Hoşgeldiniz,

Hayır, bu türden bir uygulama pratikte yok. Bir ara benzer birşey duymuştum ama o daha çok af uygulaması ile ilgili idi. Yani bir üniversiteye sınavsız girmeniz mümkün değil. Diğer mesajınızda foto-sinema kursları pek aklınıza yatmıyor diye yazmışsınız ama bence bu durumda en pratik durum genel de olsa sizi sinema altyapısı konusunda bilgilendirecek bir seminer-kursa katılmanız. Tereddütünüzü anlıyorum ve büyük ölçüde de paylaşıyorum ama başka pek bir alternatif yok. Tek alternatif üniversiteden tanıdık hoca vb bulunursa derslerine konuk olarak katılmanıza izin verebilir ama o bile zor. Yine de sinema sevgisi için cesaretinizi kırmak istemem. İstanbul merkezli film atölyeleri vb oluyor gördüğüm kadarıyla ve aralarında "gerçekten" iyi isimlerden oluşan bir programı olanlar var. İstanbul merkezli arkadaşlar belki isim verme açısından daha yardımcı olabilirler.

Saygılar ve tekrar hoşgeldiniz.

Hosbulduk.
gorusleriniz icin çok tesekkur ederim.

Belki ben burada "keşfedilebilirim" diye hayal etmeye devam edeceğim. Sinema zaten bir "hayal" perdesi degil mi?

Bu forum da gecen Ekipsiz Asi uzerine google da da bir arama yaptim. Buldugum bir tanitim cok ilgincti. Tabii ne derece doğru bilemeyeceğim. Bu kitabi henuz okumadım ama en kisa zamanda gözden gecirecegim
"Eğer film yapmak istiyorsanız ve film okuluna gidemiyorsanız, unutmayın ki, film okulunda zaten pek bir şey öğrenemezsiniz. Size bir hikâyeyi nasıl anlatacağınızı hiçbirzaman öğretmezler. Zaten neyi nasıl anlatacağınızı da onlardan öğrenmek istemezsiniz. Kendi tarzınızı keşfetmek zorundasınız(...)Peki piyasaya nasıl gireceksiniz? İşte şimdi ona geliyoruz... Ekipsiz Asi kitabini okumak motivasyon icin cok onemli"

Goruslerinizi paylastiginiz icin çok tesekkur ediyorum

Mesajlarınızdan film konusunda özel bir ilgi alanınız olup olmadığını anlayamadım. Yani belki de yönetmenlik, görüntü yönetmenliği ya da senaryo vb gibi daha net belirlenmiş bir hedeften çok daha genel bir ilgi ve merak seziyorum yazdıklarınızdan ve o nedenle ben kendimce tahminde bulunup sizi daha çok yönetmen/görüntü yönetmeni adayı gibi algılayarak yazayım. Bu arada herhalde İstanbul'dasınız. Mekanı bilirsek belki öneri vb konusunda daha yardımcı olunabilir. Ben size ancak Ankara ve yurtdışı konusunda yardımcı olabilirim.

Fotoğrafçılık geçmişiniz olması çok iyi. Fotoğrafçı gözü sinemanın görsel kısmının belkemiğini oluşturuyor ama sinema deyince işin içine hareketli görüntü girdiği ve günümüzde de artık film yavaştan ayağını çekmeye başladığı için bir an önce "video" denen şeyin özelliklerini öğrenmeniz bence daha yerinde olur. Kısmen de olsa fotoğrafçılık geçmişi olan ama esasen video çizgisi izleyen bir kişi olarak size de olabildiğince çabuk bu konunun teknik altyapısına kabaca da olsa bir giriş yapmanızı öneririm. Video deyince aklınıza bu terimin eski kullanımı gelmesin. Ben dahil bir çok kişi erişiminde daha yüksek kaliteli ve daha profesyonel makineler olduğu halde sırf gerilla/amatör eğilimleri nedeniyle video DSLR makineler üzerinde çalışmaktayız. Bu makineleri tanımak güzel bir başlangıç olacaktır. Esasen fotoğraf makinesi oldukları için size de yabancı gelmezler. Bütün sorunlarınıza da burada veya başka yerlerde cevap bulursunuz. O konuda şüpheniz olmasın.

Öte yandan mevcut Türk sinemasına dahil olmak ister ve sağdan soldan bir sete konuk olmanın yolunu bulursanız orada hala 35m film kullanımının yaygın olduğunu ama gittikçe dijital teknoloji ağrılıklı hale gelmekte olduğunu farkedeceksiniz. Set ortamı kenardan izlenerek pek birşey öğrenilecek yer değil. Amatör de olsa bir projenin ama gerçek ve sonuca ulaşacak bir projenin içinde ve bir "ünvan" ile "kameraman, görüntü yönetmeni ya da yardımcısı vb) yani görev alarak yer almak en iyisi olacaktır. Ben ilk ciddi projelerimi kaldırıp çöpe atmıştım ama bugün her şeyi onlardan öğrendiğimi farkediyorum. Onca hata yapmasam olmazmış. Bu hatalarla ne kadar erken tanışır ve onları cesaretinizi kaybetmeden ne kadar erken aşarsanız o kadar üretici olabilirsiniz. Bir yerinden "sağlam ve ciddi" bir projeye ucundan da olsa dahil olun.

Sinema okulu biraz göreceli bir kavram. Üniversite ile sinema okulu farklı şeyler. Tam olarak beklentinizi bilemiyorum ama üniversite sinemayı bir sanat dalı ve tarihsel gelişimi merkeziyle daha çok ele alır. Pratik biraz daha arkada kalır ama yok değildir. Sadece işin düşünsel yanı ağırlıkta. Sİnema okulu ise daha çok pratik yani uygulama/proje ağırlıklı. Adı sinema kursu/atelye ya da "bilmemkimle sinema başkadır" diye hikmeti kendinden menkul şahısların ego/para kaygısıyla açtığı kurslardan uzak durmanızı öneririm ama zaten bunu siz de sezmişsiniz.

Bence okumak kadar bol bol kısa film izleyin. Vimeo güzel bir başlangıç olacaktır ve bu forumda güzel kısa filmlerin linklerinin bulunduğu bir başlık da vardı.

Gerisi gelecektir...

Denizciler, balıkçılar hep derler: Bir kere paçasına deniz suyu değen adam bir daha iflah olmaz. Yani bir kere laf olsun diye balığa gidersiniz ondan sonra oltasıydı teknesiydi iş zıvanadan çıkar. Evde hanım koca bekler olur. Sinema da öyle. Bir kere o objektiften bakıp "motor" dendikten ve son görüntüyü arkanıza yaslanıp bir kez izledikten sonra kolay kurtuluş yok. Sonra demedi demeyin.

Evet ozel bir ilgi alani belirtmedim.

egitim olarak beklentilerim ise bir oykuyu yazip sahneye koymak, icinde oynamak, yonetmek, cekmek, montajini yapip seyirciye hazir hale sokmak konularinda alt yapi sahibi olduktan sonra ve de bu evreler hakkinda kapsamli bir bilgiye sahip olduktan sonra yonetmenlik yapmaliyim diye dusunuyorum

Tavsiyeniz uzerine vimeo yi daha fazla ziyaret edecegim.

Aydinlatici bilgileriniz icin cok tesekkur ederim.