Bu şartlar altında bir çekim ekibi bulmak mümkün mü bunu kabul eden olur mu acaba ? Çekim bir mekanda yapılıcak
korona sebebiyle sektörde gündelik çalışan insanlar maddi anlamda zorluk içinde. Bu teklifini kabul edecek birileri illaki çıkacaktır. Cast ajanslarının sitelerinden senaryondaki karaktere uygun oyuncuları çıkart, sosyal medya hesaplarından o kişilere ulaşıp teklifini yap, en kestirme yol bu, başka imkanın yoksa... https://www.imcajans.com/
Yada https://filmekibimerkezi.com/ buraya ilan koy teklifini, ilgilenen ulaşsın.
"Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.” Mevlâna 8)
Filmin postu bitecek de gişeye çıkacak da iyi hasılat yapacak da para gelecek de... Ben sizin açtığınız konular ve sorduğunuz soruları gördükten sonra şunu tavsiye edebilirim, bence ilk önce bir kısa film çekin yine tek mekan ve yine bir veya iki oyuncu. Hem set işleyişini öğrenmenize hem de belki sonra da birlikte çalışabileceğiniz bir ekip toplamanıza yardımcı olur bu. Çünkü sorduğunuz sorulardan yola çıkarak; direkt uzun metrajla işe girişirseniz fena çuvallayacaksınız gibi görünüyor.
Filmin postu bitecek de gişeye çıkacak da iyi hasılat yapacak da para gelecek de... Ben sizin açtığınız konular ve sorduğunuz soruları gördükten sonra şunu tavsiye edebilirim, bence ilk önce bir kısa film çekin yine tek mekan ve yine bir veya iki oyuncu. Hem set işleyişini öğrenmenize hem de belki sonra da birlikte çalışabileceğiniz bir ekip toplamanıza yardımcı olur bu. Çünkü sorduğunuz sorulardan yola çıkarak; direkt uzun metrajla işe girişirseniz fena çuvallayacaksınız gibi görünüyor.
Film yapmak zaten biraz risk almayı gerektirmiyor mu ? Tamam yapımcılar dirket olarak risk altında zaten yatırdıkları paraları kaybedebilirler ancak gelecek vaadeden bir ekip olmayı isteyenlerde biraz risk alamazlar mı ?
Tavsiyeniz için teşekkürler kısa film yapıcam zaten direkt uzun metraja girmiyorum sadece uzun metraja girdiğimde bazı neler olacağını-olması gerektiğini şimdiden öğrenmek için tecrübe sahiplerinden fikir alma niyetindeyim.
Hayır hasılattan pay umuduyla çalışmak risk almak değil: Düzenin nasıl işlediğini bilmediği için kendini kullandırmak; özellikle teknik ekip için. Sizin özelinizde demiyorum yanlış anlamayın. Bu hasılattan pay olayı düpedüz Nasreddin Hoca fıkrasıdır.
Hasılattan pay verme teklifiyle insanlara gittiğinizde çok büyük sabır ve vakit sahibi olmanız lazım. Projeyi tek tek anlatacaksınız, bazısı tamam deyip kabul edecek, sonra bunların çoğu yarı yolda vazgeçecek. E para da vermediğiniz için kimseye bir şey diyemeyeceksiniz. Canı sıkılan oyuncu yarı yolda sıkılınca çekip gidecek. Başta söz verenlerin sonra başka önemli işleri çıkacak vs. Nadiren birkaç kişi bulabilirsiniz ama onlar da işlerini üstünkörü yapıp geçeceklerdir. Sonuçta ortaya vasat bir şey çıkar.
