http://uckral.blogspot.com/ " onclick="window.open(this.href);return false; Bu benim resmi sayfam.Sayfadaki tüm projeler noter tasdiklidir.Bu yazmış olduğumda kitabımın ilk sayfası ve efsanesi.Diğer projelerimi görmek isteyen ve tanımak isteyen arkadaşlar [email protected] adresim faceten yazıp ekleyebilirler.Kitabım bir seneye kadar yayına girecek.İyi ve kötü yorumları alayım.
Efsane
Zamanın dört büyük imparatorluğu olan Zitan ,Cyrax, Self ve Temur imparatorlukları barış içinde yaşamaktaydı. Bu dört imparatorluk birbirleriyle yıllarca savaşmış yenişememiş birbirleriyle barış yapmak zorunda kalmıştı. Barış ortamı yıllarca sürmüş ve zamanla Self imparatoru Chamak'ın kahini olan Shaoun, kral'ın aklına girip onu kötülüğe sevketmesiyle barış ortamı bozulmuştu.
Bu dört büyük imparatorluğu kendine özgü savaş teknikleriyle nam salmıştı. Cyraxler altın sarısı renginde güçlü zırhları ve çocuk yaşta alınan ünlü askeri eğitimiyle, Temurlar ünlü fillerini savaşlarda ustaca kullanmasıyla, Zitanlarsa savaşlarda kolayca ilerliyebilen yüksek kuleleri ve onun üzerinden atlayıp sahte kanatlarıyla uçan insanlarıyla tanınırdı. Selflerse dağlarda yaşamaları sebebiyle vahşi doğaları gereği iki metreye varan boyları ile düşmanlarına korku salıyordu. Zamanın Self imparatoru Chamak kahininde aklına girmesiyle bu üç kraldan habersiz eskilerin kahinler kulesi şimdilerin Zios kulesinde bir katliama girişti. Yaşam kristalinin peşinde olan Self kralı Chamak, kahinlerkulesindeki tüm kahinlerin lanetleneceğini söylemesine rağmen tüm kahinleri katlederek kristali çalar. Self imparatoru Chamak kahininde yardımyla kristali kendisine bir büyüyle bağlamayı başarır. Chamak kristalide kendisine bağladıktan sonra, kendisine artık yeni bir ırk yaratabilecektir.
Self kralı kristalin gücüyle kötülüğün emrine girer ve kendisini bir tanrıyla eşdeğer görmeye başlar. Self imparatoru Chamak bu yolda ilk başta kendi ordusunu dönüştürerek kötülüğün emrine verir. Self ordusu krsitalin gücüyle birer vampire dönüşmüş ve artık canlıların kanıyla beslenen bir ordu olmuştur. Bu üç imparatorluk; bu acımasız orduya karşı başarılı olamayacaklarını bildikleri için, insanlardan ve ejderhalardan yardım ister. İnsanlar ve ejderhalar yardım etmeyi ilk başta kabul etmezler. Ama yardım etmezlerse dünyanın sonunun geleceğini düşünerek, yardım etmeyi kabul ederler. Savaş şimdilerin yasak ormanı denilen yerde m.ö 3220 yılında dağlarda tüm ırklar, tek bir ırka karşı savaşa girişti. Bu üç imparatorluk büyük bir yenilgiye uğramaktayken, insanların ünlü kralı Çağatay Han'ın ordusu ile ejderhalar imdatlarına yetişti. Çağatay Han'ın ordusuysa kurda dönüşmesiyle ünlüydü, onların ve ejderhaların yardımıyla, savaş tüm ırkların galibiyetine doğru döner. Selflerse büyük bir yenilgiye uğramaya başlar. Chamak ordusunun yenilmeye başladığını görünce, ortaya çıkmaya karar verir. Chamak ortaya çıkana kadar, galibiyet alan tüm ırklar, Chamak'ın ortaya çıkmasıyla ne yapacaklarını şaşırır. Chamak boynundaki kristalin gücüyle, ejderhaları kendi tarafına, savaşan ordularıda birer vampire dönüştürüyordu. Bütün ırklar yenilgiye uğramaya başlamış, ne olduğunu anlayamadan savaş bir anda yön değiştirp, kendi aleyhlerine dönmüştü. Chamak, Çağatay Han'ın ordusunu kristalin gücüyle birçoğunu vampir- kurt adam melezine dönüştürür. Çağatay Han adamlarının bu halini görünce, kayaların üstünden tırmanarak, dağın girişinde bulunan, Self imparatoru Chamak'ın üstüne saldırır. Bir müddet boğuşmadan sonra Çağatay Han, Chamak'ın boynundaki kristalden kolyeyi çıkartmayı başarır. Chamak ve bütün ordusu gücünü kristalden aldığı için; krsitalin çıkartılmasıyla beraber, hepsi yerinden kıpırdayamaz halde kalmış, adeta taş kesilmiştir. Çağatay Han kristalin yok edilmesi için kalan son iki ejderhaya götürür, ama ejderhalar bunu kabul etmezler. Ejderhalar kristali yok ederlerse, kendi soyununda yok olacağını söyleyerek, krsitali korumaya yemin ederler.
