Ben yardımcı olmayı gerçekten de isterim.
Fakat projenin şartları beni korkutuyor ve projeye ne katabileceğim hakkında şüphelerim var.

Bunca verilmiş emeğin en iyi sonuca ulaşması için çabalarız elbette, fakat bu projenin mevcut şartları altında ben çok az görüntü yönetmeninin bu işe seviye atlatabileceğine inanıyorum. Buraya +ışık konulursa görüntü yönetmeni fark yaratır, fakat ışık kullanılmayacak bir çekimde, zaten kamera hareketlerinin çok belirli olduğu bir ortamda bu filme görüntü yönetmeni ne katar gerçekten bilemiyorum.

Dolayısıyla katkımın ne olacağını bilmediğim bir proje bu.

Dolayısıyla en baştaki fikrimi yineliyorum, bence sen steadicam operatörü arıyorsun.

Ve forumla ilgili fikrin de doğru aslında.
Bu forum yönetmenden çok görüntü yönetmeni yetiştiriyor aslında.
Yani oyunculuk, oyuncu yönetimi vs. gibi konuları ne kadar konuşuyoruz, görüntü-ışık meselesini ne kadar konuşuyoruz bu forumda kıyaslanırsa ikincisinin çok daha yoğun konuşulduğunu görürüz.

Elbette birbirlerinden ayrı alanlar değil de en net farkı kıyaslarsak böyle bir sonuç çıkıyor gerçekten de.

Anladım. Peki yeni bir başlık mı açmak lazım, yoksa burdan steadicam’ı olan operatör aradığımı söyleyebilir miyim? Ya da başlığı değiştirebilir miyim?

🙂

Fakat burada da şöyle bir sorunla karşılaşmamız yüksek.
İnsanlar kendilerine steadicam operatörü demek yerine görüntü yönetmeni demeyi yeğleyebilirler. Dolayısıyla steadicam operatörü diye ararsan da bulamayabilirsin. Basit bir ego sorunsalı. Yani ben aslında ilanı değiştir diye söylemedim.

Steadicam kullanma tecrübesi olan bir görüntü yönetmeni diye aramak yeterli olacaktır. Böylelikle tek kişiye indiririz aranılan kişiyi.

İşimiz zor cidden. Ama halledilemeyecek gibi değil. Devam edelim araştırmaya.

Öte yandan güzel ve eğitici bir başlık da oldu. Ama esas amacımız bu değil, senin işini halletmek. İstanbul sektöründe olsam hallederdim de sektörel işlerden de uzak olunca çevremiz kısıtlı oluyor. Birkaç arkadaşa yazdım, henüz net ve olumlu bir dönüş olmadı. Dur bakalım.

Teşekkürler KEzzAP , inşallah görüntü operatörü yönetmeni steadicamı bulunur.

Buraya ilan verince, baya mail gelir diye düşündüm. Demek ki bu steadicam olayı herkeste yok. Muhtemelen görüntü yönetmenim de o yüzden kaçtı. Kendisi de birkaç uzun metraj filmde görüntü yönetmeliği yapmış birisi.

Aslında ilk açtığım başlık ve altında yazdıklarımla şu an ki meseleye tekrar dönmüş oldum. Steadicam operatörü mü, görüntü yönetmeni mi diye.

Bu filmde başarılı olursam, bir making of yapmayı planlıyorum.

Ben de yardımcı olmak isterdim ama bu ay ve önümüzdeki üç ay iki belgesel, iki kısa film, dört tane de tanıtım filmi çekimi var.
Steadycam işi gözünü korkutmasın. Kalibrasyonu yaptıktan sonra sıkıntı yaşatmaz. Sadece yelekli olan modeli kiralamaya dikkat etmenizde fayda var.
Kezzap’ın söylediği gibi görüntü yönetmenine pek iş kalmamış. Ekstra katkısı çok az olacaktır. Kadrajı sağlam bir operatör işini rahatlıkla görür.

Teşekkürler paciente

Işık gidiyor ışık, bu aralar çektim çektim, çekemedim gider. Steadicam benim gözümü korkutmuyor. Oyuncular korkutuyor, onlarla uğraşmaktan steadicami kullanamam, enerjimi onlara saklamam lazım, yoksa şimdiye giymiştim steadicam yeleğini.

Ormanda bant taş sopa ve internet kablosuyla kendime stabilizer yaptım, iki aksisli oldu. Steadicam artı olarak yaylarla üçüncü aksisi yumuşatıyor sadece. Onu da uğraşsam yaparım, yani ne olduğunu bildiğim için kullanmasından korkmuyorum. Ama netlik geçişleri, filan bir sürü odaklanacak şey var çekimde, oraya odaklanırken, oyunculuğu göremem diye, illaki kullanacak başka birisi lazım.

