Forum

Uzun Metraj Bir Fil...
 

Uzun Metraj Bir Filmin, Bir Bölümünün Çekilmesi

3 Gönderi
2 Üyeler
0 Reactions
1,658 Görüntüleme
(@onucuncu_1605504554)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Onüçüncü rumuzuyla sitenizde senarist sıfatıyla bulunan ben Film Yapım ve Yönetmenliği atölyesini tamamladığımdan ve amele pazarındaki gibi senaryolarımı sergilemekten bıktığımdan dolayı (Senaryo atölyesini tamamladıktan sonra yazdığım) eserlerimi tezgahtan toplayarak artık film yapımcısı sınıfına geçiyorum.

Bu kapsamda, Yapımcılığım altında uzun metraj projemi gerçekleştirmemde yardımcı olacak gönüllü sinema severler arıyorum.

1) Bu proje sansürlü olarak çekilmesi halinde 85 sayfalık senaryodan oluşan televizyon filminin yanında,
2) Kültür Bakanlığı’nın Amatör Yapım Destek başvurusunda bulunduğum, 60 dakikalık sanatsal bir belgesel (projenin 2. ve 3. bölümlerinden oluşan),
3) 11 Nisan 2011 tarihine kadar başvurulması imkanı olan “Mint” in Komedi Kısa Film yarışması için 20 dakikalık bir kısa film (1. bölümden,)
4) Sansürsüz çekilmesi halinde ise Recep İvedikten daha komik, 91 sayfalık senaryodan oluşan uzun metraj filmi,

oluşacaktır. Bu eserlerle muhtelif yapımcılara, festivallere ve yarışmalara başvurulacaktır.

Kurgu-belgesel niteliğinde olan bu projenin senaryosu hazır bulunmaktadır. Ancak, 3. bölüm gerçekten belgesel niteliğinde olduğundan, Ankara sokaklarında gösteri yapan Sokak Sanatçılarının canlı performansları ile kendilerine sorulan (senaryoda yeri ve detayları belli olan) sorulara verilen cevapları ise doğaçlama olacaktır. Ayrıca filmin rengi siyah olup (çekimlerde tüm oyuncu ve çekim ekibinin siyah giyinmesi planlanmaktadır), çaresizliğin ve depresyonun işlendiği, karamsar bir atmosfer yaratılacaktır.

Yani tek bir senaryo ve birden fazla çekim ekibi ile 4 ayrı nitelikte filmler yapılmış olacaktır. Eğer bu proje sonucu festivallerde, yarışmalarda ödül kazanılır veya televizyon gösterimi, (çok düşük bir ihtimal sinema gösterimi) olursa, projeye katılanlara Yeşilçam formatındaki temsili bütçede yer alan miktar veya elde edilen gelir tahmini bütçeden az olursa da yüzde oranlarında emeği geçenlere dağıtım yapılacaktır.

Projenin ağırlıkla geçtiği mekan Ankara sokakları olacağı için, projenin belgesel bölümü (2. ve 3. bölümü) ve büyük bir kısmı Ankara’da çekilecektir.

Diğer taraftan, projenin birinci bölümünün (komedi kısmı) iç mekanlar ile Ankara vurgusu olmayan dış alanlarda da çekilmesi mümkün olduğundan, bu projeye Ankara dışından da katılınması mümkün olacaktır.

Bu sayede Yönetmen, Yönetmen Yardımcısı, Sanat ve Görüntü Yönetmeni, Kameraman, Ses, Işık, Makyaj, Kostüm ve Kurgu operatörü, hatta oyuncu olarak, uzun metraj bir filmde yer almanız mümkün olacaktır.

Bu projeyi ben tek kamera ile 3 ayda çekip, daha sonra da tanıdık bir kurgucuya para vererek tamamlama imkanına sahibim. Ancak, bu projenin ses getirmesi ve çok şey öğrendiğim bu sitenin reklamının olması ve çok kişi tarafından kısa zamanda tamamlanarak, yine katılanların çevresi tarafından da ilgilenlerin daha çok olacağını düşünerek bu projeye gönüllü ortaklar arıyorum. Ayrıca, bu işi hobi olarak yapmamın yanında, iyi bir mesleğimin olması nedeniyle bu projede açık ismimin yer almasını da istemediğimden, bir “Film Fabrikası” projesi olarak gerçekleştirmeyi istiyorum. Diğer taraftan, gerek senaryo, gerekse de Film Yapım ve Yönetmenliği kurslarını tamamladığımdan ve 41 yaşında olup, devamlı organizasyon gerçekleştiren bir işte 15 yıldır çalışmanın getirdiği tecrübeyle bu işi sizlerin yardımıyla başaracağıma inanıyorum. Hatta bu kapsamda alınması gereken tüm yasal izinler için ilgili yerlere başvuruda bulundum.

Konuya ilişkin Snopsis ekte sunulmakta olup, siteden bana mesaj gönderebileceğiniz gibi ilgilenenler bu alana da iletişim bilgilerini ve projede yer almak istedikleri bölümü ve ekipmanlarını yazabilirler. Projeya dahil olmak isteyenlere senaryonun Sansürlü ve Sansürsüz nüshaları ekte sunulacaktır. Çekim öncesinde Ankara'da katılacakların sayısı da belli olduktan sonra 19 veya 20 Martta toplantı yapılacak olup, çekimlere 26-27 Martta başlanacaktır.

TEMA- Sanat sanatçı içindir.
SNOPSİS- Gerçek sanata ulaşan yolun, zorlukları gösterilirken, amatör ruhlu sinema sevdalılarının sıfır bütçe ile çektikleri bir filmin hikayesidir. Bir “Ankara Üçlemesi” olan “Abazazuslar (Sansürlü halinde Apaçiler), Deliler ve Sanatçılar” birbiriyle irtibatlı 3 bölümden oluşmaktadır.