Yıllardır insanlar bu üretim modeli ile çekim yapmaya çalışıyor, bugüne kadar başarılı olmuş bir örneğini duymadım, görmedim. İnsanlara en azından sembolik de olsa bir ödeme yapman gerekiyor. Yemek ve yol paralarını geçtim, çok düşük de olsa verebileceğin bir ücreti işçilikleri için vermen gerekiyor. Çünkü parasız çalışmak, çok gönül işi bile olsa insanları demotive eder ve değersiz hissettirir; kimse ortaya varını yoğunu koymaz. Kendimden örnek veriyorum, senaryosu üzerinde ciddi emek verip bir sene uğraştığım bir kısa İnternet dizisi projem vardı. Okuldan beraber mezun olduğum arkadaşlarıma, sektörden tanıdığım arkadaşlarıma, onlar vasıtasıyla tanımadığım insanlara haber saldım, çekirdek bir ekibi toplayıp bir araya getirmem 6 ayımı aldı. Eğer düzgün bir bütçem olsaydı ve herkese talep ettiğinin, normal kaşesinin yarısını bile teklif edebilecek bir bütçem olsaydı, o ekibi toplamam 6 ay değil, 6 dakika sürerdi. Elimdeki tüm bütçeyi, para vermeden çalıştıramayacağım sanat yönetmenine ve ekibine yatırdım. Mekan kiralandı, dekorlar yapıldı, her şey ayarlandı. Mekanı kiralarken nasıl "film tutsun da parasını veririz" diyemiyorsak, dekorları yaptırırken nasıl "siz cebinizden yapın, iş tutunca fazlasını alacaksınız" diyemiyorsak, insan emeğine de dememeliyiz. Parasını vererek çalıştırdığım üç kişi, sabah benden önce çekim alanındaydı, ben o manzara karşısında parasını alanla almayan arasındaki farkı çok iyi anladım. Ekibin kalanı, ya gönlünü ortaya koyarak ya da yol/yemek paraları karşılığında çorbaya tuz atmaya, çok ciddi ısrarlarım ve ikna çabalarım sonucunda razı gelmişti; "şu pilot bölümü bir çekelim, olumlu tepkiler geldikçe ve izlendikçe ikinci bölümü siz benden daha şevkli çekmek isteyeceksiniz" diyip durdum, proje tuttuğunda herkes payını alacaktı, öyle anlaşılmıştı. Ancak bedavaya çalışmanın ve çalıştırılmanın tarih olduğunu gerçekten henüz öğrenememiştim. Çünkü benim kuşağım, hiç para almadan marka bir reklam ajansında 1 sene staj yapabilmek için sıraya giren, bunun kariyerine, CV'sine çok ciddi katkılar sağlayacağına inanan bir kuşaktı. Ticari hayatta da bedavaya çalışıp sömürttürdük kendimizi, sanatsal işlerde de "ya tutarsa" mantığıyla çok amelelik yaptık. Neredeyse üç sene önce yaşanan bu olayın çekim sabahına dönecek olursak, canım ciğerim görüntü yönetmeni arkadaşım, sabah bana samimiyetsiz bir bahaneyle gelemeyeceğini sade bir mesajla bildirdi; çalıştığı ajans o günkü çekimde ona ihtiyaç duyulduğunu, izin almasının mümkün olmadığını söylemişti; halbuki benden para alacak olsaydı, kesinlikle gelirdi. Oyunculardan birisi o hafta sevgilisinden ayrılmıştı, bir önceki gece çok içtiğinden uyanamamıştı; prodüksiyonu yapacak olan, oyuncuları metrodan alacak olan arkadaş kesinlikle telefonlarına cevap vermedi; oyuncuları metrolardan kendim topladım, aksiliklerin ardı arkası kesilmedi. Bütün iş benim üzerime kaldı, çekim bir şekilde yapıldı ancak pilot bölüm masada kaldı, kurgudan çıkamadı. Çünkü kurgucu arkadaş para almadan çalıştığı için sadece işten arta kalan zamanlarda benim projemle ilgilendi, renkler istediğim gibi olmadı, para vermediğim için revizyon istemeye de yüzüm tutmadı, sonra elime bir miktar para geçti, kurgucu arkadaşa teklif ettim, "al bu parayı ilgilen lütfen" dedim, bana "parana yazık olur, bu görüntüler istediğin gibi olmaz" dedi, bu sefer işe gönlünü koyan ve çekim günü elinden geleni yapan insanlar bana "daha ilk bölümü çıkaramıyoruz, nasıl dizi yapacağız biz" dedikten sonra, soğudular ve koptular olaydan. O yüzden bir sonraki projemde kesinlikle istediğim kaliteyi karşılayan bütçeyi gömmeye karar verdim, o yüzden neredeyse 3 senedir kısa film çekmiyorum. Tahmin edeceğiniz üzere mekana, sanat yönetimine ve dekora verilen paralar da yanmış oldu. Uzun lafın kısası, sosyal medya fenomenisindir, senin çektiğin bir içerik videosunda 10 saniye gözüken biri bile 1 günde prim yapar hale geliyordur, insanlar seninle bedavaya çalışmak için sıraya girerler. Ama dikkatini çekerim, orada da maddiyat var, senden onlara doğru net ve eller tutulur bir değer akacağına eminler. Aksi takdirde belirli standartlara sahip, işinde tecrübeli kimse bu şekilde çalışmaz (istisnalar, babacan arkadaşlar tabii ki vardır). Bu arada "pandemi dönemi, herkes paraya sıkışık, az paralara herkes çalışır" mantığını da doğru bulmuyorum. Evet çalışırlar, ancak nasıl çalışırlar? Hakkı 5.000 lira olan bir işi 2.000 liraya yaptırıp, o 2.000 lirayı çöpe atmak da var işin ucunda. Ucuza yaptırdığın işi beğenmeme lüksün yok unutma.
Birinci elden deneyimleyen, yapan birisi olarak hiç bence arkadaşaların anlattığı gibi bir durum yok. Mesela yukarıda ki arkadaşın para vermezsen işi ciddiye almazlar lafı tam olarak doğru değil. Eğer ticari bir amaç güdüyorsan (ben bunu sanat için yapmıyorum diyorsan yani) herkese parasını vereceksin zaten bunu tartışmak absürt. Eğer ben abbas kiyarüstemi,cafer penahi,tarkovsky gibi filmler yapmak istiyorum,insan ruhunun derinliklerine,toplumsal eleştiri getireceğim diyorsan bence hisse karşılığı iş yapmak hakkındır. Çünkü parasal amaçlar için çekmiyorsun,insanlığa ve sinema sanatına katkı sunmak istiyorsun. Bunu çekimde yer almasını istediğin oyunculara,set ekibine belirtirsen ve kişilik olarak profesyonel insanlar iseler hiç bir sorun yaşamazsın. Bu şubatta ilk uzun metrajımı bu usul çekeceğim,yarın ekibin son oyuncusu için beşiktaş'ta bir toplantı yapacağız. Arkadaşlar uzun lafın kısası sanat diyince akan sular durur 🙂
Birinci elden deneyimleyen, yapan birisi olarak hiç bence arkadaşaların anlattığı gibi bir durum yok. Mesela yukarıda ki arkadaşın para vermezsen işi ciddiye almazlar lafı tam olarak doğru değil. Eğer ticari bir amaç güdüyorsan (ben bunu sanat için yapmıyorum diyorsan yani) herkese parasını vereceksin zaten bunu tartışmak absürt. Eğer ben abbas kiyarüstemi,cafer penahi,tarkovsky gibi filmler yapmak istiyorum,insan ruhunun derinliklerine,toplumsal eleştiri getireceğim diyorsan bence hisse karşılığı iş yapmak hakkındır. Çünkü parasal amaçlar için çekmiyorsun,insanlığa ve sinema sanatına katkı sunmak istiyorsun. Bunu çekimde yer almasını istediğin oyunculara,set ekibine belirtirsen ve kişilik olarak profesyonel insanlar iseler hiç bir sorun yaşamazsın. Bu şubatta ilk uzun metrajımı bu usul çekeceğim,yarın ekibin son oyuncusu için beşiktaş'ta bir toplantı yapacağız. Arkadaşlar uzun lafın kısası sanat diyince akan sular durur 🙂
Amacımız genelleme yapmak değil, sık rastlanan durumları örneklendirmekti. Dilerim güzel bir istisna olur senin projen ve hayata geçerek başarılı olur.
Bulunur mu bulunmaz mı bilemem ama dost acı söyler, çok yüksek olasılık filminiz hasılat falan yapmayacak.
1000 tane böyle girişimden birinin hasılat getireceğini düşünüyorum.
Siz o bir misiniz, bilemem.