Bu arada plan-sekansa güzel örneklerden biri de Atomic Blonde filmindeki kavga sahnesi. İlgilenenlerin ona dikkatle bakmasını tavsiye ederim. Tüm sekans parça parça çekilmiş, her seferinde bir sürü ışık ayarı yapılmış ama tek plan olarak izliyoruz.

Bu arada plan-sekansa güzel örneklerden biri de Atomic Blonde filmindeki kavga sahnesi. İlgilenenlerin ona dikkatle bakmasını tavsiye ederim. Tüm sekans parça parça çekilmiş, her seferinde bir sürü ışık ayarı yapılmış ama tek plan olarak izliyoruz.

Ben plan sekans falan bilmem belki de alakasız örnek veriyorum, kusura bakmayın. Benzer ve daha karmaşık bir kavga sahnesi olarak Kingsman'in ilk filmindeki kilise sahnesi geldi aklıma. İlk izlemede belli olmayan bir sürü cut vardı orada da.

Orman yeşillenmiş, hava güneşliydi, yine de raw çekim denemeleri yapabildim Ursa ile.Ekrandan bakınca, herşey normal görünüyor, eve gelip raw görüntülerin üzerinde oynayınca biraz şok oldum. Güneşin patladığı yerlerde aslında veri var ve tüm o beyazlık tamamen renklere dönüşebiliyor. Ama gölgeler için aynı şeyi pek söyleyemeyeceğim. Demek ki, gölgeye göre bir ışık planı yapmak lazım.

Bu kayıt yaparken aldığım görüntü

Bu da hızlı bir raw ayarı girince aldığım sonuç

İşte tam olarak bunu söylemek istiyordum başından beri.

Yani blackmagic kameraların yeni modellerini bilmiyordum onlarda da benzer bir sıkıntı var mı diye emin olamamıştım. Yine iyi pozlarsan siyahlardaki bilgiyi getirebiliyorsun, ama çok noise oluyor cidden. Blackmagic kamerada sonunda siyah alacaksak bile olabildiğince sağa pozlamak gerekiyor. Ama beyazların da clipping dediğimiz şeyi yapmaması lazım. Histograma baktığınızda siyahlar sol, beyazlar sağ duvarda olur. Sağ duvara yaslı bir bilgi olmamlı, o beyazlar geri gelmez.

Yukarıdaki de cinemadng default görüntüsü zaten o patlayan beyazlar geri geliyorsa log görüntü değil. Resolve'da camera raw panelinden clip'i seçersen log halini de görebilirsin. Çekimi de ona göre yapmak lazım, gerçi kamerada cinemadng default görüntüsü görebiliyor musun bilmiyorum ekranda, ama ekranda gördüğün görüntü log olmalı ve log görüntüde histogram beyaz ve siyaha temas etmemeli. Beyaza yakın olabilir, ama siyahtan uzak olmalı.

Çekim yaparken kamera ekranında gördüğün görüntü yukarıdaki görüntü müydü?

Evet, yukarıdaki görüntüyü görüyordum. Zaten video o, devamında filtrelere geçiş yapıyorum, ayarlarını değiştiriyorum, monitörde de düzgün görüntü yakalamaya çalışıyorum. Ama monitöre göre ayar yapmak yanlış anladığım kadarıyla, sol alt köşede beyaz bir histogram var, ona göre pozlama yaparım çekim günü.

Programlar loseless raw görüntüyü açıyor fakat, daha düşük formatta kayıt edilen 3:1 ve 4:1 formatlarındaki dng dosyalarını açmıyor.

Youtube'yi karıştırınca, log görüntüye nasıl baktıklarını gördüm.

Son anlara yaklaşmışken aklıma takılan bir soru daha sorayım. 24 fps için 50 hz mı yoksa 60 hz mi çekmek lazım. Bir de burdaki shutter speed 600D'nin enstantene hızıyla farklı şeyler mi? Çünkü dslr kamerada arttırdıkça ışık azalıyor, ama Ursa'da arttırtıkça ışık artıyor.

Eğer slow motion gibi bi şey yapmayacaksan ya da özel bir amacın yoksa

25 kare 50 enstantane. 180 shutter.

24 kare 172,8 shutter.

Enstantanede 1 den yukarı çıktıkça, shutter angleda 1e yaklaştıkça ışık azalıyor.

Ikisi aynı etkiyi veriyor sadece rakamsal olarak ters çalışıyor.

HTC One_M8 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

48 hz, yani 2 katı, o da derece olarak 172,8 shutter ediyor, blackmagic cameralarda shutter dereceyle olmalı.

Acaba gölgeleri iyice açtığımda, yatay çizgiler çıkıyordu, bir türlü anlam verememiştim, shutter açısıyla alakalı olabilir mi?