Manifesto lezzetli. Ben de çok yakınırım bu gösterime giren filmlerin medyada dengesizce yer almasını. Alternatif ve kaliteli bir atmosfer oluşturacakmış izlenimi bıraktı bende, inşallah devamı gelir.

Fikir güzel ama bazı ilginç yerleri de var tabii. Yine de hoş bir oluşum.

Sizce başvursam mı arkadaşlar?

Manifestoyla derdin yoksa başvur. Adı bende tam oturmadı bir türlü. Sponsorluk olayı mı var ortada yoksa frigo Türkiye'de sinema ile ödeşleşti diye mi kullanılıyor, yoksa benim bilmediğim bir anlamı mı var çözemedim. Ne olursa olsun sitenin adı çok fena..

Ya Alien olmuşsun Görkem sen. Senden iyisini mi bulacaklar? 🙂

Sizce başvursam mı arkadaşlar?
Başvur Görkem, çok sevinirim. Harun'u tanırım, günde 24 saat sinema düşünür. Yazdıkları da gerçek düşünceleridir. Ben de yazacağım zaman bulduğumda.

Ya Alien olmuşsun Görkem sen. Senden iyisini mi bulacaklar? 🙂

Eyvallah kanka.... 🙂 Bu arada, dört noktalarımı siliyorsun hep, çok fena bozuluyorum ama neyse. Bi ekol yaratmaya çalışıyoruz burda, sabote ettin bizi, alacağın olsun! "Yılın en balon ekolünü yaratan herifi!" ödülüne koşuyordum, kariyerimle oynadın! 😀

Bir mail yollayayım bakalım ali.ünal, belki keyifli olur. Tavsiyen için sağolasın.

Bence Harun Özakıncı'yı iyi araştır.

3. ve 4. maddenin kıstası nedir? Havada laflar hepsi bana göre.

3. ve 4. maddenin kıstası nedir? Havada laflar hepsi bana göre.

Ben özelden mektuplaştım KEzzAP. Belirli bir misyon, amaç var gibi görünüyor. Ama söz geçicidir, bilirsin. Bakalım, projeyi hayata geçirsinler, eğer az çok güçlü bir oluşum gözlemlenirse katkı yapabiliriz. Aslında senin sinema sektörüne bakışınla uyuşan fikirleri var bu arkadaşların. İlgini çekebilir, özelden bir ara konuşalım bu konuyu.

3. ve 4. maddenin kıstası nedir? Havada laflar hepsi bana göre.

Ben özelden mektuplaştım KEzzAP. Belirli bir misyon, amaç var gibi görünüyor. Ama söz geçicidir, bilirsin. Bakalım, projeyi hayata geçirsinler, eğer az çok güçlü bir oluşum gözlemlenirse katkı yapabiliriz. Aslında senin sinema sektörüne bakışınla uyuşan fikirleri var bu arkadaşların. İlgini çekebilir, özelden bir ara konuşalım bu konuyu.

Benim fikrimle "doğrudan" uyuşabilmeleri için neticesinde sektörün ortadan kaldırılmasını amaçlamalılar. 🙂
Bu amaçla yola çıkmak zorunda değiller ama, sektörü sarsacak her hamleye katkıda bulunmak isterim.
Düşük bütçe film yapımının bu yönünü savunuyorum örneğin.
(Bunun da her ne kadar sektörel bir tarafı da olsa, hayatın her alanında nihai amaçlar için savaşmak gerekir diye düşünüyorum.)

Uzun konular bunlar, ama bakalım dediğin gibi bir şeyse ben katkıda bulunmak isterim.

Sektörsüz hiçbir şey yapılamayacağı gerçeceğini bir anlığına unutsak bile ortada bir sektörün zaten olmaması gibi bir sorun da var kezzo. Bunu ne yapalım? 🙂

Sektörsüz hiçbir şey yapılamayacağı gerçeceğini bir anlığına unutsak bile ortada bir sektörün zaten olmaması gibi bir sorun da var kezzo. Bunu ne yapalım? 🙂

Sadece sinemayla sınırlı kalmayan çok daha geniş kapsamlı dönüşümlerden bahsettiğimi biliyorsundur Eylem.
Dolayısıyla sektörsüz bir şey yapılabileceğini düşünüyorum.
Ama tabi bunlar şu an için bir anlamda farazi konuşmalar. Bir gelecek tahayyülü sadece. Ya da geleceğe dair umutlarım diyebilirim.

Sektör olmadığı doğru. Türkiye gibi kapitalizmi bütünlüklü bir biçimde deneyimleyemeyen bir ülke için, belli alanlarda sektörleşmeye dair sorunlar yaşandığı doğrudur. Bu anlamda da mücadeleyi olabildiğince sektörleşmeye alternatif üretim biçimleri kurgulayarak yapmak gerekir diye düşünüyorum eğer anti-kapitalist bir söyleme sahipsek.

Sektörleşmenin kendisinin benim gelecek için kurguladığım dünyaya katkıları olmaz mı?
Tabi olur. Ama meseleyi tüm girdileriyle çıktıklarıyla düşünmek lazım.