Çağatay Han bütün krallarla anlaşarak, büyük bir piramit inşa ettirir ve donup taş kesilen askerleri de içine koyarlar. Kahinlere kristali teslim eden Çağatay Han, kahinlere dağların üstüne geçilmez bir orman yaratmasını ve buraya kimsenin geçişine izin vermeyecek, şekilde yapmalarını ister. Çağatay Han daha sonra; bu üç büyük imparatorluğunda etrafına büyük duvarlar inşa ettirir ve bu üç imparatorluktan hiç kimsenin dışarı çıkışına izin vermez. Tarih 2000 yıl boyunca korunur ve zamanla tarih efsaneye, efsanede masala dönüşür. Efsane en sonunda halk içinde de, değişmeye yüz tutar ve yaşam kristalini ele geçiren kralın, dünyanın en güçlü ordusuna sahip olacağı, artık halk içinde bile kulaktan kulağa yayılır. Bu yeni savaşların başlangıcı olacaktır.
Yazan:Tuncay AKGÖl
İyimiş bu, hayırlısı.
After Effects Blog | http://www.sinankaracam.com
http://videohive.net/user/dijihane/portfolio?ref=dijihane
Yorumun için çok teşekkürler beğenmene sevindim.
Özellikle forumda, bilgisayardan okurken. Kör olma olasılıgı çook yüksekken. Bu filmle oscar garanti desen okumam bu haliyle. OKUYAMAM!
Paragraf başları ve bazı satırlarda yapılan belli satır atlatma, göz dinlendirir. Okuyucu çeker, ürkütmez.
Okuma arkadaşım zorlamı okutuyoruz.
Okuma arkadaşım zorlamı okutuyoruz.
Bu nasıl bir tavır, nasıl bir yaklaşım anlamak olanaksız...
Hem insanlara "bakın ben iyi birşey yazdım, okuyun" diyorsun, bir arkadaş zahmet edip, lütuf gösterip okumaya çalışıyor, sonra da azar işitiyor.
İnsanlar senin metnini daha kolay okumaya çalışıyor ve yazının şu hali "kolayca ve rahatça okunması" için uygun değil gerçekten. Senin tavrına bak... Nedir bu ego, nedir bu fevrilik? Ne gereği var? Kim ne kazandı şimdi sen böyle diyince? O senin metnini okuyamadı, sen kapağı oraya bıraktım sanıyorsun, kendini iyi hissediyorsun, eee? Sonuç? Metnini okumak isteyenlere bir parça yardımcı olup paragraflara ayırsan ne olur?
Bu haliyle ben de okuyamıyorum metnini. Okuyabilseydim uzun uzun inceleyecek fikirlerimi söyleyecektim. Belki dediğin gibi ekleşecektik, birsürü projem var benim de, birlikte çalışacaktık, yardımlaşacaktık, ben de bir yazarım. Ama senin umrunda değil bu galiba. Hadi bir kapak da bana bırak, koy lafı, "umrumda diil okuman, defol git!" de. Hepimiz rahatlayalım...
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Görkem kardeşim saol öncelikle yorumun için çok teşekkür ederim.Dün biriyle tartıştım ondan sonra yazdım yorumu.İnsanın zamanı hiç tutmaz sende bilirsin ters bir zamanıma gelmiş.Benim kızdığım oscarlık desen okumam demesiydi.Kardeşim bu haliyle zor okunuyor,düzeltirsen sevinirim demek var.Birde oscarlık desen okumam var.Niyet farkı bir iyi bir yaklaşımla kardeşim şu söyle olsun daha iyi olur.Yani iyi niyetle yaklaşmak,tavır meselesi anlıyormusun.Sende birisi sana sokakta adres sorarken,hop kardeşim şu adresi biliyormusun der.Birde pardon birşey soracaktım demek var.Arasındakileri iyi ölçmek lazım.Bana iyi niyetle senin gibi yazsa bende ona göre yaklaşırdım.Anlıyormusun yinede özür dilerim arkadaştan.Benide uyardığın için teşekkürler tekrardan.
Görkem düzelttim attım.İsterseniz okuyabilirsiniz.Ayrıca magepıctures arkaştanda özür dilerim tekrardan bahsedeyim.Okumak isteyenler düzgün halini okuyabilir şimdi.
Haklısın kardeş, ama çok oluyor böyle bizde kızıyoruz işte. sende kusura bakma yapıcı olabilirdim. okumam, okuyamam! demiştim. sen biraz daha satır atlat dahada iyi olur.
İnsanın saati saatine uymuyor.Sen kusurumuza bakma düzeltip attım zaten.Okumak isteyenler girebilir.
Dostum yazın güzel lakin gerçekten göz yoruyor.
Bunu bir biçimde düzenlemelisin.
Önerim şu şekilde düzenlemen...
"Zamanın dört büyük imparatorluğu olan Zitan, Cyrax, Self ve Temur imparatorlukları barış içinde yaşamaktaydı.
Bu dört imparatorluk birbirleriyle yıllarca savaşmış yenişememiş birbirleriyle barış yapmak zorunda kalmıştı. Barış ortamı yıllarca sürmüş ve zamanla Self imparatoru Chamak'ın kahini olan Shaoun, Kral'ın aklına girip onu kötülüğe sevketmesiyle barış ortamı bozulmuştu.
Zamanın bu dört büyük imparatorluğu kendine özgü savaş teknikleriyle nam salmıştı.
Cyraxler; altın sarısı renginde güçlü zırhları ve çocuk yaşta alınan ünlü askeri eğitimiyle,
Temurlar; ünlü fillerini savaşlarda ustaca kullanmasıyla,
Zitanlar; savaşlarda kolayca ilerliyebilen yüksek kuleleri ve onun üzerinden atlayıp sahte kanatlarıyla uçan insanlarıyla,
Selfler; dağlarda yaşamaları sebebiyle vahşi doğaları gereği iki metreye varan boyları ile düşmanlarına korku salıyordu.
Zamanın Self imparatoru Chamak kahinin de aklına girmesiyle bu üç kraldan habersiz eskilerin Kahinler Kulesi şimdilerin Zios Kulesi'nde bir katliama girişti. Yaşam kristalinin peşinde olan Self kralı Chamak, Kahinler Kulesi'ndeki tüm kahinlerin lanetleneceğini söylemesine rağmen tüm kahinleri katlederek kristalı çalar. İmparator Chamak kahinin yardımyla kristali kendisine bir büyüyle bağlamayı başarır. Chamak kristali de kendisine bağladıktan sonra, kendisine artık yeni bir ırk yaratabilecektir. Kristalin gücüyle kötülüğün emrine girer ve kendisini artık bir tanrıyla eşdeğer görmeye başlar. Bu yolda önce kendi ordusunu dönüştürerek kötülüğün emrine verir. Self ordusu krsitalin gücüyle birer vampire dönüşmüş ve artık canlıların kanıyla beslenen bir ordu olmuştur.
