Khan ve intercapiller teşekkürler, çok sağolun.
Filmi birkaç festivale gönderdik, birkaç festivali de kaçırdık. Festivallerin bazıları seyirci kaybı yaşamamak için filmin açık mecralarda gösterimini istemeyebiliyor. Başvurduğumuz festivallerin yönetmeliklerinde böyle bir şeye rastlamadım şimdilik. Filmi en azından bir süreliğine buradan paylaşıyorum. Proje detaylarını daha önce de söylediğim gibi yine bu başlıktan paylaşacağım.
Şifre: öu2017kısafilmff
ÖLÜME UYANANLAR
Yönetmen – Senarist : Tolga Kadıoğlu
Yapımcı – Tolga Kadıoğlu
Oyuncular – Alper Özgen, Emek Uçarman, Zeynep Ülker, Halis Polat, Aleyna Çevik, Muhammet Mustafa Karademir, Cemal Uçarman
Sanat Yönetmeni – Duygu Çetinkaya
Kurgu – Tolga Kadıoğlu
Yönetmen Yardımcısı – Volkan Ersin Kansız
Plastik ve Özel Makyaj – Hasan Hüseyin Kayhan
Görüntü Yönetmeni – Mustafa Kemal Dolaşır
Müzik, Ses Miksaj, Foley – SPIDERVIS / Derviş Çakmakkaya
Görüntü-kamera açı ve hareketleri çok etkileyici. Ses harika. Makyaj harika. Konu çok kıvamında, iyi işlenmiş.
Patlamadan sonraki derin sessizliğin ardından biraz ortam sesi girse -inleme bağırışma, siren vs gibi- nasıl olurdu acaba.
Emeği geçen herkesi tebrik ederim. Tekrar tekrar izlenecek bir iş çıkarmışsınız.
ben kuzeyemir
Bağımsız hocam, bu vimeo'daki video için ses değerlerini hatırlıyor musun? 128 kbit civarında galiba. Metro sesleri ve finaldeki dış seste elektronikleşmeler olmuş. Wave'den mp3'e çevirirken oldu muhtemelen.
kuzeyemir hocam, patlama sonrası bir kulak çınlama sesi var aslında siren gibi olan. Ben belki biraz fazla arkalara ittim ama müziğin üstüne çok binmesin istedim. İnleme ve bağrışmayla varsa bile başrolümüz duymuyordur o yüzden 🙂 Görüntülerle de kaos benzeri bir ortam pek desteklenmediği için olsa gerek, o konuda konuşmadık diye hatırlıyorum.
Ben son dönemlerde başka işlerle uğraştığımdan bu konuyu ihmal etmişim, kabaca yaptığım işleri paylaşayım. İlk olarak hüzünlü bir müzik yapmıştım. Hem kadının hem de patlama sonrası sahneleri için farklı bir his veriyordu. Sonra Bağımsız, baskın bir duygudan ziyade belirsizlik olmasını isteyince müzik de böyle değişti. Ben başlarda şarkı yapmam gerekirmiş gibi düşünüp, melodi üzerinde çalışıyordum fakat sadece vurgulama yapmam yeterli oldu. Bu esnada Sicario bestecisi Jóhann Jóhannsson'dan esinlenildi.
Ses kaydı için ise bir gün evin yakınlarındaki pazar yerine gittim. Yaz günü sırtımda çanta, elimde zoom h4n, kulaklık takar vaziyette olduğumdan zabıtalardan falan izin almam gerekir diye düşündüm. İzin değilse bile yanıma gelip birkaç soru sorarlar diye bekledim ama beklediğim gibi olmadı. Bazı pazarcılar garipseyerek baktı o kadar. Önemli nokta olarak rüzgara dikkat etmem gerekti. Genellikle rüzgarı arkama alarak kayıt yaptım. Balık doğrama için yakından kayıt almam gerektiğinden bir balıkçıdan izin istedim. Patrona sorduğumda, "tamam ama Bayram abiyi de meşhur et" dedi. Bayram abiye kolay gelsin diyerek yanına gittim, iki farklı açıdan aldım kayıtları. Metro kayıtlarımda ise rüzgar çok sorun oldu. NewYork metrosunun seslerini falan alarak onlarla harmanladım o yüzden. Metro içinde kayıt almak da çok zormuş. Hep farklı muhabbetler vardı, onlardan kaçıp kuytu bir yere geçtim, yanıma kulaklıkla müzik dinleyen bir kız geldi fakat dinlediği müziği ben de net duyuyordum. Birkaç yer değiştirdim falan ama yaklaşık 50dk yolculuk yaptıysam, toplam kayıtların %10'u falan işe yarar olmuştur. Pazar yeri gibi değildi kısaca. Tabak çanak seslerinde de evde kardeşimden yardım aldım. Sonrası, seslerin temizliği ve filmle senkronize biçimde kullandığım programda işlemem.
