Açmaya açar da asıl soru dişçi parasını kimin ödeyeceği..

Birayı ağızla açmak falan neyse de,sitede bir sürü güzel senaryo var.Burda,Benim Sinemalarım'da.Bunlar kısa film senaryosu ama yetenekli insanların elinde vardır mutlaka uzun metraj senaryosu.Peki film şirketlerine başvuran var mı aramızda?Üşeniyoruz ama film şirketlerine başvurmamız lazım.(Kendimi dahil etmiyorum.Senaryo konusunda yeteneksizim.)Ortaya çok güzel şeyler çıkacaktır.Hem yazıp hem yönetirsiniz.Author sineması adına...

Bir de her kısa film ya da sinema forumunda bir zırvalık vardır."Hadi arkadaşlar..." topici altında,"biz de biliyoruz birşeyler neden forumcak birşeyler çekmiyoruz vs." yazar.Buna inanmıyorum ama bu forumdaki birkaç kişinin(diğer forumlardaki gibi herkes demiyorum) Voltran'ı oluşturup yaptıkları çalışmaları izlemek isterdim.Mesela KKYMN,beetlejuice,heporinna,Kezzap,sinandinc vs. Yani forumun belkemiği insanların.(spiker tabiri gibi oldu)(gerçek isim topiğine bakmaya üşendim kusura bakmayın) 🙂

Yazar sineması nedir biraz açar mısın?

Yazar sineması derken Türkiye'de NBC'nin ve Zeki Demirkubuz'un yaptığı gibi kendi tarzını oluşturmasını,yönetmenin kendi senaryosunu dilediği biçimde perdeye yansıtmasını kastettim.Böylelikle araya ikinci bir göz girmeden filmi ilk kurgulayanın yani senaristin çektiği filmlerden bahsetmek istedim.Ve tabi filmlerin yüzeysel olmaması.

Auteur sinemasından mı bahsediyoruz?

Fransızcada yazar anlamına geliyor ama akımın tam çevrimi kendi hikâyesini kendi yazan yönetmen demek değil.

Biraz anlam karmaşası oluşmuş benim de kafam karıştı. Başka şeyler yazmıştım sildim.

auteur ya da author pek farketmiyor.Akımın başı fransızlar ama sonuçta aynı anlamda kelimeler.Ben anlatmak istediğimi yazdım.Zaten bunu anlatmaya benim gücüm yetmez.Ben sadece bağımsız sinemanın ortaya çıkaracağı şeylerden bahsediyordum.

Neyse ya aslında pek önemi yok.
(ayrıca konu lost Türkiye'den nerelere geldi)

Asıl anlatmak istediğim bir özgünlük,tarz yaratma.Sanıyorum bunu önceki mesajda tam olarak anlatamadım.Kendi çekim tarzını oturtmayı kastediyorum.Hızlı kurgular,uzun planlar,renk oynamaları,efektler vs...Kimisi özgünlüğünü senaryoları ile kimisi yönetmenliği ile gösterebilmeli.Farklı olmak yani.Hani Yeşilçam'ın dönem dönem filmleri aynıdır.Hepsi kopya gibi.Ben de demek istiyorum ki,tekrar temeli atılan Türk sinemasında böyle hatalara düşülmesin.Güzel bir iş yapılıp tutulduğu zaman da herkes onun peşinden gitmesin.İlla büyük bütçe de gerekmez.Robert Rodriguez 7000$ la El Mariachi'yi çekti.Kaç yıl geçti hala Dvd si satılıyor.Bu da bağımsız sinema mesela(gerçi daha sonra büyük bütçeli işlere kaydı ama o ayrı konu).Peter Jackson, B-Movie çekerken bir anda Yüzüklerin efendisine yönetmen oldu.Biliyorum örneklerim hep popüler sinemayla ilgili oldu ama en çok bunlar göz önünde olduğu için.Diyorum ki bu ülkede sanat filmi çeken sadece NBC ya da Zeki Demirkubuz ile olmaz bu işler.Sanat filmi de yapılmalı,gişe filmi de.Bizde gişe filmi yapan var ama sanat filmi yapan yok.Aramızdan çıkar inşallah.

Özgünlük yani...

Tamam anladım şimdi :).

Dediğin olay sektörleşme olmadan biraz zor olur. İnsanlar gişe getirecek filmlere bile para yatırmaktan çekiniyor, getirmeyeceklere nasıl yatırsınlar? Cesur yapımcılar lazım, onun için de sektör lazım ki herşey ucuza mal edilebilinsin. Biraz daha zaman lazım. Yavaş yavaş olacaktır.

İnşallah...