Üç imparatorluk; bu yeni acımasız orduya karşı başarılı olamayacaklarını bildikleri için, insanlardan ve ejderhalardan yardım ister. İnsanlar ve ejderhalar yardım etmeyi ilk başta kabul etmezler. Ama yardım etmezlerse dünyanın sonunun geleceğini düşünerek, yardım etmeyi kabul ederler.
Savaş şimdilerin Yasak Ormanı denilen yerde M.Ö 3220 yılında gerçekleşti. Dağlarda tüm ırklar, tek bir ırka karşı savaşa girişti. Bu üç imparatorluk büyük bir yenilgiye uğramaktayken, insanların ünlü kralı Çağatay Han'ın ordusu ile ejderhalar imdatlarına yetişti. Çağatay Han'ın ordusuysa kurda dönüşmesiyle ünlüydü, onların ve ejderhaların yardımıyla, savaş tüm ırkların galibiyetine doğru döner. Selflerse büyük bir yenilgiye uğramaya başlar. Chamak ordusunun yenilmeye başladığını görünce, ortaya çıkmaya karar verir. Chamak ortaya çıkana kadar, galibiyet alan tüm ırklar, Chamak'ın ortaya çıkmasıyla ne yapacaklarını şaşırır. Chamak boynundaki kristalin gücüyle, ejderhaları kendi tarafına, savaşan orduları da birer vampire dönüştürür. Bütün ırklar yenilgiye uğramaya başlamış, ne olduğunu anlayamadan savaş bir anda yön değiştirip, kendi aleyhlerine dönmüştü. Chamak, Çağatay Han'ın ordusunu kristalin gücüyle bir çoğunu vampir - kurt adam melezine dönüştürür. Çağatay Han adamlarının bu halini görünce, kayaların üstünden tırmanarak, dağın girişinde bulunan, Self imparatoru Chamak'ın üstüne saldırır. Bir müddet boğuşmadan sonra Çağatay Han, Chamak'ın boynundaki kristalden kolyeyi çıkartmayı başarır. Chamak ve bütün ordusu gücünü kristalden aldığı için; krsitalin çıkartılmasıyla beraber, hepsi yerinden kıpırdayamaz halde kalmış, adeta taş kesilmiştir.
Çağatay Han kristalin yok edilmesi için kalan son iki ejderhaya götürür, ama ejderhalar bunu kabul etmezler. Ejderhalar kristali yok ederlerse, kendi soyununda yok olacağını söyleyerek, krsitali korumaya yemin ederler. Çağatay Han bütün krallarla anlaşarak, büyük bir piramit inşa ettirir ve donup taş kesilen askerleri de içine koyarlar. Kahinlere kristali teslim eden Çağatay Han, kahinlere dağların üstüne geçilmez bir orman yaratmasını ve buraya kimsenin geçişine izin vermeyecek, şekilde yapmalarını ister. Çağatay Han daha sonra; bu üç büyük imparatorluğun da etrafına büyük duvarlar inşa ettirir ve bu üç imparatorluktan hiç kimsenin dışarı çıkışına izin vermez.
Tarih 2000 yıl boyunca korunur ve zamanla tarih efsaneye, efsanede masala dönüşür. Efsane en sonunda halk içinde de, değişmeye yüz tutar ve yaşam kristalini ele geçiren kralın, dünyanın en güçlü ordusuna sahip olacağı, artık halk içinde bile kulaktan kulağa yayılır.
Bu yeni savaşların başlangıcı olacaktır.
Tuncay Akgöl"
Naçizane
Bende bunu diyordum. Aga eline saglık.
Emeğin için teşekkürler.Ama ben düzeltilmiş halini koymuştum,ama yinede saol.
sen koydum dediğinde bize hala eskisi gibi görünüyordu dostum. biliyorum çok gereksiz uzadı bu konu. silinebilir bu konuşmalar.
Başka açtım dostum.Görmemişsindir.Bunu düzeltmedim.Duyuruarda.