görüntüler harika olmuş. sesler güzel alınmış. senaryo ve oyunculuklar zayıf kalmış. oyuncular pazar yerindeki dehşeti yaşamamışlar da dehşet kopan bacak görüntüleri ve kan ile verilmeye çalışılmış gibi. filmin mesajının sonunda dış ses ile verilmesi üstelik şiir okur gibi -son mısra- talihsizlik olmuş. dış ses amerikan güzeli filminde olduğu gibi tüm filme yedirilseydi, filmin bir parçası olabilirdi belki. yani o filmde o gün hayatımın son günüydü diye başlıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
bir de kadın saçlarını toplamasaymış keşke.
kısacası ellerinize sağlık, bu kalitede bi iş kısa film için harika.
kuzeyemir Emeği geçen herkes adına teşekkür ederim. Ortam sesi spidervis in dediği gibi tercih gereği böyle şekillendi.
spidervis Vimeo'daki ses değerini mi dosyanın ses değerini mi sordun anlamadım ama en son gönderdiğin üç versiyondan dip tamburlu olanı bu.
intercapiller Patlama sonrası ilk hal üzerine planlandı o sahne. Adamın kalkıp tekrar düştüğü süre kısa. Şok hali döneminde geçiyor yani. Şiiri filme ya da patlama sonrası sahneye yaymak ilk akla gelen di ama uygulama öyle göstermedi. Zaten filmin mesajı ile hikayesi ayrı yoldan ilerliyor.
ben çok sevdim. emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
uzun metraj bir filmin final sahnesi olsaymış keşke diye geçti içimden. belki o da olur.
Bitmeyen iyi dileklerin için teşekkürler paciente. Bu filmi hiç uzun metraj olarak düşünmedim. Uzun metraj projesi var, önümüzdeki sene bir aksilik olmazsa girişeceğiz. Bu sefer ilk uzuna göre biraz akıllandım biraz tecrübe kazandım ama cesaretim biraz azaldı. Uzun metraj anlayışı bizim sinema yapma hayali kurduğumuz zamanlar gibi değil ülkemizde artık. Bu nispeten sapkın anlayışa değmeden ama kendini en azından amorti edebilecek bir işin içinden çıkabilmeyi umuyorum. Bu kısa film bir ön ayaktı bu bakımdan.
Bağımsız Sade güzel temiz bir iş olmuş tebrik ve saygılar.
Filmi izleyince aklımda oluşan tema ana bir hikayenin yan karakterlerinden sadece birinin bakış açısından yansıması gibi oldu .
Pazaryerindeki patlamanın dokunduğu hayatlardan sadece bir tanesinin anlatımı gibi .
Bana kalırsa diğer bakış açilarindan devamlari gelse süper bir seri olur .
Misal o bombayı çöp kovasina koyan teröristin bakış açısından bir film .
Pazarcilardan birinin (tezgahın altında sürünen ) bakış açısından bir film daha .
Su şişesini çöpe denk getiremeyen adam , geri dönüp tekrar atmaya çalışırken (ayağı kopan mesela )
Bu hikayelerin paralel kurgusu güzel farklı bir seri çıkarabilir diye düşündüm izlerken tabiki biraz sinemacı kafası ile hayal gücü diyebilirsin .
Dnd Teşekkürler ve saygılar benden de. Devam fikri farklı bakış açılarıyla iyi geliyor ama dediğim gibi bu projeyi devam ettirme düşüncem yok. Orada ölen ya da yaralanan herkesin başka bir hikayesi vardır ama filmin mesajı orada olmayanlara daha çok.
Bir şeyi duzelteyim bir de. Çöp tenekesi patlamiyor. Öyle olsa filmin bir hatası olurdu. Çünkü çöp tenekesinin paramparça ya da çiçek gibi açılmış olması gerekirdi. Bomba daha ileride patlıyor, çöp tenekesine etkisi vuruyor. Tabi filmin bunu daha net vermesi gerekiyordu ama olmadı demek ki birkaç kişi daha bunu söyledi.
Film artık açık mecrada, Youtube'da:
Başlık açsana abi. Bir de afiş künye bilgileri vs. Anasayfaya koyalım.
