Şöyle ki bizde yönetmen denince insanlar tabii ki buradaki düşük bütçeli yapımları düşünüyorlar ve bu kadar çok insan varken yönetmen cidden neyi yönetiyor diye düşünüyor. Hollywood prodüksiyonlarında bir filmin film olarak kabul edilebilmesi için gerekn min. bütçe 4-5 milyon dolardır. Bunun altında çekilen filmler stüdyolar tarafından film kıstası altında ele alınmazlar. Bu tarz bütçelere çekilen filmlerde ise bu para sadece ekipmana ve o ekipmanı kullanacak kişilere yatırılır. Prodüksiyon büyüdükçe insan sayısı artar. Ekip büyüdükçe departman sayısı artar, departman sayısı arttıkça yönetmenin kontrolü zayıflar, bu nedenle her departmanın başına bir kişi getirilir ve yönetmen sadece bu kişilerle muhatap olur. Yönetmeni bir inşaattaki proje koordinatörü olarak düşünebilirsiniz. Mimarı tasarımı başkası yapar, malzemeyi başkası sağlar, temeli başkası kazar, inşaatı ameleler yapar, ama tüm projeyi tek bir kişi koordine eder. Bu adam da binaya tığla koymuyor diye ben neyi koordine ediyorum a.k demez.

" görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni e ben neyi yönetcem a.koyim" M.Erksan.

Bence bu dünyanın en içi boş ve saçma lafı olmuş. Hem de böyle büyük bir yönetmenden.. Ne yöneteceksin, oyunucunu yöneteceksin a.k.. Yönetmenin setteki en en önemli bir numaraları işi oyuncu yönetmektir. Gerisi zaten pre prodüksiyonda halledilmiş olmalıdır. Oyuncu yönetimi de halledilmelidir tabii ama sette 50 60 kişinin ortasında oyuncularını motive etmek yönetmenin işidir. Bir oyuncunun performansı kötüyse oyuncu eleştirilemez, yönetmen eleştirilebilir, zira onu seçen de, yeteri kadar motive edebilen/meyen de odur.

Yönetmenin işi budur. Tabii biz çok ufak ekipler ve miniminnacık projelerde çalıştığımızdan bu kıstasların çizgileri silikleşiyor, ulan bu da ne önüne gelen götünden bi şey yönetmeni uyduruyor diyoruz. E türkiye'deyiz doğaldır tabii.

O zaman M.Erksan'ın dediği auter olayı oluyor galiba.

Bu ayırımlar tamamen profesyonellikten kaynaklanıyor.

Bütün bu işleri hakkı abi ile birlikte yapmak gerekirse, her bir branşta uzmanlaşmak şarttır. Yönetmen her bir branşın tüm teknik ayrıntılarını bilmek zorunda değildir. Tek bir insan da zaten bu kadar farklı branşlarda uzmanlaşamaz. Bir şekilde insan üstü bir çabayla tüm branşlara hakim olsa bile, bir yandan bu kadar farklı dalları, bir yandan da oyuncuları set personelini ekonomiyi vs. konsantrasyonunu bölüştürerek, maksimum performansıyla iş çıkarmak imkansız gibidir.

Bunun yerine yönetmen, kendi branşlarında uzmanlaşmış personel olan branş yönetmenlerini koordine ederek, detayda boğulmadan, hızlı ve kaliteli sonuçlar alır.

Bir insan bu insanlarla çalışmaktan şikayet ediyorsa; ya şaka yapıyordur, ya doğru insanları kadrosunda toplamayı başaramamıştır, ya ekonomik olarak müsait değildir, ya kendinden başka kimseye güvenemeyecek kadar obsesivdir, ya da bu insanların yarattığı farkları algılayabilecek kadar bile konuya hakim değildir.

Mesajları yazdım ama yazdıktan sonra farkettim ki tornado arkadaşın başlığında tartışarak, engel oluyoruz. Yönetmenler ne iş yapar konusu ile ilgili kafamızdaki sorular ya da cevaplarımızı ilgili başlıklarda devam ettirirsek, tornado arkadaşımızın başlığını da kirletmemiş olacağız.

Ben kendi adıma özür diliyorum.

Bu arada çekimler ne zaman olacak? Pre prodüksyon için ön çalışmaya ihtiyaç varmı?

valla buna bence tek bi kıstas konamaz kamera bilgim kompozisyon bilgim varsa herşeye karışırım ben:D Sevgili metin Erksan'ın efsane lafı ile bu konuyu özetliyelim sevgili dostlar.

" görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni e ben neyi yönetcem a.koyim" M.Erksan.

İşte ben de hep bunu düşünmüşümdür. Bu kadar yönetmen var o zaman gerçek yönetmen ne iş yapıyor. Gerçekten son nokta olmuş bu laf...

tamerarar; Kadir Abi'nin filmlerinde görebilirsin jimmyi, steadycami, şaryoyu... Steadycam hariç diğerleri düşük bütçe kısmına giriyor.burayı boş bırakıyorum...

abıcım kkymn ensesı kalın adam ve tam bır hobı olarak ugrastıgıda bellı...
😀 Tamer, sonunda hepimizi toptan attırıcan forumdan, o olacak 😀

kkymn ensesı kalın adam ve tam bır hobı olarak ugrastıgıda bellı...
hobi pahalı ıslerdır.

Bence bu söz hiç hoş değil. Sözlerimize biraz daha dikkat edersek kimse üzülmemiş olur. Bir de KKYMN'nin felsefesi düşük bütçe, bağımsız sinema zaten...Ayrıca başka bir örnek istersen Hepa son filminde(Oyun) şaryo kullandı galiba.

.

Bence bu söz hiç hoş değil. Sözlerimize biraz daha dikkat edersek kimse üzülmemiş olur. Bir de KKYMN'nin felsefesi düşük bütçe, bağımsız sinema zaten...Ayrıca başka bir örnek istersen Hepa son filminde(Oyun) şaryo kullandı galiba.ben anlamadım ensesı kalın lafından sız ne anladınız...keske benımde ensem kalın olsaydı.

😀 Tamer, sonunda hepimizi toptan attırıcan forumdan, o olacak 😀
keske benım ensem kalın olsaydı...

Çok ilginç ama ilk kez tamerarar'a katılıyorum. Ben bile şaşırdım yani. O derece.

Egg valla zor bişey yaptın kolay değil tamer le aynı fikirde olmak:):)

kolay degıl benım tarafımda olmak...

Proje ne oldu yahu? İptal mi oldu?

Ankara sen nasıl bir şehirsin ya?

Proje ne oldu yahu? İptal mi oldu?

Ankara sen nasıl bir şehirsin ya?
Ya işte , ankara bu kadar zor bir şehir...

proje bitti arkadaşlar...

eksiklerimizi filan yazdığım günden sonra hiçbirinizden cevap alamayınca başladım ve bitirdim...

yine de ilginize teşekkürler... 🙁