Jenerikten sonra film, Dışsesin; İhtiyarlayan mağara adamı kabiledeki kadınların ilgisini çekebilmek için hayvan dişlerinden kolye ve bilezik yapmaya başlar. Bu kolye ve bileziklere kabiledeki kadınlar ilgi göstermeye başlayınca bütün ihtiyarlar kuyumculuğa başlar ve bu günkü sanat dünyaya bagaj kadar bir mağaradan yayılır.” Birinci bölümde sanatçının ilk dürtüsü olan abazanlık (Sansürlü halinde kendini başkalarına beğendirme içgüdüsü) işlenmektedir. Hikayenin en komik bölümüdür. Özellikle erkeklerin sanata yönelmesinin temel nedeni cinsel açlığıdır (kendini beğendirme içgüdüsüdür). Bu kapsamda, sanatçı olmadan önce erkeklerin cinsel iştahları ile bu iştahlarını bastırmasının (kendini beğendirme) yolları, usul ve esasları ile avlanma kültürü belgesel tadında aktarılır. Özellikle abazazusların (apaçilerin) Ankara sokaklarındaki av maceraları, sanata ve diğer abazazuslara (apaçilere) bakışları, gelenek ve görenekleri ifade edilir. Özellikle de soylarının tükenmemesi için yapılan kız isteme ritüeli; insanların cinsel dürtüleri ile gerçek niyetlerinin ortaya komik bir şekilde konularak, izleyiciye aktarılır. Bu sayede, abazazus (apaçi) yetiştiren toplumun temel yapısı olan ailenin, gerçek oluşum biçimi de ekrana gelir.

İkinci bölümde ise sanatçı olmanın diğer adımı, diğerlerinden farklı olmanın getirdiği zorluklar işlenir. Hikayenin dram bölümüdür. Sanatçı olmak için dünya, insan ve kültürlere farklı bir açıdan bakılması gerekmektedir. Toplum, bu düzeye ulaşmış insanları; başarılı olursa sanatçı, başarılı olamazsa deli olarak niteler. Ankara sokaklarındaki gerçek deliler ile deli gibi bakılan amatör kısa film üretenlerin hikayesi ve sanata olan yolculukları bu bölümde işlenir. Özellikle yetersiz finansman ile teknik kaynaklara rağmen, sinema sevdalıların bulduğu pratik ama komik çözümler gösterilir. Ankara sokaklarında gezen delilerin gerçek hikayeleri de belgesel şeklinde doğaçlama anlatılır.

Üçüncü aşama ise delilikten dahiliğe çıkmanın tek yolu; zeka ve cesaret ile üretilen eserler anlatılmaktadır. Hikayenin sanatsal bölümüdür. Bölüm son derece etkileyici bir korku türünde kısa film ile başlar. Filmi seyreden yapımcı kendisine bu filmi gösteren Yönetmeni sapık ve psikopat olarak niteleyerek bürosundan kovar. Yönetmen sanatçı olacağına ve bu piyasayı alt üst edeceğine dair yemin eder. Film fabrikasının web sitesine girerek, projesini gerçekleştirmesine gönüllü olarak yardımcı olacak kısa film yapımcıları ile irtibata geçer. Bir ekip kurar. Sanatçı deliden dahiliğe yükselirken, cinsel iştahını bastırması ve delilik boyutundaki farklı algılarını bir esere dönüştürme süreci aktarılır. Ayrıca, bu kapsamda Ankara sokaklarında amatör ruhla yapılan performanslar (kukla gösterisi, müzik dinletileri, palyaço ile animatörler) gösterilirken, sokak sanatı yapanlar ile kısa film çeken amatörlerin sanata bakış açıları ile gerçek hayat hikayeleri doğaçlama olarak kaydedilir. Özellikle Ankara’daki sokak sanatçılarının canlı performansları ile gerçek hayat hikayeleri ile üretilen dramlarından bahsedilir. Ayrıca komedi dozunu düşürmemek için, bu bölümde Oda Tiyatrosu adı altında, orijinal ve komik skeçlerde izleyiciye aktarılır.

Finalde ise, Senaryosunu tamamlayan Yönetmen, sanatını icra etmeye karar verir. Filmde her bölümde gösterilen ve bir simge olan, Vendetta kostümünü giyip Ankara sokaklarına iner.

Deccal, gördüm seni sobe.

 
Gönderildi : 07/03/2011 3:06 pm
(@fire-trexs)
Gönderi: 7
 

Onüçüncü senin ile çalışmak isterim aslında ama mekansal farklılıklar sanırım engel olacaktır bana 🙂 Senaryo oluşturma tarzın acayip hoşuma gidiyor 🙂

Setten Vakit Bulunca Eve Gitmeyi, Hayattan Vakit Bulunca Fotoğraf Çekmeyi Seviyorum...

 
Gönderildi : 21/07/2011 5:54 am
(@onucuncu_1605504554)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bilişim çağında aynı şehir veya mekanda olmaya gerek yok. Yazdıklarımı gerek elindeki malzemeler gerekse de mekanların çevresinde değiştirip çekebilirsin. Telif ücreti de bulunmamakta olup, jenerikte Hikaye ve Senaryo bölümlerine rumuzum olan "Onüçüncü"yü yazman yeterli olacaktır. Saygılarımla,

Deccal, gördüm seni sobe.

 
Gönderildi : 21/07/2011 12:38 pm
Paylaş: