benim hakkında yargı belirttiğini de görmek gerek. Bu durumda kim elitist?

İkinci olarak bu bir festival değil yarışma. Yarışma da “kazanan” ve “kaybedenlerin” olduğu bir oluşum demek ki benim aslında bu jüride karşı olduğum nokta da bu. Birazdan ona da geleceğim tekrar ama önce şunu açıklığa kavuşturayım. Genel yaklaşım olarak kısa film ya da sinema adına yapılan herşeyi desteklemeliyim ya da beğenmeliyim gibi bir tavrım yok. Eğer bu sizin için yanlışsa buna diyebilecek bir şeyim yok. Çünkü ben öyle düşünmüyorum. Eğer işin içinde eleştirel olarak düşündüğüm bir şey varsa söylerim. Kendi filmlerimi de herkesten daha fazla eleştiririm ek not olarak onu da ekleyeyim. Çünkü ancak böyle iyi ve kaliteli işlere ulaşabiliriz. Her bir filmde her bir organizasyonda alınan eleştiriler ve deneyimler bizi büyütür. Yoksa olduğumuz yerde sayar dururuz. O şahane bu şahane, aynen devam gibi bir kafa yapısı bana uygun değil. Ki aslında yazıyı biraz daha önyargısız okusaydın belki uslübumun seninkinden daha hafif ve olumlu olduğunu da görebilirdin. Baro iyi niyetlidir doğru, bir adım atmışlardır doğru ama oldukça rahat gidebilecekleri ve üstelik o yolla daha çok isimlerini duyurabilecekleri bir yolu seçmek yerine "ben herşeyi bilirim" mentalitesinden yola çıkarak kimseye danışma gereği duymadan karar merciilerini kendilerinin ataması yanlış ki asıl modern iktidar da budur. Benim yazdığım yazının amacı da bu modern iktidarların “burası benim çöplüğüm burası da benim alanım buranın dahiline gireceksen horoz benim bilesin” gibi bir tavırla işe atlamalarını eleştirmekti. Şahsi olarak da seninle aynı şekilde düşünmem gerektiğini düşünmüyorum. Tekrar paragraf başına dönersek. Bu yarışmayla ilgili kendi adıma eleştirdiğim asıl olarak iki şey var. Birincisi yarışma olması. Yani bunun sonucunda "bu film iyi" "bu film kötü" gibi bir karar ve yargı çıkacak olması. Doğuya destek derken asıl desteğin ordaki kısa filmcilerin ya da bu işin içine ilk kez girecek insanların doğru bir değerlendirmeyle şevkinin kırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir jürinin de çoğunlukla görüntü kalitesi gibi başka şeylere odaklanacağı ve içerikle ilgili çok doğru karar veremeyeceklerini düşünüyorum bu durumda hakkını alamayacak olan bir sürü film ve filmci olacaktır. Oradaki insanların da bunu hak etmediklerini düşündüğüm için bu yazıyı yazdım zaten. Yoksa bana ne! Beni bağlayan bir şey yok ki. Ben kişisel olarak bu yarışmaya filmimi göndermem olur biter. Ama hergün bir sürü mesaj alıyorum kısa film çekmek isteyen biraz desteğe ve yüreklendirmeye ihtiyacı olan insanlardan ve onların doğru değerlendirilmesi çok önemli. Baro eğer bir yarışma yapıp bir "yargı"ya varmak yerine oradaki halkın ve kısa filmcilerin birlikte sinema, kısa film konuşup, tartışıp, değerlendirebileceği bir organizasyon yapmış olsaydı en başta kendim giderdim oraya. Ama onlar "yarışma" yapmayı tercih etmişler. Öyle ya herkes kısa film ya da sinema hakkında herşeyi biliyor. Benim de bu konuda oldukça itirazım var. Çok film izlemekle iyi bir izleyici olabilirsiniz ama iyi bir sinemacı olamazsınız. İyi bir sinemacı olmak için film çekmek gerekir. Bir kere de değil pek çok kere. Ama nedense bizim iş alanımız herkesin çok net yargılara ulaşabildiği bir alan. O yüzden bu tarz yarışmalarda değerlendirme önemlidir ve sinemacılar ya da sinema/sanatla bağlantılı insanlar tarafından yapılmalıdır ki gelen filmlerin hakkı yenmesin. Ha ne yaparsınız çoğu festivalin yaptığı gibi bir de halk jürisi oluşturursunuz yukarıdaki gibi ve onların seçtiği bir filmi de onurlandırırsınız. Halktan insanların haklarını almasını, şevklerinin kırılmamasını istemek de mi elitistlik? Ve de elitist olsaydım acaba böyle her sosyal statüden insana açık olan grup açıp, onca zaman ayırıp, uyku saatlerimden feragat ederken bilgilendirmek adına güncelleme, mesajlara cevap yazma gibi bir işi başıma açar mıydım? Öyle ya kim ki onlar alakasız bilgisiz bir grup insan. Hatta yeteri kadar elitist olsaydım burda seni de kaile almıyor, cevap yazmıyor olurdum belki. Biraz mantıklı olalım. Ve insanların kişiliklerini bir yazı üzerinden değerlendirip sonuçlandırmak yerine, daha saygılı bir üslupla fikirlerimizi bilgilerimizi deneyimlerimizi paylaşabilelim ki gelişim adına bir faydamız olsun birbirimize.