Daha önce söz verdiğim üzere proje detaylarını da yazayım. Maliyeti 11 bin küsür lirayı buldu, planladığımın biraz daha üstünde. Listesi elimde olsa da tek tek yazamam tabi ki neye - kime ne kadar verildi diye ama en yüksek kalem sanat yönetimi giderleri oldu. 2 gün planlanan çekime ekstra bir gün daha eklendi ( Çöp tenekesinin çekimi). Kiralanacak ekipmanı sağlayan kişilerde problem oldu bu da maliyete yansıdı. Açık alanda, ohal zamanı, terör konulu bir film yaptığımız için izin, harç işlemleri usulüne göre yapıldı. Maliyeti kısabilirdim, o fırsatlar oldu ama riske girmedim. Işıklar hariç bütün ekipmanlar kiralıktı. Üç çekim günü arasında en az dört gün ara vardı ve üç çekimde de kamera ekibi farklıydı, bu da hem organizasyonu hem de uyumu biraz zorlaştırdı ama sorun olmadı çok şükür. Kamera daha önce belirttiğim gibi BMCC 4K idi. İkinci gün çekimi Ursa. Lensler ağırlıklı olarak Samyang Cine setten. Oyuncu arkadaşlarla ilk kez çalıştık, hayli iyi niyetli ve çalışkandı hepsi, kamera arkası da öyleydi. Genel olarak şanslı geçti proje, darısı diğerlerinin ve sizlerin başına.
Beklediğim soruların cevabı gelmiş. Teşekkürler.
Teknik olarak filme diyecek şey yok ancak izleyip duruyorum senaryo bir türlü yumruklayamıyor beni. Bir türlü özdeşleşemiyorum. Klasik anlamda kahramanın yolculuğu olmayışından kaynaklı olmalı. Bir de finale kadar gösterilenler yaşama olan tutkuyu gösteremiyor bence. Hayatın sıradan bir anı, sizin zaten vurgulamak istediğiniz kısım bu olabilir anlıyorum ama izleyici olarak çağırmıyor beni.
Örneğin yaptığı bir şeye tutkuyla bağlı bocalayan birini görsem ya da karısına sürpriz yapmak için didinen türlü numaralar kovalayan, badireler atlatan bir adamı görsem; istediği şeyi almak için hayaller kuran, bulduğu işlerde çalışan bir öğrenciyi. Ne bileyim işte. Sonra finalde hayatın o insana aslında hiç değer vermediğiyle yüzleşsem istediğim tokadı yemiş olurdum sanırım.
Daha önce söz verdiğim üzere proje detaylarını da yazayım. Maliyeti 11 bin küsür lirayı buldu, planladığımın biraz daha üstünde. Listesi elimde olsa da tek tek yazamam tabi ki neye - kime ne kadar verildi diye ama en yüksek kalem sanat yönetimi giderleri oldu. 2 gün planlanan çekime ekstra bir gün daha eklendi ( Çöp tenekesinin çekimi). Kiralanacak ekipmanı sağlayan kişilerde problem oldu bu da maliyete yansıdı. Açık alanda, ohal zamanı, terör konulu bir film yaptığımız için izin, harç işlemleri usulüne göre yapıldı. Maliyeti kısabilirdim, o fırsatlar oldu ama riske girmedim. Işıklar hariç bütün ekipmanlar kiralıktı. Üç çekim günü arasında en az dört gün ara vardı ve üç çekimde de kamera ekibi farklıydı, bu da hem organizasyonu hem de uyumu biraz zorlaştırdı ama sorun olmadı çok şükür. Kamera daha önce belirttiğim gibi BMCC 4K idi. İkinci gün çekimi Ursa. Lensler ağırlıklı olarak Samyang Cine setten. Oyuncu arkadaşlarla ilk kez çalıştık, hayli iyi niyetli ve çalışkandı hepsi, kamera arkası da öyleydi. Genel olarak şanslı geçti proje, darısı diğerlerinin ve sizlerin başına.
bu yorumu yeni gördüm. epey harcanmış filme, umarım sponsor desteğiyle halletmişsinizdir. çok para ya...şahin alınır o paraya 😀
Çok para cidden bizim bütçelerimiz üzerinden düşününce, ama takdiri hak ediyor mu, tam da bu yüzden ediyor. Geri dönüşü riskli ama yine de inandığı projeyi çekiyor.
Örneğin benim yakında çekmeyi planladığım bir proje için (bağımsız da işin içinde olacak) 600 TL'sini şimdiden harcadığım maksimum 2000 TL çıkar cebimden. Fazlası çıkamaz, çünkü yok. 🙂 Fazlası gerekirse borca harca girip çekmem. Garanticiyim ben. 🙂 Ama para olmayınca da süreç uzuyor, insanların enerjisini canlı tutmak zorlaşıyor. Zor işlerle uğraşıyoruz. O yüzden bağımsız gibi figürler çok önemli. Aslında sadece bireysel bir cesaret değil bu, hepimiz için öncü bir birlik gibi cesaret ediyor.
Ben böyle görüyorum.
Bence standart üstü bir film bu. Beğenmediğim, daha iyi olabilir dediğim yönler yok mu, var.
Ama bu cesareti ve özveriyi göstermek filmin kendisinden daha önemli.