Nisan sonuna kadar pek bir şey beklemeyin derim 🙂 sonrasına da bakacağız artık.

Blog için Facebook grubu açtım, oradan da takip edebilir artık dileyenler.

http://www.facebook.com/group.php?gid=142476599103957&ref=mf " onclick="window.open(this.href);return false;

Bu başlığı ne güzel canlı tutmuşum ya zamanında, fena nostalji yaşadım. Güncelleyelim.

Az önce uzun bir aradan sonra yeni bir yazı ekledim. Ekip olmak nedir ve filmler nasıl ekipler için hazırlanmalıdır ondan bahsettim.

Sinema, pek çok sanat dalının aksine bireysel bir sanat dalı değildir. Günümüz yönetmen sinemasında ana sanatçı tek bir kişi kabul edilse de bu sanatçının üretim yapabilmesi için pek çok başka sanatçı, zanaatkar, mühendis, teknisyen ve çalışanın emeğine ve katkısına ihtiyacı vardır (başka sanatlarda da bu böyle olabiliyor gerçi). [...] Sinemada ekip ihtiyacı burada devreye girer. Bugün, sadece bu işe yeni başlayan arkadaşların değil, tecrübe sahip pek çok arkadaşın da tam olarak kavrayamadığı bu ekip olma işine elimden geldiğince değineceğim. Hadi bakalım, kolay gele.

Devamını okumak için tıklayınız efenim..>>

Bir süre önce ikinci derlemeyi de yapmıştım, onu buradan duyurmamışım. Kitapçık artık neredeyse 70 sayfa ve film çekmeye yeni başlayan, ya da bir süredir ilgilenip de teorik bilgisi zayıf olan arkadaşlara bayağı yardımcı olacaktır.

Temel Film Yapım Bilgileri, Teknikleri ve Kurgu Kitapçığı'na erişmek için tıklayınız düdler.

Ayrıca Facebook grubumuz da sitenin kendisi kadar aktiftir, oradan da takip edebilirsiniz, sanırım bu bağlantıdan erişebilirsiniz, olmadı siteden de bağlantı var http://www.facebook.com/pages/Eylem-Plan " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;ı/314731048573232?ref=hl

güzel olmuş
daha önce yayınladığınız pdf i indirmiştim.
çok beğendim
geçenlerde ise kurgu temelleri üzerine kaynak ararken google dan tekrar size yönlendirildim.
sayenizde Sergei Eisenstein i biraz daha anladım

Sağolasın indie, elimizden geldiğince yapıyoruz bir şeyler işte, birilerinin yararlanıyor olması güzel.

içindeki bilgiler kadar, akıcı, samimi anlatımı da beğeniyorum ben :))

Gerçeğini görsen koşarak kaçarsın hehe 🙂

umarım görürüz bir gün 😀
koşarak kaçanın kim olacağını da görürüz o gün :DDD

Türkiye'de Crowdfunding ne kadar başarılı olabilir?

Aramızdan insanların da deneyimlediği bu kaynak yaratma yöntemini ufaktan ele aldım, bakalım sizler ne düşüneceksiniz.

Yazıyı okumak için buraya tıklamanız yeterli.

O değil de bu mesaj yaz panelinde benim blogdaki yazı yazı panelimden daha fazla seçenek var, bu nasıl iş birader..

yazını okudum negzel bi yazı olmuş yine :D,
bizdeki bağışlar Cuma namazı çıkışları Camiye toplanan paralarla, Kurban sonrası toplanan deriler arasında gidip geliyor 🙂
bağışların kurumlara değil de kişilere yapılabilmesi için de o kişinin ya çok hasta olması ya da evinden atılmış olması gerek...

Temel kültürel ve ahlaki değerleri "sevap" anlamındaki iyilikler üzerine kurulu olan bir toplumsal yapı, esası dünyevi olan bu türden çabalara pek destek vermez. Verenler daha bağımsız ve seküler (bu sözcüğü hiç sevmiyorum ya neyse) bir kesim olarak kalır. Bizde "iyilik" tanımı farklı olduğu için olacağı budur. Olmaz demiyorum, sınırlı olacaktır.

fulgura, güzel tespit.
iyilik olgusu sevap kavramına endeksli insanımıza ülkenin sanatsal alanda gelişmesine katkıda bulunmanın da sevap olabileceğini anlatmak sanırım deveye hendek atlatmakla eş anlamlıdır.
en mantıklısı sponsor aranması. bağış vs hikaye. ayrıca, "ben çekemedim o da çekemesin" tribi genelde dna'larımızda var, doğrudur.