Dvdlerin çoğaltılıp dağıtılması konusunda ben düşüncemi söyledim. Bu her yönetmenin kendisi için cevap verebileceği bir durum aslında. Doğrusu yanlışı olmaz. Kimi önemli olan çok insanın izlemesi der. Kimisi de önemli olan geri dönüş alabileceğim insanların izlemesi der. Kimisi de ben sadece belirli bir kesimin izlemesini istiyorum der vs… Kişiden kişiye değişir. Kimseye de sen haklısın sen haksızsın demek olmaz.

Son olarak, ben zaten sinemacıyım bu işi yapıyorum bundan para kazanıyorum, tüm hayatım bu.Yani böyle bir şey yapmaya ne ihtiyacım, ne de zamanım var aslında. Öncelikle buna saygılı olmanızı beklerim. İkinci olarak beni herhangi bir şeyle suçlamadan ilk önce her insan gibi ,tıpkı sizinki gibi, benim de düşüncelerimi ve fikirlerimi kendi deneyimlerim doğrultusunda söyleme hakkıma saygı duymanızı beklerim, tıpkı sizin bana attığınız cevapları aynı saygıyla okuduğum gibi. Yani ben bir kısa film duayeni değilim, haddim de değil ama tabi ki bu işlerin içinde biri olarak, pek çok şeyi deneyimlemiş biri olarak bir fikrim olması normaldir. Herkesin düşüncesine de aynı mantıkla ve saygıyla yaklaşırım. Ama işin içine kimliğime yapılan hakaret,saygısızlık girdiğinde ve bunu yapan insanlar da beni suçladıkları şeyi aslında kendileri bana yaptığında durup düşünmek gerekiyor. Şimdi bütün yazdıklarımı bir daha okuyun, ilk yazı da dahil olmak üzere. Şahsa yönelik bir saygısızlık ya da hakaret görüyor musunuz? Sonra da sorun burada kim “yargı” sahibi? kim “halkçı”? kim “elitist”? Belki ben öyleyimdir ama buna saygı duyulmasını istemeye de hakkım var sanırım. Diyeceğim o ki tek bir doğru yoktur ama başkalarının doğrularına ve yanlışlarına duyulan saygı vardır. Herkes kendi bakış açısından da bu saygı çerçevesinde başkalarının doğrularını yanlışlarını eleştirebilir. Yani diyeceğim o ki sizinle sidik yarışına girmiyorum. Benim dediğim haklıdır, doğrudur diye size kanıtlamaya ya da sizi ikna etmeye de çalışmıyorum. Bu benim düşüncemdir, fikrimdir, deneyimimdir, bunu söylüyorum. Siz de kendinizinkini söylüyorsunuz bu kadar basit. Benim kim olduğuma, nasıl biri olduğuma nerden geldiniz bu noktadan onu da anlayamıyorum. Neyse görünen o ki yanlış yerdeyim. Size forumunuzda iyi geceler der ve giderim. Belki bir gün bir yerlerde karşılaşırız.

Sevgiler.

Not : İyi sinemacılar her yerden çıkar yeter ki onları değerlendirebilecek kurumlar, kuruluşlar ve insanlar olsun. Siz Sırrı Süreyya Önder'in filmini çekene kadar hiç hakkının yenmediğini mi sanıyorsunuz?

Heval Hazal Kurt
Parazit Film
[email protected]
http://www.parazitfilm.com.tr

 
Gönderildi : 15/09/2009 3:14 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Heval hanım, forumda en çok korumaya çalıştığımız şey burada olan olmayan herkese karşı saygılı yaklaşım. Size ters gelen bir yorum olduysa kusura bakmayın. Sonuçta herkes kendi birikimi doğrultusunda çıkarımlar yapıyor ve ben burada kimsenin kimseye saygısızlık yapmaya yeltenmediğini düşünüyorum. Yine sizi kıracak bir konu varsa kusura bakmayın.

Yine bir şey daha var ki elitistlik ya da sıfat olarak "elitist" bence bir hakaret değil, bir tercihtir. Çoğu zaman ben bu sıfatı kendime yapıştırıyorum. Sizin için bir hakaret olabilir ama burada kullanıldığı anlamıyla ben bir hakaret olmadığını düşünüyorum. Fakat yine de size öyle geldiyse ifadeyi gözden geçirebiliriz. Kısa film adına ülkedeki bir elin parmağını geçmez oluşumlar olan fabrikamız ve grubunuz (aslında grubumuz) için bir "siz-biz" ayırımına gerek olmadığını söyleyebilirim. Burada yazılanları da bu ayrımın emareleri olarak görmüyorum ben. Bir çok aynı fikirde olmayan insan burada tartışıyor zaten, sizin de yazmanız bizi memnun eder. Başka bir yerde karşılaşmayı beklemeye gerek yok, halihazırda burada eğleniyoruz zaten :).

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 15/09/2009 3:33 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Ben burada hakaret olarak nitlendirilen şeyi anlayamadım.
Elitistlikse, bence kesinlikle hakaret değildir.
Elitizm bir ideolojidir. Hoşunuza gitmeyen bir ideoloji olabilir. Fakat ben fikirlerinizde bu çeşit bir yaklaşım gördüm.
Hakaret olarak da kullanmadım.
Yani sizi halktan kopuk bir insan olarak hayal edip, sizin kişiliğinizle ilgili bir yargıya varmadım.
(Sizi tanımayan bir insan olarak bunu nasıl yapabilirim ki?)
Sizin fikirlerinizin "elitizm"e yakın olduğunu savundum, o kadar.

Ve bence, bu tartışmaları yapabildiğimize göre yanlış yerde değilsiniz.

..........

 
Gönderildi : 15/09/2009 3:59 am
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Lars Von Trier değil Akira Kurosawa bile çıkar niye çıkmasın. Nereden ne zaman ne çıkacağı belli olmaz. Şartlar zor olabilir ama biri çıkar lehine çevirir.
Yanlış anlaşıldım galiba, o şartlardan beslenmek konusunda aynı fikirdeyim piyasada o coğrafyanın şartlarından çıkıp gelmiş yetenekli insanlar var ama, kusura bakmayın, siirt sokaklarında elinde kamerayla film çeken bir genç bana ütopik geliyor, bunun nedenlerini açarsam 5 sayfa yazarım başlığı baltalamaya hiç gerek yok şu anda.

 
Gönderildi : 15/09/2009 5:07 am
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Bu arada şöyle tepeden inme bir organizasyon vardı, bence siirt teki yarışmadan 100 kat fazla eleştiri hakediyor;

http://www.sinemardin.com.tr/ " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 15/09/2009 5:18 am
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Bu arada şöyle tepeden inme bir organizasyon vardı, bence siirt teki yarışmadan 100 kat fazla eleştiri hakediyor;

http://www.sinemardin.com.tr/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Hüseyin Kuzu'nun senaryo atölyesi yaptığı festivaldir bu, ki çok sevdiğim birisidir Hüseyin Kuzu.

Artık bana öyle geliyor ki belli bir kesim bu festivallerin sadece İstanbul'da ve belirli akademik çevrelerce yapılmasını istiyor. Nasıl ki 2006-2007 yıllarında kısa film çekenler arttıkça doğal seçilim sonucu günümüzde gerçekten çok iyi kısa filmciler ortaya çıktıysa bu festivallere de aynı mantıkla bakıyorum ben.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 15/09/2009 5:55 am
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Ben mardinliyim ve bu sene festivali yerinde gözlemledim, o festivalde kaç tane mardinli sinemacı adayı takip etti atölyeyi ? Emin olabilirsin ki "0". Film gösterimine gireceğiz, çevresinden tamamen kopuk bir organizasyon, heryerde boynuna poşu, altına da şalvar giyince ortadoğulu olduğunu zanneden nişantaşı sosyetesi, gazeteciler, bi sürü polis, bi sürü asker, buram buram bir elitizm kokusu, sanki insanların işi gücü yok ta gelen konuklara saldıracak gibi gergin bir ortam, siyah bantlı panelvanlar, koruma ordusu bişeyler bişeyler, bunların yapıldığı yer, daha 10 sene önce onlarca insanın işkenceyle katledildiği sağ çıkanın bir elin parmakları kadar olduğu mardin kalesinin hemen altı, bu sahne benim açımdan ve eminim ki oradaki halk açısından da mide bulandırcıydı, sonuçta filme girmedim ve evime döndüm.Bazı şeyler var ki anlatır durursun ama karşındaki olayı yaşamdan anlamaz ne demeye çalıştığını.

 
Gönderildi : 15/09/2009 4:40 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Anlattığın gibiyse hak veririm elbette. Ama bir yandan da eleştirilere takılıyorum. Birine hiçbir akademik ya da yeterli yetisi olduğu düşünülen insanlar gelmediği için eleştiri yapılırken, diğerine ise tam tersi bir sebepten dolayı eleştiri yapılıyor. Yani amiyane tabirle biri çok mahalli olduğu için diğeri ise mahalli değil de elitist olduğu için eleştiriliyor.

Neyse, buralardan, uzaklardan konuşmanın pek bir anlamı yok sanırım. Halkın gözü neyi görüyorsa o doğrudur çoğu zaman. O yüzden sana hak veriyorum.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 15/09/2009 6:40 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

O kısır döngüden çıkılabilse şahane olacak zaten.

 
Gönderildi : 16/09/2009 1:01 am
Sayfa 2 / 3
Paylaş: